Seher vakti esen rüzigarýn serinliðini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köþelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çýplak ayaklarýný ýslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuþunun canlý ötüþünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeðin avucunu, ellerine almadan yaþayan;
Akýldan, mantýktan ne bahseder bilmem ki?!..
Tüm islam aleminin ve Nizip.Com üyelerinin kandilini tebrik ederim.
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümaným diyene.
Geçen sene bu konuya kimse bir þey yazmamýþ, bari bu sene devam edelim.
Herkesin Miraç kandili kutlu olsun.
T.C VATANDAÞI, NE MUTLU TÜRKÜM DÝYENE
silerin ve alemi islamýn miraç kandili kutlu olsun
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
Hayýrlý dualar dilemeniz dileyimle
Görüþleriniz bizim için önemlidir
0342 5171254
Mahmut Miraç kandilinin ne olduðunu açýklarmýsýn,bilmeyenler öðrensin.
T.C VATANDAÞI, NE MUTLU TÜRKÜM DÝYENE
KANDÝL GECELERÝ
Ülkemizde kandil geceleri diye bilinen geceler; Rabiulevvel ayýnýn on ikinci gecesi olan Mevlid, Recep ayýnýn ilk cuma gecesi olan Regaib, yine Recep ayýnýn yirmiyedinci gecesi olan Mirac, Þaban ayýnýn on beþinci gecesi olan Beraat ve Ramazan ayýnýn yirmi yedinci gecesi olan Kadir Gecesidir.
Bu geceler Osmanlýlar döneminde II. Selim zamanýndan baþlayarak, minarelerde kandiller yakýlarak duyurulup kutlandýðý için "Kandil" olarak anýlmaya baþlamýþtýr.[1] Bu çalýþmada kandillerin tarihi ile ilgili bilgi verilip dinimizin bunlara bakýþý ortaya konulmaya çalýþýlacaktýr.
1. Kadir Gecesi
Bu gecelerden Kadir gecesi ile ilgili olarak Kur'an-ý Kerim'de müstakil bir sûre bulunmaktadýr. Kur’an-ý Kerim’in doksan yedinci suresi olan bu sûrede Allah-u Teala, Kadir gecesinin bin aydan daha hayýrlý olduðunu bildirmiþtir. Fakat bunun da Ramazanýn yirmiyedinci gecesi olduðuna dair kesin bir delil yoktur. Kadir gecesi ile ilgili hadislere bakýldýðýnda Peygamberimizin (sav) mü’minlere tavsiyesi, Kadir gecesini Ramazanýn son on gününün tek gecelerinde aramalarý þeklinde olmuþtur. Buna göre Kadir gecesi Ramazanýn yirmi bir, yirmi üç, yirmi beþ, yirmi yedi ve yirmi dokuzuncu gecelerinden herhangi biri olabilir. Yani Kadir gecesi, zamanýmýzda Müslümanlarca ihya edilmeye çalýþýldýðý gibi herkesçe bilinen bir gece olmayýp, aksine gizlenmiþtir. Resulullah (sav) bile Kadir gecesinin Ramazanýn kaçýncý gecesi olduðunu bilmiyordu.
