http://halapturkmen.blogcu.com/suriy...enleri/5436639Süriye Türkmenleri
Suriye, topraklarý üzerinden çeþitli medeniyet ve kültürlerin geçtiði ve pek çok istilalarýn, hadiselerin meydana geldiði, eski ve kritik bir mevkiye sahiptir. Ülkeye ilk yerleþenler Hazret-i Nuh’un oðlu Þam’dan türeyen ve Sami dilini konuþan Samilerdir. Müslümanlarýn Suriye’ye hakim olmasýna kadar bölge Amoritler, Fenikeliler, Ýbraniler, Hititler, Persler, Makedonyalý Ýskender, Roma ve Bizans imparatorluklarý idaresinde kaldý.
Peygamberimiz Hazret-i Muhammed’in teblið ettiði Ýslam dini bütün Ortadoðu’ya yayýldýðýnda, Suriye de Ýslamlaþtý. Hazret-i Ebu Bekir’in halifeliði devrinde, Suriye’ye gönderilen Ýslam ordularý, Hazret-i Ömer zamanýnda 635’te bölgeyi fethetti. Hazret-i Ömer bölgeye gelip, Suriye’yi teþkilatlandýrdý. Hazret-i Ömer, önce Hazret-i Muaviye’nin kardeþi Hazret-i Yezid’i Þam valisi tayin etti. Þam, bölgenin en büyük þehirlerinden olup, þehrin adý eskiden Suriye olarak bilinirdi. Yezid’in vefatýyla Hazret-i Muaviye Þam valisi oldu. Hazret-i Muaviye, Suriye’yi teþkilatlandýrýp, medenileþtirdi.
662’de Emevi Hanedaný Suriye’de kurulup, Þam þehri merkezleriydi. Emevi Halifeliðinden sonra,Abbasilerin hakimiyetine geçti. Abbasi Halifeliði (662-749) devrinde Suriye, çok geliþip, pek çok ilim, kültür, medeniyet ve sosyal tesisler yapýldý.
Onuncu yüzyýlýn sonunda, Mýsýr’a hakim Þii Fatýmiler, Suriye’yi iþgal ettiler. On birinci yüzyýlda Selçuklular, bölgeyi hakimiyetlerine aldýlarsa da, 1096’da Haçlý Seferleri baþladý. Haçlý Seferleri (1096-1270) esnasýnda Haçlý-Þii Fatimi ittifakýndan Suriye çok zarar gördü. Haçlýlarý, Eyyubi Hanedanýnýn kurucusu Selahaddin-i Eyyubi (1169-1193) Suriye’den uzaklaþtýrdý. Suriye, Selçuklu Atabekliði, Eyyubiler ve Memluklerden 1517 yýlýnda Osmanlý hakimiyetine geçti.
On altýncý yüzyýlýn baþýndan 20. asrýn baþýna kadar Osmanlý hakimiyetinde kalan Suriye, bu zamanda geliþip, en huzurlu ve müreffeh devrini yaþadý. Osmanlý idari teþkilatýnda vilayet halindeydi. 1833 yýlýnda Osmanlýya tabi Mýsýr Valisi Mehmed Ali Paþa sülalesine verildi. Birinci Cihan savaþý (1914-1918) sonrasýna kadar Osmanlý idaresinde kalan Suriye’ye Osmanlýlar, pek çok ilmi, sosyal, kültürel, tarým, sýnai ve ulaþým tesisleri kazandýrdýlar. Bu devirde pek çok ilim adamý yetiþip, medeniyete hizmet ettiler.
Suriye Selçuklu Devleti (Suriye Selçuklularý)
Suriye ve havalisinde Sultan Melikþah’ýn kardeþi Tutuþ tarafýndan kurulan bir Selçuklu hânedâný. Suriye Fatihi Emir Atsýz’ýn, Kahire yakýnlarýnda, Fatýmîler karþýsýnda maðlûbiyeti sýrasýnda öldüðü zannedilince, Sultan Melikþah, Suriye’yi kardeþi Tutuþ’a verdi (1077). Fakat Atsýz’ýn, Sultan Melikþah’a hayatta olduðunu bildirmesi üzerine, Tutuþ’’a Halep bölgesine gitmesi emredildi. Bir süre sonra Fatýmîler, Þam’ý kuþatýnca, Atsýz, Melik Tutuþ’u yardýma çaðýrdý. Atsýz’ýn ölmesi üzerine Tutuþ, daha önce hakim olduðu Suriye þehirlerini ele geçirdi (1079). Sonra Kudüs�ü aldý. Büyük Selçuklu Devleti’ne baðlý olarak, baþþehri Þam olmak üzere, Suriye Selçuklu Devletini kurdu. Bu sýrada Antakya’yý fetheden Anadolu fatihi Süleyman Þah, Suriye hakimiyetini ele geçirmek istedi. Bu maksatla Halep’i ele geçirmek için hareket etti (1085). Halep Valisi Ýbn-i Huteytî, Tutuþ’tan yardým istedi. Melik Tutuþ, yanýnda Artuk Bey olduðu halde, harekete geçti. Ýki hânedan üyesi Halep civarýnda Ayn Seylem mevkiinde karþýlaþtýlar. Yapýlan muharebede Süleyman Þah, hayatýný kaybetti (1086). Tutuþ, Halep’i ele geçirdiyse de, iç kaleyi alamadý. Suriye’deki hadiseler üzerine Melikþah, bölgeye sefer düzenledi. Tutuþ, Þam’a çekildi.
