Uzun zamandýr yazmýyordum.Sadece bu siteye deðil elbet.Daha önce yazdýðým birçok yere de yazmadým bu aralar.Sitemizde yayýmlanan son yazým olan "Merkezi Ezan" yazýsýný aralýklarla takip ettim.Yazmamamla ilgili bir soru v.b. talep de yoktu!Bu anlamda da sorun yok diyerek tembelliðimi biraz daha sürdürmek niyetindeydim.Bu sabah sayfama girmek için kullanýcý adýmý ve þifremi dört kez girdim!Demek ki;insan ýraklaþýnca makine dahi olsa sizi hatýrlamýyor.Bazý dostlara selam vermek,selam almak,selamlaþmak ve selamette kalmak için yazmam gerektiðini düþündüm.
Elazýð’da meydana gelen deprem sonrasýnda insan olup da hüzünlenmeyen,yüreði burkulmayan var mýdýr bilinmez!Elazýð’lý insanlarýmýzýn kaderini, insana yakýþan bir hüzünle,tevekkülle ve dua ile izledim.Evet…Sadece izledim.Modern zamanlarda her þeyin izleyicisi olmakla kazandýðýmýz yeni davranýþ biçimimiz arasýna maalesef ölümü de ekledik.Ölümü Ýzlemek,ölenleri izlemek!...
Kendimi biraz olsun toparladýktan sonra,üniversite yýllarýnda beraber okuduðumuz sevgili Kenan’ý,dostumu aradým.Sonra aklýma sevgili dostum Ersin geldi ama telefonunu kayýtlarýmda bulamadým.Hüznüm Ersin’e ulaþmýþtýr diye ümit ediyorum.Ulaþmýþtýr çünkü yürekten yüreðe bir yol olduðuna inananlardaným.
Sevgili dostum Kenan;
-Biz teologlar olaya farklý bakýyoruz ama halk “Takdiri Ýlahi” diyor.derken bir ýzdýraba iþaret ediyordu.Ýlahiyat fakültelerinde “yeni jenerasyon” olarak da ifade edebileceðimiz ilahiyat hocalarýnýn kabaca pozitivist bilgiyi iþaret eden yaklaþýmlarý sayesinde artýk her þeyin bir sebebi,bir sonucu olduðunu,bunlarýn dünya ölçeðinde aklýmýzýn ölçüleri içerisinde yorumlanabileceðini,aksinin mümkün olamayacaðýný düþünüyor,dahasý imanýmýzý da bu düþünce üzerine bina ediyoruz.Bu sebepten de;fay hattýna özellikle de kerpiç evlere dikkat çekiyorduk.Hele depremin olduðu saati,04:15’i “Uykuda iken ölüme yakalanmak” olarak ifade etmekten baþka yol bulamýyorduk.Hatta; “Saat gündüz saatleri olsa,insanlar uyanýk olsa can kaybý bu kadar olmazdý” diyerek yorumluyoruz!Ekranlarda timsah gözyaþý döken onlarca insan,bilgiçlik taslayan onlarca nadan,acýnýn mücessem heykeline dönüþmüþ insan yüzlerine tutulan onlarca kamera,aðýtlarý,yaþaran gözleri yakalamaya çalýþan acar muhabirler…Bütün bu olup bitenler arasýnda 15 günlük bir bebekten bahsediyor TV kanallarý.Annesinin kucaðýnda hayatta kalan,burnu dahi kanamayan bir minik insandan bahsediyorlar.Nihayetinde kendi annesi ile bebesinin annesi olan hayat arkadaþýný kaybeden o minik yavrunun gencecik babasýna söz veriyorlar.Aman Allahým! Genç bir adam günlerdir konuþulanlarý,sevgili Kenan’ýn ifade etmeye çalýþtýðý “Teolojik Problemleri” biz fanilere ait her türlü kanaat ile kaygýyý tuzla buz eden ,ekranlarýn hiç de itibar etmediði cümleler sarf ediyor.Söz deðil sarf ettiði basbayaðý Kelam.
Buyuruyor ki; “O verdi. O aldý.Her þey boþ.Gerçek olan Ahiret için hazýrlanmak…” Bu genç adamý dinleyince içimde solan bütün çiçekler açmaya baþladý apansýz.Hamd ettim o anda.Depremi,seli,yangýný,afeti…bu tevekkül ile karþýlayan kaç insanýmýz kaldý þunun þurasýnda bilinmez.Lakin bir tek kiþi de kalsa Allah(c.c)ýn hayatýmýza her an müdahale ettiðini,edeceðini… hesaba katmak haddimizi bilmek için ne kadar da önemli keþke bunu kavrayabilsek.Þairin; “Sakýn kader deme kaderin üstünde bir kader vardýr.Ne yapsalar boþ göklerden gelen bir karar vardýr…”mýsralarýný keþke içimizde hissedebilsek.Veya sýklýkla gündeme getirdiðim Þeyh Galib’in “Tedbirini terk eyle takdir Hüdanýndýr.Sen yoksun bu benlikler hep vehm-i gümanýndýr!”ýný anlamaya çalýþsak.Keþke bunlarý yapabilsek!
Elazýð’da meydana gelen veya ülkemizde daha önceki yýllarda meydana gelen depremler son olmayacak bunu tecrübi olarak biliyoruz.Fizik kanunlara uymak ve dünya ölçeðinde maruf olan usullere göre bir yaþam tanzim etmek elbette ki;her akl-ý selim sahibi insanýn uymasý gereken unsurlar.Ne var ki;hayata bu kadar ‘Malik’ olduðumuzu vehmettiðimiz bir vasatta, hayatýn gerçek sahibinin de hayata müdahale hakký olduðunu hesaplarýmýz arasýna katalým.Evlerimiz çelikten de olsa tevekkülün ne olduðunu idrak edelim.Lutfü hoþ olanýn kahrý da hoþ olur bunu bilelim.Hem baþýmýza gelen ne varsa, daha önceden Onun takdiri ile olacaktýr. Bunu asla unutmayalým.Bu iman etme biçimi;elimizden çýkana üzülmeyelim,elimizde olana sevinmeyelim diye böyle olmalýdýr.Ki,Ýnsan olmak,fakr sahibi olmak,acz sahibi olmak…baþka türlü izah edilemez.
Elzaðý’lý o genç adamýn “O verdi.O aldý.Herþey boþ.Önemli olan Ahiret…”kelamý onlarca canýn boþuna ölmediðini,sadece boþ (oyun ve eðlence) olan bir dünyada öldüklerini gösterdi.15 günlük hayatta kalan can için ‘Mucize’ diyenler,kaybolan 51 can için de ayný dili kullanmak zorundadýrlar.
Hayatlarýný bir kýrsalda mütevazý bir þekilde idame ettiren ve bu dünyadaki nasipleri tükenen,ama sonsuz bir hayata,gerçek yurtlarýna dönen insanlarýmýzýn yýkýlmayan köþklerde,selam ile karþýlanmasýný hayatýn ve ölümün sahibinden niyaz ediyorum.Biz geride kalanlara da yýkýlmayacak evlerden daha ziyade yýkýlmayan bir iman ile yürek ve Ondan gelen her þeyi baþ göz üstünde karþýlayan bir teslimeyet diliyorum.