Kadir gecesinin ihyasý ile ilgili olarak Peygamber (sav)’den bir dua haricinde herhangi ibadet tavsiye edilmemiþtir. Fakat Âiþe validemizin bildirdiðine göre Peygamberimiz Ramazan ayýnda, diðer aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi. Ramazanýn son on gününde ise çok daha þiddetli bir gayrete geçerdi. Son on günde geceleri ihya eder, ailesini de (gecenin ihyasý için) uyandýrýr ve itikâfa girerdi.[2]
Bir gün Âiþe validemiz, Peygamberimiz (sav)'e: "Ey Allah’ýn elçisi! Kadir gecesinin hangi gece olduðunu anlarsam o gece nasýl dua edeyim?" diye sormuþ, Peygamberimiz (sav) de ona: "Þu duayý oku" buyurmuþtur:
"Allahým! Sen affedicisin, cömertsin. Affetmeyi seversin. Beni de affet."[3]
2. Beraat Gecesi / Kandili
Beraat gecesinin fazileti ile ilgili olarak da Peygamberimizden nakledilen birkaç hadis bulunmaktadýr. Bunlardan bir tanesinde bu gecede Allah’ýn dünya semasýna tecelli edeceði, Kelb kabilesinin koyunlarýnýn kýllarý adedince (çokluk belirtmek
için kullanýlmýþ bir ifade) insaný baðýþlayacaðý ve kendisine edilen tüm dualarý kabul edeceði anlatýlmaktadýr.[4] Bu hadise kitabýnda yer veren Ýmam Tirmizi ve onun hocasý Ýmam Buhari baþta olmak üzere birçok alim, bu hadislerin isnadlarýnda problem bulunduðunu, dolayýsýyla hadislerin zayýf olduðunu ve bunlarla amel edilmeyeceðini belirtmiþlerdir.[5] Müfessirlerden Ebu Bekir Ýbnu’l-Arabî, Beraat gecesinin fazileti hakkýnda bir tek saðlam hadisin bile gelmediðini, dolayýsý ile bu konu ile ilgili olarak hadis diye dolaþan sözlere itibar edilmemesi gerektiðini söylemektedir. [6] Gerçekten de Peygamberimiz Muhammed (sav)’in ve sahabe-i kiramýn mescidlerde bu geceyi ihya etmek için toplandýðý, özel dualar ettikleri, bugün özellikle ülkemizde olduðu gibi bu geceye has namaz kýldýklarý þeklinde tek bir rivayet dahi gelmemiþtir.
Bazýlarý Duhan sûresinde geçen: “O gecede her hikmetli buyruk ayrýlýr ve katýmýzdan bir emirle ilgilisine yollanýr.”(Duhân, 44/4-5) ayetlerine bakarak o gecenin Þaban ayýnýn on beþinci gecesi olan Beraat gecesi olduðunu söylemiþlerdir. Buna dayanarak da Allah’ýn o gecede kullarýn rýzýklarýný taksim ettiðini, ecellerini tayin ettiðini, bir sonraki Þaban ayýnýn on beþine kadar olacak tüm olaylarý takdir ettiðini, dolayýsýyla bu gece yapýlacak olan dua ve ibadetlerin mutlaka kabul edileceðini iddia etmiþlerdir. Böylece peygamberimiz ve ashabýnýn yapmadýðý, bu geceye has bir takým ibadetler ortaya çýkmýþtýr. Hâlbuki Allah-u Teala o sûrede þöyle buyurmaktadýr:
“Hâ Mîm. Andolsun o apaçýk kitaba ki, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz uyarýcýyýz. O gecede her hikmetli buyruk ayrýlýr ve katýmýzdan bir emirle ilgilisine yollanýr.” (Duhân, 44/1–5)
Görüldüðü gibi Allah-u Teala, iþlerin taksim edildiði gecenin Kur’an-ý Kerim’in indirildiði gece olduðunu bildirmektedir. Kur’an’ýn da Þaban ayýnýn on beþinde deðil; Ramazan ayýnda ve Kadir gecesinde nazil olduðunu diðer ayetlerden öðrenmekteyiz:
“Ramazan ayý ki o ayda insanlara yol gösterici, doðrunun ve doðruyu eðriden ayýrmanýn açýk delilleri olarak Kur’an indirilmiþtir.” (Bakara, 2/185)
“Muhakkak ki biz Kur’an’ý Kadir gecesinde indirdik.” (Kadir, 97/1)
Alimlerin büyük bir çoðunluðu Duhân suresinde geçen “mübarek gece”nin kadir gecesi olduðunu söylemiþlerdir. Müfessir Ebu Bekir Ýbnu’l-Arabî bu konuda þöyle demektedir: “Bu ayette geçen mübarek gecenin kadir gecesi deðil de baþka bir gece olduðunu iddia edenler, Allah’a büyük bir iftirada bulunmuþ olurlar.”[7]