Sultan Melikþah’ýn Suriye’den ayrýlmasýndan sonra Tutuþ, harekete geçip, 1090 senesinde Humus’u ele geçirdi.Trablusþam muhasarasý baþarýsýzlýkla neticelendi. Melikþah’ýn vefatý üzerine Sultan Berkyaruk’la saltanat mücadelesine giriþen tutuþ, Rey yakýnlarýnda yaptýðý savaþta komutanlarýnýn karþý tarafa geçmesi sebebiyle maðlup oldu. Genç yaþta hayatýný kaybetti (1095). Melik Tutuþ’un ölümünden sonra oðullarýndan Rýdvan Halep’te, Dukak ise Dýmaþk’ta saltanatýný ilan etti. Böylece Suriye Selçuklu Devleti, Halep ve Dýmaþk Melikliði olmak üzere iki kola ayrýldý.
Halep Selçuklu Melikliði
Rýdvan, Halep Melikliðini kurduktan sonra topraklarýný geniþletmek üzere, veziri Cenâhüddevle ile birlikte, Suruç üzerine yürüdü. Fakat, Artukoðlu Sökmen’in baþarýlý müdafaasý karþýsýnda kuþatmayý kaldýrarak, Ermeni asýllý Toros’un idaresinde bulunan Urfa’yý zaptetti (1096). Þehrin idaresini Antalya valisi Yaðýbasan’a vererek Halep’e döndü. Melik Rýdvan, Dýmaþk’ý da alarak, babasýnýn hakim olduðu topraklara sahip olmak istiyordu. Bunun için Artukoðlu Sökmen Beyden yardým istedi. Bir süre sonra Rýdvan, Sökmen’in kuvvetlerinin de katýldýðý ordusuyla, Dýmaþk’ý muhasara etti. Ancak iki kardeþ arasýndaki mücadele Fatýmîlere yaradý. Fatýmîler büyük bir ordu ile gelerek, Kudüs’ü zaptettiler (Aðustos 1096). Melik Rýdvan ise, Kýnnesrin’de Dukak’ýn kuvvetlerini bozguna uðrattý. Bu savaþ neticesinde Dukak, Rýdvan’ýn üstünlüðünü tanýmak mecburiyetinde kaldý.
Diðer taraftan Haçlýlar, 1098 senesinde Antakya’yý ele geçirdiler. Hakimiyet sahalarýný geniþletmeye çalýþan Antakya hakimi Bohemond, Halepte baðlý bazý kaleleri ele geçirdi. Rýdvan, Haçlýlarýn ele geçirdiði Kella Kalesini geri almaya çalýþtýysa da, maðlup oldu. Çok geçmeden Haçlýlar, Halep’i kuþatma hazýrlýklarýna baþladýlar. Fakat Malatya Emîri Daniþmend kumandasýndaki bir Müslüman ordusu tarafýndan sýkýþtýrýlýnca, geri çekildiler.
1104 senesinde Sökmen Bey ve Emir Çökürmüþ idaresindeki Türk kuvvetleri Urfa ve Antakya Haçlýlarýný Harran’da maðlup etti. Bunun üzerine Melik Rýdvan harekete geçerek, Halep civarýnda Haçlýlarýn elinde bulunan birçok yeri aldý. Böylece, bir süre için Haçlý tehlikesinden uzak kaldý.
1107’de, Melik Rýdvan’ýn, Antakya bölgesine kadar seferler düzenlemesi üzerine, Antakya Prensi Tancerd harekete geçerek Esârib ve Zerdâna kalelerini zaptetti. Bölgeye karþý yaðma akýnlarý düzenledi. Melik Rýdvan, bu durum karþýsýnda Tancerd ile aðýr þartlarda bir anlaþma imzaladý. Bir süre sonra Rýdvan, Haçlýlara karþý Büyük Selçuklu Sultaný Muhammed Tapar’dan yardým istedi. Sultan Muhammed Tapar’ýn yardým çaðrýsýna birçok emir uydu ve Mevdûd’un komutasýndaki Selçuklu ordusu, Tell-Baþir’i kuþattý. Fakat bu, baþarýsýzlýkla neticelendi. Rýdvan, Halep’e Haçlý baskýsýnýn artmasý karþýsýnda Büyük Selçuklu ordusunun Halep’e gelmesini istedi. Emir Mevdûd, bu isteði yerine getirmek için Halep önlerine geldiyse de, askerin halka kötü davranmasý, Rýdvan’ýn þehir kapýlarýný kapamasýna yol açtý ve Selçuklu ordusu, Halep’ten ayrýlmak mecburiyetinde kaldý.
