Abdullah ibni mübarek anlatýyor;
‘’Bir gün hacca gidiyordum,Irak;Suriye topraklarýndan geçerken yalnýz bir kadýna rastladým.Selam verdim;
Selamýmý "Söz olarak Rahim bir Rab’den selam sözüdür onlarýn duyacaðý’’(Ya-sin:5 ayetiyle aldý.
’’Buralarda ne yapýyorsun?’ diye sordum.
"ALLAH (c.c.) kimi yoldan çýkarmýþsa,ona yol bulduracak yoktur”(A’raf :186) ayetini okudu...
Anladým ki ,yolunu kaybetmiþ.Nereye gittiði soruma ;
“Bir gece kulunu Mescid-i Haram’dan alýp Mesci-i Aksaya götüren Allah’ý tesbih ederim”(Ýsra:1) ayetiyle karþýlýk verdi.
Anladým ki,geçtiðimiz hac mevsiminde haccýný tamamlamýþ,kudüs’e gidiyor.
“Ne zamandan beri böyle yolunu kaybettin?” dedim.
”Tam üç gece (yani üç gündür)”(Meryem:10&rdquodedi.
Yiyecek verme teklifinde bulundum.
"Sonra orucunuzu gün batýncaya kadar tamamlayýn”( Bakara:187) ayetini okudu.
”iyide Ramazan da deðiliz” dedim.
"Kim ALLAH (c.c.) için nafile bir hayýr yaparsa,ALLAH (c.c.) her hayrýn karþýlýðýný verendir ,her þeyi hakkýyla bilendir”(Bakara:158) ayetiyle cevap verdi.
”Yolculukta oruç açýlabilir”dedim.
"Ama orucu tutarsanýz,bu hakkýnýzda daha hayýrlýdýr”(Bakara :184) ayetini okudu.
Niye benim gibi konuþmadýðýný sordum.
"Aðzýndan tek bir söz bile çýkmasýn ki,yanýnda onu gözleyen ve o sözükaydetmeye hazýr bir gözcü bulunmamýþ olsun”(Kaf:18)dedi.
”kimlerdensin?”diye sordum
.”Bu konuda kesin bilgin yok(ailemi söylesem de tanýmazsýn).Sonra göz de kalp de(görmeden,kesin bilgiye dayalý olmadan verdiðin her hükümden) sorumludur.”(Ýsra:36)ayetiyle cevap verdi.
"Hata ettim,hakkýný helal et” dedim
.”Bugün size kýnama yok.ALLAH (c.c.) sizi baðýþlasýn”(Yusuf :92) dedi.
Deveme bindirip kafilesine ulaþtýrma teklifinde bulundum.
”Hayýr adýna ne iþlerseniz ALLAH (c.c.) onu bilir”(Bakara:215) ayetiyle mukabele etti.
Devemi yanýna getirdim,binecekken.
”Mü’min erkeklere söyle ,bakýþlarýný sakýnsýnlar”(Nur:30)ayetini okudu.
Gözlerimi çevirdim;binecekken deve ürküp kaçtý,bu arada elbisesi az yýrtýldý.
"Baþýnýza musibet olarak ne gelirse,bu bizzat iþleyip,onu hak etmeniz sebebiyledir”(Þura:30)ayetini mýrýldandý.
"Sabret,deveyi baðlayayým!”dedim.
.”Bu hususta Süleyman’ý anlayýþlý ve daha isabetli davranýr kýldýk”(Enbiya :79)ayetini okuyarak,devemi yönlendirme konusunda benim daha baþarýlý olduðumu kasdetti.
Deveye bindi ve “Bunu bize baþ eðdiren Allah’ý tesbih ederim;yoksa bunu biz baþaramazdýk.Ve sonunda þüphesiz Rabbimize döneceðiz!”(Zuhruf:13-14)ayetlerini okudu.
”Haydi!” diye deveyi hýzlandýrdým.
"Yürüyüþünde (ve davranýþlarýnda)vakur ol ve sesini yükseltme.seslerin en çirkini eþeðin sesidir!”(Lokman :19) mukabelesinde bulundu.
Yürürken þiir okumaya baþladým.”Kur’an’dan kolayýnýza geleni okuyun!”(Müzzemmil:20) dedi.
"Þiir okumak haram deðil ki !”dedim.
"Bu hususu ancak idrak ve basiret sahipleri düþünür anlar!” (Bakara :269) cevabýný verdi.
Bir süre gittik;sonra evli olup olmadýðýný sordum.
"Ey iman edenler!Cevabý verildiðinde sizi üzecek meselelerden sormayýn!”(Maide :101)ayetini okudu.
Derken kafilesine ulaþtýk ve “kafile içerisinde kimsen var mý?” dedim
“Mal ve evlat dünya hayatýnýn süsüdür!”(Kehf:46) dedi.
Anladým ki ,evladý var.Ýsimlerini sordum.
.”ALLAH (c.c.) Ýbrahim’i dost edindi;ALLAH (c.c.) Musa ile konuþtu;Ey Yahya ,Kitab’a kuvvetle tutun!”(Nisa :125,164;Meryem:12) Ayetlerini okudu.
.”Ey Ýbrahim,ey Musa ,ey Ýsa! “diye kafileye seslendim.Nur yüzlü üç genç”Buyur!” diye çýkageldi.
Onlara para verip,”Bununla içinizden birini þehre yollayýn!Yemeklerin helal ve temiz olanýna baksýn ve size bir yiyecek getirsin.Dikkatli davransýn!”(Kehf:19) dedi.
Yiyecek gelince bana “Geçmiþ günlerinizde yaptýklarýnýzýn karþýlýðýnda þimdi afiyetle yiyip için!”(Hakka:24)dedi.
Çocuklara,”Annenizin bu durumunu bana söylemezseniz bu yemekten yemem!”dedim.”Annemiz”dediler."Aðzýndan Cenab-ý Allah’ýn gazabýný çekecek yanlýþ bir söz çýkar korkusuyla 40 yýldýr böyle sadece Kur’an’la konuþur. .
.
Ýbn Mübarek,bu hadiseyi Kur’an’da her þeyin bulunduðuna delil olarak anlatýrdý.
.