Sevgili Gökhan Senai Demirciyi geçtin
Sevgili Gökhan Senai Demirciyi geçtin
Osman Demir Istanbul
Felsefe abicim o dediðin abi kim...?
Selam olsun the imam hatip mezunlarýna...
<div align="left" <p align="center" GÜL.<blockquote <blockquote <blockquote http://images.google.com.tr/images?q=tbn:r0eKx7V323ZIgM:http://www.sorgunpostasi.com/resimler/g%C3%BCl%2520internet_fh0UwhdgU5.jpg[/IMG]
Gül yüzü bulusma yeridir, en temel kavusma gül yüzünde gerçeklesir.Çünkü gül yüzler bakisi aska dönüstürür.Bakis ki askin masuka dönüsüdür; ilk tanisma ve son ayriliktir.Sonra mayelenir bakis; bakis ask olur, bakis vuslat olur.Asik ve masuk tanismaktan öte geçerler, geri döner ve sankibirbirlerini hatirlamis olurlar.lk bakisma sonsuz beklemelerin duruldugu bir göl olur.Güzellik gül yapraginda beklemistir aski.Ask gül yüzünde güzelle bulusur.Ask gül tenlerde görünür kilar kendini.Ve güzellik askin bakisinde seyre dalar kendini...O yüzden gülden yüz çeviremeyiz.Güle uzak duramayiz.Ask atesi örseler yüregimizi.Kizil kanlar gibi dolasir ask.Ve kizil utançlarla alevlenir yüzümüz.Güle döneriz, Sevgiliye döneriz.Sevgili yüzü olmadan edemeyiz Meger gül ,yüzüne Nazar Eden oldugu için gülmüs.Herseyi ve herkesi Var edenin teveccühü ile gülmüs.Önce Teveccüh Eden Varmis.Yokluga yönelmis Ebedi Güzellik Sahibi.Bilinmek dilemis, sevilmek irade etmis.Gizliden açiga çikmis "Mahfi Hazine"Hiçlik safagý kizila boyamis.Varlik güzel yüzlü bir gül olmus Var edilen hersey bir gül yüzünde taclanmis. Yoksa biz dikenler idik, yalniz bir gül hatirina bu bahçeye vardik.Varlik gülseninde bir gül yüzünden ihyalandik.Ab-i hayat öylece dolandi yuregimizi, tenimizde öylece utanc gülleri acti.Edebi, iffeti gül yüzünde belledik, tebessümü gül yapragindan dudagimiza devsirdik.Gülün son yapraginin sonrasina hayranligimizi ekledik.Begendigimizle kusattik gülü; asklarimizi gül yanina devirdik.Gülün yüzünde güldük ,güle baktik, güleyazdik.Güler olduk, güldük.Güller acildi, güle döndük.Gülyüzünde var edilen herseyle yüzlestik.Var edilmisler gül yüzünden gün yüzüne çikti.Öylece gülün yüzünde bulustuk.Gül yüzünden tanis olduk.Sonra herkesi ve herseyi oraya cagirdik.Herseyi elimize aldik, herkese elimizi verdik.Gülün yüzüne vardik.Bildik ki, aslinda biz sadece gül yüzünden vardik.Ebedi Sevgili'nin teveccühüdür gülü güldüren.Kalbimize aski salan Sevgilinin nazaridir.Ki bu kalp Sevgili'nin vechesinden baskasina dönmez.'Batan seyleri sevmez'Yitip gidenlere gönül vermez.O'nun vechinden baskasina kanmaz ask,Ask O'nun teveccühü ile var oldu.Güzellerin güzel yüzlerinde güzelligi O halkeyledi.Asiklarin bakislarinda sevgiyi O tasvir eyledi.Ve güzellerin en güzelini Mahbubu eyledi.O'na muhabbet eyledi, O'nu Muhammed eyledi.Ebedi teveccühünü O'nun vechinde kristallestirdi.Cümle halka O'nun yüzünü gül eyledi.Degil mi ki, var edilmisler O'nun yönelmesiyle varlýga yüz buldu.