Anadolu insaný O’na Muhsin Bey derdi…
O, ülkücülerin Muhsin Baþkan’ý, Alperenlerin ve BBP’lilerin Ebedi Siyasi Lideri, Türk-Ýslam âleminin ve bütün mazlumlarýn umudu, zalimlerin korkusu, kimsesizlerin kimsesiydi…
O, bütün iyi insanlarýn ‘dik duran, doðru söyleyen, düz yürüyen’ diye söz ettiði, ‘adam gibi adam’ olarak imrendiði istikamet sahibi bir dava adamýydý…
Tanýyanlar bilir ve þahadet ederler ki;
O, secde-i rahman’da iki büklüm kul, ayaðýnýn deðdiði her yerde içimizden biri olarak olabildiðine mütevazý idi, fakat söz konusu vatan, millet, din, adalet, hürriyet olunca vakar ve asaletine yakýþýr bir duruþa sahip aslan yürekli bir kahramandý.
O; bütün hayatýný inandýðý deðerler uðruna adadý… Hiçbir zaman yorgunluk, býkkýnlýk ve umutsuzluk içine düþmedi…
O, dünyanýn en güzel gülen insanýydý… O’nun can yakan fakat yürek ýsýtan tebessümü, zorlu kaderin tecellisi olarak yüreðine sabýrla nakýþ nakýþ dokunmuþ sonsuz teslimiyetten yüzüne yansýyan kavi bir imanýn ýþýðý gibiydi… Yüzüne bakýnca insan huzur bulurdu…
O’nun bir hayali vardý;
‘Önce insan diyebilen bir felsefeyle bu cennet vatan topraðýnda baþý açýðý, baþý kapalýsý, Alevi’si, Sünni’si, Kürt’ü, Türkmen’i, Laz’ý, Çerkez’i, Arap’ý, Boþnak’ý hep birlikte hep beraber ay yýldýzlý al bayraðýn altýnda doðduðu yerde doysun, baþý dik karný tok olsun… bu ülkenin bütün çocuklarý bireysel özgürlüklerin önünün açýk olduðu, güvenli, özgür ve refah içinde tam baðýmsýz güçlü bir Türkiye’de yaþasýn. AB kapýlarýnda sürünmek veya global emperyalist projelerin figüraný olmak yerine Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kaynaþmýþ ve birleþmiþ büyük bir Türk-Ýslam dünyasý olsun…’
Büyük yürekli dev adam, bu hayalini gerçekleþtirme uðruna gecesini gündüzüne katarak mücadele verirken 25 mart 2009’da çýktýðý yolculuktan geri dönemedi!
Takdir-i ilahi’nin tecellisi olan kader, O’nu beþ yol arkadaþýyla birlikte çok sevdiði sonsuzluðun sahibi’ne ulaþtýrdý...
O, canýndan aziz bildiði Büyük Türk milletinin vicdanýnda bugün yetmiþ iki bin þüphe ile açýk duran þehadet dosyasýný, kýrk yýllýk misyonunu ve siyasi kadrolarýný aziz milletine emanet ederek sonsuzluðun sahibine ulaþtý…
O, bizimle birlikte sonsuza kadar yaþayacak fakat fiziki olarak da bugün yanýmýzda olsaydý bu açýk dosyanýn kapanmasýný, þüphelerin ortadan kaldýrýlmasýný ve bunun için herkesin üstüne düþeni yapmasýný isterdi.
O, kendi ve beraberindeki beþ canýn hukuklarý üzerinden milletin geleceðinin aydýnlanmasýna ve sistemin çarpýklýklarýnýn giderilmesini isterdi.
O, Keþ daðlarýnda kar altýnda kalmakla kalmayýp, Ýsmail’in kanýyla çalý dibine düþen devlet itibarýnýn kurtarýlmasýný isterdi.
O’nu tanýyanlar olarak hepimiz duyar gibiyiz, O, bugün yanýmýzda olsaydý ‘Ey siyasetçiler, bürokratlar, milletvekilleri, baþbakan, cumhurbaþkaný, genelkurmay baþkaný, yol arkadaþlarým, gönüldaþlarým, kadrolarým, teþkilat mensuplarým, büyük milletim ve dünyanýn bütün iyi insanlarý gelin bu meseleyi çözelim, hepimiz sorumluyuz görevimizi yapalým’ derdi.
Biz de O’nun gibi diyoruz, O’nun gibi istiyoruz…
Her geçen gün kördüðüme dönüþtürülmeye çalýþýlan bu meseleyi nefes alýp vermek gibi hayati bir mesele olarak görüp bir an önce çözülmesini istiyoruz.
Çünkü O’nun tek derdi ve bütün misyonu milletini, vatanýný, devletini canýndan çok sevmekti!
O’nu dualarla anarken ‘neyi yaptýk, neyi yapamadýk, ne istiyoruz?’ diye kendi kendimize bir kez daha sorarak, emanetin vakar ve aðýrlýðýna yakýþýr þekilde davranýp ve taleplerimizi yüksek sesle hep beraber söylemeye; O’nun manevi þahsiyetini yüreðimizdeki her zerrede hissederek; Ruhun Þad olsun YÝÐÝT ADAM RESULE selam söyle bizden.