KADINLAR KENDÝ SOYADLARINI KULLANSINLAR
Türkiye’de kadýnlarýmýzýn karþýlaþtýðý en büyük sýkýntý soy isim meselesidir. Evlenen kadýnlar, kocalarýnýn soy ismini taþýmak zorundadýrlar. Halbuki bu insani bir davranýþ deðildir. Çünkü soy isim, adý üzerinde kiþinin mensup olduðu soyu göstermektedir. Kadýn da babasýnýn soyuna mensuptur. Çünkü nesep baba üzerinden geçmektedir. Ama evlenen kadýnda maalesef bu ayrýntý dikkat edilmemekte, kadýn kocasýnýn soy ismini taþýmak zorunda kalmaktadýr.
Kadýnlarýmýz, evlenince kocasýnýn soyuna mý geçmektedir? Soy evlilik yoluyla mý oluþmakta? Yoksa kiþinin babasýnýn yani taþýdýðý kan baðýyla mý oluþmaktadýr?
Kadýn evleninceye kadar babasýnýn soy ismini taþýmaktadýr. Bu soy isimle okumakta ve diplomalar elde etmektedir. Evlenince soy ismi deðiþtiðinden bu taþýdýðý diplomalarýnýn kendisine ait olduðunu ispatlamak için yanýnda bir de evlilik cüzdaný eklemek zorundadýr. Es kaza herhangi bir nedenden dolayý boþansa tekrar babasýnýn soy ismini almaktadýr. Bu esnada bir iki ticari iþ yaptýktan sonra tekrar evlense yeni bir soy isim taþýmaya baþlayacaktýr. Bu ironi böyle devam edecektir. Ayrýca bankalarda, maliyede ve daha baþka resmi dairelerdeki tüm iþlemlerinde soyadýnýn farklý olmasýný izah etmek zorundadýr. Yeniden evlendiðinde ise daha önce elde ettiði diplomalardaki farklý soyadlarýnýn kendisine ait olduðunu belgelemek gerekmektedir. Bu sýkýntý böyle gider…Ýþ kadýný ise, Avkatsa, Yazarsa iþ yaptýðý insanlara bunu izah etmesi ve en mahrem sýrlarýný hiç tanýmadýðý insanlara anlatmasý sorunu ile karþýlaþmaktadýr.
Kadýnýn kocasýnýn soy ismini taþýma zorunluluðu kadýna vurulmuþ en büyük parangadýr. Kadýnýn bu parangadan kurtulmasý gerekmektedir. Bunun yolu da kadýnlarýn da erkekler gibi babasýnýn soy ismini taþýmalarý ve evlenmeyle bu soy isminin deðiþmemesidir. Bu evlilikten doðan çocuklar, babalarýnýn soy ismini taþýyabilirler. Anne de kendi babasýnýn yani nesebinin simegesini taþýmalýdýr.
Bu hem adaleti ve hem de nesebin karýþmasýný engellediði gibi kadýna da insanca verilen deðeri göstermektedir. Kaldý ki Peygamberimizin nesli kýzý Fatma üzerinden devam etmiyor muydu? Ýslamda da kadýn babasýnýn ismi ile anýlmýyor muydu? Fatma binti Resulullah gibi…
Artýk, kadýnlarýmýzýn lüzümsuz eþitlik çýðlýklarý atma yeine daha somut ve gerçekçi sorunlarýn peþinden gitme zamaný gelmedi mi?
Kadýnlarýmýz kocalarýnýn deðil de babalarýný nesebinden olduklarýný tartýþmalarý gerekmiyor mu?
SOYADI’NIN MACERASI
Tarihçiler soyadýnýn kökeni konusunda görüþ birliðine sahip deðiller. Fakat en bilinen ve kabul edilen görüþ soyadý kullanma geleneðini milattan önce 2800’lerde Çin Ýmparatorluðu’ndaki herkesin aile ismini kullanmasý zorunluluðuna dayandýðýdýr. Çin’de ayný soyadýný taþýyanlar evlenemezlerdi. Avrupa’da soyadýný ilk kullananlar Romalýlardýr. Romalýlarda iki deðil üç isim birden kullanýlýyordu Avrupa’da 1000’li yýllarýn baþlarýnda soyadý adetinin yaratýcýlarý olarak Normanlar bilinir. Normanlarýn asýl amacý, saðlýklý bir vergi toplama sistemi kurmaktý. Ayný isimdeki babayla oðlu ayýrt edebilmek için ‘Jr.’ (junior) ifadesini ilk kullananlar da Normanlardýr. Soyadýný Avrupa’da yerleþtirenler ise ayný tarihlerde Venedik’te yaþayan zengin ailelerdir. Gittikçe zenginleþen ve ticaret yoluyla da bir çok bölgeye giden Venedikli tacir aileler, isimlerini yanýnda daha iyi tanýnmak için ile isimlerini de eklediler. Bu ayný zamanda bir soyluluk göstergesiydi. Zamanla bu aile isimleri soy isim gibi kullanýlmaya baþlandý. Soyadýný gerçek anlamda kullanan ilk ulus ise Ýrlandalýlardýr.
