Soru: Günah ne demektir, günah ve isyanýn sonuçlarý nelerdir?
Cevab: Bismillâhirrahmanirrahim.
ALLAH Teâlâ'nýn yasakladýðý bir iþi yapmaya günah denmektedir. ALLAH Teâlâ'yý tanýmaya, kulluða engel olan, ALLAH Teâlâ ile kulun arasýna perde olan herþey günâhtýr. Günahlar, kebair yani büyük ve sagair yani küçük olmak üzere iki türlüdür. Genelde Kur'an-ý Kerim veya Sünnetle yasak olduðu belirtilen ve cezasýndan söz edilen suçlara büyük günah denmiþtir. ALLAH Teâlâ'yý tanýmaya engel olan ve yapýlmasý hâlinde þer'î ceza gereken veya ALLAH Teâlâ'nýn cehennem azabýyla tehdit ettiði günâhlar kebairdir. Dünyada cezayý, ahirette de azabý gerektirmeyen küçük suçlar da sagairdir. Ancak buradaki büyüklük, kendinden küçük olanýna yol açma anlamýnda deðildir. Bir günahýn büyük veya küçük diye anýlmasý, kul açýsýndan küçüðüne karþý gevþeklik hakký doðurmamaktadýr. Kimi durumlarda küçük günahlarda ýsrar etmek de büyük bir günah olarak görülmüþtür. Yani devamlý iþlendiðinde küçük günâh küçük olmaktan çýkar. Nitekim Abdullah b. Abbas(R.A.)'den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimiz: "Israr etmekle beraber küçük günah kalmaz, yani küçük günahlar ýsrarla iþlenmeye devam edilirse, onlar da büyük günah olur. Tevbe ve istiðfar etmekle de büyük günah kalmaz, yani affedilir." Buyurdu. (Camiul-ulûm vel-Hikem, 1/179)
Küçük de olsa günahlarda ýsrar etmek, hakkýn aynasý olmak için yaratýlan iman yeri olan kalbi karartýr. Günah kalbe iþleyip onu karartarak iman nurunu oradan çýkarýncaya kadar katýlaþtýrýr. Her bir günahýn içinde küfre gidecek bir yol vardýr. Günah istiðfar tevbe ile hemen yok edilmezse, kalbi kötülüðe sürükler ve ALLAH Teâlâ'nýn itaatinden çýkmýþ bir kalp hâline getirir. Bu bakýmdan: "Günâhýn küçüklüðüne-büyüklüðüne bakma, kime karþý suç iþlediðine bak!"
Nevvas b. Sem'an el-Ensarî (R.A.) diyor ki: Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize, iyilik ve günah hakkýnda sordum. Þöyle buyurdular: "Ýyilik, ahlâk güzelliðidir. Günah ise kalbinde gýcýk yapan, içini rahatsýz eden ve insanlarýn muttali yani haberdar olmasýndan hoþlanmadýðýn, istemediðin þeydir." (Müslim, Birr: 14, 15; Tirmizî, Zühd: 52; Darimî, Rikak: 73; Ahmed b. Hanbel, 4/182, 227, 228, 5/251, 252)
Vabisa b. Ma'bed el-Esdî (R.A.)'ya, Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:
"Birr yani iyilik ve ism yani günahý sormaya geldin, deðil mi? buyurmuþ. Vabisa:
- Evet, dedim, dedi. Bunun üzerine Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz parmaklarýný bir araya getirdi, onunla göðsüne vurdu ve üç kerre: "Ey Vabisa! Nefsine danýþ, kalbine danýþ, buyurdu. Devamla da: Birr, iyilik: Nefsin sükûnet bulduðu, yatýþtýðý ve kalbin mutmain olduðu þeydir. Ýsm, günah ise Müfti olan insanlar sana fetva verseler bile, nefsinde gýcýklýk yapan ve kalbinde tereddüd meydana getiren þeydir." buyurdu. (Darîmî, Buyu: 2.)
Evet, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin, iyilik ve günahý tefsir ediþindeki þumûle dikkat etmek gerekir.
Ebu Hureyre (RA.)'den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz þöyle buyurdu: "Yedi helâk ediciden sakýnýn!
- Onlar nelerdir, Ya Resûlellah!
"ALLAH'a þirk koþmak, sihir, ALLAH Teâlâ'nýn öldürülmesini haram kýldýðý bir caný haksýz yere, þer'i bir hüküm olmaksýzýn öldürmek, faiz yemek, yetim malý yemek, cihaddan kaçmak ve her þeyden habersiz namuslu mü'min bir kadýna zina iftirasýnda bulunmak." (Buhârî, Vasaya: 23; Müslim, Ýman: 145)
Mehmet Talu