Öyleyse bu varlik gülsenine önce o Mahbub'un gül yüzü düstü.Biz dikenlerdik aslinda.Bir gül hatirina bu bahçeye vardik.Gül-ü MUHAMMED(a.s.m) yüzünden tanis olduk.Sonra herkesi ve herseyi yüregimize cagirdik.Herseyi elimize aldik, herkese elimizi verdik.Gülün yüzüne vardik Gül yüzünden var olduk "Sayet Allah'a muhabbetiniz varsa, bana ittiba din ki Allah da size muhabbet etsin."(Al-i imran 31) Sevgili'nin teveccühünü yüzüne devsiren Gül'e, Yüzümüzü Sevgili'nin vechine çeviren Gül' e güllerce salat ve yüz'lerce selam ettik. </blockquote </blockquote </blockquote </div
http://www.senaidemirci.net/biyografi.html
týkla bak edebiyat aþýðý bir abimiz![]()
Gökhan ben tanýyorum örek verdim ya sana
Osman Demir Istanbul
Abi zaten sana deðil ben huziye bilgi verdim üstadým sizinde yazýlarýnýzý bekliyorum.![]()
Çok ihtiyacýmýz var üstelik bu mübarek Ramazan-ý Þerif'te ayrýca bir vesile, birbirimizden dualarýmýzý eksik etmeyelim.
Ýslam'ý kurtarmayý býrakýn, Ýslam'la kurtulmaya bakýn.
اللَّهُمَّ إِنِّى بِكَ وَ مِنْكَ أَطْلُبُ حَاجَتِى وَ مَنْ طَلَبَ حَاجَةً إِلَى النَّاسِ فَإِنِّى لا أَطْلُبُ حَاجَتِى إِلا مِنْكَ وَحْدَكَ لا شَرِيكَ لَكَ وَ أَسْأَلُكَ بِفَضْلِكَ وَ رِضْوَانِكَ أَنْ
تُصَلِّىَ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ أَهْلِ بَيْتِهِ وَ أَنْ تَجْعَلَ لِى فِى عَامِى هَذَا إِلَى بَيْتِكَ
الْحَرَامِ سَبِيلا حِجَّةً مَبْرُورَةً مُتَقَبَّلَةً زَاكِيَةً خَالِصَةً لَكَ تَقَرُّ بِهَا عَيْنِى وَ تَرْفَعُ بِهَا دَرَجَتِى وَ تَرْزُقَنِى أَنْ أَغُضَّ بَصَرِى وَ أَنْ أَحْفَظَ فَرْجِى وَ أَنْ أَكُفَّ بِهَا عَنْ جَمِيعِ مَحَارِمِكَ حَتَّى لا يَكُونَ شَىْ‏ءٌ آثَرَ عِنْدِى مِنْ طَاعَتِكَ وَ خَشْيَتِكَ وَ الْعَمَلِ بِمَا أَحْبَبْتَ وَ التَّرْكِ لِمَا كَرِهْتَ وَ نَهَيْتَ عَنْهُ وَ اجْعَلْ ذَلِكَ فِى يُسْرٍ وَ يَسَارٍ وَ عَافِيَةٍ وَ مَا أَنْعَمْتَ بِهِ عَلَىَّ وَ أَسْأَلُكَ أَنْ تَجْعَلَ وَفَاتِى قَتْلا فِى سَبِيلِكَ تَحْتَ رَايَةِ نَبِيِّكَ مَعَ أَوْلِيَائِكَ وَ أَسْأَلُكَ أَنْ تَقْتُلَ بِى أَعْدَاءَكَ وَ أَعْدَاءَ رَسُولِكَ وَ أَسْأَلُكَ أَنْ تُكْرِمَنِى بِهَوَانِ مَنْ شِئْتَ مِنْ خَلْقِكَ وَ لا تُهِنِّى بِكَرَامَةِ أَحَدٍ مِنْ أَوْلِيَائِكَ اللَّهُمَّ اجْعَلْ لِى مَعَ الرَّسُولِ سَبِيلا حَسْبِىَ اللَّهُ مَا شَاءَ اللَّهُ.
