Hayatta kalabilme mücadelesi veren birçok eski uygarlýk kendilerinden daha güçlü topluluklar ile savaþabilmek ve ayakta durabilmek için birçok savaþ stratejileri geliþtirmiþlerdir.Bunlardan en önemlileri yerleþim birimi olarak seçilen höyüklerdir.Savaþ zamanlarýnda daðlýk bölgeler genelde toplumlarý koruyan en önemli yerler olmuþtur.Bu yüzden yüksek tepelere kurulan kaleler çok zor fethedilmiþtir.Daðlýk arazinin bulunmadýðý ova ve düzlüklerde ise kalelerin yerini höyükler almaktadýr.Höyükler iki þekilde karþýmýza çýkmaktadýr.Tekil höyükler ve toplu höyükler.Genel manada sadece bir aile için yapýlan küçük höyüklere tekil höyük adý verilmiþtir.Harran evlerine benzeyen ve nispeten bu evlerden daha büyük olan tekil höyükler zengin çiftçilerin mallarýný saldýrý ve talandan korumak için yaptýrdýklarý güçlü bir sýðýnak þeklindedir.Toplu yerleþim höyükleri ise yine saldýrýlara karþý koruma amaçlý yapýlan tepeciklerden oluþur.Bu tepecikler kanallar ile birbirine baðlanýr ve tüm tepecikler tek tepe olacak þekilde yüksekçe bir daðý andýran bir yapýya dönüþtürülür.Uzaktan bakýldýðýnda küçük bir daðý andýran bu köy höyükleri en az kaleler kadar dayanýklý ve güvenlidir.Yabancý istila güçleri çoðu zaman bu höyüklerin yanýndan geçerken bu tepeciklerde insanlarýn oturabileceklerini hayal bile edemezlerdi.Aslýnda baþlý baþýna bir teknoloji olan ve Pramitlerin yapýsýný andýran höyükler içinde çok profesyonel yerleþim alanlarý da kurulmuþtur.
![]()
Tarih boyunca Fýrat havzasý ve su kaynaklarýna yakýn olan bölgemiz,höyükler açýsýndan zengin bir tarih mirasýna sahiptir.Kuzey Suriye ve doðu-batý bölgelerinin Anadoluya geçiþ noktasýnda bulunan bölgemizde höyük nitelgi taþýyan 250 kadar tepecik tespit edilmiþtir.Bunlarýn tamamý birçok hazine ve gömü avcýsýna karþý yasal koruma altýndadýr.Arkeolojik olarak araþtýrma yapýlan ve turizme kazandýrýlmaya çalýþýlan birçok höyük açýk hava müzesi konumundadýr.Neolitik çaðdan baþlayarak ayný yerde yerleþilmesi sonucu birikerek yükselmiþ kültür ve mimari katmanlardan oluþan höyüklerin her biri bir köy veya yerleþim birimi olarak kabul edilmiþtir.Bölgemizde Hitit, Geç Hitit, Pers, Hellenistik ve Roma çaðlarýnýn da yoðun olarak yaþandýðý tarihi kayýtlardan bilinmektedir.Bölgemiz, Bizans ile birlikte Ýslâmi dönemler ve özellikle Orta çaðda Haçlý seferleri sýrasýnda, jeopolitik konumundan dolayý çok önemli tarihi olaylara da tanýklýk etmiþtir..
![]()
Bölgemizdeki höyükler ile ilgili ilk çalýþma 1944 yýlýnda baþlatýlmýþtýr.Gaziantep Müzesinin kurulmasýyla baþlayan bu süreç halen müze kontrolünde deðiþik araþtýrmalar ile devam etmektedir. Gaziantep Müzesi öncülüðünde bölgemizdeki höyükler,münferit olarak veya yerli-yabancý bilim kurumlarýnýn katýlýmý ile araþtýrma ve kazýlar yapýlmaktadýr. Bunlar; Leylit Höyük kazýsý (1986-87),Nizip Kumla/Yarýmtepe Höyük (1996), Oðuzeli/Tilbaþar Höyüðü (1995-1997), Karkamýþ-Ayyýldýz Höyüðü,Nizip’in Aþaðý çardak köyündeki Horum Höyük(1996) ve Nizip Dazhöyük köyü höyüðü(1982-83),Nizip Hacý Mehmet Höyük (Kalkolitik çað yerleþmesine sahne olan bu höyük, maalesef fýstýk tarlasý için bilinçsizce düzlenerek tamamen yok edilmiþtir. Üzerinde 20-30 senelik fýstýk aðaçlarýnýn yer aldýðý alanda, çevreye daðýlmýþ çanak çömlek parçalarý görülmüþtür),Nizip Kefre Köyü höyüðü (Nehir suyu altýnda kalmýþ olan höyüðün doðusu, yaklaþýk 10 m yüksekliðinde bir yar görünümünü alacak biçimde Fýrat tarafýndan kesilmiþtir.),Islahiye Kýrýþkal höyüðü ( Üzerinde su deposu bulunan, tüm etekleri ciddi bir biçimde teraslanmýþ ve köy evleri inþa edilmiþ olan höyük Ýlk Tunç Çaðý´na aittir. Köy höyüðün tepesine kadar yürümüþ, eteklerinden toprak çekilmiþ ve yer yer höyüðün altýndaki anakaya ortaya çýkmýþtýr.)
