Zayýflamak ister misiniz?
Kilo probleminiz varsa önce bunun nedenini bilmekte fayda var. Yaptýðým incelemelerde insanýn gereðinden fazla kilo almasýna yol açan yüz kadar neden buldum. Bununla birlikte bu yüz nedenden bir tanesi diðer doksan dokuz nedenden çok daha etkili. Ýnsan yemek yemeyi bir tatmin amacý olarak kullanýyor. Yaþamýmýzdaki baþarý ve mutluluk açýðýný yemek yiyerek gidermeye çalýþýyoruz. Eþimizle mutlu deðiliz ya da iþler yolunda gitmiyor; istediðimiz gibi bir eðitim alamadýk; sofraya oturduðumuzda bu eksiklikleri telafi etmek için hiç doymayacakmýþ gibi yemek yiyoruz. Aslýnda bizim yemeðe deðil, baþarýya, mutluluða, hayatýmýzda düzene/düzelmeye ihtiyacýmýz var. Kadýnlarýn kilo almasýnýn temelinde eþlerinin, çocuklarýnýn onlarý mutlu etmemesi var.
Mahatma Gandhi’nin yemek ve olgunlaþma ile ilgili çok özel bir sözü var. “Ýnsan ruhu ne kadar fazla olgunlaþýrsa, o kadar az yemek yer.” Ýnsanýn yemek yeme tutumu, bir tür olgunluk ölçer gibi çalýþýyor. Ýhtiyaç duyduðundan fazlasýný yiyorsan olgun deðilsin. Nefsine hakim olabiliyorsan olgunsun. Müthiþ bir ölçü. Baþbakan da olsan, profesör de olsan, sanatçý da olsan, öðretmen de olsan fark etmez. Olgun olabilmen için yemekle iliþkini saðlýklý bir düzene oturtman gerekiyor. Yani büyük unvanlara ulaþmýþ olman ya da seksen yaþýna gelmiþ olman seni olgun yapmýyor. Sofrada kendine hakim olamayan biri, yaþamýndaki diðer seçimlerde doðru olaný yapamayabilir ya da yanlýþ olaný da bilebile yapabilir.
Gereðinden fazla kilo alma konusunda bir istisna var. Ýlaç etkisiyle kilo alma. Bazýlarýmýz kullandýklarý ilaçlarýn etkisiyle kilo alýyorlar. Bu durumun olgunlaþmayla bir etkisi yok. Kortizon tedavisi gören bir kiþi, ilacýn etkisiyle aþýrý kilo alabilir.
Türk yemeklerini biz dünyanýn en güzel yemekleri sansak da, Türk yemekleri monoton bir yapýya sahip görünüyor. Örneðin klasik bir Türk yemeði mönüsü yapalým Mercimek çorbasý, pilav ve kuru fasulye. Mercimek çorbasýndan içtiðiniz birinci kaþýkla ikinci kaþýk arasýnda bir fark yoktur. Çorba bitinceye kadar ayný monoton tadý vermeye devam eder. Restoranlarda az çorba denilen miktar, aslýnda insan için yeterli olabilecek bir miktardýr. Fasulye yerken de durum fark etmez; birinci kaþýkla son kaþýk arasýnda bir fark yoktur. Ayný monoton tat devam eder. Pilav için de durum aynýdýr. Sofrada çeþitlilik (demokrasi) olmayýnca tatmin duygusunu miktarý çoðaltarak çözmeye çalýþýyoruz. Halbuki insan az yediðinde tadý damaðýnda kalýr. Okinawa adasýnda 100 yýldan fazla yaþayan insanlarýn yemek kürü, günde 20 çeþit gýda almak. Adada yetiþen otlarýn çoðunluðunu oluþturduðu yeþillikleri tüketiyorlar. Biz de yemek yerken miktarý deðil, çeþidi artýrmalýyýz.
Yemek yerken tat almayý da bilmiyoruz. Yemek sofralarýnda gördüðüm þey þu: Ýnsanlar aðýzlarýndaki lokmayý yutmadan, çatallarýna aldýklarý yeni bir parçayý aðýzlarýna götürüyorlar. Yediðinizin lezzetini anlayabilmek için aðzýn boþ olmasý gerekiyor. Yemek yerken acele edilmesinin de temel nedeni, yine baþarý / mutluluk açlýðýmýzý bir an önce yatýþtýrmak isteði. Ýnsanlar, eðer aðýzlarýndaki lokmayý bitirip yeni bir lokma alsalardý yemek yeme süresi kendiliðinden uzayacak ve daha az yenilerek tatmin duygusuna ulaþacaktýk.
Okull Ýstanbul’da sýk sýk misafirlerime ya da ekip arkadaþlarýma kahvaltý hazýrlarým. Sofraya insanlarýn gözünü tatmin edecek kadar her þeyi bol bol koysam da, kahvaltýlýklarý olabilecek en küçük þekilde doðrarým. Peynirler, salatalýklar, domatesler ya da biberler, çatala gelebilecek büyüklükte ama alýþýlagelmedik ölçüde küçük doðranýrlar. Yediðimiz küçük de olsa büyük de olsa ayný etki de tat býrakýyor. Birçoðumuz da sadece tatmin olmak için yemek yediðimizden bu küçük parçalar çok fazla yenmese de insanýn daha fazla damak tadýna ulaþmasýna yol açýyor.
Melih Arat