Mustafa YürekliHaber 7
Abdülhamit’in hülyasýna bakarak büyümek
Abdülhamit’in hülyasýna bakarak büyüyen Adanalý gençler, bu tarihi Demirköprü’nün anlamýný keþfetmeliler..
Demirköprü’nün tam ortasýna oturup Adana’ya bakarak, Türkiye’ye bakarak aðlamak istedim hayatým boyunca.
Babam, Hadimü’l Kur’an Ziya Yürekli Hoca, Reþat Bey Mahallesi’ndeki Ýmam Hatip Lisesi’nde öðrenim görürken, Karaþýyaka’da, Sinanpaþa Mahallesi’ndeki Türkistan Camii’nde küçük bir maaþ karþýlýðýnda imam hatiplik görevi yaptý. Okula, en kýsa yol olduðu için Demirköprü’den geçerek gidip geldi yedi yýl. Seyhan Nehri üzerindeki batý (Seyhan) ile doðu (Yüreðir) yakalarýný birleþtirir, Demirköprü.
Lise öðrencisiyken evlenmiþ. Camiinin bahçesindeki tek odalý imam evinde kalýyorlarmýþ. Bir gece annem, diþ aðrýsýndan uyuyamamýþ. Üstelik, hamileymiþ. Babam, sabah namazýndan sonra annemi bisikletinin arkasýna bindirmiþ, diþçiye götürmüþ. Demirköprü’den geçerken, annemin ayaðý arka tekere deðmiþ, miller topuðunu parçalamýþ. Annem, köprünün tam ortasýna oturup diþ aðrýsýna eklenen, parçalanýp kanayan ayaðýnýn aðrýsýyla Adana’ya baka baka aðladýðýný anlattý bana.
Karnýnda taþýdýðý bebek, benmiþim. Bu hatýrayý annemden dinledikten sonra, ne zaman Demirköprü’yü görsem, takýlýr kalýrým; ana karnýnda duyduðum acýyý, bir kez daha hissederim.
Demirköprü’yü keþif etmem, Ýstanbul Boðazý’ndaki Boðaziçi Köprüsü’nün 30 Ekim 1973’te, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluþunun 50. yýldönümü þerefine devlet töreniyle hizmete sokulmasýyla oldu. O gün radyodan açýlýþ haberlerini dinledim. Çok heyecan vericiydi. Ertesi gün, çok merak ettiðim Boðaziçi Köprüsü’nün fotoðraflarýný gazetelerden gördüm. Ýlk bakýþta, Boðaziçi Köprüsü’nü Demirköprü’ye benzettim, çok sevdim. Boðaziçi Köprüsü de Doðu ile Batý’yý, Asya ile Avrupa’yý baðlýyordu birbirine. Yýllardýr, Demirköprü ile Boðaziçi Köprüsü üzerinden edebiyat/sanat uðraþýmý anlamlandýrýrým.
Bir yýl sonra, Boðaziçi Köprüsü’nün açýlýþ gününde, 30 Ekim 1974’te, Demirköprü’yü yürüyerek geçtim. Daha sonra Eski Baraj’dan Demirköprü’yü görebileceðim yere kadar gider, orada, dakikalarca bakardým ona.
SULTAN ABDÜLHAMÝT’ÝN HÜLYASI
Seyhan Nehri üzerindeki Demirköprü, bana asýl kendi hikayesiyle acý verir: Demirköprü, Sultan Abdülhamit’in Adana’ya hediyesidir ve hülyasý olan Hicaz Demiryolu’nun önemli bir parçasýdýr.
Osmanlý coðrafyasý, Ýngiltere, Fransa, Rusya ve Almanya’nýn rüyalarýna giriyordu. Ýslam topraklarýnýn doðal kaynaklarý ve olaðanüstü serveti için iþtahlanan Batýlý devletlere karþý Sultan Abdülhamit son derece uyanýktý: Onlarý birbirine düþürdü. Amacý, Osmanlý’yý yaklaþmakta olan Birinci Dünya Savaþý’nýn dýþýnda tutup onlar savaþla çökerken, Osmanlý’yý kalkýndýrýp dünya gücü haline getirmek.. Bu politikasýný fark eden Ýngiltere, Fransa, Rusya ve Almanya masonlarýn kurduðuÝttihat Terakki Fýrkasýn’a 1909’da Sultan Abdülhamit’i tahttan indirtti. 1908’de Ýkinci meþrutiyet’i ilan etmesi de çözüm olmadý. Ýttihat Terakki, Osmanlý’yý Almanya’nýn safýnda savaþa soktu. Dünya güçleri, Osmanlý’yý tasfiye operasyonunu böylece baþarýyla tamamladý.
Almanya, ileride çýkacaðýna inandýðý bir Avrupa savaþýnda, geniþ hammadde ve insan kaynaklarýna sahip Osmanlý’dan yararlanmak istiyordu. 1877-1878 Osmanlý-Rus savaþý, Alman-Türk iliþkilerinde, bir dönüm noktasý oldu: Osmanlý, Fransa ve Rusya’yla belli ölçüde anlaþma saðlayan Ýngiltere’yi Almanya'yla dengeliyordu.
Sultan Abdülhamit'in Baðdat Demiryolu Projesi, bu yýllarda ortaya atýldý. Ýstanbul-Basra arasýnda yaklaþýk 4 bin kilo metreyi bulan bu proje, o zamana kadar gerçekleþtirilen hemen bütün hatlardan daha büyük ve kapsamlýydý. Ýlk kez Ýngiltere tarafýndan dile getirilen Baðdat demiryolu hattý, Avrupa'yý zengin petrol yataklarýnýn bulunduðu Basra körfezine baðlayacaktý.
