Nizipli Bilim Adamýndan GDO Konferansý

[Gökhan Dokuyucu]

Gaziantep Ticaret Odasý Toplantý Salonu’nda NÝzip Eðitim Fakültesi Dekaný Prof.Dr. Mehmet ÖZASLAN ve Prof. Dr. Ahmet ASLAN’ýn katýlýmlarý ile Fitnat Nuri Tekerekoðlu Anadolu Lisesinin düzenlediði “Genetiði Deðiþtirilmiþ Organizmalar” (GDO) konulu panel düzenlendi.

Genetiði Deðiþtirilmiþ Organizmalarýn dünyada en fazla ilgi uyandýran konularýn baþýnda geldiðini söyleyen Prof. Dr. Mehmet Özaslan, GDO bir canlýnýn gen diziliminden meydana getirilen ve olmasý gerekenden farklý bir dizilimi barýndýran bir canlý gurubu olduðunu ifade etti.




“GDO’nun geçmiþi çok eskilere dayanmaktadýr” diyen Prof. Dr. Özaslan, “Dünya nüfusunun her geçen gün hýzla arttýðý düþünülürse, ikinci dünya savaþýnda dönemin siyaset ve bilim adamlarý dünya nüfusunun artýþýna karþýlýk, birim alandan yüksek verim elde ederek, doðan her canlýya yetecek gýda maddesi elde etmek için yeþil devrimi ortaya attýlar. Daha çok verim ve gelirin artmasý yani tarýmýn endüstri kolu, iþ kolu haline gelmesi anlamýný taþýyordu. Sadece ekmek, sürmek, biçmek yetmiyordu. Bunun için destekleyici, sentetik kimyasallar oluþturuldu ve gübre olarak kullanýldý, çeþitli hastalýk ve zarar etmenlerine karþý ilaç olarak kullanýldý. Bunlarý da üretmek için kimyaya dayalý gübre fabrikalarý ve endüstri geliþti. Üretmekle kalmadan, hýzlý hasat etmek, hýzlý iþlemek, pazara hýzlý sunmak da gerekiyordu. Doðal olarak tarým endüstrisi makine endüstrisi tarafýndan da desteklenmeliydi. Artýk bir canlý olarak, bir organizma olarak bitki gübreye alýþmýþtý ve daha çok gübre, daha çok ilaç gereksinimi ortaya çýktý” þeklinde konuþtu.
Prof. Dr. Özaslan, “Ýkinci dünya savaþýndan sonra birim alanda kullanýlan gübre miktarý on kat artýyor ama bu gübrelerin uygulandýðý alanlardan alýnan üretim miktarý 1990’lý yýllarýn ortalarýna doðru istatistikî verilere göre yüzde 50 oranýnda düþmüþtür. Daha çok gübre vererek daha fazla ürün almak mümkün olmamýþtý” diye konuþtu.



Doðada insanlarýn beslenebileceði 80 bin tür bitkinin olduðunu söyleyen Prof. Dr. Özaslan, “Ýnsanlýk tarihinden bu güne kadar bakýldýðýnda bu 80 bin bitki türünden yalnýzca 3 binin tüketildiðini biliyoruz. Þimdilerde ise endüstriyel tarýmda yeri olan 15 dolayýnda bitki türü var ve bu 15 bitki türü dünyadaki her yüz insanýn 90’ýnýn karnýný doyuruyor” diyerek, tarým arazilerinin giderek çölleþtiðini ve insanlarýn halen bir kýsmýnýn aç olduðunu ve üretim miktarýnýn giderek düþtüðünü söyledi.
Daha çok gübre isteyen, daha etkili ilaç isteyen bitkiyi, bitkinin üzerindeki zararlýyý genetiðiyle oynamak gerektiðini söyleyen Özaslan, “1980’li yýllarda GDO’lu ürünleri ortaya çýktý. TÜBÝTAK verilerine göre bugün dünyada 72 milyon hektar alanda GDO’lu ürün üretilmektedir. Atalarýmýz 80 bin ürün içerisinde 15 bin ürünle uðraþtý, bugünlerde ise 15 bitki türüyle uðraþýlýyor” ifadesinde bulundu.
Panelin ikinci konuþmacýsý Prof. Dr. Ahmet Aslan ise, genetiði deðiþtirilmiþ organizmalarýn ortaya çýkmasýnýn nedenin, insan oðlunun çoðalan nüfus karþýsýnda daha etkin bir beslenme zinciri nasýl oluþturabiliriz arayýþý içerisinde olmasýndan kaynaklandýðýný söyledi.



