ya bende cok hayal kuruyorum bazen gözümün önünde kurdugum hayalleri canlandirmaya calisim simdi bende sizofrenmi oluyom
Kiz helin, sizofren degilsin sen. Herkes hayal kurar, bu dogal olarak normaldir. Bazilarimiz cok hayal kurariz, digerlerimiz az. Sizofren hastasi olanlar saniyolar ki, mesela yanlarinda arkadaslari var. Onlarla konusuyorlar, diger insanlara bu olmayan kisileri tanitmaya calisiyorlar. Bu olmayan insanlarda o sizofren hastasinin kendi icindeki kisiliklerdir(üsttede belirttigim gibi). Yani ciddi anlamda sizofren hastalari, olmayan, var olmayan insanlar kuruyorlar kendilerine. Bir sizofren hastasiylada zaman zaman konustugun , ve onun sizofren hastasi oldugunu biliyorsan eger, fark edeceksin ki, karsindaki kisi degisik kisiliklere sahip ve onun cogu zaman baska birisi oldugunu göreceksin.
(yalnisim varsa düzeltin beni)
Edited by - Zuhal on 17.01.2007 23:32:37
Mor dünya gökyüzünü kiskanirmi$casina vurur kendini buLutLarin bo$Luguna,-
<font size=\"3\" color=\"#8b0000\"><br> <div align=\"center\"><font face=\"Courier New\"><font color=\"#8b0000\"><img src=\"https://img489.imageshack.us/img489/527/yagmur4embr1.gif\" border=\"0\" width=\"546\" height=\"208\" id=\"ncode_imageresizer_container_10\" /></font></font></div></font>
http://www.beyazperde.com/images/haber/5182-rush-e.jpg[/IMG] http://www.beyazperde.com/images/film/1054-abeautifulmind.jpg[/IMG] .
.
Filmde çok özel ayrýntýlar vardý sanki herþey gerçek gibi görünüyor (burada izleyenler bir yerde þizofren yapýlýyordu sanýrsam) ama þizofren olduðunu öðrenince izleyenler þok oluyordu....
Gerçekten hikaye ve bu film çok güzel... .
þu an’a kadar hiç bir filmden bu kadar etkilenmedim.....
izlemenizi isiterim.
<table cellspacing="0" cellpadding="0" width="422" align="center" border="0" <tbody <tr bgcolor="#040848" <td height="68" <table cellspacing="0" cellpadding="0" width="422" border="0" <tbody <tr valign="middle" <td colspan="4" height="70" <div align="center" Akýl Oyunlarý
http://www.bigglook.com/biggcinema/images/shim[/IMG]
A Beautiful Mind </div </td </tr </tbody </table </td </tr <tr bgcolor="#040848" <td <table cellspacing="0" cellpadding="0" width="400" align="center" border="0" <tbody <tr <td colspan="3" height="10" <div target="_blank" align="center" <center "En Ýyi Film", "En Ýyi Yönetmen", "En Ýyi Yardýmcý Aktris" Oscar ödülü</center http://www.bigglook.com/biggcinema/images/shim[/IMG] </div </td </tr <tr <td valign="top" width="105" height="3" </td <td valign="top" width="190" height="80" rowspan="2" <table cellspacing="0" cellpadding="0" width="190" border="0" <tbody <tr <td height="15" Yönetmen : Ron Howard </td </tr <tr <td height="15" Senaryo : Sylvia Nasar, Akiva Goldsman </td </tr <tr <td height="15" Yapým : 2001, ABD </td </tr <tr <td height="15" Tür : Romantik/Dram </td </tr </tbody </table </td <td valign="top" width="105" height="3" </td </tr <tr <td valign="top" width="105" height="40" http://www.bigglook.com/biggcinema/images/abeautifulmind_film4.jpg[/IMG] </td <td valign="top" width="105" height="40" http://www.bigglook.com/biggcinema/images/abeautifulmind_film2.jpg[/IMG] </td </tr </tbody </table <table cellspacing="0" cellpadding="0" width="400" align="center" bgcolor="#040848" border="0" <tbody <tr bgcolor="#040848" <td align="center" colspan="3" height="30" <span title="Poster Ýçin Týklayýn" http://www.bigglook.com/biggcinema/images/afis_bar[/IMG] </td </tr </tbody </table <table cellspacing="0" cellpadding="0" width="400" align="center" bgcolor="#040848" border="0" <tbody <tr bgcolor="#040848" <td colspan="3" height="10" </td </tr <tr bgcolor="#040848" <td colspan="3" height="30" <div align="center" Oyuncular
