HALK EDEBÝYATI NEDÝR?
Türk Halk Edebiyatý, kültürümüzün en önemli kýsmýdýr. Yüzyýllardýr oluþan birikimimiz ve atalarýmýzdan bize miras kalan deðerler bütünüdür. Edebiyatýmýza birilerinin halk edebiyatý demesi bazen beni düþündürür. Halk Ozaný çoðu zaman derinlemesine incelenmesi gereken bir terimdir.
Türk Sanat Müziði diye bir baþlýkta beni düþündürür. Sanki Divan Edebiyatý Sanatla doludur ama Halk Edebiyatý denilen kýsým sanattan yoksun kaba saba sözlerden oluþur. Oysaki Türk Milletinin edebiyatý elbette ki onun öz benliðinden çýkan her kelime, her mýsra, her beyittir.
Ýslamlaþmadan önceki Edebiyatýmýz genelde yazýlý olmayan aþýklarca söylenen metinlerden oluþur. Hatta öyle ki metinler bazen sadece bir kez söylenir ve biter. Ýkinci kez icra edilirken ayný tema olsa bile metin mutlaka farklýdýr.
Göçebe toplum olma nedeniyle edebi metinlerin yazýya dökülmesi ortam þartlarý nedeniyle yapýlamaz. Yazý bize ancak Ýslamiyet’ten sonra alýþkanlýk olmuþtur. Ahmet Yesevi'nin Makalatý, Divani Lügati Türkî bizim ilk yazýlý metinlerimiz sayýlýr.
Yerleþik hayata geçiþimizde týpký Ýslamiyet’le olan bir þeydir. Hatta ayný coðrafyada üst ütse iki kez ilk defa Ýslam’dan sonra devlet kurabilmiþ hatta Türkiye Cumhuriyeti ile ayný yerde üçüncü kez devlet kurabilmiþizdir. Daha önceleri kurulan devletlerimiz genelde baþka baþka coðrafyalarda meydana gelmiþtir.
Þimdi bazý Türk olmayan insanlarýn aklýna; “Türkler edebiyata önem vermez yada baþarýlý deðillerdir”, diye bir düþünce oluþabilir.
Bu tamamen yanlýþtýr. Sözlü Edebiyat, Göçebe toplum olma mecburiyetinden kaynaklanmýþtýr.
Ayný durumu Kýzýldereli toplumunda Rusya ve Avrupa’yý oluþturan Barbar Kavimlerinde de görebiliriz.
Vikingler, Got ve Vizgotlar da buna örnektir.
Hatta Türkler dýþýndaki göçebe toplumlar genelde millet bile olamamýþtýr. Türk Milleti, Dil ve Din birliðini her çaðda saðlamýþtýr. Yaþadýklarý geniþ coðrafya alanlarýnda hep Türkçe konuþmuþ ve ayný þeye inanmýþtýr. Bugün Ýslamiyet'le Türklüðün ayný anlamý çaðrýþtýrmasý da bu yüzdendir.
Bu tanýmlama ve kýyaslama sonrasý asýl konumuz edebiyatýmýzýn ne kadar estetik ve sanat yüklü olduðudur.
Halk Edebiyatýmýz hece vezniyle þiir yazmýþtýr. Masallar ve kahramanlýk hikâyeleri de þiir biçimde söylenmiþtir.
Resim sanatýmýz pek görülmez. Nedeni ise uçsuz bucaksýz bozkýrda resim kazýnacak bir maðara duvarý olmamasýdýr.
Heykel içinde ayný þeyi rahatlýkla söyleyebiliriz. Resim yapacak ne bir saray vardýr nede bir köþk. Türk toplumu eþitlik içinde çadýrda ve at sýrtýnda yaþatmýþtýr.
Kilim çuval ve çadýr sanatýný pek ala görebiliriz. Nefis desenli kilim çuval ve çadýrlar bugün bile sanat dehasýdýrlar.
Çadýr kilim gibi benzeri eþyalara yapýlan Soyut þekiller bugün bile sanatýn zirvesidir.
Ýþte bu kýsa özellik tanýmý ile þiirimizde ki var olan söz sanatýný görelim.
