Munzurun Hikayesi
Biraz uzun ama okumaya deðer bir hikayedir:
Derler ki, çok eskilerde bugünkü Tunceli ili Ovacýk ilçesine baðlý Koyungölü Köyü civarýnda yaþayan bir aðanýn iþlerini yapan Munzur adýnda bir yanaþmasý varmýþ. Hýzmette hiç kusur etmez çok becerikli ve baþarýlýymýþ. Aðanýn bir dediðini ikiletmez, çobanlýkta tutda tarla tapan iþlerine koþar, çift sürdüðü öküzlerin, iþ gördüðü atlarýn bakýmýný, beslemesini hiç aksatmaz, iþine toz kondurtmazmýþ. Baðlýlýkta, doðrulukta eþi bulunmaz, hiç bir canlýyý incitmez, hýzmetinde kusur etmezmiþ…
Ýþ gördüðü atlarýn, sabana koþtuðu öküzlerin, Sütünü saðdýðý koyunlarýn otunu, yemini, suyunu vermeyi unutmaz en iyi bakýmý uygularmýþ; Hayvanlarý hiç incitmez kýþýn ahýrda rahat etsinler diye altlarýna yumuþak samanlar serer, týmarlarýný tamamlar, yere yattýklarýnda yanlarýný acýtýp acýtmadýðýný denetler önce kendisi yatar bakarmýþ. Onlarý gözü gibi korurmuþ… Bu tutumundan ötürü aðasý da kendisinden çok hoþnutmuþ.
O yýl yaðýþlar bol olmuþ, toprak verime kavuþmuþ, tarlalar tahýla durmuþ. Harman zamaný ambar buðdayla dolmuþ, Bahçeler, bostanlar meyveye durmuþ. Koyunlar çift çift kuzulamýþ. Bu verim ve bolluk aðanýn yüzünü güldürmüþ. Sonuçta Munzur´un aðasý hacca gitmeye karar vermiþ. Yola çýkmadan önce de Munzur´u çaðýrtmýþ:
Bak oðul, yaþým eriþti. Allah da verdi vereceðini. Hacca gitmek kaçýnýlmaz oldu artýk. Evi barký, malý mülkü, çoluk çocuðu sana emanet edip gideceðim. Sana güvenim tam, gözümü arkada býrakma, hýzmetinde kusur etme. Beni mahçup etme, diyerek hanýmýna gidip helallýk dilemiþ…
Hatun ayrýlýk bir çeþit ölüm, gidip dönmemek de var. Hakkýný helal et. Munzur´un kadir kýymetini bilesiniz, üzmeyesiniz, herkesten hellalýk diliyerek Allaha emanet olun deyip yola düþmüþ…
O zamanlar hýzlý taþýtlar yokmuþ, hac yolculuðu aylar sürermiþ. Derken ilden ile geçip varmýþ kutsal topraklara.
Aradan günler geçmiþ, aða hacda iken, aðanýn hanýmý Munzur´u çaðýrýp bak oðul taze helva piþirdim, kulaklarý çýnlasýn aðan bu helvayý çok severdi, onu hatýrladým ve onun için yaptým, senin payýný da ayýrdým diyerek sahana helva doldurup Munzur´a verirken derinden bir iç çekmiþ ve ah ah ah keþke þimdi aðan da burda olaydý, demiþ.
Bu erinmeye dayanamayan iyi kalpli Munzur: Hatun Ana, siz o helvadan aðamýn payýný sahana koyun. Varýp vereyim, demiþ. Hatun Ana öneriyi Munzur´un saflýðýna saymýþ: Caný çekmiþtir, verdiðim helva az geldi herhal. Ýstemeye yüzü tutmayýnca da bu yolu seçti. ´Vermesem gönüllenir´ düþüncesiyle kalan helvayý sahana koyarak eline tutuþturmuþ. Madem istiyorsun al götür´ demiþ.