Bir de Beraat gecesi ile alakalý olarak halk arasýnda “Beraat gecesi namazý” veya "Salâtu'l-Hayr" olarak bilinen bir namaz vardýr. 100 rekât olan bu namazýn her rekâtýnda Fatiha ve on defa Ýhlâs suresinin okunmasý gerektiði söylenmektedir.[8] “Kaynaklarýn belirttiðine göre Berat gecesine ait özel bir namaz yoktur. Gazzâlî, bu gece her rekâtýnda Fatiha’dan sonra on bir Ýhlâs okunmak suretiyle kýlýnacak yüz rekât veya her rekâtýnda Fatiha'dan sonra yüz Ýhlâs okunan on rekât namazýn çok sevap olduðuna dair bir rivayet naklettiði halde (Ýhyâ, 1/203), Ýhyâ-u Ulûmi'd-dîn'deki hadisleri tenkide tâbi tutan Zeynüddin el-Irâkî ile Nevevî bunun aslýnýn olmadýðýný söylemiþlerdir. Bu namazýn bir bid'at olduðunu kaydeden Nevevî, bu konuda Kûtü'l-Kulûb ve Ýhyâ-u Ulûmi'd-dîn'de geçen rivayete aldanýlmamasý gerektiðini söylemekte (el-Mecmû’, 4/56), Ali el-Kârî de bu rivayetin uydurma olduðunu belirterek Berat gecesi namazýnýn h. 400 (m. 1010) yýlýndan sonra Kudüs'te ortaya çýktýðýný kaydetmektedir. Bu namazýn ilk defa h. 448 (m. 1056) yýlýnda Kudüs'te Mescid-i Aksâ'da kýlýndýðýna ve zamanla yaygýnlýk kazanarak sünnet gibi telakki edildiðine dair bir rivayet de nakledilmektedir.”[9]
3. Regaib ve Mirac Kandilleri
Recep ayýnda bulunan Regaib ve Mirac kandilleri ve faziletleri hakkýnda da herhangi bir delil bulunmamaktadýr. Yalnýz Recep ve Þa’bân aylarý hakkýnda bir kaç söz söylenmesi gerekmektedir: Recep ayý “dört haram ay”dan bir tanesidir. Diðerleri Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarýdýr. Bu aylarda savaþmak haram kýlýnmýþtýr. Dolayýsýyla bu aylarýn diðer aylara göre bir fazileti bulunmaktadýr. Âlimler bu aylarda oruç tutmanýn müstehab olduðunu söylemiþlerdir. Fakat Peygamber (sav)’den ve ashab-ý kiram’dan özellikle bu ayda oruç tutmanýn
faziletine dair herhangi bir sahih rivayet nakledilmemiþtir.
Bir de halk arasýnda “üç aylar” olarak bilinen Recep, Þa’ban ve Ramazan aylarý hakkýnda rivayet edilen: “Recep Allah’ýn ayýdýr, Þa’ban benim ayým, Ramazan da ümmetimin ayýdýr.” Sözü hakkýnda âlimlerin çoðu “bu uydurmadýr” demiþtir. Ayrýca yine Recep ayýnýn fazileti hakkýnda: “Kim o ayda þu kadar namaz kýlarsa ona þu kadar sevap verilir, kim o ayda istiðfar ederse ona þu kadar ecir verilir.” Þeklinde hadis diye rivayet edilen sözlerin hepsi mübalaðadýr, hepsi âlimler tarafýndan tekzib edilmiþtir.[10] Özellikle Regaip gecesi ile ilgili olarak halk arasýnda meþhur olan Regaip namazýyla ilgili rivayeti, 1023 (h. 414) yýlýnda vefat eden Ali b. Abdullah b. Cehdâm isimli Mekkeli sûfî bir zatýn ihdas ettiði / ortaya çýkardýðý kaynaklarda belirtilmektedir.[11]
Þa’bân ayýna gelince: Sahih rivayetlere göre Peygamberimizin Ramazan ayýndan sonra en çok oruç tuttuðu ay Þa’bân ayýdýr.[12] Üsâme b. Zeyd (r.a) þöyle bir hadis rivayet etmiþtir: “Resulullah (s.a.v), Þa’bân ayýnda tuttuðu orucu hiçbir ayda tutmamýþtýr. Kendisine: “Ey Allah’ýn Resulü! Senin, Þa’bân ayýnda tuttuðun orucu baþka bir ayda tuttuðunu görmedim" dedim. O da þöyle buyurdu: “Þaban, Receb ile Ramazan arasýnda insanlarýn gafil bulunduðu ve amellerin, âlemlerin Rabbi olan Allah’a yükseldiði aydýr. Ben de amelimin (Allah Teala'ya) oruçlu olduðum halde yükselmesini seviyorum.”[13] O halde bu ayda oruç tutmanýn Peygamber (sav)’in güzel bir sünneti olduðu rahatlýkla söylenebilir.