Ýstanbul-Baðdat Demiryolu’nun sadece Türkiye ayaðý, 2700 km. uzunluðu geçiyordu. Baðdat-Musul istikametinden Medine'ye varacak demiryolu güzergâhý ucuz ve rahat bir ulaþým imkaný saðlayacaðý gibi, ticarî hareketi artýrýcý, yeraltý ve yerüstü zenginliklerinden istifade imkanýný geliþtirecekti. Bir yandan Musul-Baðdat-Medine fevkalade imkânlarla Ýstanbul’a baðlanýrken, öte yandan Musul üzerinden Ýran ve Pakistan 'a ayrýlacak hat Orta Asya 'ya, Suriye üzerinden de Kudüs’e ve Mýsýr’a kadar ulaþma fýrsatý temin edecekti.
Sultan Abdülhamit, gerek asker sevkiyatýnda kullanmak, gerekse bu hattýn geçtiði bölgelerdeki vergi gelirlerini arttýrmak için bu demiryolunun yapýlmasýný istiyordu. Bu projenin teknolojik, sanayî, ticari ve ulaþým yönünden askerî ve stratejik açýdan sayýsýz faydasý vardý. Sultan Abdülhamit, hatýralarýnda "Hicaz Demiryolu inþasý benim en eski hülyamdýr. Bu yol devletimiz için sadece iktisadî bakýmdan büyük fayda etmekle kalmayacak ayný zamanda oradaki kuvvetimizi saðlamlaþtýrmaya da yarayacaðýndan askerî bakýmdan da çok ehemmiyetli olacaktýr " diye anlatýyordu.
Baðdat Demiryolu Projesi’nin en çetin problemi, o gün için devlete yüklediði aðýr malî yüktü. Ýngilizler 1830'dan beri bu iþi üstlenmeye hevesliydiler. Demiryolu imtiyazýnýn Ýngilizlere verilmesi, petrol havzasý olan Irak'ý da içeren doðu bölgelerinin Hindistan'a kadar tümüyle Ýngiltere'nin denetimine býrakýlmasý demekti. Lübnan'daki karýþýk durum nedeniyle Fransa'nýn da imtiyazý ele geçirmesi sakýncalý görülüyordu. Buna karþýlýk Almanya'nýn bankalar aracýlýðýyla büyük þirketlerin sermaye ihracýna dayalý yayýlma stratejisi daha az tehlikeli görünüyordu Sultan Abdülhamit'e.
Sultan Abdülhamit, planýný 1900 yýlýnda açýkladý: Müslümanlar arasý dayanýþma saðlanmalýydý. Anadolu'yu baþtan baþa geçecek ve Ýslam coðrafyasýnýn bütün köþeleriyle baðlantýyý saðlayacak bu muazzam demiryolu projesi, ümmet-i Muhammet’e gereði gibi anlatýlmalýydý.. Herkes fedakarlýk edecekti. Örnek olarak önce kendisi þahsi servetinden 2.5 milyon altýn baðýþladý. Mýsýr Hidiv 'i, Ýran Þah 'ý, Haydarabat Nizamý, Okyanus adalarýndaki Müslüman cemaat ve diðerleri, coþkuyla yardýma koþtular. Daha sonra Ýstiklâl Savaþýmýzda da yardýmýmýza koþacak olan Hintli Müslümanlar, büyük fedakârlýk yaparak gerekli paranýn üçte birini karþýladýlar.
Sultan Abdülhamit, ilk iþ olarak Batýlý iþadamlarýný birbirine düþürdü; projeyi parçaladý, bir hattýn ihalesini birine verdi, ardýndan bir diðerini devreye soktu. Hat güzergahýnda çýkarýlacak tarihî ve arkeolojik eserlerin kaçýrýlmamasý için gerekli talimatlarý da verdi. Ýleride çok deðerlenecek bu topraklarýn elden çýkmamasý ve Siyonistlerin eline geçmemesi için gerekli tedbirler alýndý. 1904 yýlýna gelindiðinde, 4 yýllýk kýsa bir dönem içinde 15 milyon altýn toplandý. Dünya pazarlarýna girmemizi saðlayan, demir-çelik üretimini artýran bu muazzam projede asker, köylü, iþçi olanlar dahil 6 bin kiþi çalýþmaya baþladý. Sonralarý bu rakam 700 bine ulaþtý. Baðdat Demiryolu Projesi binlerce mühendisimizi yetiþtirdi, binlerce yerleþim yerini geliþtirdi, nüfuslarýnýn artmasýna vesile oldu.
Tarihteki Ýpekyolu’nun yerini alacak Berlin-Ýstanbul-Baðdat Demiryolu, Batý ile Doðu’nun önemli köprüsü olarak, 1900’lü yýllarýn baþýnda, büyük bölümü Almanla tarafýndan yapýldý. Almanya bundan önce Haydarpaþa Liman inþaat ve iþletmesini de üstlenmiþ, Baðdat Vilayeti çevresinde demiryolu inþa iþini almýþtý. Petrol bölgesindeki yarýþýn ilk raundunu kaybeden Ýngiltere için Arap aþiretlerini Ýstanbul'a karþý kýþkýrtmaktan baþka çare kalmýyordu. Lord Gurzon, demiryolunun Kuveyt'e uzanmasýný engelledi. Alman subaylar, güzergah tespiti için Kuveyt'e gittiklerinde, bölge halen Osmanlý topraðý olmasýna raðmen, Araplar Ýngiltere'yle yaptýklarý anlaþmayý gerekçe göstererek mühendislik çalýþmasýna izin vermediler. Sultan Abdülhamit’in hülyasý Ýstanbul-Baðdat Demiryolu, Birinci Dünya Savaþý çýktýðý için Körfez’e kadar uzanamadý, yarým kaldý.