Melik Rýdvan’ýn 1113’te vefatýndan sonra yerine on altý yaþýndaki oðlu Alp Arslan el-Ahras geçti. Fakat idare tamamýyla atabegi Hadim Lü’lü’ün elindeydi. Bu dönemde Halep’teki Bâtýnîlerden þikâyetlerin artmasý üzerine, Sultan Muhammed Tapar, bir elçi göndererek Bâtýnîlere karþý harekete geçilmesini istedi. Alp Arslan, bu isteðe uyarak bir kýsým Bâtýnî reîsini öldürdü. Bâtýnîleri sevmeyen Halep halký da bu harekâta iþtirak etti. Bâtýnîlerin sað kalanlarý Suriye’nin çeþitli þehirlerine ve Haçlýlara sýðýndýlar. Alp Arslan’’ýn melikliði kýsa sürdü. Yakýnlarýnýn tavsiyesi üzerine yardým için Tuðtegin’e müracaat etti ve Dýmaþk’a dostça bir ziyaret yaptý. Tuðtegin, bu müracaatý müspet karþýladý. Bu durum karþýsýnda Atabeg Lü’lü, Alp Arslan’ýn davranýþlarýndan ve Tuðtegin’in istekleri doðrultusunda hareket edeceðinden korkarak 1114 senesinde Alp Arslan’ý öldürttü.
Hadým Lü’lü, Alp Arslan’ýn yerine Rýdvan’ýn altý yaþýndaki oðlu Sultanþah’ý geçirdi. Böylece bir süre için devletin gerçek idarecisi durumuna geldi. Fakat, kudretli bir melikin yokluðu ve ordusunun küçük çapta olmasý, Halep Melikliðini, sadece bu þehri müdafaa durumunda býraktý. Lü’lü’ün ise 1117’de öldürülmesinden sonra, ArtukluÝlgâzi 1118’de Halep’i ele geçirdi ve Sultanþah’ý hapsetti. Böylece, Halep Melikliði sona erdi.
Dýmaþk (Þam) Selçuklu Melikliði
Tutuþ’un ölümünden sonra, oðlu Dukak, Suriye Selçuklularýnýn Dýmaþk þubesini kurmuþtu. Tutuþ’un emrinde bulunan Emîr Tuðtegin, Sultan Berkyaruk’un eline esir düþmüþ, sonra serbest býrakýlmýþtý. Tuðtegin, Dýmaþk’a gelerek Dukak’ýn hizmetine girdi ve ordu kumandanlýðýna getirildi. Ayrýca, Dukak’ýn annesiyle evlendi ve Savtigin’i ortadan kaldýrarak, melikliðin idaresini ele aldý. Dukak, Dýmaþk’ý ele geçirmek isteyen aðabeyi, Halep Meliki Rýdvan ile yaptýðý mücadelede maðlup olunca, onun hakimiyetini kabul etti.
Melik Dukak, bundan sonra Haçlýlarla mücadele etti. Fakat Haçlý kumandaný Raymond’la yaptýðý Trablus önündeki savaþý kaybetti (1102). Daha sonra Cenâhüddevle, Rahbe’yi zaptetmek için sefer düzenlediyse de, buranýn, Melik Dukak tarafýndan ele geçirildiðini öðrenince, bölgeden ayrýldý. Cenâhüddevle, Dukak’ýn 1104 yýlýnda ölümünden sonra, Atabeg Tuðtegin, önce onun bir yaþýndaki oðlu Tutuþ adýna hutbe okuttu. Daha sonra Dukak’ýn on iki yaþýndaki kardeþi Ertaþ’ý tahta geçirdi. Fakat, Tuðtegin’den korkan Ertaþ, Dýmaþk’tan kaçtý (1104). Böylece, Suriye Selçuklularýnýn Dýmaþk kolu sona erdi ve yerine Tuðtegin ailesi, yani Böriler Hânedâný kuruldu.