Russell Crowe, Ed Harris, Jennifer Connelly, Christopher Plummer, Paul Bettany, Adam Goldberg, Josh Lucas, Vivien Cardone, Anthony Rapp</div </td </tr <tr bgcolor="#040848" <td colspan="3" height="7" </td </tr </tbody </table <table cellspacing="0" cellpadding="0" width="400" align="center" border="0" <tbody <tr align="center" bgcolor="#040848" <td valign="top" height="8" </td <td valign="top" height="8" </td <td valign="top" height="8" </td <td valign="top" height="8" </td </tr <tr align="center" bgcolor="#040848" </tr </tbody </table </td </tr <tr valign="top" bgcolor="#040848" <td height="185" <table cellspacing="0" cellpadding="0" width="380" align="center" border="0" <tbody <tr <td colspan="3" height="30" <div align="center" Konu</div </td </tr <tr <td colspan="3" height="23" Princeton Üniversitesi’nin mis kokulu çiçekler içindeki kampüsünde bir ilkbahar gününde, ekonomi alanýnda Nobel ödülü sahibi John Forbes Nash Jr. günlük iþlerine hazýrlanmaktadýr. Sabahý evinde yeni makalesi üzerinde çalýþarak geçirdikten sonra öðlen Yüksek Araþtýrmalar Enstitüsü’ne uðrayýp yemek yer ve birkaç meslektaþýyla matematik kürsüsünde sohbet eder. Akþam üzerine doðru da, bir gazeteciyle röportaj yapmak üzere " Fine Hall "daki kampüs ofisine gider.
Çýplak ayaklarý, köküne kadar çürümüþ diþleri, uzun ve kirli saçlarýyla " Fine Hall’un Hayaleti " olarak anýldýðý, öðrencilerle sýk sýk kavga ettiði ve ardýndan boþ sýnýflarýn kara tahtalarýna matematik formülleri karaladýðý günlerden bu yana çok yol katetmiþ, kariyerinde önemli bir yere yükselmiþtir...
Eski New York Times muhabiri Sylvia Nasar’ýn yazdýðý, Josh F. Nash’ýn yaþam öyküsünden esinlenen film, paranoid þizofreninin geliþim sürecini ve evrelerini göstererek, hastalýðýn görsel bir ifadesini sunmayý amaçlýyor... </td </tr </tbody </table </td </tr </tbody </table .
<table cellspacing="0" width="100%" border="0" <tbody <tr <td </td </tr <tr <td ARKADAÞ</td </tr <tr <td
.<blockquote
"FONT-SIZE: 16pt; " Bir kývýlcým düþer önce
Büyür yavaþ yavaþ
Bir bakarsýn volkan olmuþ yanmýþsýn arkadaþ
Dolduramaz boþluðunu ne ana ne kardaþ
Bu en güzel, bu en sýcak duygudur arkadaþ
Ortak olmak her sevince,
Her derde kedere
Ve yürümek ömür boyu
Beraberce elele,
Olmasýn hiç
O ta içten gülen gözlerde yaþ,
Yollarýmýz ayrýlsa bile,
Seninle ARKADAÞ! .
"FONT-SIZE: 16pt; " YILMAZGÜNEY .</blockquote </td </tr </tbody </table
<font size=\"3\" color=\"#8b0000\"><br> <div align=\"center\"><font face=\"Courier New\"><font color=\"#8b0000\"><img src=\"https://img489.imageshack.us/img489/527/yagmur4embr1.gif\" border=\"0\" width=\"546\" height=\"208\" id=\"ncode_imageresizer_container_10\" /></font></font></div></font>
<h4 class="TextColor1" id="subjcns!40F7A1C272C8F302!475" style="MARGIN-BOTTOM: 0px" Aðlamaktan Korkma Gözüm!</h4 <div id="msgcns!40F7A1C272C8F302!475"
Bir gözyaþý, gül mevsiminde güle karþý akarsa aþk olur adý; sevgiyi damýtýr en derin yerinden. Suçlardan sonra tenha gecelerde akarsa tevbedir tadý; gönülleri arýtýr en kara kirinden. Madem ki gözyaþý bir kutlu demdir, elbette bir erdemdir. .
Bir gözyaþý, bir cevherdir ateþten kaynayan ve alev gibi yanan. Özü sudur ama avuçta bir yalým, gönülde bir yangýn olur. Bir ateþ düþünün, dumaný âh ile çýkar da külleri göz yaþýna karýþýr ya…Hayat bir mum alegorisidir hani, mumun baþýndaki yanýþ gözde yaþ olur da gözyaþý alevle barýþýr ya…Alev can ipliðini yakýnca, acýdýr ki, bedenini eritir de mumun, su ile alev birbiriyle yarýþýr ya… Aþýka göre cennet olur cinnet ve kendi gözyaþýnda boðulur akýbet... .