Dünya’da ilk soyadý kanunu 1787 yýlýnda Avusturya’da çýktý. Amaç, Yahudileri asimile etmekti. Bu kanunla bütün Alman Yahudi’lerinin Almanca isim ve soy isim alma zorunluluðu getirildi.
Soyadlar aile ismine göre belirlenirdi. Ortaçað Avrupa’sýnda soyadý kullanýmý çok nadirdi. Soylular, bulunduklarý yere, aileye veya þato’ya göre adlandýrýlýrlardý. Soyadýnýn baþýnda Ýngiltere’de of, Fransa’da de, Almanya’da von, Holanda’da van eki, kiþinin soylu olduðunun göstergesiydi. Diðer insanlar derebeylerine yaptýklarý hizmet ile tanýnýrlardý. Bu hizmetler daha sonra onlarýn soyismi oldu.
Balkan uluslarýnýn soy isimleri karakteristik özellik göstermektedir. Sýrp, Boþnak ve Hýrvatlarda -iç, Polonyalýlarda -ski, Çeklerde -çek, Ukraynalýlarda -enko eki soyadlarýnda umumiyetle yer alýr. Yunanlýlarda -kis eki de meslek bildirir. Kazancakis, kazancý demektir. Gürcüler “çocuðu” mânâsýna -þvili veya “oðlu” mânâsýna -dze ekini kullanýrlar. Ýtalyanlar da ‘di’si (di Giovanni=Giovanni’nin oðlu) ekini kullanýlar. Soyadlarýnýn baþýnda Mac (oðlu) ve O’ (torunu) ilavesini Ýskoç ve Ýrlandalýlar kullanýr. Ruslarda önce isim, sonra baba ismi, sonra aile ismi gelir. Ruslar’da ise ‘viç’ ve ‘iç’ en çok kullanýlan eklerdir. Ruslar ayrýca ‘ov’, ‘ev’, ‘sky’ ve ‘ski’ eklerini de kullanýrlar. Rus soyadlarýnda erkek ve kýz çocuklarýnda da farklýlýk vardýr. Eðer babanýn ismi Ývan Krylov ise oðul Pyotr Ývanoviç Krylov, kýz ise Anna Ývanovna Krylova ismini alýr. Ýspanyollarda da isimden sonra baba ismi gelir. Ýspanyollarda çocuklar hem baba hem de annenin aile isimlerini aldýklarýndan isimler epey uzundur. Çinliler ve Macarlarda soyadlarý ilk isimlerden önce gelir.
Araplarda önce oðlu, sonra babasý, mesleði, kabilesi ve memleketiyle anýlmak âdetti. Hazret-i Peygamber’in ismi Ebu’l-Kâsým Muhammed bin Abdullah el-Hâþimî el-Kureyþî idi. Kâsým’ýn babasý, Abdullah’ýn oðlu, Kureyþ kabilesinin Hâþimî ailesinden Muhammed demektir.
Bugünkü þekliyle soyadý ilk olarak Ýngiltere’de yayýlmýþ ve XVII. asýrda hemen herkesin bir soyadý olmuþtur
Türkiye’de
Türklerin soyadý geleneðinde kahramanlýk gösterenlere, kazandýðý baþarý yüzünden herkesçe tanýnmalarý için lakap-unvan verilirdi. Normal vatandaþlarda ne olduklarýný belirten ata isimlerinin yanýna (+oðlu) ilave edilerek soyadlandýrýlýrdý. Bundan daha da önce (zade) kullanýlýrdý. Osmanlýlar, hem Türk ve hem Arap geleneðini devam ettirmiþler, isimler bin (oðul) ve lakaplar eklemiþlerdir. Fatih Sultan Mehmet bin Murat gibi. Ayrýca yer veya bölge ismini de kullanmýþlardýr. Ýsmail Hakký Bursevi, Mevlana Celaleddini Rumi gibi.
Dünyada soyadý kullanmanýn kanunen mecburî olduðu tek ülke Türkiye’dir. (21 Haziran 1934 ) Bu kanundaki maddlere göre önemli olanlarý özetleyecek olursak; yabancý ýrk ve millet adlarýndan soyadý seçilmesi yasaklanmýþ, soyadý seçim hakký aile reisi olan babaya verilmiþ, yasaya aykýrý soyadý bulunmasý halinde vatandaþýn savcýlýða suç bildirimi hakký getirilmiþtir.
Bu kanunu Batýdan almamýza raðmen, Batýnýn geleneði olan sadece soyadý söylemek, Türk geleneklere aykýrý bulunacaðýndan AD ve SOYAD olarak belirlenmiþtir. Soyadý Yasasý’nýn Cumhuriyet devrimleri arasýndaki önemi, din, mezhep, sýnýf ve altkimlik gibi ayrýmlarý gizleyerek tek bir ulusal kimliðin içselleþtirilmesi olarak gösteriliyordu. (…) Ancak belki daha da önemlisi yeni soy adlarýnýn, Türkleri hemen hemen ayný adlarý taþýyan Arap ve Acem dindaþlarýndan açýk bir þekilde ayýrmasýydý.
Not: Anadolu Gençlik Dergisi nisan sayýsýnda bu yazý tarafýmdan yazýlmýþtýr.