Suriye Selçuklu Hükümdarlarý / Tahta Geçiþleri
Tâcüddevle Tutuþ / 1079
Rýdvan (Halep’te) / 1095-1113
Dukak (Þam,da) / 1095-1104
Alp Arslan el-Ahras (Halep’te) / 1113
Sultanþâh (Halep’te) / 1114-1117
Birinci Dünya Savaþýnda müttefik ordularýnýn yenilmesi neticesinde, Osmanlý Devletiyle imzalanan Mondros Antlaþmasýyla bölge Fransýzlarýn iþgaline uðradý. 1920’de Fransa’nýn mandasýna girdi. Suriye, Fransa’nýn idaresine girmesiyle Osmanlý devrindeki huzur ve müreffeh hayatýn yerini, anarþi ve sefalet aldý. Suriye’de Müslümanlar çoðunlukta olmasýna raðmen, idarede Fransýzlar, Ermeniler ve Nusayriler hakimdi. Þam, Halep, Nusayri merkezi Lazkiye ve Harran bölgesindeki Dürzilerle Fransa’nýn mücadelesi
Suriye, bulunduðu coðrafi konum itibariyle; doðu ve batýyý birleþtirdiðinden Anadolu’nun tabii bir uzantýsý olmasýndan ötürü hem doðu ve hem de batýdaki devletlerin ilgi odaðý olmuþtur. Sümerler, Asurlular, Makedonyalýlar ve Romalýlar Suriye’de hakimiyet kurmuþlardýr.
Ýslamiyet’in doðuþundan sonra bölgede, Hz. Ömer’le baþlayan bir Ýslimi hareket görüyoruz. Bu durum, Emevi ve Abbasi hanedanlýklarý zamanýnda da devam etmiþtir.
Suriye’deki Türkmenlerin daha 7. ve 8. yüzyýldan beri Fýrat ve Dicle boylarýna indikleri, ayrýca, Mezopotamya’dan ve Anadolu’dan Suriye’ye göçtükleri 9. ve 11. yüzyýldan buyana bölgede yaþadýklarý bilinmektedir. daha önce Mýsýrda bir Türk komutaný Tolun oðlu Ahmed kendi hanedanýný kurmuþ (875) ve bu hanedan 905 yýlýna kadar devam etmiþti. Tolunoðlu Ahmed Suriye’yi (877) almýþtý .
Daha sonra yine baþka bir Türk komutaný Toðaç oðlu Muhammed Ebu Bekir, tarihte Ýhþidî adýyla anýlan hanedaný kurmuþ ve bu hanedan (935-969) yýllarý arasýnda bölgeye hakim olmuþtur. Her iki Türk hanedaný, Abbasî halifeliðinin bir politikasý olarak Türk komutanlarý ile Türk askerlerine, orduda büyük yer vermelerinin sonucunda doðmuþtur. Ýhþidîler’i (969) yýlýnda Þiî Fatýmî devletine yýktý.
X.Yüzyýlýn birinci yarýsýnda Abbasî Ýmparatorluðu iyice parçalanmýþ, Irak’ta bile kuvvetini hissettiremeyecek bir duruma düþmüþtü. Bizans bundan faydalanarak karþý taarruza geçti ve birçok yöreleri ülkesine katmaya muvaffak oldu. Bizans’ a karþý, kuzey Suriye ve Cezîre’nin (Kuzey Irak ve bazý Güney Anadolu yöreleri) hakimleri olan Hamdanî hükümdarlarý karþý koymaya çalýþtý. Bu cümle adý geçen hanedanýn en büyük hükümdarý olan Seyfü’de-devle, Seyfü’de-Devle’nin en ünlü ve muktedir kumandanlarýndan birinin “Türk Yemek” olduðunu biliyoruz. Bu Türk kumandanýnýn Kimek elinin yemek boyundan olduðu için böyle anýlmýþ olmasý muhtemeldir. (ölümü:951-2)
Türkmenlerin bölgeye gelip yerleþmeleri, Büyük Selçuklu Devleti’nin Gazneliler’le yaptýðý Dandanakan Savaþý sonrasý olmuþtur. Büyük Selçuklu Devleti, bu savaþtan sonra özellikle 1063 yýlýndan itibaren kendi hayat tarzlarýna uygun bulduklarý bu bölgeye yerleþmeye baþladýlar. Özellikle Halep, Lazzikiye, Trablusþam ve Asi Irmaðý vadisi boyunca Hama, Humus ve Þam bölgesinde bu yerleþme yoðunluk kazanmýþtýr. Türkmenlerin buraya yönelik akýnlarý Afþin ve Sandýk Beyler komutasýnda Halep’e kadar devam etmiþtir. (1069-1070) yýllarýnda ise Kurlu ve Atsýz Beyler, Güney Suriye’yi tamamen ele geçirmiþlerdir.
(1071) yýlýnda Malazgirt Savaþýndan sonra Aþaðý ve Yukarý Fýrat boylarýnda, Saltuklar, Mengücekler, Daniþmendiler, Yýnaloðullarý, Artuklar gibi Türk Beylikleri kurulmuþtur..
(1077) yýlýndan beri Suriye Selçuklu meliki olan Tutuþ, kendini sultan ilân ederek, Oðuzlarýn Yýva Boyu ile Bayat, Avþar, Begdilli, Döðer ve Üçoklar oymaklarý Þam ve Halep’e yerleþmiþlerdir. Berkyaruk’un üzerine yürümüþ, fakat yenilmiþti (1095). Oðullarýndan Rýdvan Halep’te, ve Dokak Þam’da hâkimiyetlerini ilân ettiler. Halep hakimi Rýdvan Haçlýlarla mücadele etti. Bir ara sýnýrlarýný Güney Anadolu’ya kadar geniþletti.