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümaným diyene.
4. Mevlid Kandili
Peygamberimiz (sav), Ashab-ý Kiram, Emevîler ve Abbâsîler dönemlerinde herhangi bir kutlama örneðine rastlanmayan Rebiulevvel ayýnýn on ikinci gecesi olan Mevlid kandili, ilk defa hicretten yaklaþýk üç yüz elli yýl kadar sonra Mýsýr’da, Þii Fâtimî Devleti döneminde kutlanmaya baþlamýþtýr.[14] Eyyûbîler döneminde birçok tören ve bayram kaldýrýlmýþ olduðundan Mevlid kutlamalarý Erbil Atabegi Begteginli Muzafferuddin Kökböri (ö. 629/1232) tarafýndan büyük törenlerle yeniden kutlanmaya baþlamýþtýr.[15] Muzafferuddin Kökböri’nin bu kutlamalarý yeniden baþlatmasýnýn ardýnda, Musullu sûfi Ömer b.
Muhammed el-Mellâ’nýn bulunduðu belirtilmektedir.[16] Peygamber Efendimizin doðum günü olan bu günün / gecenin faziletine dair de herhangi bir delil mevcut deðildir.
Ebû Þâme el-Makdisî, Þehâbeddin el-Kastallânî, Ýbn Hacer el-Askalânî, Celâleddin es-Suyûti gibi bazý alimler Peygamberimizin dünyaya gelmesi sebebi ile sevinmenin, bu gün münasebetiyle muhtaçlara yardým etmenin, Peygamberimize þiirler (mevlid gibi) okumanýn güzel birer amel olduðu söyleyerek, bu gibi Mevlid kutlamalarýnýn “bid’at-ý hasene” sayýlmasý gerektiðini söylemiþlerdir. Mâlikî fakihi Ýbnu’l-Hâc el-Abderî, Ömer b. Ali el-Lahmî el-Fâkihânî, Ýbn Teymiyye, Muhammed Abduh, Abdulaziz Ýbn Bâz ve Hammûd b. Abdillah et-Tuveycîrî gibi âlimler ise mevlid kutlamalarýna “bid’at-i seyyie” gözüyle bakmýþ ve buna þiddetle karþý çýkmýþlardýr.[17]
DEÐERLENDÝRME
Dinde sonradan ortaya çýkan ve hakkýnda herhangi bir delil bulunmayan bu gibi durumlar hakkýnda Allah Resulu (sav) þöyle buyurmuþtur:
“Ýþlerin en kötüsü sonradan ihdas edilenler / ortaya çýkarýlanlardýr.”[18]
“Sonradan ihdas edilen her þey bid’attir”[19]
“Her bidat dalalettir, her dalalet de ateþtedir.”[20]
Sonuç olarak þu söylenebilir ki; ne Kur’an’da ve ne de sünnette bugün geniþ halk kitleleri tarafýndan kutlanan kandil gecelerine iþaret vardýr. Mübarek kabul edilen bu geceler, Peygamber Efendimiz ve ashabýndan çok sonra Mýsýr ve Kudüs’te kutlanmaya baþlamýþ, daha sonra Ýslam dünyasýnýn çeþitli bölgelerine yayýlmýþtýr. Bu kutlamalar kesinlikle Ýslam’ýn bir emri veya bir tavsiyesi deðildir. Müslüman toplumlar tarafýndan ortaya çýkarýlmýþ ve gelenek haline gelmiþtir. Osmanlý padiþahlarýndan II. Selim döneminden itibaren ‘kandil’ adýný alan bu geceler miraciye, regaibiye, mevlüt gibi çeþitli etkinliklerle ihya edilmiþtir. Kandil gecelerini kutlayan her toplum kendi kültüründen bir þeyler eklemiþ ve böylece bu geceler gelenekselleþmiþtir. Günümüzde de kandil geceleri halk camilere akýn etmekte, kandil simidi ve tebrikleþmelerle son derece yoðun bir þekilde kutlanmaya devam etmektedir.