Munzur kabý kaptýðý gibi gözden yitivermiþ. Helvanýn daha dumaný üstündeyken dua etmekte olan aðasýna yetiþtirmiþ. Helva kabýný yanýna koyup rahatsýz etmeden tekrar gözden kaybolmuþ. Aða Munzur´u görmüþ ama dönüp bakýncaya dek Munzur gözden yitivermiþ. Þaþkýnlýk içinde kalan aða bunu düþ sanmýþ. Ne varki helva kabý yanýbaþýnda duruyormuþ. Kabý açýp bakmýþ sevdiði helvanýn dumaný tütmekteymiþ. Munzura içinden derin saygý beslemiþ. Gördüklerini dönüþte herkese anlatacaðýna dair içinden söz vermiþ…
Aða bunlarý düþünürken, Munzur helvayý aðasýna ulþtýrdýktan sonra dönüp aðasýnýn kapýsýný çalmýþ bile. Aðanýn hanýmý karþýsýnda Munzuru görünce: Ne var ne oldu Munzur? Hayýrdýr? Dediðinde, Munzur, Hayýrlý oldu hatun ana helvayý aðama ulaþtýrdým. Dua ediyordu býrakýp döndüm, demiþ. Hatun ana inanmamýþ. Söylenenleri Munzur´un saflýðýna sayarak Ýyi etmiþsin Munzur ellerine saðlýk demiþ. Bu olayý yakýnlarýna da anlatmýþ. Aða daha hacdan dönmeden bu öykü etrafta duyulup yayýlmýþ.
Vakit geçmiþ, zaman eriþmiþ. Aðanýn hac vazifesini tamamlayýp köyüne doðru yola çýktýðýnýn haberi gelir.
Komþularý herkes elinde bir hediye ile hacýyý karþýlamaya giderler.
Munzur da, götürecek baþka hediyesi olmadýðýndan, bir çanaðýn içerisine koyunlarýndan bir miktar süt saðar ve bununla aðasýný karþýlamaya gider. Aðayý karþýlayanlar, ellerine sarýlmak için adeta yarýþýyormuþlar.
Aða bu sýrada en arkadaki Munzur’u görünce el öpenlere Munzur u göstererek yanýndakilere,
-Asýl hacý Munzur’dur. Öpülecek el varsa Munzur’un elidir.Munzur ermiþ biri, Önun elini öpün, önce ben öpeceðim der. Munzur bu konuþmalarý duyduðunda:
- Aman aðam etme eyleme Allah aþkýna býrak elini öpeyim. Böyle bir þey olmaz. Ben yýllarca senin ekmeðinle, aþýnla büyüdüm. Sen nasýl benim elimi öpersin. Ben ne sana, ne de baþkalarýna elimi öptürmem. der
Bakýn bu sahaný görüyorsunuz, bu sahanla bana helva getiren Munzur dur, ermiþ kiþidir demiþ. Aðanýn hanýmý bu konuyu daha önce köy içinde yaydýðýndan durumu hemen kavramýþlar. Gerçeði aðadan öðrenince de kalabalýk Munzur’a yönelir. Munzur gizinin açýklanmasýný istemediðinden dönerek elindeki süt tasýyla daða doðru kaçmaya baþlamýþ.
Munzur önde, aða ve yanýndakiler arkasýnda bir kovalamaca baþlamýþ.
ÞImdiki Munzur ýrmaðýnýn ilk yerine geldikleri zaman Munzur’un elindeki süt dolu çanak dökülmüþ ve sütün döküldüðü yerde, süt gibi beyazý bir su fýþkýrmýþ.
Bundan sonra Munzur kýrk adým daha atmýþ. Attýðý her adýmda bir kaynak fýþkýrmýþ. Ve fýþkýran bu sulardan bir ýrmak meydana gelmiþ. Munzur’un arkasýndan koþanlar bu ýrmaðýn kenarýna gelip karþýya geçmeye Munzura yetiþmeye çalýþmýþlar ama öte yakaya geçememiþler. Munzur Allahým sýrrýmý ifþa etme, ellerini gökyüzüne kaldýrarak beni yanýna al demiþ. Sonunda daðýn eteðinde bir kayanýn önüne gelmiþ. Elindeki deðnekle tasý yere atýp Irmak kenarýnda bekleyenlerin gözleri önünde kaybolup gitmiþ. Ardýnda sadece çoban deðneði ve boþ süt tasý kalmýþ…
“Emekçi ve erdemli çoban Munzurun sevgisi gönüllere akarak, dillerde ululanmýþ, varmýþ günümüze ve dünya döndükçe de var olup yaþayacaktýr Munzur.
Çocukluðumda Ninemin bana anlattýðý bir kaç Munzur efsanesinden biriydi bu anlatmaya çalýþtýðým. Çocukluðumda ninemden duyduðum her efsane, her masal hayatýmda farklý bir biçim aldý. Hayatýmda çocukluðumun geçtiði Munzur’u hep kendime yakýn hissettim, kendimi hep Munzurdan bir parça bildim.. Nereye gittiysem kalbimde taþýdým hep izlerini Munzur daðýnýn… Munzuru seven, özleyen, düþünen herkese sevgiyle…“
Saygýlarýmla,