(1117)’ye gelindiðinde her iki bölgede de hâkimiyet, atabeylerin eline geçmiþti. Suriye Selçuklularý’nýn Þam kolu, Atabey Tuðtekin tarafýndan yönetiliyordu. Oðlu Tacü’l-mülk Böri babasýnýn ölümü üzerine idareyi ele aldý. Pek güçlü olmayan bu atabeylik, Zengî Atabeyi Nureddin Mahmut tarafýndan ortadan kaldýrýldý (1154).
(1127) yýlýnda Melikþah’ýn Halep Valisi Ak-Sungur’un oðlu Ýmadeddin Zengi’nin Musul valiliðine getirildi. Haçlýlara karþý verdikleri mücadelelerle öne çýkmýþlardýr. Ýmadeddin Zengî, Haçlýlardan Urfa’yý alýnca Avrupalýlar II. Haçlý Seferi’ni düzenlemiþlerdir (1137). Zengî’nin ölümünden sonra atabeylik Musul ve Halep olmak üzere iki kola ayrýldý (1146). Halep’teki oðlu Nureddin Mahmut haçlý kontluklarýna karþý baþarýlý mücadeleler verdi. Þam’daki Börileri kendine baðladý. Haçlýlarla iþ birliði yapan Mýsýr Fâtýmî Devleti’ni ortadan kaldýrdý (1171). Nureddin Mahmut ölünce atabeylik Eyyubi ailesine intikal etti (1174). Selahattin Eyyubi komutasýndaki Müslümanlarla birleþerek Haçlýlara karþý bölgeyi savunmuþlardýr
Selahattin Eyyubi’nin ölümünden sonra bölgeye bir baþka Türk devleti olan Memluklular hakim olmuþtur. Anadolu’ya hakim olan Türkiye Selçuklu Devleti ise, 1243 yýlýnda Moðollarla yaptýðý Kösedað Savaþ’ýný kaybetmesi sonrasý aðýr Moðol baskýsý altýnda kalmýþtý. Bu baský sonucu özellikle Kayseri ve Sivas’ta yaþayan Türkmenler, Memluk Sultaný Baybars zamanýnda Suriye bölgesine yerleþmiþlerdir. Bu dönemde Suriye’ye gelip Þam’a yerleþen Türkmenler, Ýlhanlý hükümdarý Ebu Said Bahadýr Han’ýn ölümünden sonra çýkan siyasi karýþýklýktan faydalanarak 1337’de Elbistan civarýnda Dulkadiroðullarý beyliðini kurmuþlardýr. Yavuz Sultan Selim, 1516 yýlýnda Mercidabýk’ta Memluklularý yenerek bu günkü Suriye topraklarýný Osmanlýlara baðlamýþtýr.
Suriye Türkmenleri, ilk yerleþimlerinde göçebe olarak kalmýþlarsa da sonradan yerleþik düzene geçmiþlerdir. Konar-göçer ahalinin merkeziyetçi bir devlet nizamý ile bað-laþamayan hayat tarzlarý yüzünden yerli halka büyük zararlar verme¬lerim sona erdirmek endiþesi , Harab ve boþ yerleri imar etmek ve yeniden ziraata açmak (1691-1699) yýllarý arasýnda konar-göçer halkýn Osmanlý hükümet tarafýndan iskan edilmesinin bazý sebepleridi .
1916 sonuna kadar da bu bölgedeki Türk hakimiyeti, kesintisiz olarak 402 yýl sürmüþtür. Bu sürede bölge sakinleri, derin Türk kültürü etkisi altýnda kalmýþtýr. Bu etki kendisini en çok dil konusunda göstermiþ; Suriye lehçesi en fazla Türkçe kelime içeren Arab lehçesi olmuþtur. I. Dünya Savaþý sonuna kadar Osmanlý hakimiyetinde kalan Þam, Trablus ve Halep eyaletleri þeklinde yönetilen Suriye, Türk yönetimi altýnda kültürel, sosyal ve ekonomik açýlardan kalkýnmýþ ve en huzurlu dönemini geçirmiþtir.
30 Ekim 1916 Mondoros mütarekesine kadar aþaðý yukarý 500 yýl Türk hâkimiyetinde kalan Suriye, Ýngiliz, ve Fransýz iþgaline uðramýþ, 1936 yýlýnda ise Fransa denetiminde cumhuriyet olmuþtur.