Gözyaþýdýr ki yýkayarak yakar, yakarak yýkar. Arýtýr ve eritir; temizler ve gizler…Fazilettir, diyettir…Bu yüzden denilir ki gözyaþý yiðitler kârýdýr ve civanmertler vakarýdýr. .
Tohumu eken bilir, Göz yaþýn döken bilir, Gül kadrin diken deðil, Çileyi çeken bilir, Ve ey gözyaþým, .
Bulutuna sadýk yaðmurlar gibi gel, ve kadim bir dostu uðurlar gibi git… Bir atýmlýk mesafede yalnýzlýðýn kurþunlanan coþkusuyla gel, geleceði savaþa mecbur annelerin korkusuyla git…Geceyi içine döken tomurcuklarýn yeþiliyle gel; goncayý açýlsýn diye bekleyen bülbülün diliyle git…Bülbüller konan dallarda yaprak gibi gel, ve derinlerde bendini yýkan bir ýrmak gibi git. Yalýnkalem savaþlara meftun acýlarla gel, piþmanlýk dolu yüreklerden sancýlarla git….
Ve aðlamaktan korkma gözüm!...
http://spaces.msn.com/rte/emoticons/rose[/IMG] Ýskender Pala.</div
ewet hemde çok guzel býr flým
Aþký Ya Yaþarsýn Yada Yazarsýn...
Diyen Þair Sonra da
Ne Yaza Bildik... Ne de Yaþayabildik...
Demiþ...
SaRýma LaRciverRt Ol...
Zamansýz olmuþtu sana sevdalanýþým, sonradan öðrendim ki, sevdalar zaten zamansýz olurmuþ......
Aylardan hangisi olduðu mühim deðil ama mevsim sonbahardý, yapraklar yeni yeni düþmeye baþlamýþtý aðaç diplerine. gideceðim demiþtin bana, buralardan gideceðim..
ilkin yýldýrýmlar düþtü gözlerime, sonra yaðmurlar indi yanaklarýma.. susmalýydým sustum da zaten... sen gidiyordun, arkandan sana bakmaya korkan bir çift göz vardý, hafif elaya çalan bir çift göz... dur demek geldi içimden; dur gitme! ama söyleyemedim iþte. hiç kimseden aþk dilenmemiþtim ve dilenmeyecektim. sustum sadece ve susturdum kalbimi... .
þimdi iþte yine sonbahardayým, yapraklar gittiðin günkünden daha fazla dökülmüþ bu sonbaharda, yýldýzlar gittiðin günkünden daha sönük... kaçkere yelken açmak istedim aþk’a, kaç kere sevdalanmak istedim bilemezsin senden sonra.. ama insan bir kere sevdalanýrmýþ hayatýnda..
þimdi sadece sana yazýyorum ve sadece seni yazýyorum. okuyamasan da , hançerlediðin yüreðimi göremesende ben sadece sana yazýyorum. ola ki bir kuþ sesine karýþýr sesim, bir ceylanýn yaralý bakýþlarýna karýþ bakýþlarým ve sana ulaþýr diye....
1 yýl sonra , bir baþka sonbaharda yine sana yazacaðým... hoþçakal þiir gözlüm....
(yaklaþýk 2 aydýr girmiyordum bu bölüme, kalbimi acýtýr diye þiirler, uzak duruyordum ama olmadý.. ibrahim sadri gecen yýl Nizip’e geldiðinde þöyle demiþti bana: ’’þairler yazmazsa yaþayamaz’’).
Gönlünden kopan o sevgi sözcüklerini artýk merakla bekliyoruz þair kardeþ.
.
Þair Nasýl Olunur, Þiir Nasýl Yazýlýr? .
OÐUL:
Þiirin okulu var mý baba?
Varsa göndersene beni oraya…
BABA:
Yok oðul.
Ustaya gönderir gibi
koyamazsýn çocuðunu yanýna bir þairin.
Olsaydý paraya kýyar
inan gönderirdim okulsa okuluna,
ustaysa ustasýna seni çocuðum.
Okulu yok bunun
þiiri kendi kendine öðreneceksin
kendin olacaksýn okulun da, ustan da…
OÐUL:
Ustasýz zenaat öðrenilir mi baba?
BABA:
Öðrenilmez oðul...
O yüzden ustalar edineceksin kendine
Þair olmak istiyorsan eðer
arayýp bulacaksýn
onlarý birer birer…
OÐUL:
Nerede bulurum onlarý baba?
