![]()
Onlarýn hiçbirisi yok.
O köye belki bu yüzden gidemiyorum. Bu yüzden iþi gücü býraktým onlarý yazmak içimden geldi.
Onlarla bahçelere þafak vakitlerinde süzülmek istedim.
Elimde çamurlu kürekle bahçeyi, tarlayý sularken onlarla gezmeyi çok arzu ettim.
Ýkindi serinliðinde yemyeþil, buðulu yonca otunu heybeye doldurduktan sonra beþ on tane yeþil eriði “yaðlýðýma” sarýp yola düþmek istedim.
Lakin yapamadým.
Rulman’dan yaptýðim tahta arabam çoktan kýrýlmýþ; o yüzden o köye gidemiyorum iþte.
Bin kilometre ötenin de ötesinde o günleri yaþamak artýk bana hüzün veriyor.
Hani þair diyor ya “ Ben iki mevsim yaþýyorum: Biri senli, biri sensiz.” Ben o köyde hep sensiz mevsimler yaþadým.
Aynen öyle Uzun Habeþ Dayý, aynen öyle.
Yakasýna yama vurulmuþ kareli gömleðinle budama beraber gidemediðim Hanifi Amca da gitti ya, gerek yok benim o köye gitmeme.
O bahçe yollarýnda Kumaþ Mamet de yok.
Bu Cuma vakti esti iþte. Adlarýný birbir sayamadýðým onlarcasýna Fatihalar okumak geldi içimden.
Esti iþte.
Küçük bahçemizin tam ortasýndaki beyaz dutun yapraklarý esince, esti iþte.
Ýþin gücün çokluðundan Köse Ahmet’i, Mýçan Hasaný, Yassý Mameti… yazamýyorum iþte.
Buralarda adý saný olmayan bir mevsim yaþanýyor. Bütün mevsimler o köyde kalmýþ. Gerisini boþver!
foto/yazý: magpak