Suriye Türkmenleri ve yaþadýðý yerler:
9. yüzyýlda Tolunoðullarý döneminde ilk defa Türk hakimiyetine giren Suriye, 11. yüzyýlda Selçuklu Türkmenleri’nin, 1260’a doðru Memlûk Kýpçak Türkmenleri’nin eline geçmiþ, 1516 yýlýnda Yavuz’un bu ülkeyi fethetmesiyle Osmanlý hakimiyetine girmiþ ve 850 yýllýk Türk idaresinden sonra 10 Aðustos 1920’de imzalanan Sevr Anlaþmasýyla Osmanlý Devleti’nden koparýlarak Fransýz kontrolüne býrakýlmýþtýr. Bugünkü Suriye 17 Nisan 1946 yýlýnda baðýmsýz bir devlet haline gelmiþtir.
20. yüzyýlýn ortalarýnda çok sayýda Suriye Türkmene Araplaþmýþ, böylece bu ülkede yüz yýllardýr süren asimilasyon son dönemde de devam etmiþtir>
Oðuz Türkmenleri’nin ve Memlûk Kýpçaklarý’nýn torunlarý olan Suriye Türkmenleri’ne Bayýr-Bucak Türkmenleri de denilmektedir. Türkmenler bu ülkede azýnlýk olarak kabul edilmemekte ve kayýtlarda Müslüman olarak geçmektedirler. Halk arasýnda ise Türkmenler olarak adlandýrýlmaktadýrlar.
Suriye’de Bayat, Afþar ,kadirli ,arabli , Begmishli , HacAli , Karakeçili , Ýsabeðli, Musabeðli, Elbeyli, Akar, Hayran ,karashhli, Çandýrl , guonajli, Sincar gibi Türkmen boylarý yaþamaktadýr. Bu Türkmen boylarý ile Anadolu’daki uzantýlarý olan Türk boylarý arasýnda inançlar, gelenekler ve folklorik pratikler bakýmýndan çok önemli benzerlik tespit edilmiþtir.
Suriye’de yaþayan Türkmenler’in nüfusu hakkýnda verilen rakamlardan 500.000 tahmini bu gün artýk eskimiþtir. Yakýn zamanlarda verilen tahminler ise 2000.000 - 2.5 milyon daha azdýr ,gerçek rakamlar 3 milyon arasýnda tahmin edilir, Onlarada Araplaþmýþ Türkmenleri eklenirse onlarýn sayýsýna ikiye katlaþýr, Surýyedeki Turkmenlerin basenda olan Kal Muhamed Mustafa Basa,sonra oglu Haj Nassan Mustafa Basa,semdi Suriyedeki Turkmenler in basenda olan Faruk Mustafa Basa Merhan(Belwa) ,semdeki Salwa koyunde oturmakdadir,kandsi HajAli asratinden olmakdader, HajAli asrati suriydeke turkmenleri yuz yelardir bir araye toplamakdader tespit edilmiþtir.
Suriye’de Toplam 523 Türkmen köyü vardýr (büyük þehirler harlarýndan baþka) . Suriye hükümeti, son yýllarda Türkçe yer adlarýný Arapça’ya çevirmiþtir. Ýsabeðli "Ýseviye", Kabamazý "Belutiye",Merhan(Balwa) Salwah,hawahuyok.Beliz .Nabgha.. Dashlihoyuk TalHajr, Týrýnca "Ümitüyur", Karýnca "Behlüliye" olmuþtur
Suriye’de Türkçe eðitim yapan okullar olmadýðý gibi. Türkmenler bir arada tutan her hangi bir teþkilat da yoktur. Köy ve kasabalarda yaþayan Türkmenler kendi aralarýnda Türkçe konuþmayý sürdürürler. Yüksek eðitim yapan Türkmenler’in sayýsý çok azdýr ve tamamýna yakýný Türkiye’deki okullarda okumuþtur.
Türkçe çýkan yayýn organlarý, 1922’den 1937’ye kadar, sürgündeki Refik Halit’in de katkýlarýyla renklendirdiði, "Doðru Yol" ve "Vahdet"’tir.
Suriye Türkmenleri, þiveleri ve edebiyatlarý bakýmýndan Türkiye’nin bir uzantýsý gibidirler. Suriye’de konuþulan aðýz da, Hatay bölgesinde konuþulan Türkmen aðýzlarýnýn bir devamý niteliðindedir.hama ve humus Türkmenlerinin þivesi eski Osmanlý diline daha yakýn. Ve bazý ülkelerde Azerbaycan diline yakýn olunmaktadýr.
