Bizim gençlik yýllarýmýzda çok büyük bir kitle vardý yani 1980 öncesinde bunlarýn ana sloganý þöyleydi.
KARÞIYIM KARÞI HER ÞEYE KARÞI
selamlar
Evet
Hayýr
Gitmeyeceðim
Bizim gençlik yýllarýmýzda çok büyük bir kitle vardý yani 1980 öncesinde bunlarýn ana sloganý þöyleydi.
KARÞIYIM KARÞI HER ÞEYE KARÞI
selamlar
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
Ýþin ilginç yaný hayýr diyenler de evet diyenlerde darbe anayasasýna karþý. Tavsip etmedikleri bir anayasa ile yönetiliyorlar.
Birileri gelmiþ bunu yavaþ yavaþ düzeltme çabasýna girmiþ. Ama yaramýyor. Neden ? Çünkü bu parti yapaýyor prim yapmasýnlar zihniyeti. Önce bundan kurtulmak ve samimi olmak lazým. Biz bu deðiþiklikleri yavaþ yavaþ da olsa yapmak zorundayýz. Muhalefet bu yönde çaba göstermeli. Çomak sokmak peþine düþmeden.
Daha paketi görmeden görüþmeye tenezzül etmeden hayýr demekle bu memlekete hizmet edemeyeceklerini bilmeleri lazým. Tabi niyetleri ülkeye millete hizmetse.
AINESI ISTIR KISININ LAFA BAKILMAZ.
BAGIMSIZ YARGI ÝÇÝN HAYIR........... bu tasarý ile yapýlmak istenen tek birþey var, o da yüce divandan kurtulmak......Ýktidarýn amacý Anayasa mahkemesi ve HSYK nýn yapýlarýna müdahale etmek ve hukuku ele geçirmektir.Bu iki maddenin dýþýndaki maddelere hayýr diyen hiçbir siyasi parti yokken,bu iki maddeyi Anayasa paketinden çýkarmak þartýyla evet diyeceklerini deklare etmelerine raðmen iktidar bildiðini okumaktadýr.
Ülkede dirlik ve düzen býrakmayan, insanlarýmýzý fakirleþtirirken , yedi sülalelerini ve yandaþlarýný zenginleþtiren, dýþ ülkeler nezdinde Ulusal onurumuzu beþ paralýk eden, hükümetteki partinin kendi çalýp kendisinin oynadýðý ve referanduma götürdüðü pakete HAYIRRRR....Terör artarak can almaya devam ederken,
ekonomik gücün hýzla düþerken,
çocuðun iþsiz, geleceðin belirsiz,
topraklarýn ipotek altýndayken…
Limanlarýn gibi, madenlerin gibi, fabrikalarýn, bankalarýn, bütün stratejik kurumlarýn gibi,
ADALET SÝSTEMÝNÝN DE ÖZELLEÞTÝRÝLMESÝNE SESSÝZ MÝ KALACAKSIN ?
HAYIRSA…
Sandýkta da HAYIR
Anayasa paketi deðiþikliði ile baþbakan yüce divandan nasýl kurtulacakmýþ?
Biraz açýklarmýsýn?
CHP Milletvekili Erdem'þe yapýlan röportaj'dan alýntýdýr.
Referandumda Anayasa deðiþikliðine evet diyeceðinizi duydum!
Evet, "Evet" diyeceðim...
Partiniz "Hayýr" kampanyasý baþlatmýþken siz neden evet diyorsunuz peki?
12 Mart'ýn ve 12 Eylül'den nasibini almýþ, hapislerde yaþamýþ demokrat bir siyasi olduðum için "Evet" diyorum. Benim için 12 Eylül darbesinin yeniden tartýþýlmasýna ve ayrýca piyasada, "12 Eylül Anayasasý'nýn artýklarý temizleniyor" laflarýnýn dolaþmasýna vesile olduðu için evet diyorum! Bir yurtsever olduðum için evet diyorum. Ve bence CHP'li, MHP'li AKP'li her kim olursa olsun bütün aydýn ve demokrat saðduyulu insanlarýn da bu anayasa deðiþikliðine "Evet" demesi gerekiyor.
![]()
Muhsin Yazýcýoðlu'na inanýlmaz iþkence!
02 Aðustos 2010 Pazartesi 16:23
Mamak Cezaevi'nde yaþanan iþkenceler þoke ediyor!.. Yazýcýoðlu, Mamak cezaevinde 26 gün çýrýlçýplak asýlý tutuldu.
