Ergün Diler100 yýllýk hesap
Türkiye önüne çýkan her engeli bazen bir çýrpýda, bazen de yýllar sonra baþa dönerek aþýyor ve ilerliyordu!
Attýðý her adýmda yanýnda, arkasýnda, karþýsýnda kimlerin olduðunu þimdi çok daha rahat görüyordu! Ezberler bozuluyor, farklý tabelalarýn altýnda toplanan birçok OYUNCUNUN aslýnda tek bir patrona çalýþtýðý ortaya çýkýyordu!
Bu, maalesef bu sýnýrlar içinde yaþayanlarýn 100 yýldýr göremediði küçük bir "SIR"dý!
Gösterilmezdi!
Ne kadar bilmemiz isteniyorsa o kadar enjekte edilirdi! Ne ölür, ne de ayaða kalkardýk!
Büyük KUMPAS buydu!
Çöktüðümüzü bilemediðimiz için nasýl kalkacaðýmýzý da bilemiyorduk! Masallarla büyütüldüðümüz için gerçekleriGERÇEK gibi öðrenemiyorduk!
Yýkýlmamak için OSMANLI'nýn yani devletin verdiði mücadeleyi bilmiyorduk! Yýkanlarýn da kim olduðu konusunda kafamýzýn içi zengin deðildi! "Dünyâda 100 gram akýl varsa, bunun 90 gramý
Abdülhamîd Han'da, 5 gramý bende, kalan 5 gramý da diðer dünyâ siyâsîlerindedir..." diyen Bismark'ýn ne dediði, ne demek istediði hiç anlaþýlmýyordu!
Abdülhamid Han, "KIZIL SULTAN"dý ve bizden sadece bunun bilinmesi istenirdi! Onun aklýndan ve düþmanlarýna karþý 33 yýl nasýl mücadele ettiðinden söz edilmezdi!
Kurduðu istihbarat sisteminden birileri rahatsýzlýk duyardý! BÝLGÝ çok þeydi! Bunun için kendine has bir model geliþtirdi! Bu rahatsýzlýk verdi! Týpký Hakan Fidan'ýn göreve getirilmesiyle bazýlarýnýn devre dýþý kalmasý gibi!
Ýslami tabanlý bir hareket niçin bir MÝT Müsteþarý'ndan rahatsýz oluyordu?
Onunla ilgili ne biliyordu?
Bu bilgileri kimden alýyor ve nasýl inanýyorlardý?
Kimse bunlarý konuþmuyordu!
31 Mart Olayý, ÝNGÝLÝZLER'in satýn aldýðý bir grup subay ve DÝN ADAMININ çýkardýðý kývýlcýmla devleti yýkmýþ, bambaþka bir sayfanýn açýlmasýna neden olmuþtu!
Osmanlý'yý yýkan, Abdülhamid'i deviren kalkýþma GEZÝ gibi Taksim'de baþlamýþtý! Topçu Kýþlasý'ndaki ayaklanma tarihi deðiþtirmiþti!
Bu saatten sonra devletin fabrika ayarlarýyla oynandý!
Milletle ayrý düþtü! Artýk hiçbir þey eskisi gibi olmayacaktý! Liseler, üniversiteler, siyasi partiler, iþadamlarý, bürokrasi, asker, MÝT, Hariciye yani ne varsa hemen hemen hepsi ele geçirilmiþti! Fakat anlayan yoktu! Öyle güzel yapýlýyordu ki MODERNLEÞME adý altýnda kurulan KUMPASI kimse anlamýyordu! Devlet kabuk deðiþtiriyordu! Hindistan'da yaptýklarý gibi dýþý Türk içi Ýngiliz olan adamlar çoðalýyordu!
Türkler deðiþtirilmedikçe, dinlerinden, tarihlerinden, kendilerinden koparýlmadýkça tehlike sürüyordu onlar için!
Bunun için iþe koyuldular!
Hem devlete hem cemaatlere adam yetiþtirdiler!
Sýçrayan, iki adým atan ve ilerleme ýþýðý saçan her odaðý alýp büyüttüler!
Sýnýrsýz destek verdiler! Tek istedikleri TÜRKLER'in kardeþlerini ve bölgeyi hatýrlamasýnýn önüne geçmekti!