Kimdir onlar?
BABA:
Ömer Hayamdýr örneðin biri
Mevlana’dýr biri de…
OÐUL:
Kimmiþ Ömer Hayam baba?
Ne demiþ, yardýmcý ol biraz bana…
BABA:
“Mey kaseme el koydun, yerlere vurdun Tanrým
Beni zevkimden edip sanki ne buldun Tanrým!
Gül rengi þarabýmý, yerlere döktün tekmil
Yoksa sen de içmeden sarhoþ mu oldun Tanrým..
Ýþte bu Ömer Hayam.
OÐUL:
Ya Mevlana? ...
BABA:
“Ýster putperest, ister Mecusi ol
Kýrk bin kere tövbe etsen de açýktýr yol
Dergahýmýz umutsuzluk dergahý deðildir
Bizce günahkar da bir tövbekâr da bir…”
Ýþte bu da Mevlana.
OÐUL:
Ama bunlar þiir baba
BABA:
Zaten oðul þiir
Þairin kendisidir.
Örneðin ele alalým Shakespeare’i
“Prenslerin o mermer ve tunçtan heykelleri
Senin güçlü þiirin kadar kalýcý deðil
Anýtlar da yýkýlýr atiye kalmaz biri…
Sen ki her dizen ile kalacaksýn dipdiri”
OÐUL:
Kafam karýþtý iyice, anlayamadým
Þiir mi þair
Yoksa þair mi þiir? ..
BABA:
“Ay gelir ýþýr, hayalin iriþir
Güzelim Annabel Lee
Yýldýzlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Anebel Lee
Orada gecelerim, uzanýr beklerim
Sevgilim sevgilim, hayatlým, gelinim
O azgýn sahildeki
Yattýðýn yerde seni…”
Ýþte bu da
Edgar Allan Poe’nun portresi.
Görmek ister misin Lamartin’i de? ..
Gör öyleyse kulak vererek kendisini þiirinde.
“Ey göl hatýrýnda mý, bir gece en derin sessizlikte
….
Birden þu yeryüzünün bilmediði bir nefes
Büyülenmiþ sahilin yankýsýyla inledi
Sular kulak kesildi, hayran olduðum ses
Þu sözleri söyledi:
“Zaman dur artýk geçme
bahtiyar saatler siz
akmaz olunuz artýk! ..”
OÐUL:
Oyunu öðrendim baba
Ýzin ver Baudelaire diyeyim ben de
“Hatýralar annesi, sevgililer sutaný
Ey beni þadeden yar, ey tapýndýðým kadýn
Oçak baþýnda seviþtiðimiz o aný
O caným akþamlarý elbette hatýrlarsýn
Hatýralar annesi, sevgililer sultaný! ..”
BABA:
Çabuk kavradýn iþi. Þair olursun bu gidiþle
Ýyi çalýþýrsan dersine:
“Gördüm þimþekle çatlayýp yarýlan göklerini
Girdaplarý hortumu, benden sorun akþamý
Bir güvercin sürüsü gibi savrulan fecri
Ýnsaný giz olaný, gördüðüm anlar oldu.”
Söyle bakalým oðul, kimi anlatýr þu þiir?
OÐUL:
Rimbaud yu mu baba?
BABA:
Ýyi bildin oðul
“Kapýlar tutulmuþ neylersin
Neylersin içerde kalmýþýz
Yollar kesilmiþ,
þehir yenilmiþ neylersin
Açlýktýr baþlamýþ
Elde silah kalmamýþ neylersin
Neylersin karanlýk da bastýrmýþ
Seviþmezsin de neylersin…”
Sen yanýtlamadan ben söyleyeyim oðul
Bu da Eluard…
OÐUL:
Ne þairler gelip geçmiþ meðer bu ölümlü dünyadan
Þiir benimle baþlar
Benimle biter sanýrdým
Benim yazdýklarýmýn
en güzel olduðuna inanýrdým
Söylemeye utanýyorum þimdi baba
Meðer eline su dökülmez ustalar varmýþ yeryüzünde
Onlarý tanýmadan nasýl þiir yazardým?
BABA:
ABC’yi öðrenmeden anne yazabilir misin oðul?
Baba yazabilir mi kalemin
Nasýl yazamazsan bunlarý
Tanýmadan þiir de yazamazsýn Aragon’u:
“Öyle derin ki gözlerin içmeye eðildim de
Bütün güneþleri pýrýl pýrýl orada gördüm
Orada bütün ümitsizleri bekleyen ölüm
Öyle derin ki her þeyi unuttum içlerinde…”
……..