Halep Türkmenleri
Osmanlý Devleti döneminde Türk nüfusunun idari merkezi Halep’ti. Halep, sokaklarýnda Türkçe konuþulan bir yerdi. Türk mimari ve sanat eserleri Halep’te oldukça çoktur. Suriye’de Halep þehiride daha çok yaþayan Türkmenler vardýr þehir merkezi huyluk harasý(büyük bir Türkmen Mahallesi ,Türkmen nüfusu 400,000 tahmin edilir ) , Kürtdaðý, Cerablus, Mümbiç, Musabeyli, Azez nahiyeleri ve yörelerinde Türkmenler yaþamaktadýr , Bu þehir ve nahiyelere baðlý Türkmenler’in yaþadýðý köy sayýsý ise yörelere göre þöyledir: Cebeli Sema’nýn doðusunda nahiye merkezi ile 16; Kilis’in güneyinde Azez Kazasý’na baðlý, Azez ile Aferin Suyu arasýnda 17, Azez’in doðusunda 29, güneyinde Halep’e baðlý 3; Çobanbeð Nahiyesi’nde Mümbiç Kazasý’na doðru 54, ayný kazanýn güneyinde 15; Baraklý Oymaðý’ndan Cerablus Nahiyesi’ne baðlý 26; Sacýr Suyu’nun güneyinde 23; Urfa hudud nahiyesi Mürþid Pýnarý ve Akçakale Kazasý’nýn güneyine isabet eden ve Belih Irmaðý’na kadar uzanan sahada 59 köy olmak üzere .Halep Bazý Türkmen köyleri : mirza, kerpiçli, arabazi, merhan (balwa ),khalisa ,dashlihoyuk ,karsanle ,aiyasha ,talaysha, sakizlar ,sande ,arabjurduk ,dabis ,bizaah ,bozilja ,agdash, beyliz, nabða, kanlý koy, eþekli, usbaðýlar, gavureli, amerne, bel veren, taflý, lilve, yusuf baþa, kadýlar, memeli, kurucu höyük, taþ atan , buyan, dadlý, belli, sakkal veran, kara yakub, kara taþ, kara kuz, balali köy, bandarlýk, duraklý, anbarlý, hacý hasanlý, kara baþ, bir elli, avþar, küllü, dabýk, yazlý bað, ýral, þüvirin, delha, iðde, tukmen barýh, kara köy, kara mazraa, harab mamal, azak, hava köy, telile, beþ curun, sinekli, ziyarat, okuf, çoban bey, hedebet, tiral, kurt, öküz öldüren, cubbon, üvilin, zülüf, kalkum, bablimun, tat hums, çeke ,dashkapo, samandra ,bahwarta ,harjala, kndra.
Lazzikiye Türkmenleri
Suriye’nin Akdeniz kýyýlarýnda, baþta Lazzikiye þehir merkezi Cimmel Harasý (Türkmen Mahallesi) olmak üzere Basit, Bayýr, Behlüliye, Kesap nahiye ve köylerinde Bayýr-Bucak Türkmenler yaþamaktadýr Bu þehir ve nahiyelere baðlý Türkmenler’in yaþadýðý köy sayýsý ise yörelere göre þöyledir: Lazzikiye vilayet merkezi ve Kesap Nahiyesi’ne baðlý 6; Bucak bölgesinde sahil boyunca 84; Behlüliye Nahiyesi’ne baðlý 12; Bayýr Nahiyesi merkezine baðlý Kebeli’nin kuzeyinde 27, doðusunda 8, güneyinde 11; Ýncesu’nun batýsýndan güneye doðru olan bölümünde 20, doðusunda 17. Suriye hükümeti, son yýllarda Türkçe yer adlarýný Arapça’ya çevirmiþtir. Ýsabeðli "Ýseviye", Kabamazý "Belutiye", Týrýnca "Ümitüyur", Karýnca "Behlüliye" olmuþtur. Bazý Türkmen köyleri : (Karamustafa, Büyükpýnar,Köy Çiçekliyazý mahalleleri) , hayat, sallor, al yamamah, assamra, al ðassaniyeh, kastalmaaf, ðamam, um tuyur, zýnzýf, Turunç, Meydancýk, Hacranlý Hasancýk Saray, Camuslu, Bödirsiye, Karaca, Çamurlu, Bostancýk, Fakýhasan, Karabacak, Mollomahmutlu, Ubeydiye, Karamanlý, Kara Cücük, Türkmenli, Çalkamanlý, Saðýrt, Ali, Elmalý, Abanlý, Bayýr nahiyesinden, Gebelli, Derviþhan, Gebere, Þeren, Karaahmet, Gökdað, Yumuþak, Mýlýklý, Kebir,Murtlu, Karakisa, Ulucak, Kara pýnar, Aþaðý Karamanlý, Yukarý Karamanlý, Saldýran, Karacaðýz, Ýsapýnar, Kulcuk Pýnar, Kulcuk, Çukurcak, Nisibin, Daðdaðan, Çovkaran, Sarraf, Kapýkaya, Ablaklý, Kapaklý, Çanacýk, Korali, Çýnarlý, Kýzýkçuracýk, El Kasap, Kislecik, Mahruka, Kuruca, Kýzýnca, Aðcabayýr, Cümeren Yamadý, Burc-Ýslam, Sulayýp
Hama ve Humus Türkmenleri
"Humusta kim derse ben Türkmen deðilim o asýlýnda humuslu deðildir " , iþte Suriye tarihçisi ( Süheyl zakkar) demiþ , çünkü ona ve eski Arab tarihçisine (bin el esir )a göre, 11. yy humusu büyük bir deprem yýkmýþ, tamamýný viran etmiþ sonra humusu yeniden tamir eden Türkmenlerdir (zingilar ve Selçuklular), Nureddin Mahmut bin zingi tarafýndan, humusun merkezinde eski haralarýndan birinin adý haratul-Türkmen(Türkmenler harasý) ve eski þehir kapýlarýndan birisi babu- türkmen (Türkmen kapýsý) ama bu günlerde bu haralarda yaþayan Türkmenler tamamen arablaþmýþ .
