Son aylarda gündeme gelen,adýný bir türlü koyamadýðýmýz ‘Açýlým’ projesinin,nihayetinde “Kürt Sorunu” nunu çözmeyi hedeflediði aþikar.Bu süreçte yapýlmak istenenlerle,yapýlan açýklamalara bakýldýðýnda, kafa karýþýklýðýnýn olduðu da muhakkak.Bunu böyle olmasýný bir þekilde anlamaya çalýþmak da gerekiyor.Zira sorun, kökü çok derinlerde, ciddi bir sorundur.Böyle bir ortamda farklý yaklaþýmlarýn olmasý da normaldir.
Mevcut hükümetin genel olarak; “Analar aðlamasýn” gibi kimsenin kayýtsýz kalamayacaðý noktadan hareket etmesi, elbette takdire þayandýr.Ne var ki; sorunun ciddiyeti karþýsýnda bu duygusal temellendirme sorunu çözmeye yetmiyor.Bu anlamda muhalefetin,deðiþik STK örgütlenmelerinin,özellikle de “Þehit Analarý” nýn,Kürt halkýnýn,bölge insanýnýn… sürecin içinde dikkate alýnmasý gerekiyor.Yapýlan açýklamalarý; sürdürülen politikalarýn devamý olarak görmek ve bunlara burun kývýrmak,saðýr kalmak…kanaatimce doðru bir yaklaþým deðil.Yine mevcut hükümetin açýlým politikalarýný da bütünü ile olumlu görmek de doðru deðil!Doðru olan tutum; taraflarýn olayý çok yönlü;tarihi,siyasi,iktisadi,askeri…v.b. unsurlarla birlikte deðerlendirmesidir.
PKK’nýn kuruluþ yýldönümü ile PKK liderinin cezaevindeki yeni mekaný çerçevesinde ortaya çýkan tartýþma zemini, taraflardan ziyade hükümet ile PKK arasýnda bir açýlým konsepti doðurmuþtur!Bu konuda DTP’nin saklanamaz PKK baðlantýsý olayý bu þekilde yorumlamamýza da imkan saðlýyor.Hoþ olmasa da güzel bir tablo!Çünkü muhataplarýn niyetlerini açýkça deklare etmeleri,sorunlarý çözmede önemlidir.Son geliþmeler göstermiþtir ki;DTP ile PKK “Kürt Sorunu”nun çözümünü istememektedirler.Týpký karþý taraftan çözüm istemeyen bazý güçlerin varlýðý gibi.O halde sorunun esas muhataplarý ile devletin sorunu çözme iradesinin farklý bir konsept içinde ele alýnmasý gerekmektedir.
PKK örgütünün karanlýk sicili ve APO’nun Kürt halkýný temsilde, pohpohlanan zoraki lider oluþ figürü, vicdan ile irfan sahibi olan her insaný incitmektedir.Þahsen Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kürt kökenli bir vatandaþý olarak,PKK ve APO ve de onlarýn siyasal uzantýsý olan DTP tarafýndan temsil ediliyor görünmekten ciddi anlamda rahtsýzlýk ile ýstýrap duyduðumu ifade etmeliyim.Marksist,Materyalist,Pozitivist…Bu topraklarýn ve özellikle Kürt halkýnýn ruhuna yabancý ne kadar þer unsur varsa,kendisini bunlarla inþa eden bu þer örgütlenmelerin hiçbirini bir Kürt olarak kabul etmediðimi,bu anlamda sayýmýzýn da milyonlarla ifade edilebileceðini de hatýrlatmak isterim.Bu sessiz çoðunluk,silah ve teröre pirim vermeyen Kürt halkýdýr.Ülkemizin her anlamda demokratik bir sistemle hukuka yaslanmasýný,vatandaþlar olarak eþit imkan ve þartlara sahip olmayý amaçlayan bu kitle,kendisi adýna dökülen bunca kanýn faturasýný ödemek de istememektedir.Daha doðrusu bu dökülen kanlardan ýzdýrap duymaktadýr.PKK’nýn ve DTP’nin aymazlýðý ile oluþturulan,APO gibi kalibresi her alanda tartýþmaya müsait birini de bu halkýn lideri gibi göstermek, hükümetin samimi çabalarýný da bu eksende yorumlamak,çözümü APO çerçevesinde üretmek… tamamen bir körleþme ve körleþtirme operasyonudur.Belki de Altan Tan’ýn ýsrarla; “Açýlým sürecinde,Kürt sorununun çözümünde Müslüman unsurlarýn inisiyatif almasý” vurgusunu ciddi olarak çok yönlü tahlil etmek gerekiyor.
Kurban Bayramýnda Cizre’de DTP milletvekili Hasip Kaplan’ýn kapýdan dönmesinin doðru olmadýðýný,bunu süreci protesto etmeye yönelik bir anlayýþ olduðunu geçen yazýmda ifade etmeye çalýþtým.Ne var ki;dün DTP genel baþkaný Ahmet Türk ile gurup baþkaný Selahattin Demirtaþ’ýn Abdullah Öcalan hassasiyetlerini! güya ; “Kürt halkýnýn bu anlamda tedirgin olduðunu…” sanki Kürt halkýnýn kanaatiymiþ gibi yansýtmalarý tamamen bir aldatmacadýr.Sokaða dökülen gencecik insanlar da bu aldatýcýlarýn aldanýþýna kanan,muhakeme etme þansý da oldukça az olan cahil bir zümredir.
Bilinmelidir ki; Kürt halkýnýn ekserisi ve kamu vicdaný 30-40.000 insanýn yok oluþunu müsebbibi olan Apo için, hiç de iyi düþünmediði,hatta aldýðý cezanýn bile hafif olduðu kanaatini taþýmaktadýr.Bunu da söylemeleri gerekmiyor mu?Onca cana,kadýn,çocuk,bebek…kýyan bu kanlý çetenin ve liderinin sorunun çözümünde merkeze taþýnmasý hangi izanla açýklanabilir bilmem ki?!
Bir insan “APO’nun yeri dar” derken biraz utanýr!Þehit olan,ölen,kaybolan o canlar kaç metre yerdeler þimdi?!Apo’nun yeri de caný da cehenneme demek yerine, yerinin darlýðýný söylemek bir körleþmedir!Ama bizi köreltme çabalarý boþa çýkacaktýr.Hükümetin de bu oyunu bozmasý ve APO faktörünü ciddi olarak düþünmesi gerekmektedir.Hem her hafta gündemle ilgili açýklamalar yapan ve AÝHM’yi dahi göreve çaðýran bu adamýn açýklamalarýný dinlemek zorunda deðiliz ki!
Sayýn baþbakan; “köþe yazarlarý ne kadar az yazarsa huzur o kadar fazla olur!” mealinde söz söylerken, elbette haklýlýk payý vardý.Süreç konusunda da APO ne kadar az konuþursa o kadar hayýrlý olacaktýr bunu da görmek gerekiyor.
Bu tür menfi geliþmelere raðmen, sürecin devam etmesi ve bölge halkýnýn ilk muhatap kabul edilmesi önemli bir adým olacaktýr.Kürt halký da APO ile DTP unsuruna karþý korku ile yýlgýnlýk psikolojisini üzerinden atarak,bu þer odaklara karþý sesini daha da gür çýkarmak zorundadýr.Ýslamýn kültürü ile yetiþen Anadolu medeniyeti içinde bir kültürü soluyan ve binlerce yýldýr beraber yaþayan bu halkýn,çözüm talebi ve arayýþýný APO-PKK çizgisine indirenleri tarih asla affetmeyecektir.