Ben bu radyumu bir pekbilent taþýndan çýkardým
Benim de yandý parmaklarým onun yasak ateþinde
Bulup bulup yeniden yitirdiðim cennet ülke
Gözlerin Peru’mdur benim, Golkond’um, Hindistan’ým
Kainat paramparça oldu bir akþam üzeri,
Her kurtulan ateþ yaktý üstünde bir kayanýn
Gördüm denizin üzerinde parlarken Elsa’nýn
Gözleri Elsa’nýn, gözleri Elsa’nýn, gözleri…”
Diyebiliyor musun bunlarý oðul?
OÐUL:
Diyemiyorum baba…
BABA:
Diyemiyorsan da umutsuzluða düþme.
Yeter ki diyebilimeyi iste…
Ama oturup hep ayný türküyü söyleme.
Aðustos böceði gibi…
Atýþýp durma
yedilik sekizlik maniler yazan
senin gibi þairler(!) le
Ýki üç kafiyeyle…
Olmayýn “körler saðýrlar
Birbirini aðýrlar…”
“Aman ne güzel olmuþ
Eline saðlýk, yüreðine saðlýk
peh peh peh…” demeyin birbirinize…
Ýyiyi arayýn, güzeli arayýn, doðruyu arayýn.
Kafdaðý’nýn ardýndaysa da bulun onlarý
Baþýnýz dimdik olsun hep
Ýleriye daha ileriye baksýn gözleriniz
Eðer þar olmak istiyorsanýz…
“Ey sen ki durmadan aðlarsýn
Döversin dizini
Gel söyle bakalým ne yaptýn
Nettin gençliðini! ”
dersin yoksa sonunda.
Ama Verline olman gerekir bunu diyebilmen için de
OÐUL:
Ama sanatýn bütün bereketli topraklarý ekilmiþ baba
çorak topraklar kalmýþ bize…
BABA:
Sen bu çorak topraktan ey oðul
gelmiþ geçmiþ þairerden
çok daha iyi ürünler almak zorundasýn!
Kolay deðil elbette iþin
Þiir uðraþýnýn adý
Zoru kolay etmezsen
olur mu yaptýðýn iþin tadý?
OÐUL:
Umutsuzluða düþürdün beni baba
Þiir yazmaya yeltenemem gayrý sondan sonra
Utanýrým þiir yazmaya
bunca güzel þairlerin yanýnda
onlarýn binde birini yazamadýktan sonra…
BABA:
O zaman kulak vermen gerikiyor Oðul, Hugo’ya:
“Ey þairler rekabet güzelin yaþamasý içindir..
Birincilik daima açýktýr…
Cesareti kýran, kanatlarý düþüren ne varsa söküp atýn
Sanat cürettir.
Doðacak dahilerin
geçmiþ dahilere eþ olabileceklerini yok saymak
kutlu varlýlýðýný yok saymaktýr Tanrý’nýn..
Þu dahiler yok mu þu dahiler!
Onlarý geçemeseniz bile
denk olabilirsiniz kendilerine!
Nasýl mý? Þöyle: Özge olmakla…”
Özge olmak,
farklý olmak,
deðiþik olmak…
Ýþte iþin sýrrý…
Zor deðil bütün bunlar.
Aramak, bulmaya çalýþmak, istemek yeter.
OÐUL:
Hepsi iyi, güzel de
Bir de imge çýkardýlar þimdi baþýmýza baba
Ýmge ne?
Akýl erdiremedim bir türlü buna
Onu da anlatsana bana…
BABA:
Ýmbe bugün var olmadý ey oðul
Onu öðrenmek için dönüp bakmalýsýn
yüzlerce yýl geriye
bakýp bakýp da ey oðul
Ýmgeyi Tagor’dan öðreneceksin:
“Þiirin inci sözcüklerinde
insanlar için çeþitli anlamlar gizlidir.
Herkes onlarýn içinden
beðendiðini seçer…”
“Þiir hem at hem dizgindir.
Hem ilham, hem iþçilik…
Atsýz dizgin ya da dizginsiz at deðildir þiir… “
diyorsa Dereme,
bir þey demek istiyor demektir.
Söz anlayana…
Sokak þairi olacaksan ey oðul
öðrenmen gerekmez tek þeyi
yuvarla yuvarla yinele sözcükleri
seçmeden içinden altýný, gümüþünü
geviþ getirip durursun o zaman
bir deve gibi.
Bunu yapacaðýna
Hiç yazma daha iyi…
OÐUL:
Ýyi bir þair olmak itiorsam ya baba? ..