Suriye’nin Hama-Humus þehirleri ve Lübnan sýnýrý arasýnda kalan kýsýmdýr. Türkmenler genellikle Humus’ta ve Humus köylerinde ve bazý Hama köylerinde yaþamaktadýrlar. Osmanlý imparatorluðun devrinde Buralara yerleþtirilmeðe davet edilen ve iskana me¬mur olan oymaklar þunlardýr: Kara Avþar, înallu, Döðer oðlaný, Hama Deðeri Mustafa kethüda, Hama Düðeri tabi-i Derviþ kethüda, Þam Beðmiþlüsü, Hüccetlü, Kapu-uþak, Eymir-i Dündvarlu, Çozlu Çerkez-oðullarý, îdris Kethüdaya tabi Abalu, Tokuz han Harbendelüsü, Kara Tohtemürlü, Köse Kethüdaya baðlý Þerefli, Uþak obasý, Beþîr-oðullarý obasý, Eymir-i Sincarlu, Bozlu, Ebu Derda’ya baðlý olan Bozlu ,Tohtemürlüsü, Salur (Sellüriyye) türkmenleri, Dindaþ oðlu îsmail Bozulus’a baðlý olan Genceli Avþarý, Kýzýl Ali, Daniþmendlü’ye tabi Kara Halil .
Humusa baðlý bazý Türkmen köyleri : baba amr harasý ( bugünkü Türkmenler Mahallesi ) zara, mitras, bdada, arcun, alhusun, dar kabira, kýzhýl, üm al kasab, samalil, burc kaya.
Hamaya baðlý bazý Türkmen köyleri : akrab (kara halili), tulluf, hazzur, huvvýr el trukman, být natýr , hýrmýl
Kunteyra Bölgesi Türkmenleri :
Burasý Filistin sýnýrýna çok yakýndýr. Kafkasya’dan gelenler 1878’de buraya yerleþtirilmiþlerdir. baðlý bazý Türkmen köyleri : hafr, al kadýrýyye, kafr nafah, zabya, al rezzanýyye, ahmadýyye, huseynýyye, ayn kura, ayn sümsüm, ayn alak, üleyka, ayn ayþa.
Þam ve draa Türkmenleri
Þehirde Türkmenlerin oturduðu büyük bir mahalle bulunmaktadýr. Ayrýca Havran ovasýnda da Türkmenler vardýr. Þama baðlý bazý Türkmen köyleri : kaldun, ruhaybe, adra ve bazý þam haralarý ( el hecer el esvad el tadamün , cöber ) ve draaya baðlý bazý Türkmen köyleri : dara þehir merkezi , busra, maarba, burak.
Kaynakler:
1- http://www.turansam.org
2- http://suriyeturkmenleri.azersayt.com
3- www.megaforum.com/suriye
4- arsiv.zaman.com.tr/2002/07/09/dis/h2.htm - 28k
5- www.forumyoruk.com/forum
6- tarihyalansoylemez.blogcu.com
7- Oðuzlar (Türkmenler) Tarihleri-Boy Teþkilatý Destanlarý. Yazar :. FARUK SÜMER. Yayýnevi :. Türk
Dünyasý Araþ. Vakfý ...
8- OSMANLI ÝMPARATORLUÐUNDA AÞÝRETLERÝ ÝSKAN TEÞEBBÜSÜ yazar : Dr. Cengiz Orhonlu... Arapça Tercümesi .. FARUK MUSTAFA PAÞA
9- Osmanlý Teþkilat ve Siyaset Kültürü yazar:VAHIT ÇABUK
10- OÐUZLAR yazar:SERGEY GRIGOREVIÇ AGACANOV
11- Türklerin Tarihi yazar :JEAN-PAUL ROUX
12- Dünyaya Hükmeden Osmanlý Padiþahlarý yazar : AHMED SEYREK
13- Son imparatoluk Osmanli yazar : ILBER OTRAYLI (TIMAÞ YAYINLARI )
14- Fatih Devri Kaynaklarýndan / Düstürname-i Enveri yazar :OBERT E.HOWARD