![]()
"Her hasenenin sevabý baþka vakitte on ise, Receb-i Þerifte yüzden geçer, Þâban-ý Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ý Mübarekte bine çýkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çýkar. Bu pekçok uhrevî faydalarý kazandýran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarý ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meþheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden þuhûr-u selâsenizi (üç aylarýnýzý) tebrik ediyoruz."
Üç aylar, gönül dünyamýza bahar neþ’esi getiren, îmânî heyecan ve ahlâkî güzellikleri kuþanma konusunda yeniden derlenip toparlanma mevsimidir.
Fikirde, düþüncede, ruhta ve topyekün hayatýmýzda yeniden canlanma, daha diri bir Ýslâmî hayatý yaþama fýrsatlarýný yakalama zamanýdýr.
Ýnsaný tedricî bir temizliðe tâbî tutar bu mevsim. Elimize, dilimize, gözümüze ve bütün uzuvlarýmýza sahib olma þuurunu geliþtirir.
Ýlkbaharda açan çiçekler gibi, mü’minin gönlünde sevinç çiçekleri açar, muhabbet esintileri eser bu mevsimde.
Gazab-öfke, kin, nefret, hased, kibir, gurur, riya gibi kötü huylar, rahmet rüzgarlarýyla erir gider. Merhamet, þefkat, infak ve sehavet damarlarý açýlýr gönüllerde. Tatlý dil, güleryüz, afv, müsamaha-hoþgörü, tevazû ve hýlim gibi güzellikler yeþerir mü’minde.
Kâmil mü’min, bu aylarý ibadet ve taat için fýrsat bilip salih amellerini çoðaltmaya çalýþýr.
Gelip geçici lezzetlere aldanan, fânî pýrýltýlara kanan, hiç ölmeyecekmiþ gibi dünyaya dalan kimseler için bu aylar, Rabbýmýzdan bir uyarý, bir hatýrlatmadýr. Ýntibaha gelmemize, gafletten uyanýþýmýza, silkinip kendimize gelmemize ve maðfiret olunmamýza vesiledir.
“Rahmetim, gazabýmý geçmiþtir” buyuran Allah -celle celâlühü- kullarýna rahmetiyle muamele edebilmek için , zaman dilimi içinde belli vakitleri maðfiretine vesile kýlmýþ ve rahmetini yeryüzüne bolca indirdiðini bildirmiþtir.
Günlerden Cuma’ya, aylardan Muharrem, Recep, Þa’ban ve Ramazan’a, gecelerden iki bayram gecesi ve kandil gecelerine, Regâib, Mîrâc, Berât ve Kadir’e dikkatimizi çekmiþ, özellikle bu zaman dilimlerinde Ýslam’ý daha diri, daha canlý yaþamamýzý ve kulluk þuuruna ermemizi istemiþtir .
Sevgili Peygamberimiz : “Recep Allah’ýn ayý, Þa’ban benim, Ramazan ümmetimin ayýdýr” buyurarak üç aylarýn kendilerine has özelliklerini, güzelliklerini ve faziletini belirterek, bu mevsimin mü’minin yüzüne açýlmýþ fýrsat yelpazeleri olduðunu duyurmuþtur.
Kâinâtýn Efendisi sallallahu aleyhi ve sellem üç aylara girildiðinde: “Allahým! Receb ve Þa’ban’ý hakkýmýzda mübarek kýl. Bizi Ramazan’a ulaþtýr” duasýna baþlarmýþ.
Her gün bu duaya devam ederek, üç aylara yetiþme sevincini, rahmet ayý Ramazan’a kavuþabilme iþtiyakýný, hasretini gönlünde diri tutmaya çalýþýrmýþ.
Sahabe’nin Üç Aylar Programý
O’nun “gökteki yýldýzlar gibi” diye vasýflandýrdýðý ashâbý da bu mevsime özel itinâ göstermiþ, feyiz ve bereketinden istifade için bu mevsimin gecesi ve gündüzü üzerine âdeta titremiþlerdir. Þu hadis-i þerifte bu açýkça beyan edilmektedir.
Enes b. Malik -radýyallahu anh-den rivayet edildiðine göre:
* Sahabe-i Kiram, Þa’ban hilâlini görünce, kendilerini Kur’an-ý Kerîm okumaða verirler, çokça ve devamlý salât ü selâm getirirlerdi.
* Ticaret erbabý borçlarýný öderler, senelik hesaplarýný toparlardý.
* Zenginler, mallarýnýn zekâtýný bu aylarda hesap eder, fakirlere daðýtýrlardý. Bu sayede toplumda herkes ihtiyacýný giderip hep birlikte, neþe içinde Ramazan-ý þerifi idrak eder ve bayram yapardý.
* Hakimler, valiler, mahkumlarla görüþür, ekseriyetini afvedip, tahliye ederlerdi.
