<div class="ContainerPadding" <div <h1 style="display: inline" class="inlineSpaceTitle" http://audici.spaces.live.com/
týklayýn
MÜSLÜMAN OLDUGUM ICIN SANA SÜKÜRLER OLSUN YARABBIM
<table border="0" cellspacing="0" cellpadding="0" width="100" align="center" <tbody <tr <td [u] http://www.kuranmucizeleri.org/res/zeytin.jpg[/IMG] </u </td </tr </tbody </table
</h1
<div class="ContainerPadding" <div class="ContainerPadding" <div <h1 style="display: inline" class="inlineSpaceTitle" <p align="center" http://alyssa.knuffelt.nl/homepage/show/765454[/IMG]
.<h4 id="subjcns!A7EE337333FD6C0B!510" style="margin-bottom: 0px" class="TextColor1" CENNET KÖSKLERI</h4 <div id="msgcns!A7EE337333FD6C0B!510"
.<p align="center" Dünyadaki güzellikler dünya þartlarýnda ne kadar mükemmel olurlarsa olsunlar, yine de kaçýnýlmaz olarak pek çok kusurlarý bulunur. Dolayýsýyla dünyadaki en güzel köþk bile cennet köþklerinin yanýnda son derece gösteriþsiz kalýr. Herþeyden evvel zamanýn, dünyada sahip olunan pek çok güzellik üzerinde bozucu ve yýpratýcý etkisi vardýr. Örneðin herhangi bir köþk hiç kullanýlmasa bile, kendi haline býrakýldýðýnda zaman içinde yýpranýr. Ýçindeki eþyalar eskir, nem ve rutubetin etkisiyle küflenir, çürümeye yüz tutar. Döþemelerdeki dayanýklýlýk zamanla azalmaya, kumaþlarýn renkleri solmaya baþlar. Ayrýca eþyalarýn üzerlerini yoðun bir toz tabakasý kaplar ve etrafý örümcek aðlarý sarar. Böylece bu gösteriþli mekan zaman içinde yaþanamayacak hale gelir. Cennet mekanlarý ise tüm bu eksikliklerden, zamanýn yýpratýcý etkilerinden uzaktýrlar. Kuran'da cennet köþklerinden bahsedilirken bu köþklerin altlarýndan ýrmaklar aktýðý, yüksek ve güvenli yerler olduklarý bildirilir:.<p align="center" Ýman edip salih amellerde bulunanlar; onlarý, içinde ebedi kalýcýlar olarak, altýndan ýrmaklar akan cennetin yüksek köþklerine muhakkak yerleþtireceðiz. (Salih) Amellerde bulunanlarýn ecri ne güzeldir. (Ankebut Suresi, 58) .<p align="center" Bizim Katýmýz'da sizi (Bize) yaklaþtýracak olan ne mallarýnýz, ne de evlatlarýnýzdýr; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar baþka. Ýþte onlar; onlar için yaptýklarýna karþýlýk olmak üzere kat kat mükafaat vardýr ve onlar yüksek köþklerinde güven içindedirler. (Sebe Suresi, 37) .<p align="center" Peygamberimiz (sav)'in bir hadisinde ise cennet köþkleri þöyle tarif edilir:.<p align="center" Gurfeler (cennet köþkleri) kýrmýzý yakut, yeþil zebercet (zümrüt) ve beyaz incidendir. Onlarda hiçbir kusur ve ayýp yoktur. Cennet ehli bunlara, sizin gökte, doðu ve batýdaki parlak yýldýzlara baktýðýnýz gibi bakarlar... .
.
.<p align="center" http://alyssa.knuffelt.nl/homepage/show/831399[/IMG] .
.
. <table border="0" width="70%" align="center" <tbody <tr <td <div align="center" Hiç þüphesiz Allah, iman edenleri ve salih amellerde bulunanlarý altýndan ýrmaklar akan cennetlere sokar, orada altýndan bileziklerle ve incilerle süslenirler; ordaki elbiseleri ipek(ten)tir. (Hac Suresi, 23)</div </td </tr </tbody </table <p align="center" .
