Yokmu hidoya sahip çýkacak bir siyasetçi bir hemþeri
Selamlar
Yokmu hidoya sahip çýkacak bir siyasetçi bir hemþeri
Selamlar
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
Hido garib..
Hido fakir..
Hidonun kimi kimsesi yok..
Ne yapsýn..
Yavrusunu kaybetmiþ kuþlar misali,i kendini duvardan duvara vuruyor..
Aðlýyor..güleni çok..
Yarasý kanýyor pansuman yapaný yok.. Menzili dolambaçlý, yol gösteren yok..
Feryat ediyor kulak týkayan çok. Ferhat olsa daðlarý delse gören yok.. acý çekiyor, "kalk ulan ayaða!" diyorlar..
amma bilimiyorlar ayaklarý kýrýk.. Yürümeyi bilmden, koþturmaya çalýþýyolar.
Bir el veren bir omuz veren yok.. Yok iþte!..
Aðlýyor garib..bulsa bir mezar onu bile çok görecekler..
Çürüyecek.. açýkta cesedim..Ruhum huzuru ilahiye varsa, belki bakacaklar o zaman.
Belki gidersem çýkýnýmla belki gidersem aðýtlarýmla.. O zaman rahat edecek yüzler..o zaman sevinecek, o yüzler..
Davam, derdim islamým solmasýn diye yýllarýmý verdim.. Yýllar..
Ahhh yýllar!.. yaþ kýrk oldu ama hala olduðum yerdeyim.Hala mahpusta, hala figanda, belki de duyarlar, belki de benimle aðlar lar...
Demiþti Necip Fazýl Kýsakürek, 'Reis Bey' romanýn da:
"Buz çölünde ilerleyenler, merhametten yoksun olurlar ve merhametsiz olanlar da. aðlayamazlar..."
Seher vakti esen rüzigarýn serinliðini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köþelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çýplak ayaklarýný ýslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuþunun canlý ötüþünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeðin avucunu, ellerine almadan yaþayan;
Akýldan, mantýktan ne bahseder bilmem ki?!..