Yermük Muharebesinin kaçýncý günüdür bilmiyoruz, güneþ tam tepeye gelince çarpýþmanýn hýzý azalýr, iki taraf da toparlanma ihtiyacý duyar. Hazret-i Huzeyfe çok yorgundur ama ufak tefek yaralarýný umursamaz, arkadaþlarýnýn yardýmýna koþar. Bir o yana bir bu yana seyirtir, ter topuðundan akar. Güneþ adeta yere inmiþ, kumlar yakýcý olmaya baþlamýþtýr. Nefesi daralýr, dili dönmez olur, sanki önü sýra sarý sarý lekeler uçuþurlar. Hele siz kan kaybeden birini düþünün, bu sýcakta deðil aðzýnýn içi, gözünün aký kurur. Hazret-i Huzeyfe bir ara amcasýnýn oðlunu görür gibi olur. Evet evet, yüzü gözü kan içinde kalan mücahid Harisin ta kendisidir ve son anlarýný yaþamaktadýr. Derhal kýrbasýný çýkarýp sorar: “Su ister misin?”
Suyu kim istemez? Haris kavrulan dudaklarýyla zoraki güler, “hâlimi görüyorsun” gibilerinden bakar. Huzeyfe tam suyu aðzýna akýtacakken, biraz öteden bir ses duyulur.
- Su! Suu! N’olur, bir damla suu!
Kardeþime götür!
Bu, Ýkrime’dir, yetmiþin üzerinde darbe almýþ, rengi solmuþ, dermaný kalmamýþtýr. Hâris, aðzýný kapar, göz iþaretiyle suyun Ýkrime’ye götürülmesini arzular. Huzeyfe, Ýkrime’ye yetiþir, tam kýrbayý uzatmýþtýr ki Iyas’ýn iniltisini duyarlar.
- Allah rýzâsý için bir damla su!
Ýkrime, çok ihtiyacý olmasýna raðmen baþýný çevirir, suyu Iyas’a yollar.
Hazret-i Huzeyfe bu kez Iyas’a yetiþir, ancak kýrbayý uzatamadan büyük sahabe Kelime-i þehâdet getirir ve son nefesini verir. Hýzla geri döner, heyhaaat Ýkrime’nin de dudaklarýna tatlý bir tebessüm, gözlerine dolu dolu huzur oturmuþtur. Artýk onun kýrbalardaki suya ihtiyacý yoktur. Bâri amcamýn oðluna yetiþeyim deyip fýrlar. Koþa koþa baþýna gelir, ne çâre ki, o mübarek de yanaðýný kýzgýn kumlara vermiþ, gözlerini vecd ile yummuþtur. Hayret! Yaralýyken periþan halde görülen kutlu sahabe ölünce gençleþmiþ, güzelleþmiþ, nurlanmýþtýr. Sanki kevser havuzunda yýkanmýþ, cennet ýrmaklarýndan serin sular yudumlamýþtýr. (Radýyallahü anhüm ecmain)
Hazret-i Huzeyfe bir kýrbadaki suya, bir þanslý þehidlere bakar. Oracýða çöker, içli içli aðlar.