.<h4 id="subjcns!A7EE337333FD6C0B!437" style="margin-bottom: 0px" class="TextColor1" ESMA-ÜL HÜSNA</h4 <div id="msgcns!A7EE337333FD6C0B!437" <p style="color: #ff6600; text-align: center" http://alyssa.knuffelt.nl/homepage/show/986443[/IMG]
[u]ESMA'ÜL-HÜSNA</u .<p style="color: #ff6600; text-align: center" "O, yaratan, var eden, þekil veren Allah'týr. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun þanýný yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Haþr-24)" .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/1[/IMG]
ALLAH
(Varlýðý zorunlu olan ve bütün övgülere layýk bulunan zatýn özel ve en kapsamlý adý) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/2[/IMG]
RAHMÂN
(Baðýþlayan, esirgeyen) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/3[/IMG]
RAHÎM
(Baðýþlayan, esirgeyen) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/4[/IMG]
MELÝK
(Görünen ve görünmeyen alemlerin sahibi) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/5[/IMG]
KUDDÛS
(Her eksiklikten münezzeh) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/6[/IMG]
SELÂM
(Esenlik veren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/7[/IMG]
MÜ'MÝN
(Güven veren, vaadine güvenilen) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/8[/IMG]
MÜHEYMÝN
(Kainatýn bütün iþlerini gözetip yöneten) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/9[/IMG]
AZÎZ
(Yenilmeyen yegane galip) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/10[/IMG]
CEBBÂR
(Ýradesini her durumda yürüten, yaratýlmýþlarýn halini iyileþtiren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/11[/IMG]
MÜTEKEBBÝR
(Azamet ve yüceliðini izhar eden)) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/12[/IMG]
HÂLÝK
(Takdirine uygun bir þekilde yaratan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/13[/IMG]
BÂRÝ'
(Bir model olmaksýzýn canlýlarý yaratan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/14[/IMG]
MUSAVVÝR
(Þekil ve özellik veren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/15[/IMG]
GAFFÂR
(Daima affeden, tekrarlanan günahlarý baðýþlayan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/16[/IMG]
KAHHÂR
(Yenilmeyen, yegane galip) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/17[/IMG]
VEHHÂB
(Karþýlýk beklemeden bol bol veren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/18[/IMG]
REZZÂK
((Bedenlerin ve ruhlarýn gýdasýný yaratýp veren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/19[/IMG]
FETTÂH
(Ýyilik kapýlarýný açan, hakemlik yapan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/20[/IMG]
ALÎM
(Hakkýyla bilen) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/21[/IMG]
KÂBID
(Rýzký tutan, canlýlarýn ruhunu alan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/22[/IMG]
BÂSIT
(Rýzký geniþleten, ruhlarý bedenlerine yayan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/23[/IMG]
HÂFID
(Alçaltan, zillete düþüren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/24[/IMG]
RÂFÝ'
(Yücelten, izzet ve þeref veren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/25[/IMG]
MUÝZ
(Yücelten, izzet ve þeref veren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/26[/IMG]
MÜZÝL
(Alçaltan, zillet veren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/27[/IMG]
SEMÝ'
(Ýþiten) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/28[/IMG]
BASÎR
(Gören) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/29[/IMG]
HAKEM
(Son hükmü veren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/30[/IMG]
ADL
(Mutlak adalet sahibi, aþýrýlýða meyletmeyen) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/31[/IMG]
LATÎF
(Yaratýlmýþlarýn ihtiyacýný en ince noktasýna kadar bilip sezilmez yollarla karþýlayan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/32[/IMG]
HABÎR
(Her þeyin iç yüzünden haberdar olan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/33[/IMG]
HALÎM
(Acele ile ve kýzgýnlýkla muamele etmeyen) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/34[/IMG]
AZÎM
(Zatýnýn ve sýfatlarýnýn mahiyeti anlaþýlamayacak kadar ulu) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/35[/IMG]
GAFÛR
(Bütün günahlarý baðýþlayan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/36[/IMG]
ÞEKÛR