BABA:
Gerçek Þairliðe soyunacaksan eðer ey oðul
Montainge kulak ver:
“Þiirin orta hallisi ya da
kötüsü için kurallar, ustalýklar bir ölçü olabilir.
Ama iyisi, yüksekliði, harikuladesi
aklýn kuralarýný aþar.
Onun güzelliðini tam ve saðlam olarak görenler
bir þimþeðin ihtiþamýna benzer bir parýltý görmekle kalýrlar.
Büyük þiir muhakememizi tatmin etmez,
allak bullak eder! ”
OÐUL:
Coþturdun beni baba
Ben de bir þeyler anýmsadým bu hususta
Bak ne diyor Shelley usta:
“Ýçinizde olmayan þiiri aramayýn,
bulamazsýnýz onu baþkaca hiç bir yerde…”
BABA:
“Gerçek þairin her güzel dizesinde,
söylenilenden birkaç kat fazlasý vardýr…” diyor Musset
”
OÐUL:
Demek ki bütün iþ þaire düþmüyor.
Okuyana düþen iþ de az deðil baba!
BABA:
Haklýsýn galiba…
“Bir dizenin kendi içinde taþýdýðý fikirleri,
düþleri aþan, onlara baðlý olmayan apayrý,
çýrýlçýplak bir güzelliði olabileceðini unutmayýn.”
derken I’Hermite de…
Ýmgenin gizlerinin ipuçlarýna veriyor bize.
Ýþte bu gizleri keþfetme iþi
Benim iþim diyebilmeli iþiiri okuyan kiþi.
OÐUL:
Ýyice havaya girdim ben de baba
“Ýnsan iyi anlayamadýðý bir sözden
heyecan duyabilir” derken Gourmont,
þiirin imgesini iþaret ediyor.
Ýþte sana ipucu
O sözlere anlamý sen yükleyeceksin.
Demek ki ey sevgili Okuyucu!
BABA:
Seçerseniz ey oðul sözcüklerden oluþan bu denizi
Baudelaire’dir boðulmaktan kurtaracak olan sizi
iyi alýn ey oðul ondan dersinizi,
“Þiirin ilkesidir bu, üstün bir güzelliði özlüyorsa.insan
Bir ruh taþkýnlýðýnda kendini gösterir bu ilke.
Bu coþkunluk aklýn yoðurduðu gerçeðin dýþýndadýr.”
Anlat bakalým oðul bana þimdi þiirden ne anladýysan.
OÐUL:
Þiir yazmak aklýna eseni çiziktirmek deðilmiþ baba.
Her bir heceyi imbiðinden geçirecegiz aklýn
Ölçeceðiz biçeceðiz, iþleyeceðiz kuyumcu gibi
Yoðuracaðýz mantýkla, felsefeyle
Vuracaðýz sonra onlarý mihank taþýna.
“Kaç ayar olmuþ acaba þu dizem” diye.
BABA:
Dur oðul, bana ver sözün ucunu burada
Yirmi dört ayar olmasýný bekleme hiçbir zaman þiirinin
Yirmi iki ayar da olsa ümitsizliðe düþme.
On dört ayar bile olsa iþ var demektir onda
Yeter ki daha aþaðý inme.
Hem inip hem de ne güzel yazdým deme.
Þimdi söyle hele oðul sen de
Hangi þairdir yakan ilk özgürlük meþalesini
Senin ülkende? ..
OÐUL:
Namýk Kemal deðil mi baba?
BABA:
Doðru, Namýk Kemal…
Peki, Türke Türk olduðunu
Dilinin Türkçe olduðunu anýmsatan ilk þair
Kimdir?
OÐUL:
Ziya Gökalp mi acaba baba?
BABA:
Bildin…
Gele gele geldik genelden özele
Nasýl seçip ayýrabilmiþ Nazým
Söyle hele
Hemen onlarýn ardýndan
Fazýl Hüsnü Daðlarca
Ýlhan Berk
Kumsaldaki
O deðerli tek zümrüdü
Nasýl seçebilmiþse
miyarlarca çakýlýn kumun arasýndan …
Nasýl ayýklamýþsa
Orhan Veli Kanýk
Melih Cevdet Anday
Oktay Rýfat Horozcuoðlu milyonlarca istridyeyi
Bulabilmek için tek “siyah inci”yi
Sen de dökeceksin ayný teri…
OÐUL:
Anladým, þiirin okulu yok baba
Kendimiz beleyeceðiz biz bizi
kendimiz çözeceðiz beleðimizi
Necip Fazýl Kýsakürek gibi
Sezai Karakoç
Cahit Zarifoðlu
Ýsmet Özel gibi…
BABA:
Kendin soracaksýn, kendin yanýt bulacaksýn
Þiirin ne olduðunu deðil, ne olmadýðýný
Salah Birsel gibi
Yabana atmayacaksýn Yahya Kemal Beyatlý’yý
Enis Behiç Koryürek’i,
“Maraþlý Þeyhoðlu Satýlmýþým ben
Daðlardan daðlara atýlmýþým ben” diyeni…
Kaç þair daha yazabilir ki
Han Duvarlarýný
Faruk Nafiz Çamlýbel gibi…
Parmakla sayarak
Tutturabilirsin belki ölçüyü çocuðum
Ama böyle yazamazsýn gerçek þiiri.