Bu duanýn ismine "Hac duasý" denir. Merhum Seyyid Ýbn-i Tavus bu duayý "Ýkbal" kitabýnda Ramazan ayý gecelerinde akþam namazýndan sonra okunmasýný Ýmam Sadýk'tan (a.s) rivayet etmiþtir. Merhum Kef'emi ise "El-Beled-ül Emin" kitabýnda bu duanýn Ramazanýn her günü ve ilk gecesinde okunmasýnýn müstehap olduðunu. Merhum þeyh Müfid ise "El-Muhriç" kitabýnda bu duanýn Ramazanýn ilk gecesinde akþam namazýndan sonra okunmasýnýn müstehap olduðunu nakletmiþtir..
Selam olsun the imam hatip mezunlarýna...
Huzeyfe resimler çok güzel olmuþ,ellerine saðlýk.
Mal kaybeden, bir þey kaybetmistir, onurunu kaybeden birçok þey kaybetmiþtir.
Fakat cesaretini kaybeden her þeyini kaybetmistir.
BALIKLAR DA AÐLAR <div align="center" </div
Aslýnda denizler mavidir bilir misin ya da biraz yeþil...
Griye bulanmýþ sulara , siyaha bulaþmýþ derinliklere deniz demeye dilim varmýyor benim.
Varnalýnýn kýzýyým ben.
Geldiðim yer Suyun öte yakasý. Kaným ayak uyduramýyor kasvetine Anadolu´nun.
Hüzün kokusu alýyorum buram buram daðlarda uçuþan martýlardan.
Düþlerimdeki bembeyaz martýlar; dünya barýþýnýn beyaz güvercinlerine inat, huzurla yüzerlerdi bir zamanlar, maviliðinde içimin denizlerinin...
Artýk içimi temelli terk ettiklerini keþfetmiþ bulunuyorum.
Zaten çoktan, çaðdaþ resimden çýkarýlýp atýldý bulutlarýn kenarýna iliþtirilen martý siluetleri.
Þimdi tuvallerden siyah kargalar sarkýyor salkým saçak.
Sebebini merak ettim bir süre ve sonunda çözdüm.
Entelin biri açýklayýverdi sývazlayarak keçi sakalýný.
"Martýlar çöplüklerde uçmaya alýþtýlar denizi terk ettiler….ve onlar artýk çevre kirliliðinin bir simgesi" dedi ve asla resme giremezlermiþ kirlenmiþ beyaz giysileri ile.
Nasýl mantýk ama! Tüm yaþamým boyunca; bu tür keskin ve zeka ürünü tanýmlamalar yapabilmeye özenmiþimdir.
Oysa ki fazla zeki biri deðilim. Bu yüzden içim sýzlayarak martýlarýn giysilerini temizleyebilmeyi düþlüyorum.
Hala! Denizimin kokusu..denizimin kýyýsý… mavisi.. biraz da yeþili….nerede þimdi ? Hýþýrtýsýný dinleyemediðim dev dalgalarýn.
Yüzümde serpintisi dolaþamadýðýnda tuzlu rüzgarýn ve baþlýyorum usuldan.
Yaþam bu mu ya da baþka bir deyiþle bu yaþamak mi, diye.
Hem bilir misin ki balýklarýn sesi çok neþelidir aslýnda.
Aðýz dolusu seslenirler birbirlerine kaygan derilerine tutunmuþ yaþamlarýnýn gücü yettiðince.