(Az iyiliðe çok mükafat veren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/37[/IMG]
ALÎ
(Ýzzet, þeref ve hükümranlýk bakýmýndan en yüce, aþkýn) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/38[/IMG]
KEBÎR
(Zatýnýn ve sýfatlarýnýn mahiyeti anlaþýlamayacak kadar ulu) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/39[/IMG]
HAFÎZ
(Koruyup gözeten ve dengede tutan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/40[/IMG]
MUKÎT
(Bedenlerin ve ruhlarýn gýdasýný yaratýp veren, bilip gücü yeten ve koruyan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/41[/IMG]
HASÎB
(Kullarýna yeten, onlarý hesaba çeken) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/42[/IMG]
CELÎL
(Azamet sahibi) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/43[/IMG]
KERÎM
(Fazilet türlerinin hepsine sahip) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/44[/IMG]
RAKÎB
(Gözetleyip kontrol eden) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/45[/IMG]
MÜCÎB
(Dileklere karþýlýk veren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/46[/IMG]
VÂSÝ'
(Ýlmi ve merhameti herþeyi kuþatan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/47[/IMG]
HAKÎM
(Bütün emirleri ve iþleri yerli yerinde olan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/48[/IMG]
VEDÛD
(Çok seven, çok sevilen) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/49[/IMG]
MECÎD
(Þanlý, þerefli) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/50[/IMG]
BÂÝS
(Ölümden sonra dirilten) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/51[/IMG]
ÞEHÎD
(Her þeyi gözlemiþ olarak bilen) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/52[/IMG]
HAK
(Fiilen var olan, mevcudiyeti ve uluhiyyeti gerçek olan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/53[/IMG]
VEKÎL
(Güvenilip dayanýlan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/54[/IMG]
KAVÎ
(Her þeye gücü yeten, kudretli) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/55[/IMG]
METÎN
(Her þeye gücü yeten, kudretli) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/56[/IMG]
VELÎ
(Yardýmcý ve dost) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/57[/IMG]
HAMÎD
(Övülmeye layýk) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/58[/IMG]
MUHSÎ
(Her þeyi tek tek ve bütün ayrýntýlarýyla bilen) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/59[/IMG]
MÜBDÝ'
(Ýlkin yaratan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/60[/IMG]
MUÎD
(Tekrar yaratan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/61[/IMG]
MUHYÎ
(Can veren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/62[/IMG]
MÜMÎT
(Öldüren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/63[/IMG]
HAY
(Ebedi hayatta diri) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/64[/IMG]
KAYYÛM
(Her þeyin varlýðý kendisine baðlý olup kainatý idare eden) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/65[/IMG]
VÂCÝD
(Dilediðini dilediði zaman bulan bir müstaðni) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/66[/IMG]
MÂCÝD
(Þanlý, þerefli) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/67[/IMG]
VÂHÝD
(Bölünüp parçalara ayrýlmamasý ve benzerinin bulunmamasý anlamýnda tek) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/68[/IMG]
SAMED
(Arzu ve ihtiyaçlarý sebebiyle herkesin yöneldiði ulular ulusu bir müstaðni) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/69[/IMG]
KÂDÝR
(Her þeye gücü yeten, kudretli) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/70[/IMG]
MUKTEDÝR
(Her þeye gücü yeten, kudretli) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/71[/IMG]
MUKADDÝM
(Öne alan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/72[/IMG]
MUAHHÝR
(Geriye býrakan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/73[/IMG]
EVVEL
(Varlýðýnýn baþlangýcý olmayan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/74[/IMG]
ÂHÝR
(Varlýðýnýn sonu olmayan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/75[/IMG]
ZÂHÝR
(Varlýðýný ve birliðini belgeleyen birçok delilin bulunmasý açýsýndan aþikar) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/76[/IMG]
BÂTIN
(Zatýnýn görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açýsýndan gizli) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/77[/IMG]
VÂLÎ
