Yeþil Dede ve 40 milyon torunuMuhterem Okutur, orman yüksek mühendisi olarak 30 yýl boyunca Türkiye?nin çeþitli bölgelerinde çalýþtý. On binlerce aðaç dikti. Birçok sahanýn orman haline gelmesine öncülük etti. 1978?de emekli olduktan sonra da aðaç dikmeye devam etti. 92 yaþýndaki ?Yeþil Dede? Okutur: ?Bugüne kadar diktiðim ve diktirdiðim fidanlar 40 milyonu geçmiþtir. Çocuklarým ve torunlarým gibi onlar. Hâlâ gördüðüm her boþluða fidan dikesim geliyor.?Hürriyet'ten Musa Kesler'in haberine göre; Nizip ilçesinde 1927 yýlýnda doðan Okutur, Orman Fakültesi?ne devam ederken bir taraftan da orman iþletmesinde iþçi olarak çalýþýyordu. Aldýðý yevmiye ile okul giderlerini karþýlýyor, iþçilik yaparken boþ zamanlarýnda bir çam aðacýnýn üzerinde ders çalýþýyordu. Ýstanbul Orman Fakültesi?nden 1951 yýlýnda mezun olduktan sonran ilk görev yeri Kahramanmaraþ?tý. 3 yýl sonra Hatay?ýn Serinyol ilçesine tayin oldu. Denizli?den Isparta?ya kadar birçok bölgede görev aldý. 1978?de emekli oluncaya kadar miyonlarca fidanýn dikilmesine, dekarlarca alanýn ormana dönmesine fiilen emek vermiþti. 2009?da TBMM?den üstün hizmet öldü aldý.AÐAÇ KESÝLDÝÐÝNÝ GÖRÜNCE AÐLAYASIM GELÝYORDUOkutur fidan dikmekle geçen ömrünü Hürriyet?e þöyle anlattý: ?Fidanlýkta çalýþmayý istiyordum. Çünkü sahadayken bütün aðaçlara sahip çýkamadýðýmý düþünüyordum. Mesela bir aðacý kesmiþler, oturup aðlayasým geliyordu. Koruyamadým diye çok üzülüyordum. Oysa bir bölge þefi bütün aðaçlara sahip çýkabilir mi? Yoldan geçerken, güzel bir aðaç görürüm, hemen bir parça bez alýr baðlardým ki burayý ?ziyaret? sansýnlar da aðacý kesmesinler. Teknik imkânlar da kýsýtlýydý. Serinyol?daki fidanlýðý kurarken traktör yoktu. Dört at verilmiþti. Atlarla halletmeye çalýþýrdýk. Boþ parsellere o atlar için yulaf ektirirdik. Atlara sýcakta arpa verilmezdi. Biz de yem olarak yulaf verirdik. Atlar yemlerini kendileri çýkarýr, bizim de iþimizi görürlerdi. Her gün boþ sahalarý sürerek ýslah etmeye çalýþýrdýk. Diktiðim ve diktirdiðim fidanlarýn sayýsý 40 milyonu geçmiþtir. Hem orman içi hem orman dýþý fidanlar... Hâlâ da bir boþluk görsem oraya fidan dikesim var. Benim çocuklarým, torunlarým gibi oldular. Bugün de fidan dikimleri devam ediyor. Ancak bir an önce organik tüp sistemine geçmemiz lazým. Orman artýklarýndan yapýlýyor bu tüpler. Bütün dünya plastik torbada fidan yetiþtirmeyi býraktý. Biz de bu yeni sisteme geçmeliyiz.?AMERÝKALI MÝSYONERÝN KÜLLERÝ DÜLÜKBABA?YAOkutur, Gaziantep?te Ýngilizce öðretmenliði yapan Amerikalý misyoner Merril N. Ýsely?nin teklifiyle kurulan ?Gaziantep Aðaç Yetiþtirme ve Koruma Derneði?nin hikayesini ise þöyle anlattý: ?Isely, 1952?de derneði kurmayý teklif etti. Ziraatçý, eczacý, öðretmen herkes bir araya geldi. Gaziantep?te aðaçlandýrma bilincinin oluþmasý, aðaçlandýrmanýn hýzlandýrmasý gayesi güdülüyordu. 1952-1970 arasýnda 816 hektar alan aðaçlandýrýldý. Isely, 1962?ye kadar Antep?te yaþadý. Aðaçlandýrmaya desteðini sürdürdü. Fotograf ve film makinesiyle aðaçlandýrma bayramlarýnda fidan dikenlerin, özellikle de talebelerin fotoðraflarýný çeker, sinemalarda gösterirdi. 1962?de Amerika?ya dönen Ýsely 1973?te vefat etti. Küllerinin Dülükbaba?ya serpilmesini vasiyet etmiþ. Eþi Mildred, Myers Isely küllerini Gaziantep?e getirdi. Bu konuyu hakim Hakký Yaþar?a danýþtý. Hakim de Vali?ye telefon edip, müsaade istedi. Böylece Vali?nin müsaadesiyle Ýsely?nin küllerini Dülükbaba?ya serpmiþler...?ÝLK OKALÝPTUS ORMANINI KURDUOkutur kitabýnda o dönem ilk okaliptus ormanlarýný Serinyol?da nasýl yetiþtirdiklerini þöyle anlatýyor: ?Okaliptus fidanlarýný Bedirge?de (Serinyol) yetiþtirirdik. Köklerini sarar, demet yapar pikabýn arkasýna koyardýk. Ama pikap çamura saplanýrdý hep. O zaman fidanlarý kayýklara yükleyip kanallardan sahaya götürür, dikerdik. 1074 dönümlük Haceraslý sahasýndan sular zamanla çekildi. Orasý tamamen okaliptus ormaný oldu. Halk arasýnda okaliptusa ?sulfata (sýtma) aðacý? derlerdi. Bataklýk kurutmak gayesiyle dikilirdi. Bataklýk kuruyunca, sivrisinek, dolayýsýyla da sýtma önlenirdi. Zamanla okaliptusa öyle bir talep oluþtu ki fidanlar için sýraya girmeye baþladýlar.?MARAÞ?TA MARSHALL ORMANLARI?Bedirge?ye (Serinyol) gittikten sonra Marshall planý çýktý. Buna göre uygun görülen köylere bir orman kurulacaktý. Köylerin uygunluðu topraða ve sosyo-ekonomik ihtiyaca göre belirlendi. Bu plan kapsamýnda Ahýr Daðý?nda Kýrkgöz Tepesi?ni ve Pazarcýk?ta bir yeri verdiler. Orman dýþý aðaçlandýrma yapacaðýmýz için valinin yanýmýzda olmasý gerekiyordu. Çünkü köylüler otlatma imkaný kalmayacak diye bizi araziye sokmak istemezlerdi. Geniþ çukurlar açtýrdým, meyve fidaný diker gibi seyrek diktim aðaçlarý... Aðaçlar yetiþince baktým keçi sürüsü yayýyorlar. Bekçi lazým oldu haliyle. ?Gavur Hasan? adýnda biri vardý. Onu görevlendirdim. Kulübe de yaptýrmýþtým ama pek kalmazdý orada. Yine de Gavur Hasan?ýn korkusundan kimse ormana yaklaþamazdý. Öyle ki bekçilik yapmasa bile insanlar onun korkusundan ormana giremezdi. ?Kaynak: Hürriyet