Prof. Dr. Arslan, “Dünya da tarým alanlarýnýn arttýrýlmasý gerekirken, þehirleþme artmakta, tarým alanlarý da giderek azmaktadýr. Amerika’da GDO’lu ürünler çok sýký bir kontrol altýnda. Belli bir deðiþme oraný içerisinde, tarým alanlarýnýn yerleþime açýlmamasý konusunda gerekli tedbirler alýnmaktadýr. Açlýðýn önüne geçebilmek için önemli olan tarým alanýndan maksimum verimin saðlanmasýdýr. Bunun için çevre koþullarý, ýsýnmasý ve bunun beraberinde getirdiði kuraklýk ve susuzluk insanlýðý tehdit etmektedir. Giderek artan nüfusa, açlýðýn önüne geçebilmek için daha dengeli bir besin saðlamak yani hububatla birlikte hububatýn kalitesini, böcekler, mikroorganizmalar ve hastalýklara karþý dirençli olmasý ve özellikle sebze ve endüstri bitkilerinde buna hassasiyet göstermek üzere yýllardan beri çalýþmalar yapýlmaktadýr” þeklinde konuþtu.
GDO’lu ürünler için bir yasa geçirilmek istendiðini söyleyen Prof. Aslan, “Þuanda tüketilen tüm sebze ve meyveler, domates, salatalýk vs. ürünleri hiç tereddüt etmeden saðlýklý bir þekilde yiyebiliriz” þeklinde konuþtu.



Panel sonunda Gaziantep Üniversitesi Rektör Danýþmaný Prof. Dr. Mehmet Özaslan tarafýndan Ticaret Odasý Fuaye alanýnda bulunan serginin açýlýþý yapýldý.

[YakisikliAntika]

Goqsum kabardi yani ne yalan soyleyeyim bizim memlekettende bilim adami cikti ya.

[admin]

Prof. Aslan, “Þuanda tüketilen tüm sebze ve meyveler, domates, salatalýk vs. ürünleri hiç tereddüt etmeden saðlýklý bir þekilde yiyebiliriz” þeklinde konuþtu.

Hocam mutlaka ki doðru söylemiþtir, ancak bu domatesleri kýþýn tüketirken hormonlu veya sonradan renklendirildi gibi duyumlar alýyoruz ve içleri hep plastik gibi çýkýyor. Uygun bir zamanda bu konuda tereddütlerimizi gidertebilirmi?
Bir diðer konu; Zeytin aðaçlarýmýza hiç ilaç atmayýz, çoðumuzda kimyasal gübre kullanmayýz.
Acaba Zeytinlerimiz için Organik Zeytin sertifikasý almak mümkün olur mu ?
Bunun bölge çiftçimize faydasý olur mu ?

[fsoyarik]

GDO'lu ürünler genleri ile oynandýgý için pek saglýklý sayýlmaz mutlaka ve mutlaka vucudun yapý taþlarýna zarar verir zira insanýn yapý taþýnda Toprak.su,ateþ ve hava unsurlarý var þimdi gýdanýn geni dsegiþirse insan genine nasýl uyum saglayacak her þeyi aslýyla býrakmak lazým yadan her þeyi yerli yerinde yaratmýþ ilerde telafisi mümkün olmayacak hastalýklar çýkacaktýr zira vucudun dogal olan bagýþýklýgý yýkýlacagýndan insan vucudu tabiyata uyum saglayamayacak ve salgýn hastalýklar artacak ve tedaviside çok zor olacak zira dünyanýn KÝMYASI BOZULACAK
Selamlar