SAKAR BABA VE ERBAKAN HOCAGeçmiþ tarihte Sakar Baba diye bir derviþin yolu Adapazarý'na düþer. Sakar Baba'nýn geçmesi gereken bir köprü vardýr. Bu köprü eski ismi II. Justinianus Köprüsü olan ve þimdilerde "Beþköprü" olarak bilinmektedir. Köprü, Sapanca Gölü'nün sularýný Sakarya Irmaðý'na akýtan Çark Deresi ya da Melas Çayý üzerine kurulmuþtur.Köprüden geçmek için geçiþ vergisi konulmuþtur. Ýhtiyar derviþte de yeterli miktarda para olmadýðý için geçiþine izin vermemiþler. Ne dese ne yapsa para etmemiþ. Köprüde bekleyen görevliler de orada bulunan diðer insanlar da oralý olmamýþlar. Sakar Baba bunun üzerine ýrmaðýn yanýna gelerek "Geçme namert köprüsünden, koy aparsýn su seni; yatma çakal gölgesine, koy yesin aslan seni." diyerek adýmýný hýrçýn akan ýrmaða atar. Ama adýmýný attýðý yerden su çekilir ve ona yol olur. Denilir ki ihtiyar derviþ eliyle iþaret ederek, ýrmak yataðýnýn yerini deðiþtirmiþtir.Bugün Beþköprü'nün altýndan herhangi bir ýrmak akmamaktadýr. Rivayet olunur ki Sakar Baba'nýn bu olayýndan sonra Melas Çayý'nýn yataðý deðiþmiþtir. Bugün hem Adapazarý (Sakarya) hem de Sakarya Nehri isimlerini Sakar Baba'dan almýþlardýr. Bu garip derviþin türbesi Sakarya'da Erenler tepesindedir (Allah rahmet eylesin).Namý zamanlarý ve mekânlarý aþarak günümüze kadar gelen Sakar Baba Allah'tan baþkasýna minnet etmemeyi öðretmektedir. Allah'a ram olanlarýn, sadece ona boyun bükenlerin ve ondan yardým isteyip ona ibadet edenlerin yolda kalmayacaðýný da göstermektedir. Allah (cc) nasýl ki zamanýnda Resulü Musa'ya denizleri yarýp ona yol açtýysa; Sakar Baba'ya da ýrmaklarýn yataðýný deðiþtirip, ona yol açmýþtýr. Ve onu namerde muhtaç etmemiþtir.Bu yazýyý kaleme alýrken –ilginç bir þekilde- aklýma, ölüm yýldönümü (27.02.2011) yaklaþan, Rahmetli Erbakan Hoca geldi. Sonra Sakar Baba'nýn bu hikâyesiyle Erbakan hoca arasýnda baðlar kurmaya çalýþtým.Her ne kadar fiziki bir köprü olmasa da bu ülkede bir köprü gibi olarak düþünülebilecek olan 28 Þubat dönemi yaþandý. O zorlu günlerde demokratik oylarla seçilip birinci olan Refah Partisi'ne ve onun liderine huzur vermediler. "Postmodern Darbe" diye nitelendirilen bu süreçte Rahmetli Erbakan'ýn partisi kapatýldý. Kendisine siyasi yasak ve hapis cezasý verildi. Rahmetliyle siyaset yapanlara da aðýr cezalar verildi. Kimi yurt dýþýna çýktý, kimisi ise cezasýný çekti.O dönemde 28 Þubatçýlar, sadece Erbakan'a deðil ayný zamanda Erbakan'ý destekleyen desteklemeyen bütün milliyetçi ve mukeddesatçý herkese zulmetmeye baþladý. O dönem üniversite öðrencisiydim. Baþörtülü kýzlarýn baþlarý açýlmak istendi. Ýkna odalarý kuruldu. Sonuç alamayýnca o kýzlar okullarýndan atýldýlar. Okul birincisi olduklarý halde baþörtülü olan öðrencilerin diplomalarý verilmedi. Üniversitelerde sakal da yasaktý. Ayný dönemde benim de kirli sakalýmdan dolayý tutanak tutulmuþtu.Yine bu dönemde imam hatiplerin önünü kesmek için tam bir ucube olan katsayý engeli getirildi. Öðrenci seçme sýnavýndan çok iyi sonuçlar almasýna raðmen nice memleket evladý istediði bölümlere yerleþemedi. Askeriyeden sýrf namaz kýlýyor ya da eþleri örtülü diye nice muvazzaf subay ordudan atýldý. Askerlerin yemin törenlerine baþörtülü anneler alýnmadý. Onlarýn çocuklarý ile kucaklaþmalarýna müsaade edilmedi.Burada dile getirmediðim daha nicesi zulüm yaþandý o dönemde. Uzunluðu 430 metre olan Beþköprü'den çok daha uzun bir dönemdi. Köprünün baþýný eskiden olduðu gibi zalim haramiler kesmiþti ve insanlara zulmediyorlardý. 28 Þubatçý paþalar köprünün baþýnda duran haramilerdi. Köprüden geçmesi en doðal hakký iken, zalimler yolunu kesip, Erbakan'a müsaade etmediler. Geçmiþte Sakar Baba'ya reva görülen, yüzyýllar sonra Erbakan ve sevenlerine reva görülmüþtü.Erbakan Hoca da Sakar Baba gibi namert köprüsünden geçmemeyi tercih etmiþtir. Sadece Allah'a boyun eðmiþ ve O'na ram olmuþtu. O gün Sakar Baba'ya yol açan Allah (CC), Erbakan Hoca'ya da en güzel yollarý açacaktý. Yaþanan haksýzlýk karþýsýnda Sakar Baba ýrmaðýn akýþýný nasýl deðiþtirdiyse; Erbakan Hoca da tarihin akýþýný deðiþtirmiþtir. Ruhlarý þad olsun.Son olarak, Bilge Kral Ýzzet Begoviç'in dediði gibi diyelim: "Zulmü unutmayýn. Çünkü unutulan Zulüm tekrarlanýr."Unutma! Unutturma!