Hiç bir parmak sayamaz
Çünkü ondaki tek heceyi.
OÐUL:
Öçüsüz uyaksýz tadý olmuyor ama þiirin baba
BABA:
Kapý kapý dolaþýp uyak da arama boþuna oðul
Aha, diye sevinme yakaladým, bu tunç kafiye!
Anlamý cuk düþürdün mü
Ona bak önce.
OÐUL:
Bütün bunlarý yapmayanlar da þairim diyor ama
Þair diyorlar
Ben yazdým oldu diyen her adama
Ben de yazýyorum iyi kötü
Neden þair demesinler kibana?
BABA:
Ben þair olamazsýn dedim sana,
yazamazsýn demedim çocuðum
Sen de yazabilirsin elbette herkes gibi
Yazarsýn, öteye bile gidersin hem
þiir olur mu yazdýklarýn
orasýný bilmem
Yine de söylüyorum
Okumadýkça
Þiiri
Tanýmadýkça
Þairleri…
Aþmadýkça kendini.
Þiirbaz olur çýkarsýn sonunda
Ucubeler getirirsin þiir diye karþýma
Þiir olmaz elbette þiirbazýn yazdýklarýn
Olsa olsa olur þiirleme…
Þair olacaksan hayalperest olmalýsýn önce
Deðer vermemelisin dünya mülküne
Neyine yetmez bir hýrka, bir lokma? ..
Oturup düþünmelisin sonra
koyup külahýný önüne:
“Türk þiiri nerede
dünya þiiri nerede
Ben neredeyim
þiir yazmaya soyunduðum þu ara? ..”
OÐUL:
Þiir yazabilmek için
þiir okumak gerek biliyorum çokça baba
BABA:
Þairim diyorsun ama
Kaç Türk þairini tanýyorsun acaba?
Örneðin say bana
Kimler gelip geçmiþ
Üç gariplerden bu yana?
OÐUL:
Cahit Sýtký Tarancý
Bedri Rahmi Eyüpoðlu
Metin Eloðlu
Soru kolaymýþ sýnavsa bu
Cahit Külebi
Ceyhun Atuf Kansu…
Þu þairler de toplumcu:
Hasan Hüseyin
Enver Gökçe
Ahmet Arif
Arif Damar
Daha niceleri var.
Þiirimizin Canbabasý Can Yücel’i unutma
Ýkinci yeninin bayraktarý Ece Ayhan
Generali Ülkü Tamer
Bunlarý da atmamalýsýn yabana.
Anmadan geçmek olmaz
Behçet Necatigil’i
Attila Ýlhan da þiirin ustabaþýsýdýr onun gibi.
Sonra…
Ýmge þiirinde öncü güçler
Cemal Süreya Teber
Edip Cansever
Turgut Uyar
Üç silahþörler…
Hilmi Yavuz
Ahmet Oktay
Özdemir Ýnce
Refik Durbaþ
Kemal Özer
Ahmet Erhan
Ataol Behramoðlu’nun da
ön saflarda yeni ayrý
OÐUL:
Bir de kadýn þairler var baba
Onurudur þiirin
Gülten Akýn
Leyla Þahin…
Lale Müldür
Melisa Gürpýnar
Sennur Sezer de var
Ayten Mutlu da var…
BABA:
Þu isimleri de iyi belle öyleyse
Onlarý oðul, yeni þairlere örnek diye ver
öyle bir yeni ki bu çocuklar
Galiba hiç eskimeyecekler
Eray Canberk
Ahmet Telli
Enis Batur
Abdülkadir Bulut
Seyit Nezir
Tuðrul Tanyol
Küçük Ýskender…
Hepsi de býrakacaklar geleceðe silinmeyen iz
Haydar Ergülen
Sunay Akýn
Akgün Akova
Turgay Gönenç
Metin Cengiz…
Yaþlandýk oðul, anýmsayabildiklerim ancak bunlar
Anýmsayamadýklarým beni baðýþlasýnlar
OÐUL:
Þimidi gelelim baba sözün özüne:
BABA:
Gelelim oðul sokalým gerçeði
Aymazlarýn gözüne…
Üç dolarla beþ Euro etmezse
nasýl ki sekiz Türk lirasý
Gelmesin þiirin yazýlabileceði akla
üç ölçü beþ uyakla.