Denize düþme talihsizliðine uðramýþ bir simit parçasýný paylaþmaya çaðýrýrlar birbirlerini. Ve bu sesleniþle bilirler ki her boyda balýk gövdesi icabet edecek bu çaðrýya.
Ve yine bilirler ki büyük balýk küçük balýðý yutar.
Ama sesleniþleri donmaz dudaklarýnda.
Islak gövdelerindeki kýpýrdaþma; yaþam kavgasýnýn erdemine dönüþüp yüzgeçlerinde soluklanýr ve belki de; son bir kuyruk darbesine takýlýr kalýr.
Ama ne gam. Sudaki yaþamda gam yoktur bilir misin? Yeter ki suyun içinde olmamasý gereken bir nesneye tutunmasýn yazgýlarý.
Bir olta iðnesine kanmak ve çýrpýnmak, gergin misinayý sallayarak.
Yazgýlarý deðildir aslýnda.
Ya da olmamalý.
Þimdi kirli ve pis bir kentteyim.
Sevda, paslý iðnesine takmýþ zokayý…
Misina gergin. Yazgým bu deðil aslýnda.
Ya da olmamalý.
Bana ait olmayan havalarda soluk almayý bilmiyorum.
Ben Rahimdeki suyun usta dalgýcýydým.
Þimdi ise; yüreðimdeki cenin, yüzgeçlerine sevdalý bir pirhena gibi, akciðer solunumuna geçmeyi reddediyor.
Çok net olarak görüyorum ki; kýyýlarýmda sarý çizmeleriyle suya girmiþ adamlar var.
Ellerinde; kirli soluk ýþýklarýyla göz kýrpan gemici fenerleri ve aðýrlaþmýþ aðlar, çýðlýklar atýyorlar.
O Sarý çizmeli adamlar var ya Varnalýnýn kýzý;iþte o adamlar…
Büyük balýk küçük balýðý yutar kuralýný bile bozdular.
Þimdi ise eðri büðrü gövdeleri ve kirli elleriyle ördükleri aðlarýný topluyorlar.
Aðlar gergin ve aðýr.
Yarý bellerine kadar suya girmiþ adamlar sarý çizmeli.
Aðlarýnda ise ; balýklar var.
Sana, asla yanýtlamak zorunda olmadýðýn son bir soru daha sevdiðim.
Balýklar da aðlar…. Bilir misin?
<div align="center" <p style="margin-top: 0px; margin-bottom: 0px; word-spacing: 0px" Sevgili Þener Güler' e teþekkürler .</div
Edited by - Nizipli_kurt on 9/27/2006 4:59:39 PM
bireysel emekli, sadece üye...
Aþka aþýk bir adam var......... <div id="post_message_35565" Aþka aþýk bir adam var þimdi çok uzaklarýmda…
Aþka aþýk bir adam var þimdi nabzýmda…
Aþka aþýk bir adam var taa en derinimde…
Aþka aþýktý adam… Aþksýz olmaz diyordu, baþka bir þey demiyordu… Yüreði öyle kýrýlgandý ki, dayanamýyordu bu dünyanýn adaletsizliðine… O yüzden hiçbir zaman tam olarak iyi hissetmedi kendini… Hep bi þeyler eksikti… Hep idare eden günler izliyordu birbirini… Mutlu olduðu günlerde bile, dünyanýn bi köþesindeki mutsuz insanlarý düþünüp üzülüyor, mutluluðunu onlarýn umutsuzluklarýna gömüyordu… Ama umut kývýlcýmlarý saçýyordu sesi… Ne kadar çaresiz olursa olsun, düþüp dizlerini kanatsa da hayatýn geçit vermez yollarý o her defasýnda ayaða kalkýp tekrar yola devam edebilecek kadar kocaman bir yüreðe sahipti… Her daim aþk vardý çünkü yüreðinde, her þeye karþý sonu gelmez bir aþktý