![]()
Nazým ALPMAN
Þiddet ahtapotu
Takvim gazetesinden Emin Pazarcý'nýn "12 Eylül zindanlarý" yazý dizisi devam ediyor. Dizinin bugünkü bölümünde 26 gün çýrýlçýplak asýlý tutulan Yazýcýoðlu ile Yýlma Durak'ýn Mamak'ta yaþadýklarý vahþet vardý.
YAÞAR OKUYAN'DAN KAN DONDURAN SÖZLER
12 Eylül Darbesi yapýlmýþ ve iþkenceciler gemi iyice azýya almýþtý. Ýþkencelerde uygulanan metotlar artýk çýðýrýndan çýkmýþtý. Öylesine iðrençlikler sergileniyordu ki, dayanýlýr gibi deðildi. Aradan yýllar geçtikten sonra, darbe öncesi MHP'nin Genel Sekreter Yardýmcýlýðý makamýnda bulunan Yaþar Okuyan, yaþananlarý, "Ülkücü Hareket'in bazý liderlerinin ýrzýna bile geçtiler" sözleriyle özetleyecekti.
Mamak Askeri Cezaevi'nin C-5 adý verilen bölümünde sergilenenler, kelimenin tam anlamý ile insanlýk dýþýydý. Burada bir yandan iþkence, diðer taraftan sorgu yapýlýyordu. Sorgu ekibinin baþýnda ise MHP ve Ülkücü Kuruluþlar Davasý'nýn savcýsý Hava Hakim Albay Nurettin Soyer vardý.
Dayaktan etkilenene dayak atýlýyordu. Erkeklik organýndan elektrik verilmesinden rahatsýz olanlara defalarca elektrik veriliyordu. Bazýlarý Filistin Askýsý'na asýlýyordu. Bazýlarý da çýrýlçýplak soyulduðunda çözülüyordu. Utanma duygusu yüzünden morali bozulduðu tespit edilenler, bütün sorgu boyunca çýplak tutuluyordu.
ÝRADE DIÞI ÇIÐLIK ATIYORDU
Bütün bunlar, C-5'te yaþanan olaðan olaylardý. Orada çok daha iðrenç ve kelimenin tam anlamý ile insanlýk dýþý metotlar uygulanýyordu. O günlerde, gözaltýna alýnan bazý gençlerin aileleri de C-5'e getiriliyordu. Anneleri, karýlarý ve kýzlarý da iþkenceye alýnýyor, çýrýlçýplak soyuluyordu.
Ýþkenceciler, bütün bunlarý yaparken gözaltýndaki gence soruyorlardý:
-Haydi, þimdi de konuþma da görelim!
O dönemde, C-5'e getirilen arasýnda, daha sonra idam edilen Ali Bülent Orkan'ýn ailesi de vardý. Yýllar sonra Hürriyet Gazetesi'nde Ýsa Armaðan'ýn ailesine de C-5'te iþkence yapýldýðý yazýlmýþtý.
Tekmeli, tokatlý, elektrikli ve askýlý iþkence aþamasýndan geçen ülkücüler, A Blok'taki "Kafes"e konuluyordu. Burada da manevi iþkence uygulanýyordu. "Kafes" sirklerdeki aslan kafeslerinin benzeri bir yerdi. Burada oturmak, kalkmak, ayak deðiþtirmek, kýyafet düzeltmek, hatta oturuþ þeklini bozmak bile izne tabiydi.
Herhangi bir ihtiyacý olanýn yüksek sesle baðýrmasý gerekiyordu:
- Komutanýmmmmmm! "Komutaným" diye görevli askere sesleniliyordu. Kafes'te bütün erlerin adý "komutan", bütün gençlerin adý da "lan"dý.
Oraya giren emekli askerler bile görevli erlere "komutaným" diye hitap etmek zorundaydý.
Askeri yönetimin "komutan" olarak görevlendirdiði er cevap veriyordu:
- Söyle lan!
- Ayaðýmý deðiþtirebilir miyim komutaným?
- Kalk lan gel buraya. Elini uzat.
Elini uzatana kural olarak 5 adet cop vuruluyordu. Ardýndan "komutan" baðýrmaya baþlýyordu:
-Ne biçim izin isteme lan bu? Size öðretmedik mi? "Komutan" derken daha yüksek sesle baðýracaksýn.
Tutuklu, tekrar yerine dönüp, avazý çýktýðý kadar baðýrýyordu:
- Komutanýmmmmmm...
Bu sahne her gün onlarca defa tekrarlanýyordu.
MUHSÝN YAZICIOÐLU DA C-5'TEYDÝ
C-5'teki iþkencelerden nasibini alan ve daha sonra kafese konulanlardan biri de Ülkü Ocaklarý Genel Baþkaný Muhsin Yazýcýoðlu'ydu.
Ýhtilalin ardýndan uzun süre kaçak olarak yaþayan Yacýcýoðlu, yakalanýr yakalanmaz C-5'e götürüldü. Günlerce son derece aðýr iþkenceye tabi tutuldu.
Daha C-5'in kapýsýna geldiðinde, dört bir yandan tekme ve yumruklar yaðmaya baþladý.
Burada baþý duvara çarptý ve akan kan boynundan aþaðý doðru süzüldü. Küfürler ve hakaretler arasýnda koridorlardan geçirildi.
Ýþkenceciler hiç vakit kaybetmeden Yazýcýoðlu'nu bir tahta platformun üzerine yatýrdýlar. Hemen ayakkabýsýný çýkarýp, baþparmaðýndan elektrik vermeye baþladýlar:
- Türkmen Onur nerede?
- Bize Mehmet Sakarya ve Ramiz Ongun'un yerini söyle...
Bu iþlem iþi yaramayýnca, iþkenceciler O'nu soymaya baþladýlar. Tam pantolonu çýkarýlýyordu ki, Yazýcýoðlu baðýrmaya baþladý:
- Yapmayýn, bunu yapmayýn...
Bu tepkiyi vermekle hata ettiðini sonradan anladý
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
Soyulduðu zaman çok etkilendiðini gören iþkenceciler, bu iþlemi hep tekrarladýlar. Tam 26 gün boyunca çýrýlçýplak soyup, iþkence yaptýlar.
Yazýcýoðlu'nu bir sandalyenin üzerine çýkarýp, T þeklindeki bir kalasa kollarýndan baðlýyorlardý. Kalas, tavandaki çengele asýldýktan sonra, altýndaki sandalye çekiliyordu.
Havada sallanýrken, çýplak vücudunun çeþitli yerlerinden elektrik veriliyordu. Acý dayanýlýr gibi deðildi.
Ýþkenceciler manyetoya bastýklarýnda titreþimden bütün vücudu sallanýyordu. Ýç organlarýnýn tamamý dýþarý fýrlayacakmýþ gibi oluyordu. Muhsin Yazýcýoðlu, irade dýþý çýðlýklar atýyordu. Bu iþlemden geçen sadece Yazýcýoðlu deðildi. C-5'in dört bir yanýndan çýðlýklar yükseliyordu. '
ALLAHSIZ VÝCDANSIZLAR...'
Ýstanbul Harbiye'de de bir iþkence merkezi kurulmuþ, bazý gençler de orada iþkenceye tabi tutulmuþtu. MHP ve Ülkücü Duruluþlar Davasý'nda anlattýklarý inanýlýr gibi deðildi. Bir insanýn aklýnýn alamayacaðý ölçüde iþkenceye maruz kalmýþlardý. 12 Eylül öncesi "Doðu'nun Baþbuðu" lakabýna sahip olan Yýlma Durak, konuþmasýný sürdürürken, bir ara hýçkýrýklara boðuldu.
Duruþma Hakimi Kýdemli Binbaþý Vural Özenirler, araya girmek zorunda kaldý:
- Konuþamayacaksýnýz herhalde. Saðlýðýnýz elvermiyorsa oturun.
- Ýsterseniz sorgunuzu erteleyelim.
Durak, hýçkýrýklar arasýnda zor anlaþýlýr bir sesle cevap verdi:
- Hayýr konuþacaðým.
Durak, "konuþacaðým" demesine raðmen, hýçkýrýklarý bir türlü dinmiyordu. Ýþkence altýnda yaþadýklarýný bir türlü hazmedemiyor, kelimelere döküp, duruþma salonunda dile getiremiyordu.
Hýçkýrýklarla aðlarken, Duruþma Hakimi bir defa daha araya girmek zorunda kaldý:
- Rahatsýzsanýz oturun, dinlenin. Sorguya daha sonra devam edelim.
Yine "hayýr" cevabýný veren Yýlma Durak'ýn dudaklarýndan hýçkýrýklar arasýnda þu sözcükler döküldü:
- Bana iþkence yapanlar, "Sen erkekliðinden oldun, ama seni zevkten mahrum etmeyeceðiz" dediler. Cop soktular.
Hýçkýrýklar arasýnda söylenen bu sözler; herkesin tüylerini diken diken etmiþti. Hakim heyeti bile þok olmuþtu. Salonun dört bir yanýndan çýðlýklar yükselmeye baþladý.
Mahkeme salonu alabildiðine karýþtý. Salonun arka tarafýnda bulunan dinleyiciler, ayaða kalkarak Mahkeme Heyeti'nin bulunduðu bölüme doðru yürümeye baþladýlar.
Durak'ýn yakýnlarý ise çýðlýk çýðlýða baðýrýyorlardý:
- Allahsýzlar, vicdansýzlar...
'KATÝL EVREN'
Bahçelievler'deki MHP Genel Merkezi'nin altýndaki bir dairede yaþayan partinin emektarý Hasan Kozan'ýn oðlu Kadir'in akli dengesi yerinde deðildi. Kadir, zaman zaman MHP Genel Merkezi'nin karþýsýndaki kaldýrýma geçer, "Kahrolsun faþistler. Sizin hepinizi kesmek lazým" diye baðýrýrdý.
Bazen de Emek civarýndaki CHP'lilerden para alýp, MHP Genel Merkezi'ne CHP bayraðý asardý. Kadir, MHP içinde Alparslan Türkeþ'ten çekinmeyen tek isimdi. Partiye girip çýkarken "Baþbuð Türkeþ" diyerek yolunu keser, harçlýk almadan da yol vermezdi.
Bazý durumlarda da karþýsýna geçip baðýrýrdý: -Faþist Türkeþ, katil Türkeþ... Katil, katil... Hýzýný alamayýp, Türkeþ'in aracýný taþladýðý bile olurdu. Alparslan Türkeþ ise, Kadir'in bu davranýþlarý karþýsýnda hiçbir rahatsýzlýk belirtisi göstermez, ya söylediklerini duymazlýktan gelir, ya da gülüp geçerdi. 12 Eylül Ýhtilali'nin ardýndan Kadir'in bütün düzeni bozuldu.
Ýhtilali yapan darbecilere kafayý taktý. Yöneticiler gözaltýna alýndýðý, partiye kimse gelmediði için bunalýmlý günler yaþýyordu. Artýk kimseye "Faþistler, katiller" diye baðýramýyor, binayý güvenlik altýna alan polis ve askerler de kendisine hiç iyi davranmýyordu. Bütün bu olup bitene çok kýzan Kadir, ihtilalden birkaç gün sonra Çankaya Köþkü'ne gitti. Tepkisini ortaya koymak için de Cumhurbaþkanlýðý'nýn duvarýna kocaman bir bozkurt resmi asýp baðýrmaya baþladý:
- Katil Evren, katil Kenan Evren... Bir anda ortalýk karýþtý. Eðer polisin içinden kendisini tanýyanlar çýkýp, "Durun, o deli" diye baðýrmasaydý, askerler anýnda tetiðe basacaktý. 12 Yönetimi'ne ve Kenan Evren'e, Çankaya Köþkü'nün önünde açýktan tavýr alýp "katiller" diye baðýran tek kiþi olan Kadir, ihtilalden bir yýl kadar sonra Sincan'da trenin altýnda kalýp, hayatýný kaybetti
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
Fatih abi yüreðimizi daðladýn.
Allah Muhsin baþkana gani gani rahmet etsin.
Zalimlerin hesabý burda olmasa bile mahþerde görülür.
Mümine ümitsizlik yok.
Cebinde sigara parasý olmayan gençlerin eline
silahlar bombalar verdiler
sonrada siz suçlusunuz
deyip
idamlar iþkenceler
mahpuslar icad ettiler.
Hiç mi vicdanlarý yok.
Bu yapanlarýn içinde hiç mi Türk Müslüman yok.
Kast sistemi gibi bir bürokrasi kurmuþlar
Sadece kendilerini efendi
geri kalaný
köle görüyorlar.
Osman Demir Istanbul
Rabbim rahmet eylesin en büyük iþkenceyi gördü amma agzýndan bir günden bir güne Allahýna isyan ve devletine isyan çýkmadý
Bütün liderler bir tarafa o bir tarafa o kadar mümtaz bir þahsiyetti. gerçek iman sahibi ve vatanseverdi
Selamlar
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
ÜMMET ARIKAN (Fikri Arýkan'ýn Babasý) ANLATIYOR
Türközü'nün bayýrlarýnda köhne bir yapý. Ve tozlu topraklý yollarýn açtýðý yerde bir çift göz ev. Yokluk, sefalet ve periþanlýk sinmiþ evin duvarlarýna. Aðlýyor o. Hep inlemede Ümmet Amca. Sidik torbasý yanýnda sarkmýþ, iki büklüm olmuþ belinin orta yerine vurmuþlar, oðlunu þehit vermiþ Ümmet Amca. Çökmüþ gözleri, sýyrýlmýþ yüz derisiyle çileyi germiþ bedenine...
Soruyorum... idam gecesini, öncesini, sonrasýný... Bir bir anlatýyor Ümmet Amca. Kâh aðlýyor, kah inliyor, kah debeleniyor için için.
"Yatsý namazýný kýldým, selamladým. Radyoyu açtým, açar açmaz Fikri Arýkan, bugün saat üçte idam olacak dedi.
Bayýlmýþým orada. Kýz çocuðu taksi tutmuþ, doðru Doðan'ýn oraya... Beni evde býrakýyorlar tabii. Bizimkiler emmi uþaklarý, konu komþu birikip gidiyorlar. Ne çare oðlum, ne çare! iþ iþten geçmiþ. Asmýþlar oðlumu.
Sabah oldu, sen gel bana sor. Beni de aldýlar yanlarýna. Mezarlýða gittik. Yüz kiþi falan var. Hocalar baðýrdýlar, Fikri'nin babasý
geliyor diye baðýrdýlar. Beni kucakladýlar hep. Yavrum asýlmadan önce, hocalar anlattý, üç sefer baðýrmýþ:
Kahrolsun komünistler, kahrolsun komünistler, kahrolsun komünistler diye.
Sonra da bu düzene vermiþ veriþtirmiþ. Oðlumu bir anlatýyorlar, bir anlatýyorlar, bitiremiyorlardý güzelliklerini. Þöyle, asýlmazdan
önce, bakmýþlar ki, alnýnda nur var, vallahi nur varmýþ alnýnda.
Oradakilerin hepsi hayýflanýyorlar, böyle bir yiðidi nasýl olur da asarlar diye. Efendime söyleyeyim, kefen þöyle böyle sarýn falan diyenler olmuþ. Eh iþte. On onbeþ hoca elime ayaðýma düþtüler. Sen Fikri'nin babasýsýn sen Fikri'nin babasýsýn diye etrafýmda fýr döndüler. Sen ne mutlu bir babasýn,sen þehit babasýsýn diye eteðime yapýþtýlar.Yavrumun kabrine götürdüler. Bayrama ya bi
gün var ya iki gün. Duvara nasýl vurmuþsam vurmuþum haberim yok. Burnum kýrýlmýþ, her tarafým kan olmuþ tabii. Oradan beni alýp götürmüþler.
Oðlum, idam edilmezden önce niþanlý bacýsýna mektup yazýyor. Mektubu onlar götürdü. "Bacým" diyor, "Sen sen ol, baþýný falan açma. Namazýný kýl, orucunu tut." Nasihat ediyor. Sonra, ilhan kardeþine bir þeyler yazýyor. Diyor ki, "Babamýn sözünden çýkma. Aman ha aman, namazýnda ol, orucunda ol, Ýslâm yolundan ayrýlma. Aynen böyle diyor. Bize ayrýca yazmadý. Yazýp yazmadýðý
o mektupçuk iþte. Ben nasýl yaþayým oðlum. Halime bakýn halime.
Hocalar çok þey anlattýlar, idam edilen yere gelmiþler.
Benim Fikri'min eli kolu baðlýymýþ zincirlen. Elimi kolumu açýn diye baðýrmýþ. Namazýmý kýlacaðým, demiþ. Zincirini çözmüþler, oðlum, önce abdest almýþ, Kur'an okumuþ, iki rekat namaz kýlmýþ... Sonra iþte Allah demiþ, hep, Allah'ý anmýþ her soluðunda. Avukatý vardý. O gitmemiþ. Dayanamam ben demiþ gitmemiþ iþte.
Ýdam edilmeden önce ziyaretine gittimdi. Yanýmda kýzým vardý.
Aðlýyorum habire, kendimde deðilim. Caným da yanýyor, kolay mý?
Bana kýzdý: "Allah için ölmek güzel baba, dedi, metin ol, dedi. Teselli verdi yavrum bana.
Bacýsýna da öðüt verdi.
Müslüman Türk kýzý gibi ol, dedi, Ýslâmý öðren, yaþa dedi durmadan.
Ölümden hiç korkmuyordu yavrum... Korkmadan da gitti.
Aðlýyordu Ümmet Amca. Onu acýsýyla baþ baþa býrakmak içime sinmedi. Onu yoksulluðu ile yerin dibinde inlemelerle terk etmek hoþ deðildi. Ne var ki, ben de Fikri gibi biriydim. Tek farkým, o kurtulmuþtu, ben ise hâlâ imtihan içeri imtihandaydým. Ayrýldým Ümmet amcadan.
Aðlýyordu o...
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
![]()
Veyis ATEÞ
vates@tvnet.tv.tr
Hayýr Demezsem Namerdim
03 Aðustos 2010 Salý
CHP PM Üyesi Prof. Dr. Süheyl BATUM ““AKP Anayasasý ile ilgili sorular/cevaplar” konulu bir yazý yayýnlamýþ.
Deðiþik TV kanallarýnda “kadrolu polemikçi” olarak görev yapan ve her fýrsatta yandaþ medya tanýmý yapan bir köþe yazarý da BATUM’un bu yazýsýný aynen almýþ ve baþlýk olarak da “Referandumda neden hayýr demeliyiz” cümlesini kullanmýþ.
Bu yandaþlýk olmuyor tabi!
Aracýyý geçelim, BATUM’a kulak verelim.
“Anayasa neden önemlidir?” sorusuna þöyle cevap vermiþ Süheyl Bey.
“Çünkü toplumun, toplumdaki deðiþik gruplarýn, katmanlarýn isteklerini yansýtýr. Onlarýn ayrý ayrý haklarýný korur. Ýþçilerin haklarýna yer verir. Sendikasýz çalýþtýrýlanlarýn, emeklilerin, iþverenlerin, kadýnlarýn, çocuklarýn, engellilerin, deðiþik mezheplerdeki yurttaþlarýn, öðrencilerin, küçük esnafýn, yargýnýn, basýn emekçilerinin, gazilerin ve bu ülke için canýný vermiþ þehit ailelerinin, TEKEL iþçilerinin, çiftçilerin, tarým kesiminde çalýþanlarýn haklarýný korur.”
Doðru mu, doðru.
“Anayasa Nasýl Yapýlýr?” sorusunun cevabý ise þöyle.
“Anayasa’yý yaparken, tüm bu gruplarýn temsilcileri çaðrýlýr, görüþleri alýnýr, talepleri alýnýr. Anayasa bu taleplerin tümüne yer verebildiði oranda demokratik bir anayasa olur. Ve anayasa, ancak böylece bir “toplum sözleþmesi” olur.”
Doðru mu; bu da doðru.
Hoca bundan sonra þöyle devam ediyor.
“AKP Anayasa’yý böyle mi yaptý?”
“Hayýr. AKP tek baþýna Anayasa’yý yaptý. Hiçbir partinin görüþlerini almadý. Tüm sivil toplum örgütlerine “üç gün süre” verdi. CHP’nin “üç maddeyi ayýrýp, diðerlerini beraber oylama” önerisine cevap bile vermedi. Bugüne kadar yapýlan tüm çalýþmalara, diðer partiler ya da sivil toplum örgütleri tarafýndan hazýrlanan taslaklara dönüp bakmadý bile.”
Ýþte burasý Hoca’ya “Dur” deme yeri.
AK Parti’nin son hamlesiyle birlikte, mevcut iktidarýn 3. Anayasa deðiþikliði hamlesi bu.
Köksal TOPTAN’ýn TBMM Baþkaný olduðu dönemde partilere yapýlan çaðrýlar; Ergun ÖZBUDUN Hoca’nýn öncülük yaptýðý Yeni Anayasa Çalýþmalarý sýrasýnda kopan fýrtýnalar hala zihinlerde taptaze duruyor.
