-Bir Hocaefendinin, kýzýna bu mevzuda iki mektubu-
Yavrum! Þu ana kadar sana hep bir baba, bir ata olarak hitap ettim. Ama bu mektubumda bir kardeþ, bir arkadaþ, bir sýrdaþ ve aile dostu bir hekim gibi hitap edeceðim. Buna mecburum. Mektubumu bu üslupla yazmanýn zorluðunu da idrak etmiyor deðilim. Ama, 60 senelik hayat tecrübemden seni haberdar etmezsem, Allah indinde mesul olurum. Hem de sen, bu mektubumu babanýn bir hatýrasý olarak da saklar, okudukça hem istifade eder ve hem de bana, ümit ederim ki, hak verirsin.
Sevgili kýzým! Yarýn evlenecek, bir erkeðin zevcesi ve bir yuvanýn annesi olacaksýn. Bir erkekle hayatýný birleþtirmen, birkaç aylýk, birkaç senelik hatta tüm dünya hayatýndan da ötede, ebedî âhiret hayatý da düþünülerek yapýlmasý icap eden bir evlilik aktidir.
O halde, bir evliliðin saðlam prensipler üzerine kurulmasý ve devam ettirilmesi icap eder. Peki, nedir o saðlam prensipler? Bir yuvayý huzur ve saadet içerisinde devam ettiren nedir? Yuvayý, ancak karþýlýklý sevgi ve saygý ayakta tutabilir. Taraflar birbirlerine sevgi ve saygý besledikleri müddetçe, yuva yaþamakta devam eder. Karþýlýklý sevgi ve saygý kalmadýðý zaman, yuva da artýk yýkýlmýþ demektir; zahiren nikah akti devam etse bile... Evlilikte her iki tarafýn da bu hususta çok dikkatli ve çok itinalý davranmasý gerekir. Aksi halde, dünyada manevî bir cennet olmasý gereken aile hayatý, dünyada manevî bir cehenneme dönüþür, âhirette ne getireceði de ayrýca ciddiyetle düþünülmelidir.
Allah, erkek ve diþi olarak iki cinsten yarattýðý insanlara, yaradýlýþlarýndan bazý farklý hususiyetler de koymuþ, bunlarla alâkalý vazife ve mükellefiyetler de yüklemiþtir. Bu yaradýlýþ hususiyetleriyle dünyada bulunan insanlar, evlendikleri zaman yaradýlýþlarýnýn dýþýndaki rollere girmemeðe dikkat etmelidir. Evlilik, insanlarý yaradýlýþ hususiyetlerinin dýþýna çýkaran deðil, o hususiyetlerine sýmsýký baðlý olarak yaþamalarýný icap ettiren bir müessesedir. Yanlýþ bir feminizm anlayýþýnýn kurbaný olarak, evlilikte erkek kadýnlaþmamalý, kadýn da erkekleþmemelidir. Her ikisi de, yaradýlýþlarýna ve kendileri için Yaradan tarafýndan çizilmiþ hayat programlarýna uygun olarak erkek,”hakikî erkek”, kadýn ise “hakikî kadýn” olmayý hedeflemelidir. Bunun hülâsasý þudur: Aile içinde erkek âdil, kadýn ise itaatli olacaktýr. Erkeðin adaleti ve kadýnýn itaati ile huzurlu bir aile yuvasý devam eder ve hem dünyada hem de âhirette semerelerini verir.
Evli bir kadýnýn madem ki kocasýna itaat mükellefiyeti olacaktýr, evlenecek olan kýzlar ve kadýnlarýn bir erkeði kendilerine eþ olarak kabul ederken, eþ namzedi hakkýnda, “Kendisine karþý, baþta itaat olmak üzere, her türlü kadýnlýk vazifelerini yapabileceðim bir kiþi mi?” sualinin cevabýný vermeðe çalýþmalý; bunun için araþtýrma yapmalý, yaptýrmalý ve karar öncesi deðerlendirmelerde bu ölçüye büyük ehemmiyet vermelidirler. Bunun aksine, sadece gelip geçici hislerinin esiri olmamalýdýrlar; evlilikleri, baþlangýçta bu sualin de cevabýný kendi kendilerine vermeðe çalýþacaklarý bir “mantýk evliliði” olmalýdýr.
Evli erkek, karýsýnýn hem kalbine hem de kafasýna hâkim olabilmelidir. Bu da, bilgi, adalet, cesaret ve sevgi ile olur. Bilhassa bilgi itibariyle karýsýndan üstün olmayan bir erkek, karýsýnýn kafasýna da, kalbine de hakim olamaz. Kadýnlar âciz erkeklerle evlenirlerse o nlara acýrlar, fakat sevemezler. O halde, sevemeyecekleri ve hürmet edip o na her türlü kadýnlýk vazifelerini hakkýný vererek yapamayacaklarý bir erkeði, hayat arkadaþlýðý seçiminde yeterli olmayacak bazý vasýflarý için kendine koca olarak kabul etmek, kadýn için büyük bir mesuliyet ve hata olur.
Evli bir kadýnda, meziyet olarak en baþta “kocasýna itaat”ýn bulunmasýnýn lüzumu üzerinde yukarýda durmuþtum. Evli bir kadýnýn kocasýyla iyi geçiminin ve mutluluðunun bütün düðümleri, “kocasýna itaat”ta toplanýr. Zira, kadýnýn sessiz sedasýz kocasýna itaati, aralarýndaki yüzbin ihtilafý halledebilir. Kadýnýn kocasýna bu itaati, o na din ve dünya bakýmýndan yüzbin fazileti de kazandýrýr. Týpký, camilerdeki büyük âvizelerin bir tek demir çubuk tarafýndan taþýnmasý gibi. O demir çubuk tektir; fakat taþýdýðý pýrýl-pýrýl âvize taþlarý ise, yüzlercedir. Ancak, evli bir kadýnýn kocasýna itaatinin o nda aranacak vasýflar bakýmýndan tek baþýna kafi olmadýðýný da kaydetmeli, aranacak diðer vasýflara bir misal olarak da, mükemmel bir ev kadýnlýðýný, burada belirtmeliyim..
O halde, “iyi bir zevce“ nasýl olunur? Sana bunu anlatayým. Bu hususta þu anda aklýma gelenleri maddeler halinde sýralamaða çalýþayým:
1 – Evli bir kadýn, kocasýna karþý çok, ama çok terbiyeli olmalýdýr. o na çok hürmet etmelidir. Hattâ, erkek fahiþ bir hata yapsa ve karýsýna karþý ce davransa bile, karýsýnýn buna tepki göstermeyip sakin ve terbiyeli halini muhafaza etmesiyle kadýnýn deðeri, hem Allah hem de kul yanýnda artar; erkek de o kadýna karþý hem mahcubiyet hem de meclubiyet hissi içerisinde kalýr. Kadýnýn bu tavrý, kendisini de, kocasýný da, yuvasýný da korur. Bunun aksine, kendini haklý görerek tartýþmalara, kavgalara girmesinden, elde edebileceði bir fayda yoktur.
2 – Kýzým! Evlenirsen, kocaný baþkalarýnýn yanýnda sakýn tenkit etme ve o na nasihatta bulunmaða kalkýþma. Ne kadar hatalý da olsa, o nu mahcup etme, o nun hatasýný teþhir etme.
Bir de bunun aksinin yapýldýðýný bir düþün; baþkalarýnýn yanýnda kocasýnýn hatasýný yüzüne vuran ve o na nasihat eden bir kadýný göz önüne al. O kadýn kendini haklý zannederek böyle yapar ama, kocasýna bu þekildeki hürmetsizlik kusuru bir yana, ya bir de zannettiði gibi kendisi haklý deðilse, yani kocasýnýn hareketi aslýnda doðru ise.. Halk bu iþe ne der; Hâlýk bu iþe ne der? Ve o erkek, o andan sonra karýsýna hangi hislerle dolu hale gelir? Hayýr! Hayýr! Kocanla aranýzdaki mesafeyi açabilecek ve soðukluk sokabilecek hiçbir davranýþa girmemeðe çok dikkat et! o na hürmette kusur etme!
3 – Kocanýn meþru iþlerinde, daima o nun yanýnda ol. o nu hayretinde, tefekküründe, þevkinde, heyecanýnda, neþesinde, üzüntüsünde yalnýz býrakma. Hayret, tefekkür, þevk, heyecan, neþe gibi müspet hissiyatýn paylaþýldýkça artacaðýný; üzüntü gibi menfî hislerin ise paylaþýldýkça azalacaðýný düþünerek hareket et. Unutma ki, evlendiðin erkeði sen ebediyet yolculuðunda hayat arkadaþý gibi seçmiþ olacaksýn... Böyle bir yol ve hayat arkadaþlýðýnda nasýl hareket etmek gerekiyorsa o nu yap!
4 – Önceki mektubumda da söylediðim gibi, evlendiðin erkeði aile içinde ikinci, üçüncü… sýralara düþürme. Birinci sýrayý daima o na ver. Evlendiðin erkeðe ikinci, üçüncü sýraya düþürmen –birinci sýrayý müþterek çocuklarýnýza vermiþ olsan dahi– o nu derinden derine yaralar. Her türlü hizmetlerinde önceliði daima erkeðine ver; önce onun karnýný doyur, o nun sevdiði þeylerden o na ikram et, önce o nun çamaþýrýný yýka ve ütüsünü yap, önce o nunla meþgul ol. Bu þekilde o nunla beraber geçen hayatýnda hep ek… ek… ek… Bir gün gelecek bu ektiklerinin mahsulünü mutlaka alacaksýn…
5 – Kadýn, kocasýnýn yanýnda daima temiz, tertemiz bir çiçek gibi olmalýdýr. o nun yanýnda, o na gözünde hoþ görünmeyecek her türlü görüntüleri vermekten dikkatle ve hassasiyetle kaçýnmalýdýr. Birlikte geçirecekleri her zaman dilimi için bu geçerlidir. Bütün bunlarý bilmek kâfi deðildir; tatbikinde de hiç ihmalkârlýk göstermemelisin. Sözlerimi dinle!...
6 – Þimdi maalesef pek moda haline geldiði gibi, evlendiðin erkeðin senin her emrine boyun eðmesi için mücadele vermekten kesinlikle uzak dur! Zira, bu cemiyete bu zamanda ârýz olan manevî hastalýklardan en baþta gelen bir tanesi de budur. Belki de, bize batýdan bulaþmýþ menfî bir feminizm hastalýðýna kapýlmýþ olduklarýndan kadýnlar, bu devirde ve bizim cemiyetimizde, kocalarýna mutlak surette hâkim olmayý, kadýnlýklarýnýn icabý zanneder gibi davranýyorlar. Aslýnda ailede hâkim durumunda olmasý icap eden erkek, yaratýlýþtan kendisine verilmiþ hak ve vazifelere baðlýlýkla hareket eder de, kadýnýn bu haksýz davranýþýna boyun eðmezse, aralarýndaki uçurum her gün deðil her an artabilmekte; boyun eðdiðinde ise bu, “hakkýndan feragat” þeklinde masum bir davranýþ görüntüsünde kalmayýp vazifesinden kaçmayý da beraberinde getireceði için, o nu Allah indinde mesul duruma düþürmektedir. “Kadýn haklarý” gibi isimler altýnda, aile içinde kadýný kocasýna karþý dik baþlý ve âsi haline getirme propagandalarýnýn nefsini okþayabilecek yaldýzlarýnýn tesiri altýnda kalmamak, bu devirde ve bu cemiyet ortamýndaki kadýn için mühim imtihan mevzularýndan biri haline gelmiþtir. Yaradýlýþýn kanunlarýna aykýrý hiçbir þeyin zaten baþarý þansý da yoktur. Kadýn, aile içinde bu þekilde haksýz ve yaradýlýþýna aykýrý bir davanýn mücadelesine girerse ve erkek de kadýnýn bu haksýz mücadelesinde o na boyun eðmezse, aile yuvalarýnýn baðý her gün çözülmekte devam eder; hem yuvaya hem de varsa küçük çocuklara yazýk olur.
Diyelim ki, kadýn bu mücadelesinde muvaffak oldu ve erkeði kendisine esir etti; önce þunu söylemek lâzýmdýr ki, ne kadar âciz olursa olsun, erkek bunu affetmez. Sonra da –mütehassis hekimlerin söylediðine göre– hem kadýn hem de erkek, bu durumda maddî ve manevî hasletlerinden kayba uðrarlar. Kadýn bunun cezasýný, daha sonra bütün acýlýðý ile çeker. Böyle bir mücadele, evli eþlerin arasýný da açtýkça açar. Bilhassa ihtiyarlýk zamanýnda, kadýn kendisini yalnýzlýk içinde bulur. Artýk, o zamana kadarki hayat arkadaþý erkeðinin o na sevgisi de saygýsý da kalmamýþ olduðunu geç de olsa fark eder, fakat bir ömür bitmiþtir. Bir badem kabuðunda iki badem içi gibi deðil de, karþý karþýya gelmiþ ve birbirine hýrlayan iki varlýk gibi olduklarýný görürler.
Sen, sen ol; böyle âdi bir yola sakýn girme!…
7 – Kocanýn kusurlarýný, buna mukabil baþka erkeklerin de meziyetlerini görme. Kocana baþka erkeklerin meziyetlerinden bahsetme. o nun sevdiði þeylerden o na ikram et. Yemeðin daima en iyi yerini ve meyvenin en güzelini o na ver. o nsuz güzel bir yemeði, meyveyi yeme. o na karþý hareketlerin erkek gibi olmasýn; kadýnca hareket et. Hattâ hareketlerin, görünüþte çocukça olsun. Erkekler bilhassa, çocuklara benzeyen kadýnlara daha çok itibar ederler. Kocaný hiç kimseye, annesine ve babasýna bile olsun, þikayet etme. o nu hiç kimsenin yanýnda müþkül duruma düþürme. Aranýzdaki ihtilaflarý baþkalarýna aksettirmek yerine kendi aranýzda halletmeðe çalýþ. o nu kýrma, sevgisini yok etme. Ailenin devamýnýn saðlanmasýnýn, karþýlýklý sevgi ve saygýnýn devamlýlýðý ile yakýndan ilgili olduðunu katiyen hatýrýndan çýkartma. Yalnýz kocaný sevmekle kalmayýp o nun yakýn akrabalarýna da, Ýslâmî ölçüler dahilinde yakýnlýk göster. Senin bu davranýþýnýn kocaný memnun edeceðini düþün. Fakat mahremiyet sýnýrlarýna uymakta da asla kusur ve ihmal gösterme. Kocanýn nikah düþen hiçbir akrabasýný ve arkadaþýný, sen evde yalnýz bulunuyorsan, karýsý olmadan evine alma, bekarsa hiç alma. Kimsenin hüsnüniyetine inanma. Lekelenmekten daima uzak dur. Zira kadýnlar, beyaz, bembeyaz elbiselere benzerler; hemen leke alýrlar. Hele cemiyet, böyle çirkef bir hale gelmiþse…
8 – Bütün hayatýn boyunca daima, kocanýn yanýnda neþeli olmaða çalýþ. Bunu hiç, ama hiç ihmal etme. Yorulan erkeðini, senin o na karþý neþeli halinin dinlendirebileceðini, neþeli bir eþe sahip olmasýnýn o nu hastalýk kaynaðý olabilecek stres hallerinden uzaklaþtýrabileceðini unutma. O evden çýkarken o nu uðurla, eve geldiðinde de karþýla. o nun ruh haline iþtirak et. Sen yorgun olsan bile, o nun yanýnda bunu hiç belli etme; hele þikayeti hiç yapma. o nun yanýnda, o nu rahatlatabilecek tebessümünü esirgeme. Alýnganlýk hallerinden vazgeç. o nun sana yapabileceði þakalara tahammül et. o nu mesut edebilecek hiçbir þeyi ihmal etmemeðe çalýþ. o nun meþgul olduðu ilim nevilerinden sen de, mümkünse ve faydasý olabilecekse, en azýndan o na muhatap olabilecek seviyede bile olsa, öðren (Edison, gençlik devresinde çýkardýðý bir gazete nüshasýný ihtiyarlýðýnda arayýp bulan karýsýna min-nettar olmuþtur.).
9 – Peygamberimiz(SAV), kendisinin peygamberliðine ilk inanan olduðu için, ilk zevcesi Hz.Hatice’yi diðer zevcelerinden üstün tutardý. Bu, zevcesinin kendisine itimadýnýn bir erkek için ne kadar mühim olduðunun delilidir.
Kýzým, bu söylediklerim, bu mevzuda ilk aklýma gelenlerdir. Bunlara ilave olarak, tabii ki baþka þeyler de söylenebilir. Þimdilik bu bahse dair söylediklerimi þöyle özetlemek istiyorum: Sev ki, sevilesin. Say ki, sayýlasýn. Fedakâr ol ki, sana karþý da fedakâr olsunlar. Ama bütün bunlar, evvela kadýndan gelmelidir; yani, bu hususlarda ilk adýmý daima kadýn atmalýdýr.. Tabii, kendini kocasýna sevdirmek istiyor ve saadet yolunda o nunla birlikte bahtiyar olmak istiyorsa…
http://www.saidnursi.de/tr2/index.ph...il-Olunur.html