Bu hadis-i þerif, ferdî ve içtimaî yönüyle üç aylarý nasýl geçirmemiz gerektiðini, bizlere açýk bir þekilde izah etmektedir.
Nereden Baþlamalý
Ne Yapmalý?
Bu itibarla her mü’min ve her meslek gurubunun bu mübarek üç aylarda kendine özgü yapacaðý vazifeleri olmalýdýr. Her kesimden insanýn ayný heyecaný yaþayabilmesi için yukardaki güzel davranýþlarýn sergilenmesine çalýþýlmalýdýr.
Sahabe-i kiram’ýn bu mevsimde Kur’an’a yönelmeleri, Kur’an’ý daha çok okumalarý bizleri düþündürüp gayrete getirmelidir.
Bu mübarek gün ve geceleri fýrsat bilerek Kur’an’la tanýþmak, onu sevgiliden gelen bir mektup heyecanýyla okumak, Kur’an ayý Ramazaný hatimlerle, mukabelelerle karþýlamak onun mesajlarýndan hisseler alabilmek ne saadettir!
Eðer mü’min gönlünü, Kur’an’la, Hadisle aydýnlatma yolunda kendine bir üç aylar programý hazýrlamalýdýr.
Bu mevsimi fýrsat bilerek öncelikle geçmiþteki hayatýnýn muhâsebesini yapmalý. Ahiret hedefli bir hayat yaþamaða azmetmelidir. “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz” buyuran sevgili Peygamberimizin sünnetine uyarak yaptýklarý hatalardan piþman olmalý. Yüce Rabbine istiðfarý dilinden hiç düþürmemelidir.
“Receb Allah’ýn ayýdýr” buyuruluyor. Allah’ýn ayýnda tam bir acziyet içinde Allah’a iltica etmek, sýðýnmak ilk iþimiz olmalýdýr.
O halde mü’min önce Allah’ýn kapýsýna varacak. Tazarru ve kulluk niyazýyla kapýyý çalacak. Yaptýðý kötülüklerden nâdim olacak, piþmanlýk duyacak. Rabbine tevbe ile nedametini arz edecek. Ýstiðfar ederek gözyaþlarýyla Rabbýn’dan maðfiret niyaz edecek.
Mü’min bilir ki, Rahman’ýn rahmet deryasý gözyaþlarý nisbetinde coþar. Bunun için devamlý dua halinde bir hayat sürmeye gayret edecek.Tevbenin kabulünün helal lokma ve ýsrarlý gözyaþýna baðlý olduðunu unutmayacak.
Allah dostlarýndan biri þöyle der: “Receb, tevbe ve nedamet ayý. Þa’ban muhabbet ayý, Ramazan kurbet (ilahi yakýnlýk) ayýdýr.”
Zunnün Mýsrî (k.s.) de: “Recep ekme ayý, Þaban sulama, Ramazan mahsul ayýdýr. Herkes ne ekerse onu biçer” diyerek mü’minin takib edeceði programý sunarlar adeta…
Üç aylar, Ýslâmî güzelliklerin ekileceði, iyiliklerin yeþereceði bir mevsimdir. Ýnananlarýn âhiret yatýrýmý için fýrsat günleridir.
Bu yüzden mü’min bir kiþi, bir yetimin baþýný okþamanýn, onun gözyaþýný dindirmenin, ona sýcak bir alâkanýn ne derece büyük ecirler kazandýracaðýný bilmeli.
Onun ihtiyacýný, yalnýzlýðýný giderebilmek ve “inananlar kardeþtir” düsturuyla hareket ederek mü’min sýcaklýðýný ona duyurabilmek için gayret göstermeli. Zira, yetim aðlarsa arþ’ýn titreyeceðini düþünmeli. Arþ titremeden mü’min titremeli.
Her meyve kendi ikliminde yetiþir. Kendi iklimini arar. Mü’minin gönül meyveleri de üç aylar ýkliminde kendini göstermeli.
Bu mevsimde mü’min, gönlü geniþ, eli açýk olmalý. Ýki günü eþit olmamalý. Hergün verdiðinin bir fazlasýný vermeðe çalýþmalý.
Kardeþleriyle hediyeleþmeli.
Uzak yakýn akrabayý, hastalarý, salih zatlarý ziyaret etmeyi kendine vazife bilmeli. Rasulullah efendimizin “Sadaka” kavramý içinde zikrettiði bütün davranýþlarý yapmaya çalýþmalý.
Dualarýn müstecab olduðu þu günlerde, Kandil gecelerinde, ellerimizi açýp, mü’min kardeþlerimizin acýlarýný yüreðimizde duyarak Allah-ü Zülcelal hazretlerine tazarru ve niyazda bulunmanýn çok þeyleri deðiþtireceðine inanarak dualar etmeliyiz.
Ve Son Söz
Her mü’min, bu mübarek günlerde gönlünde bir kandil yakmalý ümmet için. Ümmetin birliði için.