Kullandýklarý bütün isim ve kurumlar bunun için çalýþýyordu! ÝKÝ DÜNYA SAVAÞI'nýn sonuçlarý Türkler yüzünden deðiþsin istenmiyordu! Kürt ve Arap kardeþini hatýrlayan bir ANKARA ne zaman olursa olsun durdurulmalýydý! Böyle bir adým atýlma ihtimali yokken bile gerekli ORGANÝZASYONLAR "Cemaat" yapýlanmasý gibi örneklerle hazýr tutuluyordu!
Ýçeriden yükselecek bir dalganýn hemen kýrýlmasý için içeride güçlü olmak gerekiyordu! Bu nedenle ROTHSCHILDailesi gibi eðitime önem veriliyordu! Ýki insan türü deðerliydi: ZEKÝ veya ZENGÝN!
Yetiþtirip ilgili makamlarý rehin almak iþin püf noktasýydý! Bir de bunun altýna Kur'an ve Bayrak koydun mu herkesi arkana alýrdýn!
En "deðerlilerimizle" gelip en "deðerlilerimizi" alýyorlardý!
Böyle bir operasyon yiyen baþka devlet yoktu!
Aklýmýzý kuma gömüp gidiyorduk!
Kendimizin deðerini bilmiyor, aðzýmýzý açýp devamlý BATI'ya bakýyorduk!
Ortadoðu'da bizim içinde olacaðýmýz ve hayatýmýzý deðiþtirecek bir GÜÇ olduðunu ýskalýyorduk!
CHP'yi, MHP'yi, BDP'yi anlamakta zorlanýyorduk!
Erdoðan'a karþý bir ittifakýn niçin oluþturulduðunu analiz etmiyorduk!
Devamlý saldýrý altýnda olmasýnýn nedenini bulup çýkarmýyorduk!
Paralel Yapý ile bütün siyasi partilerin ve iþadamlarýnýn nasýl bir araya gelip ORTAK ÇATI oluþturduðunu göremiyorduk!
Devletin içinde bize benzeyen ama bizden olmayan çok kiþinin olduðunu bir türlü fark edemiyorduk!
Türk-Kürt savaþtýðýnda gerçek kazananýn kim olduðu gazete ve televizyonlarda yer almýyordu!
Deðer verdiðimiz ve önemsediðimiz insanlarýn aslýnda YABANCI KAMPLARA baðlý kiþiler olabileceðini aklýmýza getirmiyorduk!
Soru sormayý býrakýnca kolay aldatýlýr olmuþtuk!
Sultan Abdülhamid "Din ve fen" derdi!
Biz FEN'i býrakýp DÝN'e sarýlmýþ ancak yanlýþ isimlerin peþinde koþmuþ ve duvara toslamýþtýk!
Graham Fuller gibi akýllý Yahudiler'in kurduðu organizasyonlar görevlerini yerine getiremediði zaman diskalifiye oluyordu! Onlar "Bu kez baþaramadýk! Yeni oyunlara ve yeni oyunculara bakalým!" derken aðlayan yine bizim çocuklarýmýz oluyordu!
Faturayý bu devlet ve millet öderken gerekli dersler alýnmýyordu! Kendi milletinden çok YABANCILARAgüveniliyordu!
Ülkeyi düzlüðe çýkarmak için gece gündüz çalýþanlara da PADÝÞAH ya da DÝKTATÖR deniliyordu!
Eski taktikle geliyorlardý yani!
Padiþahým gelmemiþken yâ da biz, Ýþte geldik senden istimdada biz, Öldürürler baþlasak feryada biz, Hasret olduk eski istibdada biz... diyordu Süleyman Nazif...
Ama son piþmanlýk fayda etmiyordu!
AKIL oyunu baþtan görüp ona göre koordinat belirlemeyi emrediyordu!
Biz bunu yapmýyor ve sadece ÝNANÇLA gözü kapalý bir þekilde ilerliyorduk!
Sonunda ya devleti ya kendimizi ortadan kaldýrmayý seçenek olarak sunuyorduk!
Ýnsanlara daðýtýlan küçük küçük rollerle alýnmak istenen büyük sonucun görülmesi engellendi!
Ne devlet ne millet bunu fark edebildi!
Abdülhamid Han'ýn yýkýlýrken bile kurduðu sistemin þimdi çok daha saðlamý var! "Biz sizi bunun için mi yýktýk!"diyerek gelmelerinin arkasýnda bu var!
Sonuç alamamalarýnýn arkasýnda ise UYANAN MÝLLET var!
Oyun bozuldu!
100 yýllýk rövanþ alýndý!
Konu bu!
Mýntýka temizliði iþin olmazsa olmazý!
Maalesef böyle
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM