Hakk’ý Bilmek
Buhrânlar, bunalýmlar, stres odaklý hastalýklar, psikolojik (!) sorunlar; ruhsal daralmalar vesâire de vesâire...
Günümüzün vazgeçilemez mevzûlarý ile psikolojik danýþmanlýklar, psikiyatrik tibbî müdahaleler, halk tâbiri ile psikologlar her yerde artmýþ durumda. Bununla alâkalý istihdam alanlarýndan bahsetmiyorum bile. Buna mukâbil bu merkezlere baþvuru sayýsý da kesinlikle az deðil; epey fazla.
Herkes kendi içsel sýkýntýsýna bir þekilde çözüm aramak istiyor ve bu çözümünde kendisine danýþmanlýk edecek bir mercî aracýðýyla geliþmesini arzu ediyor. Bu baðlamda söz konusu merkezlerimiz fazlasý ile mevcûd olmuþ olup ne yazýk ki bir nevî iþin ticârî boyutu söz konusu olmaktadýr. Þahýslarýn içsel mevzûlarý ile müthiþ derecede ticâret dönmekte; bu yollarla müthiþ kazançlar saðlanmaktadýr.
Ben bunlara aslýnda hiç gerek olmadýðý kanaatindeyim. Çünkü insanlaradaki içsel problemlerin temel kaynaðý itikâttaki eksiklikten peydâ olmaktadýr. Ya Cenâb-ý Hakk'ý tam mânâsý ile bilinemiyor ya da bilinse bile bu gönül dünyâsýnda; mâna âleminde gerektiði kadar idrâk edilemiyor. Bilinir ki Mevlâ'yý bilen; Mevlâ'ya güvenen; Mevlâ'yý seven dünyevî açýdan maddeyi ne diye problem eder ki? O'nun ile bir gönül dünyâsý kuran kiþi ruhsal baðlamda hangi problemi týbbî dereceye getirir ki?
Mesele Cenâb-ý Hakk'ý bilip gönül dünyâmýzda idrâk edebilmektir. O'nu yaþamak; O'nun ile bir hayât sürûr etmektir...
Mesele Âþk ile piþip kavrulmaktýr...
Mesele Ýlâhi mânana bir Âþktýr...
Meþhur Hikem-i Ataiyye'de þu fýkrâ der ki;
"Cenab-ý Hakký bulan, neyi kaybeder? Ve Onu kaybeden, neyi kazanýr?" Yani, "Onu bulan herþeyi bulur. Onu bulmayan hiçbir þey bulmaz. Bulsa da, baþýna bela bulur" (Risâle-i Nûr Külliyatý , Bediüzzaman Said Nursî)
Cenâb-ý Hakk'ý bulup kazanmak da ortada; O'nu bulamayýp kaybetmek de...
Ýslam mutasavvufu Aziz Mahmut Hüdayi’nin þu dizeleri ile kaleme nokta koymaktýr en iyisi;
"Masiva hubbundan kesil
Ko her ne derse desün il
Hüdâyînin sözün Hakk bil
Gel Allah’a gel Allah’a"
Vesselâm...