onu kendisi yapan… Aþka aþýktý adam… Hüzün mevsimini seviyordu en çok… Hazan mevsimi Aþka Aþýk Adam demekti, Aþka Aþýk Adam hazan… Yere düþen her yapraða bir anlam yüklüyordu… Her birine tek tek yitirdiklerini yazýyordu hiç usanmadan… Alýp kitaplarýnýn sayfalarý arasýnda saklýyordu yapraklarý, artýk bir daha dönmey ecek olan her yitirdiðine inat… Aþka aþýktý adam…. Ruhundaki çocuðu yitirmemiþti henüz.... Çocuk masumiyeti ilk günkü kadar tazeydi benliðinde… Çocuk kalabilmekti belki de onu bu denli farklý kýlan… Etrafýnda büyümek isteyen onca insanýn aksine o biliyordu ancak bir çocuk gibi bakarsa görebileceðini her þeyi olduðu gibi… Aþka aþýktý adam… Her ne kadar sevmediðini söylese de çok seviyordu Ýstanbul’u… Yüreði daraldýkça Marmara’nýn kýyýsýnda buluyordu kendini… Hýrçýn dalgalara dalýyordu ürkek gözleri… Denize anlatýyordu içindeki dehlizleri… Aþka aþýktý adam… Biliyordu her aþk ayrýlýklara gebe… Biliyordu aþk umut etmekti, aþk gelmeyeceðini bile bile beklemekti… Biliyordu, aþk acý çekmekti…
Bir gün beklediði aþký buldu sandý ama “Ýmkansýz” diyordu Kristal Kadýn ona… “Ýmkansýz bizim aþkýmýz…” Ýmkansýzdý da gerçekten… Eðer bi parça umut olsaydý bu aþk için koþup gitmez miydi sanýyorsunuz Kristal Kadýn… Gidip bir ömrü sýcaklýðýný hiçbir zaman duyumsayamayacaðý göðsünde uyuyarak geçirmek istemez miydi… Gidip hiçbir þey yapmadan, ona hiç dokunmadan saatlerce gözlerinin taaa içine bakarak günü akþam etmeyi istemez miydi… Gidip tüm art niyetlerden, tüm beklentilerden arýnmýþ aþkýný köprüdeki biletçiye, Kadýköy’deki simitçiye, Beykoz’daki ayakkabý boyacýsý çocuða, Sultan Ahmet’teki güvercinlere ve Ýstanbul’un hiç bilmediði ve hiç bilemeyeceði her köþesine haykýrmak istemez miydi… Ama olmuyordu iþte… Bu aþkýn kaderi yýllar ve yýllar önce yazýlmýþtý… Silmeye gücü yoktu Kristal Kadýnýn… Keþke olsaydý… Keþkelerle bitirdi ömrünü Kristal Kadýn… Son “Keþkesi” ve tek “Ýyikisi” oldu Aþka Aþýk Adam’a olan aþký…”Keþke sevmeseydim seni” derken keþkesi kendi için deðildi.. Aþka Aþýk Adama ol an aþký hayatýndaki en güzel, en doðru, en kendini bulduðu þeydi… Ardýnda býrakacaðý adama üzülüyordu þimdi her þeyden çok… Kristal Kadýn zaten sonsuzlukta bulacaktý aradýðý huzuru… Ama adam yaþanmamýþ anýlarýn altýnda ezilecekti bir ömür… Kristal Kadýn’ý kahrediyordu bu son demlerinde… Gözyaþlarý yarým kalmýþ her þey adýnaydý þimdi… Yarým kalmýþ ve hiç yaþanamayacak tüm anýlar içindi keþkeleri… Ama çok sevdi Kristal Kadýn Aþka Aþýk Adamý… Hem de hiç olmamasý gerekirken, hem de tam giderayak, hem de hiçbir þeyin bu aþký imkan dahilinde yapamayacaðýný bile bile…
