Mevsim ne ilkbahar ne de yazdýr; mevsim dut zamanýdýr. Köylerin harman yerinde, pýnar baþlarýnda, insanlarýn sýklýkla geçtiði yol kenarlarýnda, hemen hemen her bahçenin alt ve üst taraflarýnda on beþ-yirmi metreyi geçen dut aðaçlarýnýn dallarýndaki allý morlu dutlar yenilmek için davetiye gönderir gibidir. Bu davete ilk uyanlarýn baþýnda arý kuþlarý, göç vakti kafilesini kaçýrmýþ zevzirler, serçeler bir de dut bülbülleridir. Sabahýn serinliðinden akþamýn karanlýðýna kadar dut dallarýna bir bir konarlar, yiyecekleri kadar yer sonra uçarlar.
Aslýnda kuþlar o kadar da kendilerini rahat hissetmezler. Dut aðaçlarýna sadece karýnlarýný doyurmak için konan bu kuþlarý avlamak için þehirli ya da köylü çocuklarý ellerinde süngellerle pusuya yatarlar. Bazý þehirlilerin sapan dedikleri bu süngellerin kayýþlarýna taþlarý özenle yerleþtiren çocuklar, dallar arasýnda kendilerine masumane dut ziyafeti çeken bu zararsýz varlýklarýn cinsiyetine, büyüklüðüne küçüklüðüne aldýrmadan avlamaya çalýþýrlar.
![]()
Bilye ya da þehirli deyiþiyle misket büyüklüðündeki bu yuvarlak taþlarý çocuklar çayýn kenarýndan, çakýllar arasýndan bir bir seçmiþ ve ceplerine doldurmuþlardýr. Süngelin lastikleri þehirdeki araba lastikçilerinden alýnmýþtýr. Araba tekerlerinin içinden çýkan lastikler göz kararý otuz santim boyunda, bir santim geniþliðindedir. Çektikçe uzayan bu lastiklerin baðlandýðý yer, genelde nar, zeytin ya da erik aðacýndandýr. Yetiþkin bir adamýn iþaret parmaðý kalýnlýðýnda bu aðaçlarýn dallarýndan “Y” þeklinde kesilmiþse süngel için bire birdir. Taþýn atýldýðý yer olan kayýþlar ise þehirdeki yemenici ustalarýnýn dükkanlarýndan alýnmýþtýr. Þayet evde çarpanaya* dönmüþ yemeni ya da kundura varsa mesele yoktur. Bunlardan üç dört taneden fazla süngel kayýþý kolayca çýkardý. Babalarýn kullanmýþ çift taraflý bir cilet * veya sapý kemikten yapýlmýþ bir cep býçaðý ile ayakkabýlardan, kuzu kulaðý büyüklüðünde bir parça kesilir ve iki ucuna lastiklerin geçeceði delikler açýlýrdý. Lastikler de bu deliklere iple baðlandý, mý alýn size kuþ vurmanýn ya da avlamanýn en büyük silahýný.
Av yapýlmadýðý zaman bu süngeller boyuna asýlýr. Hele bir de süngelin lastiði kýrmýzý ise pek fiyakalý durur.
Süngelle avlanma iþi için öyle haftalar boyu sürecek kurs gerekmez. Kayýþa taþý yerleþtirip sýkýca kavradýktan sonra, göz hizasýna yandan getirmeniz ve sola doðru niþan aldýysanýz sað gözünüzü kapatmanýz gerekir. “Y” çatalýný sabit tutup, tam ortasýndan da avý niþan aldýktan sonra sað elinizle lastiði çekebildiðiniz kadar çekip taþý hýzlýca býrakmak kafidir. Tam da dut yerken bir kuþ vurulmuþsa palazlanarak aðaçtan aþaðýya düþer. Peþinden kuþu vuran çocuk kuþu düþtüðü yerden bir an önce almak için koþar. Yapýlacak tek iþ vardýr: Baþý gövdeden koparmak. Bunu her çocuk yapamaz. Fakat yapacak birisi mutlaka çýkar.
Kuþun yaðlý olup olmadýðýný karýn bölgesine üfleme ile anlamaya çalýþan çocuklar, vurduklarý kuþlarýn etini çoðu zaman yemezler. Kuþun tüyleri yolunacak, ateþ yakýlýp kalan tüyler ütülecek, karýn bölgesi kesilip içi temizlenecek; velhasýl hepsi bir yýðýn iþ. Þunun þurasýnda bir avuç kuþ; tavuk deðil ya! Bunca iþi göze alamayan çocuklarýn avlarý çoðu zaman evin köpeðine ya da kedisine ziyafet olur.
Kimseye zararý dokunmayan, sabah seherinde aleme cývýltýlarýyla ses güzelliði katan, kanat çýrpmalarýyla gökyüzünü canlý kýlan kuþlardan bir kaçýnýn yok olmasýný o an çocuklar düþünmezler.
Þurasý da var ki, evde babalarýnýn güvercin beslemelerinden dolayý kuþlara karþý merhameti ve muhabbeti öðrenmiþ "kuþçu" çocuklarý süngel taþýmazlar.
Bunlarýn da ötesinde en yakýnlarýnýn boðazlarýný bir çýrpýda kesenlerin, ibadet edenlerin kafasýna ve hamile kadýnlarýn karnýndaki bebelere vicdansýzca kurþun sýkanlarýn yanýnda bu çocuklarýn süngelle kuþ avlamalarý günahsýz ve masum kalýr.