YAHYA ÞENOL
25.07.2006 SÜLEYMANÝYE
ysenol@hotmail.com
HATIRLATMA: Bu konuyla ilgili olarak yine sitemizde yer alan RECEP AYI HAKKINDA UYDURULMUÞ HADÝSLER ve BERAT GECESÝ HAKKINDA KÜTÜB-Ü SÝTTE’DE YER ALAN HADÝSLER baþlýklý çalýþmalarý okumanýzý tavsiye ederiz.
1. RECEP AYI HAKKINDA UYDURULMUÞ HADÝSLER:
2. BERAT GECESÝ HAKKINDA KÜTÜB-Ü SÝTTE’DE YER ALAN HADÝSLER:
1] Nebi Bozkurt, “Kandil”, Diyanet Ýslam Ansiklopedisi (DÝA), Ýstanbul, 2001, c. 24, s. 300.
[2] Buharî, Fadlu Leyleti'l-Kadr 5, Müslim, Îtikâf 8, (1175); Ebu Dâvud, Salât 318; Tirmizî, Savm 73; Nesâî, Kýyâmu' l-Leyl 17.
[3] Tirmizi, Daavât, 84.
[4] Tirmizi, Sýyam, 39; Ýbn Mace, Ýkamet, 191.
[5] Bkz: Tirmizi’nin Sýyam, 39’da bu hadisten sonra yer alan açýklamasý ile Muhammed Fuad Abdulbaki’nin Ýbn Mace, Ýkamet 191’de yer alan açýklamalarý.
[6] Bkz: Ebu Bekir Ýbnu’l-Arabî, Ahkâmu’l-Kur’ân, 2. Bs., y.y., 1968, c. 4, s. 1678 (Duhân Sûresi, 2. ayetin tefsiri)
[7] Ebu Bekir Ýbnu’l-Arabî, a.g.e., c. 4, s. 1678.
[8] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Ýslam Ýlmihali, Ýstanbul, 1986, s. 188.
[9] Ýhyâ, el-Mecmû ve el-Esrâru’l-Merfûa gibi kaynaklardan naklen; Halit Ünal, “Berat Gecesi”, DÝA, c. 5, s. 475.
[10] Bkz: Yusuf el-Kardâvî’nin Recep ayý ile ilgili bir fetvasý:
[11] Ýsmail b. Ömer Ýbn Kesir, el-Bidâye ve’n-Nihâye, Beyrut, trs., c. 12, s. 16; Nebi Bozkurt, “Kandil”, DÝA, c. 24, s. 301.
[12] Buhari, Savm, 52; Müslim, Sýyâm, 176; Tirmizi, Savm, 36; Ýbn Mâce, Sýyâm, 30.
[13] Nesâî, Sýyâm, 70.
[14] Ahmet Özel, “Mevlid”, DÝA, c. 29, s. 475.
[15] Ahmet Özel, a.g.e., ayný yer.
[16] Ahmet Özel, a.g.e., s. 476.
[17] Ahmet Özel, a.g.e., s. 477-478; Ahmet Özel, “Mevlid: Tarihi ve Dini Hükmü”, Dîvân Ýlmî Araþtýrmalar Dergisi, Bilim ve Sanat Vakfý, Ýstanbul, 2002/1, sayý: 12, s. 243-246.
[18] Müslim, Cuma, 43.
[ [19] Nesâi, Îdeyn, 22; Ýbn Mâce, Mukaddime, 7.
[20] Müslim, Cuma, 43; Ebu Davud, Sünnet, 6.
Konu M.KÜÇÜK tarafýndan (28.06.11 Saat 07:51 ) deðiþtirilmiþtir.
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümaným diyene.
Baþtan sona kadar güzelce oku...Yazýnýn altýnda delilleri de var, karþý yorum yapmak isteyen arkadaþlar lütfen delilleri ile yorum yapsýnlar.
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümaným diyene.
Mahmut kopyala yapýþtýr yapmayý bizde biliyoruz, ben senin aðzýndan dinlemek istedim, yoksa bunlar internette var zaten.
T.C VATANDAÞI, NE MUTLU TÜRKÜM DÝYENE
Konu uzun, Mahmut'da açýklayacaktýr. Fakat ben etkilendiðim bölümlerini anlatmaya çalýþayým.
Hz.Peygamber S.Av. Alllaf C.C. görmek için yanýp tutuþunca , Allah, Cebrail A.s aracýlýðý ile yanýna alýyor...
...
Cebrail A.s bir yerde artýk duruyor ve ben geçemem, burdan sonrasý sadece sana açýk Ya Allah'ýn resulu diyor.
.....
Hz.Peygamber S.A.v. o perdeyi geçibde Cenabý Allah'ýn huzuruna gelince,
"yaradýlmýþlarýn hepsinin tesbihatýný sana getirdim Allah'ým" diyor,
Cenabý Allah'Da "selam senin üzerine olsun ya Nebi" diyor
Efendimiz SAV'de "Salat ve selam salih kullarýnýn üzerine olsun" diyor.
Bunu duyan ve bu aný sonsuz andýr bekleyen melekler
Allah birdir, ve Muhammed S.AV. onun resuludur" diyorlar.
...
Namaz hediye ediliyor ve Amenerresulu hediye ediliyor vs..
Görüþleriniz bizim için önemlidir
0342 5171254
Menes teþekkürler kardeþim geniþ bir izahat ve güzel bir izahat
selamlar
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
Ýyide herþeyi bu kadar ince ayrýntýsýna varýncaya kadar kim anlatýyor, kim görmüþ ?
T.C VATANDAÞI, NE MUTLU TÜRKÜM DÝYENE
Konu M.KÜÇÜK tarafýndan (28.06.11 Saat 10:04 ) deðiþtirilmiþtir.
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümaným diyene.
Mirac olayý Hz Peygamberin taifte taþlanmasýndan sonra olmuþtur...Bu bir mucize de deðildir.
Mirac yolculuðunun amacý insanlara mucize göstermek deðildi. Allah Teâlâ bu yolculuðun amacýný, kuluna yani peygamberimize bir takým ayetler göstermek olarak açýklamýþtýr. O þöyle buyurmuþtur:
“Bir kýsým ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiðimiz el-Mescidül-Aksa’ya (yeryüzüne en uzak olan mescide) götüren O Allah her türlü noksanlýktan yücedir. Gerçekten O, iþitendir görendir.” (Ýsra, 17/1)
Bu yolculuk insan kapasitesini aþtýðý için olaðanüstü bir olaydýr fakat peygamberliði ispat nev’inden olan mucizelerden deðildir. Çünkü bu olaya sadece peygamberimiz þahit olmuþtur. Hâlbuki mucizeler peygamberliði ispat için insanlarýn gözü önünde gösterilir. (Seyyid Þerif Cürcânî, Kitabu’t-Ta’rifât, y.y, t.y., s: 219
Buhari ve Müslim baþta olmak üzere birçok hadis kitabýnda Mirac gecesi namazýn önce 50 vakit olarak farz kýlýndýðý fakat daha sonra 5 vakte kadar indirildiði hadisi yer almaktadýr. Fakat Kur’an-ý Kerim’e bakýldýðýnda bunun doðru olmadýðý açýk bir þekilde görülmektedir. Zira namaz ilk peygamberden son peygambere kadar bütün peygamberlere ayný þekilde beþ vakit olarak farz kýlýnmýþtýr.
Konu M.KÜÇÜK tarafýndan (28.06.11 Saat 10:10 ) deðiþtirilmiþtir.
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümaným diyene.