Bir de þu var mutlaka sözün sonuna eklenmeli
Evet, kimilerine göre þiir para etmez çocuðum
Ama unutma þiire
güç de yetmez çocuðum..
yazmak için önce kalp lazým, kalbe aþk lazým, aþk’a ise hasret lazým.. zaten vuslat olsaydý adý aþk olmazdý o duygunun.. bayaa uzun yazmýþsýn gökhan okuyana kadar kaç parca çaldý bilmiyorum. beni iþten kovarlarsa sebebi sensin) .
gayet güzel bir yazýydý, paylaþýmýn için teþekkürler..
Artýk çok sýk olmasa da yazmaya çalýþacaðým...
<p align="left" Papatyalar üzerine
Bir papatya tarlasi düsün... Ilkbahar ayi.
Ve sen onun yanindan gecen yolda yürüyorsun.
Ve o papatya tarlasinda bir papatya dikkatini
ceker. Binlercesinden birisidir, ama sen onun
yanina gidersin. Onda seni ceken bir seyler
vardir. O papatyayi oldugu yerden koparirsin.
Sadece senin olsun istersin. Sadece senin...
Olecegini düsünmeden ve gidersin o tarladan.
Icindeki siddetin durduramadigi bir bencillik
ama bir o kadar guzel ve hapsedici.
TUTKU bu olsa gerek...
Yine o tarlanin kenarindaki yolda yürüyorsundur.
Yine milyonlarcasi arasinda bir tanesi seni
ceker. Yaklasirsin yanina. Gözlerin baskasini
görmez olur o an. Onun icin herseyi yapmak
istersin. Dokunmak istersin. Dokunamazsin, orda
onunla ölmek istersin. Ama birden hafif bir
rüzgar eser ve bir baska guzel cicek kokusu gelir
burnuna. Dayanamazsin onun kokusuna. Unutturur
herseyi bir anda ve o kokunun geldigi yöne
gidersin. Diger papatya orda kalmistir. Yureginin
bir kenarinda. Paylasilmamistir bircok sey.
Unutulmaz belki ama geri de dönülmez ona.
ASK bu olsa gerek...
Yine o yoldasin. Papatya tarlasinin yanindan
gecen... Ve yine bir papatya milyonlarcasinin
icinden seni ceker. Gidersin yanina. Orda
kalakalirsin. O hic ölmesin diye her seyi yaparsin.
Tüm gücünle onunla olmak istersin. Oradan seni
koparacak hic bir güc olmadigina inanirsin.
Ve orda onunla ölene kadar birlikte kalirsin.
SEVGI bu olsa gerek...
.
Aþký Ya Yaþarsýn Yada Yazarsýn...
Diyen Þair Sonra da
Ne Yaza Bildik... Ne de Yaþayabildik...
Demiþ...
SaRýma LaRciverRt Ol...
Günlerden bir gün kurbagalarin yarisi varmis.Hedef,yüksek bir kulenin tepesine cikmakmis.Bir sürü kurbaga arkadaslarini seyretmek icin toplamis ve yaris baslamis.Gercekte seyirciler arasinda hicbiri yarismacilarin kulenin tepesine cikabilecegini inanmiyormus.Sadece su sesler duyuluyormus:"Zavallilar!Hicbir zaman basaramiyacaklar!"Yarismaya baslayan kurbagalar kulenin tepesine ulasmayinca teker teker yarisi birakmaya baslamislar.Iclerinden biri inatla ve yilmadan kuleye tirmanmaya ugrasiyormus.Seyirciler bagiriyorlarmis:"Zavallilar!Hicbir zaman basaramiyacaklar!"Sonunda birtanesi haric,diger kurbagalarinin hepsinin ümitleri kirilmis ve yarisi birakmislar.Ama kalan son kurbaga büyük bir gayretle mücadele ederek kulenin tepesine cikmayi basarmis.Digerleri hayret icinde bu isi nasil basardigini ögrenmek istemisler.Bir kurbaga ona yaklasmis ve sormus:"Imkansizi nasil basardin?"O anda farkina varmislarki,kuleyi cikan kurbaga sagirmis!Olumsuz düsünen insanlari duymayin!Onlar kalbinizdeki ümitleri calar!