Bunlardan hangi birine, hangi komisyona anamuhalefet destek verdi, hatýrlayan var mý?
Hoca bir de “Anayasa tek parti tarafýndan yapýlabilir mi?” diyor ve cevabý yapýþtýrýyor.
“Hayýr. Çünkü o zaman “toplum sözleþmesi” olmaz, “parti anayasasý” olur. “AKP anayasasý” olur.”
E peki Hocam, bundan önceki Anayasa’yý çok partili bir parlamento mu yaptý?
82 Anayasa’sýný yapanlarýn, yaptýranlarýn bir kýsmý hala hayatta.
Kimdi onlar; sendika yöneticisi mi, parti baþkaný mý, muhtar mý?
Bu deðiþiklik toplum sözleþmesi olmuyor, parti Anayasasý olursa, 82 Anayasasý neyin yasasý?
Hem “açýk açýk” söyler misiniz bu deðiþikliðin neresi kötü?
Darbecileri koruma altýna alan Anayasa’nýn geçici 15. Maddesi kaldýrýlacak; 12 Eylül darbecilerine yargý yolu açýlacak. Ve hatta darbe planý dâhil, askerlik mesleði dýþýnda iþlerle uðraþanlar sivil mahkemelerde yargýlanacak.
Bunun neresi kötü?
Yüksek Askeri Þura kararlarýyla ordudan ihraç edilen askeri personele; yargýya baþvurma, hak arama hürriyeti ve savunma hakký verilecek.
Bunun neresi kötü?
Ýsim, resim, kimlik bilgisi ve hatta telefon numarasý gibi özel bilgiler gizli olacak. Bu bilgilerin kayda geçirilmesi kiþinin rýzasýyla olabilecek. Fiþleme tarih olacak. Fiþlenen vatandaþ hesap soracak.
Bunun neresi kötü?
Hakkýnda soruþturma yürütülen iþadamlarý vergi borcundan dolayý yurt dýþýna çýkamýyor. Bundan böyle hakkýnda hâkim kararý olmayan her iþadamý yurt dýþýna çýkabilecek.
Bunun neresi kötü?
Memurlara toplu sözleþme hakký verilecek. Ayný hak emeklilere de verilecek. Haksýz ceza aldýðýna inanan memur mahkemeye gidebilecek.
Bunun neresi kötü?
Sendika, Birlik ve Konfederasyon temsilcilerinden oluþan “Ekonomik ve Sosyal Konsey” anayasal güvenceye kavuþturuluyor. Ekonomi politikalarýnda etkin olacak konseyin çalýþmalarýnda iktidarlarýn inisiyatifi azaltýlýyor.
Bunun neresi kötü?
Devletle vatandaþ arasýnda yaþanan sorunlar mahkemeye gitmeden çözülebilecek. Ayrýca vatandaþ memnun kalmadýðý yargý kararlarýný Anayasa Mahkemesi’ne taþýyabilecek.
Bunun neresi kötü?
Kadýnlar, çocuklar, yaþlýlar, engelliler, gazi ve þehit yakýnlarý anayasal güvenceyle ayrýcalýklý hale getiriliyor.
Bunun neresi kötü?
Artýk benim, senin, onun, hepimizin oylarýyla oluþan partiler, üç-beþ oyla kapatýlamayacak.
Bunun neresi kötü?
Hep yargýya müdahale haberleriyle gündeme gelen HSYK’ný üye sayýsý 7 den 22 ye çýkacak. Üyeler bugüne kadar olduðu gibi sadece Danýþtay ve Yargýtay’dan deðil, 13 bin kürsü hâkimi arasýndan da seçilebilecek.
Bunun neresi kötü?
Getirin daha iyisini; referandumda hayýr demesem namerdim
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
Buna göre % 54.1 EVET çýkýyor.
Konu coskun tarafýndan (04.08.10 Saat 08:41 ) deðiþtirilmiþtir.
Bütün herkes
ben hakiki saðcýyým diyen
ben hakiki solcuyum diyen evet diyor.
Demeyenler
Onlar sadece konuþuyor.
Ahmet Özal
Benim þahsi oyum EVET diyor
ama DP li Cindorukla yan yana oturup
Parti hayýr diyor diyor.
Ama bu mesele þahsi
Parti ile alakasý yok.
Osman Demir Istanbul