Erzurum Daðlarý kar ile boran
Betimlemesi bize nasýl bir sanat gösteriyor. Dört kelime ile yapýlan sayfalar dolusu tasviri okuyoruz.
Karþýdan gelirde eli develi
Betimlemesi nasýl bir söz sanatý saklamaktadýr.
Ferman padiþahýnsa daðlar bizimdir
Demek nasýl birkaç sayfa ile yazýya dökülebilir.
Eyy zalim hükümdar ben zulmünü tanýmýyorum, o yüzden daðlara çýkýyorum. Gücün varsa benimle savaþ, ben köle olmaktansa ölmeyi göze aldým.
Bakýn yine Dört kelimeyi en az iki cümleyle yazabildim. Benim yazdýðým bu açýklamalar unutulur ama Dadaloðlu'nun söyledikleri bugüne bile ýþýk tutuyor.
Dört kelime ile kaç sayfayý dile getiren bir sanat. Sözler sadece anlam dolu ve akýlda kalýyor. Sözler vezinle ve beste olabiliyor. Benzetme kiþileþtirme bilinen tüm edebi sanatlarý kullanýyoruz.
Þiir gibi söylenirken de, beste halinde müzik biçiminde yani Türkü yapýldýðýnda da güzel oluyor.
O halde sanat için eksik ne kalýyor.
Ya da sanat Türk Edebiyatýnda ne zaman zirveye ulaþýyor.
Türkçe Edebiyat konusunda yazýlan üniversite sýnavýna hazýrlýk kitaplarýnda bu büyük edebiyata küçümseyen bir gözle bakýlýyor.
Hani ÖSS ÖYS LGS vs türlü türlü kýsaltmalarýný duyduðumuz ama hep ayný nedenle yapýlan sýnava hazýrlýk kitaplarý Halk edebiyatýmýz hakkýnda þöyle diyor
‘’ FEM Dergisi yayýnlarý Edebiyat 2 Kitap
HALK Edebiyatý
Þiirlerde az da olsa söz sanatlarýna – teþbih- mecaz – yer verilmiþtir.
Celal Aydýn yayýnlarý
Edebiyat
Sf: 27 Yer yer söz sanatlarý kullanýlsa da anlatým yalýndýr.
ÖSS Birey Dershanesi yayýnlarý
Türkçe – Edebiyat
Sf: 343
Az da olsa mecaz ve mazmunlar kullanýlýr.
Üniversite hazýrlýk kitaplarýnýn çoðunun özellikle bu bölümünü inceledim. Hepsinde ayný hata ve bilgisizlik bulunmaktadýr.
Sanat yönünden halk edebiyatýmýzýn güçlü bir yönü olmadýðý söylenmek istenir. Bu kitaplarý yazanlarýn kendi görüþü olmasa gerek. Çünkü hepsi bir önceki kitabý kopyalayýp yazmýþ. Kitaplarý yazanlarýn ne yazdýðýný da bildiðini sanmýyorum.
Bugün bile þiirimizi besleyen tek kaynak olan edebiyatýmýz aslýnda kullanýlabilecek tüm söz sanatlarýný en güzel þekilde kullanmýþtýr.
Benzetme, betimleme, kiþileþtirme, öyküleme vs. akla gelebilecek her kural þiirlerde vardýr.
Þiirimiz yüzyýllardýr ayný sýcaklýk berraklýk ve ahenkle çaðlamaktadýr. Bu kitaplara yazanlara insafa gelin ve doðru olan yazýn demek dýþýnda yapacaðýmýz bir þey yoktur.
Türkülerimiz tüm televizyon ve radyo kanallarýnda çalýnmakta ve yoðun bir þekilde icracýlarý oluþmaktadýr.
Edebiyatýmýz Aruz veznini tamamen býrakmýþ artýk Hece veznini bile kullanmamaktadýr. Ama Türk Halk Edebiyatýnýn dilini bugünde kullanmaktadýr.
Tüm Bunlar göstermektedir ki; Halk Edebiyatýnýz her zaman Türk isminin Edebiyatý olarak kalmaya devam edecektir.