Küçük bir oyunla baþladý her þey, çocuksu bir heyecanla… Benliklerindeki çocuklar elele verip, hiç olmayan mekanlarda daha önce hiç oynanmamýþ oyunlar oynuyordu… Umutlarýný uçurtma yapýp uçuruyorlardý sonsuz gökyüzünde… Hayallerini kaðýttan bir geminin içinde yüzdürüyorlardý sýð bir su birikintisinde.. Hiç olmayan bir dünya kuruyorlardý sadece ikisinin bildiði ve sadece ikisine ait… O dünyaya sokaðýmýz dediler… O dünyada bir daha benzeri olmayacak duygular beslediler ve büyüttüler o duygularý çocuklarý gibi… O dünyada kýrýlganlýklar, o dünyada hüsranlar, o dünyada yýkýmlar, o dünyada çýkmazlar da büyüttüler farkýnda olmadan…. Sonra o oyun düþleri oldu… “Mavi Düþ” diyordu Kristal Kadýn; “Bu bizim mavi düþümüz…” Önceleri Aþka Aþýk Adam daha çok savunuyordu bunun bi düþ, sadece bi düþ olduðunu…. “Uyanacaðýz bir sabah, ve sona erecek bu düþ…” diyordu… Kristal Kadýn’da öyle olmasýný istiyordu aslýnda… Aþka Aþýk Adam uyanarak bitirmeliydi mavi düþü, Kristal Kadýn sonsuza dek uyuyarak… Hiç u nutulmayacak bir düþ tadýnda yaþanmalý ve BÝ GÜN bitmeliydi her þey… Geçmiþe bakýlýp küçük bir tebessümle hatýrlanacak, merak ve umursamazlýk duygularýnýn arasýnda sýkýþýp kalacak bir düþ olarak kalacaktý yaþananlar ve yaþanamayacak olanlar… Ama olmadý… Düþ çizgisini aþýp hiç olmamasý gerekirken gerçeðe yol almaya baþladý bu aþk… Olmamalýydý, düþ olarak kalmalýydý… Kalamadý… Gerçeðe yol aldýkça acý kaçýnýlmazdý… Gerçekler acýyý da getirdi beraberinde… Ve acý tüm duygularýný bastýrýyor þimdi… Kaçýnýlmaz bir sona koþullandýrmýþtý Kristal Kadýn kendini… Ve bu yemin her ikisine de çok acý veriyor þimdi… Aþka Aþýk Adam çýðlýk çýðlýða zamaný durdurmaya çalýþmakla meþgul, Kristal Kadýn olanlarýn sevdiði adamý daha fazla üzmemesi için zamaný hýzlandýrmak çabasýnda… Ama zaman kendi bildiðini okumakta kararlý…”Ben Zamaným… Gücünüz yetmez beni durdurmaya, hýzlandýramazsýnýz dakikalarý ne kadar istesenizde… Kendi bildiðim yolda akar, kendi nehir yataðýmda çaðlarým… Hem ilacým yaralara, hem ýzdýra p bekleyiþlerinize…”
Ve Kristal Kadýn hiç söylememesi gereken þeyleri bir kez daha söyleyerek þöyle diyor son kez:
“Çok sevdim ben seni, hiç sevmemem gerekirken… N’olur çok görme bana bu son sevdayý… Bak isminde gizli sonuncu oluþun… Biliyorum aslýnda hiç tahmin edemediðim kadar üzdüm seni, biliyorum faydasý yok hiçbir þeyin… Ama zaman ilaç da olduðunu söylüyor yaralara bak… Unutacaksýn CANIM… Unutacaksýn yaþanmayanlarý, yaþadýk dediklerimizi de üstüne ekleyerek… Hiçbir acý sonsuza dek sürmez… Aþka aþýksýn sen, aþkla devam edeceksin virgül koyduðun hayatýna yeniden… Hiç görmediði, caddelerinde hiç gezmediði bir þehri özler mi insan? Ýstanbul’u özlüyorum þimdi tüm özlemlerin üstünde… Ve seni özlüyorum hiç hak etmediðimi bile bile… Ben demiþtim, anlatmaya çalýþmýþtým bir zamanlar, hatýrlasana CANIM…
