Ýlmiyle Amil Bir Hizmet Ýnsaný:
ABDÜLCELÝL ÜNALAN HOCAEFENDÝ
“Her nefis ölümü tadacaktýr” hakikatine icabete eden Abdulcelil Ünalan Hocaefendi de aramýzdan ayrýldý.
Nizip Aþaðý Çardak köyünde uzun süre imam-hatip olarak görev yapan, daha sonra Kahta, Osmaniye ve Adýyaman’da vaizlik yapan Abdulcelil Hoca, Mehmet Emin Er Hocaefendinin damadý, Cemil Hoca’nýn bacanaðý ve benim de kayýnpederimdi.
Vefatlar; kiþinin yakýnlýðýna, konumuna, hizmet ve gayretine, þöhret veya yalnýzlýðýna göre yanký bulur. Bu yanký iki þekilde cereyan eder.
Birincisi; kiþilerin iç dünyasýnda getirdiði sarsýntý veya tesir. Çok seviyorsak eðer, tanýyýp sevdiðimiz biriyse, tanýmýyor ama hakkýnda edindiðimiz bilgiden dolayý seviyorsak, akrabamýzsa, toplumsal hizmeti olan biriyse… bu tür bir ölüm kiþilerde büyük ve uzun süreli bir iz býrakýr.
![]()
Ýkincisi; bazý vefatlar toplumda bir iz býrakýr. Çalkalanýr toplum, etkilenir, sevinir veya üzülür. Din, siyaset, toplumsal konum ve benzeri faktörler devreye girer burada.
Ama neticede ölümler hep bir iz ve tesir býrakýr.
Benim de yakýným olmasý açýsýndan hayat yolculuðunun pek çok menzilinde birlikte olduðum, sevdiðim, deðer verdiðim Abdulcelil Hoca’nýn vefatý elbette çok sarsýcý oldu.
Her insanýn bir gün öleceðini bilsek de, yakýnýmýzdan, çevremizden biri ayrýlýnca böyle oluyor iþte. “Biraz daha kalsaydýnýz” diyesi geliyor insanýn, ama hüküm Rabbimizin, biz sadece dua ve temennide bulunabiliyoruz.
Karar Rabbimizin. Biz sadece bu dünya açýsýndan bakýyoruz.
Emir Rabbimizin. Biz sadece muhabbetimiz açýsýndan bakýyoruz. Hem bir kulu seven sadece biz deðiliz ki, bizden baþka sevenler de var.
Her þey Rabbimizin bizler ise sadece O’na itaatle yükümlü varlýklarýz.
Bir Âlimdi…
Abdulcelil Hoca, medrese eðitimi almýþ icazetli bir alimdi.
Dini, kaynaklarýndan öðrenen, Arapça ve Farsça da bilen, sürekli bir araþtýrma içerisinde olan biriydi.
Talebelik gülerindeki bilgileriyle yetinmeyip, kendisini geliþtirirdi.
Kütüphanesi zengin, ortaya çýkan meselelerde hemen araþtýrmaya yönelen bir yapýsý vardý. Çok zeki ve müktesebatý olan biriydi. Buna raðmen kitaba baþvurmaktan kaçýnmaz, bilmediðine, “bilmiyorum, kitaba bakayým” demekten kaçýnmazdý.
Bir Âmildi…
Ýlmiyle amel eden bir âlimdi.
Bir insanýn bilgili olmasý elbette önemli. Ancak bildiði doðrularý davranýþlarýnda ortaya koymasý, söylediklerini yaþamasý elbette çok önemlidir. Elbette halkýmýz, âlimlerimizin, söyledikleriyle yaptýklarýnýn bir olmasýný istemekte ve beklemektedir. Bunda da kesinlikle haklýdýr. Nasihat veren dediðini tutmazsa bunun bir tesiri olmaz tabi.
Ýþte Abdulcelil hoca, yaþayýþ ve takvasý, dinin emirlerine olan baðlýlýðýnda özü sözü bir olan bir âlimdi.
Bir Vaizdi…
Resmi görevi vaaz vermekti zaten. Ama O, anlatmayý, insanlara Allah’ýn dinini sevdirmeyi ve güzel davranýþlara sevketmeyi severdi. Saatlerce konuþur ve insanlar kendisini zevkle dinlerdi. Doðu aksaný konuþmasý, insanlara çok çok keyifli gelirdi. Hele hele eski kýssalar, hikmetli doðu hikâyeleriyle süslediði konuþmalar, çok daha kalýcý hale gelirdi.
Bir Hizmet Adamýydý…
Ama sadece konuþmaz, iþ de yapardý.
Aþaðý Çardak köyünde eski camiyi yýkýp yenisini yaptýrdý ve merhum Hacý Bahattin Kýlýç’ýn himayesinde Kur'an-ý Kerim Kursu yaptýrdý. Kahta’da, elliye yakýn köy veya mahallede, cami veya minarenin yapýlmasýna öncülük etti. Osmaniye’de pek çok yurt, okul ve caminin yapýmýnda öncülük yaptý.
Vefat ettiði aylarda bile ilgilendiði cami ve Kur'an Kurslarý vardý.
Yurt içinde ve dýþýnda pek çok sohbet, konferans ve seminerler verdi, talebeler yetiþtirdi.
Hocamýzýn þahsýnda tüm geçmiþlerimizin ruhuna dileyen bir fatiha okuyabilir.
Allah rahmet eylesin.