![]()
Nizip Aþaðý Çardak köyü Horum Höyüðü,Birecik’in kuþ uçuþu 15 km.kuzeybatýsýnda, Fýrat’ýn batý kýyýsýnda yer alýr.Bugün tümüyle sular altýnda kalan arkeolojik alan,nehir seviyesinde 35m.yükseklikte bir höyükten ve onu çevreleyen bir aþaðý kentten oluþmaktadýr.Höyük yaklaþýk 64 hektarlýk bir yüzölçümüne sahipti.Ancak,orijinal höyüðün yarýya yakýn bir bölümü,son iki bin yýl içinde Fýratýn kabaran sel sularý tarafýndan sürüklenerek götürülmüþtür.Horum höyük,Chiago Üniversitesi’nin Birecik ve Karkamýþ Barajlarý sularý altýnda kalacak yerleþme yerlerini ve kalýntýlarýný saptamak amacýyla G.Algaze baþkanlýðýnda yapýlan 1989 yýlý yüzey araþtýrmasýnda saptanmýþtýr.Fransýz Arkeoloji Enstitüsü’nden A.Tibet ve C.Marro’nun bilimsel yönetiminde,Gaziantep Müzesi baþkanlýðýnda,1996 yýlýndan itibaren bu höyükte kazýlar yapýlmýþtýr.höyüðün yamaçlarýnda ve ayrýca üst kesiminde açýlan 11 açmada gerçekleþtirilen kazýlarda,Geç Halaf,Son Kalkolitik,ÝTÇ ve OTÇ,Erken Demir Çaðý,Hellenistik-Roma ve Orta Çað’a ait kültür katlarýna ve buluntularýna rastlanýlmýþtýr.
![]()
![]()
Kýsa Adý TAY olan Türkiye Arkeolojik Yapýlar Merkezinin 2001 yýlýnda yapmýþ olduðu bir araþtýrma raporunda bölgemizdeki höyükler üzerindeki en yoðun tahribat türü olarak yapýlaþma, ardýnda tarýmsal faaliyetlerin geldiði görülmektedir.Ülkemizin en önemli akarsuyunun yer aldýðý bölgemizde, gerek baraj yapýmý ve gerekse þiddetli sel baskýnlarý sonucu bugüne kadar bilinen 64 arkeolojik yerleþme tamamen tahrip olmuþtur.Bunun haricinde höyükler üzerindeki diðer bir gözden kaçýrýlmamasý gereken tehdit edici unsur yapýlaþma (höyük üzeri çaðdaþ yerleþim, yol, alt yapý çalýþmalarý vs.) ve tarým tahribatý gelmektedir.TAY’ýn raporuna göre 194 yerleþmeden, baraj dýþýnda kalan 174´ünde bu tür tahribat belgelenmiþtir. Durum tespit raporlarý verilerinden elde edilen genel istatistiki bir sonuç, arkeolojik yerleþmelerde rastlanan tahribatta %22 oranýnda yapýlaþmanýn, %19 oranýnda ise tarýmsal faaliyetlerin etken olduðudur. Bunlara erozyon, vd. doðal etkenler ve definecilik eklendiðinde, %72 oranýna ulaþýlýr.Bölgemizdeki barajlarýn (ve çevresinin) arkeolojik kalýntýlara verdiði zarar oraný %28´dir.
![]()
![]()
Geçen yýl Nizip yakýnlarýndaki Dazhöyük'te bir inceleme yapmýþtým.Höyüðün adýný taþyan köy sakinleri bu höyüðe özel bir önem veriyorlar.1982 yýlýnda bu höyükte küçük çaplý kazýlar yapýlmýþ ancak daha sonra durdurulmuþtur.Höyük halen koruma altýndadýr.
![]()