“Kaybettim uðruna savaþ verdiðim her þeyi… Didindikçe yitirdim etrafýmdaki tüm güzellikleri… Deðer verdikçe deðersizleþtim, umut bekledikçe ertelendim… Bu anlamsýz düzen aldý beni benden, senden önce… Senden önce de çocuksu bir saflýkla uzattýðým ellerime dikenler koydular… Senden önce de sonsuz bir boþluk içindeydim… Senden önce de çok kereler yenildim… Sen geldin deðiþti sandým tüm renkler, deðiþti de bir süreliðine… Önümde uzanan düz çizgi yön deðiþtirdi sandým… Kurtuldum bir süreliðine asýrlýk prangalarýmdan, nedensiz kaygýlarýmdan… Çok kýsa sürdü pembe düþsellikler… Uyandým…
Sen geçerken uðramýþtýn hayatýma, anladým…Þimdi sen, gözümde varolduðun yerden rahatsýz, orda kalýp kalmamakta kararsýz… Þimdi sen, bendeki seni çözmeye çalýþýyorsun… Gereksiz… Benim çýkmazlarým bana kalsýn… Umutsuzluklarýmý beslemeye çalýþýyorum yýllardýr aslýnda hiç olmayan umutlarla… Süt isteyen bir bebeðe su verip kandýrmaya çalýþýr gibi kandýrýyorum benliðimi hiç olmayacak þeyler için… Benim dünyam yalnýzca kendimi kandýrdýðým masum, zararsýz yalanlarla, aldatmacalarla dönüyor… Hayatým bir mutluluk oyunundan ibaret… Ve kimseden avuntu beklemiyor yüreðim… Sen olduðun yerde kal benim için… Ben seni hiç olmayýþýnda düþledim… Barýþ dedim adýna, kumral bir kýz çocuðunun gözlerindeki ýþýltýda gördüm seni, aynadaki yansýmam yaptým … Bu düþ sadece bana ait… Sen bana aldýrma...”
Hiç unutmadýðýný biliyorum aslýnda, buna raðmen niye hatýrlatma gereði duyuyorum onu bilmiyorum… Hiçbir þey bilmemek ne acý Aþka Aþýk Adam…
Ve sen demiþtin ki…
“ölüm kadar gerçek olsaydý varlýðýn...
sen bir hayaldin sadece
ve bir hayali seveceðim kadar seviyordum seni....
düþ(tün) güzelliðinle yüreðimin içerilerine...”
Evet, hayaldim… Evet DÜÞ(tüm)…. Düþ bitti, uyan artýk… “N’olur” dedirtme bana… Bir de sen böyle yapma n’olurrrr…. Gitmek üzere olanlar aþýk olamazlar mý Aþka Aþýk Adam… Haklarý yok mu buna, söylesene… Yüreðime söz geçiremedim, suç benim mi? Sen aþka aþýksýn… En çok sen anlarsýn…
Ve geri kalan tüm cümleleri boðazýnda düðümlendi Kristal Kadýn’ýn… Aþka Aþýk Adam ondan da önce terk etti o sokaðý… Mavi Düþ karanlýða gömüldü, umutlar sonsuzluða… Ve bu aþk hiç yaþanmamasý gerekenler arasýnda aldý yerini… Geçmiþte tebessümle hatýrlanamayacak olan, piþmanlýklarla dolu, düþken karabasana dönüþen bir çýkmaz sokak bu aþk þimdi… Ne edilecek bir çift söz, ne yazýlacak iki satýr dize var artýk… Sadece hüsran bu düþten geriye kalan… Sadece gözyaþý…</div
anlatabilseydim sevdamý ve anlatabilseydim kaybolan düþlerimi, belkide bu denli acýmazdý içim....