Resulullah (s.a.a) kendi elbisesini kendisi yamardý. Ayakkabýlarýný dikerdi. Koyunlarýný saðardý. Köleleri ile yemek yerdi. Yere otururdu. Eþeðe binerdi. Baþkasýný da terkine alýrdý. Bundan da hiç utanmazdý. Ýhtiyaçlarýný pazardan kendisi gidip alýp taþýrdý. Fakir ve zengin ile bir þekilde görüþürdü. Karþýdaki elini çekmeyinceye kadar elini çekmezdi. Zengin olsun fakir olsun, küçük olsun büyük olsun kimi görse selam verirdi. Yemeðe davet edildiði zaman çürük hurma dahi olsa küçümsemezdi. Masraf ve harcamalarý az ama büyük bir ruha sahip idi. Muaþereti çok hoþ ve kendisi güler yüzlü idi. Her zaman çehresinde bir tebessüm vardý. Yüzünü ekþitmeden ve zillet altýna girmeden hüzünlü olduðu anlaþýlýrdý. Aþýrýya kaçmadan her zaman mütevazý idi, cömert bir insandý, nazik bir kalbi vardý ve bütün Müslümanlara karþý þefkatli idi, hiçbir zaman tokluðundan dolayý geðirmedi. Hiçbir þeye tamahýndan dolayý el uzatmadý.
(el-Ýrþad, Bab.32, s.155)