Fransýz sosyolog, çöl hayatýný incelemeye karar vermiþ. Koyun sürüsü olan çobana misafir olmuþ. Bir ara çýkan bâd-ý semum denen zehirli çöl fýrtýnasý, sürüsünün yarýsýný götürmüþ. Sosyolog:
“Adam artýk hasta olur, yataklara düþer!” diye düþünmüþ.
“Tevekkeltü Alellah! Allah’a tevekkül ettim. Mal Onundur, O mülkünde istediði gibi tasarruf eder!” demiþ.
Ýkinci bir fýrtýna dalgasý, neredeyse diðer yarýsýný götürmüþ.
“Þimdi çýldýrýr!”
Yine ayný tevekkülle sükûnetini muhafaza etmiþ. Bir üçüncü dalgada kalaný gitmiþ.
“Þimdi intihar eder!” diye geçirmiþ içinden. Ama, o yine tevekkülün sihirli gücüne yapýþarak bu fýrtýnayý da atlatmýþ. Araþtýrmacý, “Bu nasýl iþ?” diyerek kendisi hayretten çýldýrma derecesine gelmiþ. Oradan ayrýlýp, yolda yine zor durumda kalanlarýn ayný tevekkülün koruyucu ipine yapýþtýklarýný müþahade edince þöyle yazmýþ: “Huzurlu ve mutlu bir hayat sürmek istiyorsanýz Müslümanlar gibi tevekkül edin ve kadere inanýn!”
alýntýdýr>>