(Kainata hakim olup onu yöneten) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/78[/IMG]
MÜTEÂLÎ
(Ýzzet, þeref ve hükümranlýk bakýmýndan en yüce, aþkýn) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/79[/IMG]
BER
(Ýyilik eden, vaadini yerine getiren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/80[/IMG]
TEVVÂB
(Kullarýný tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul eden) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/81[/IMG]
MÜNTAKIM
(Suçlularý cezalandýran) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/82[/IMG]
AFÜV
(Hiçbir sorumluluk kalmayacak þekilde günahlarý affeden) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/83[/IMG]
RAÛF
(Þefkatli) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/84[/IMG]
MÂLÝKÜ'L-MÜLK
(Mülkün sahibi) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/85[/IMG]
ZÜ'L-CELÂLÝ ve'l-ÝKRAM
(Azamet ve kerem sahibi) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/86[/IMG]
MUKSÝT
(Adaletle hükmeden) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/87[/IMG]
CÂMÝ'
(Toplayýp düzenleyen, kýyamet günü hesaba çekmek için mahlukatý toplayan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/88[/IMG]
GANÎ
(Her þeyden müstaðni, kendi dýþýnda her þey O'na muhtaç) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/89[/IMG]
MUÐNÎ
(Zenginlik verip tatmin eden) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/90[/IMG]
MÂNÝ'
(Dilemediði þeyin gerçekleþmesine müsaade etmeyen, kötü þeylere engel olan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/91[/IMG]
DÂR
(Zarar veren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/92[/IMG]
NÂFÝ'
(Fayda veren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/93[/IMG]
NÛR
(Nurlandýran, nur kaynaðý)
.<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/94[/IMG]
HÂDÎ
(Yol gösteren, murada erdiren) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/95[/IMG]
BEDÎ'
(Eþi ve örneði olmayan, sanatkarane yaratan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/96[/IMG]
BÂKÎ
(Varlýðýnýn sonu olmayan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/97[/IMG]
VÂRÝS
(Varlýðýnýn sonu olmayan) .<p style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/98[/IMG]
REÞÎD
(Bütün iþleri isabetli ve hedefine ulaþýcý, irþad edici) .<div style="color: #ff6600; text-align: center" http://muhammet.free.fr/99[/IMG]
SABÛR
(Çok sabýrlý)
http://alyssa.knuffelt.nl/homepage/show/979201[/IMG]
</div <p align="left" .</div
<h4 id="subjcns!A7EE337333FD6C0B!434" style="margin-bottom: 0px" class="TextColor1" KURAN ALLAH"IN SÖZÜDÜR</h4 <div id="msgcns!A7EE337333FD6C0B!434"
<p align="center" .
Kuran öyle bir kitaptýr ki, içinde verilen haberlerin hepsi doðru çýkmýþtýr ve çýkmaktadýr. Bilimsel konularda, geçmiþten ve gelecekten verilen haberlerde ya da matematiksel þifrelemelerde o dönemde hiçbir insan tarafýndan bilinemeyecek gerçekler ayetlerde haber verilmiþtir. Bu bilgilerin o dönemin bilgi düzeyiyle ve teknolojisiyle edinilmesi mümkün deðildir. Elbette ki bu durum, Kuran'ýn insan sözü olamayacaðýnýn apaçýk bir ispatýdýr. .
Kuran, herþeyi yoktan var eden ve ilmiyle tüm varlýklarý kuþatan Yüce Allah'ýn sözüdür. Allah bir ayetinde, Kuran'la ilgili olarak, " ... Eðer o, Allah'tan baþkasýnýn katýndan olsaydý, kuþkusuz içinde birçok çeliþkiler bulacaklardý" (Nisa Suresi, 82) buyurmaktadýr. Kuran'ýn içinde yer alan her bilgi, bu Ýlahi kitabýn bilinmeyen gizli mucizelerini ortaya koymaktadýr. Ýnsana düþen ise, Allah'ýn indirdiði bu Ýlahi kitaba sýmsýký sarýlmak ve onu kendisine yol gösterici olarak kabul etmektir. Allah, Kuran'da bizlere þöyle bildirir:.<blockquote
Bu Kur'an, Allah'tan baþkasý tarafýndan yalan olarak uydurulmuþ deðildir. Ancak bu, önündekileri doðrulayan ve Kitabý ayrýntýlý olarak açýklayandýr. Bunda hiç þüphe yoktur, alemlerin Rabbidendir. Yoksa: "Bunu kendisi yalan olarak uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Bunun benzeri olan bir sure getirin ve eðer gerçekten doðru sözlüyseniz Allah'tan baþka çaðýrabildiklerinizi çaðýrýn." (Yunus Suresi, 37-38).
Bu indirdiðimiz mübarek bir Kitap'týr. Þu halde O'na uyun ve korkup-sakýnýn. Umulur ki esirgenirsiniz. (Enam Suresi, 155).
<p align="center" .<p align="center" http://leukemeid.geeftmassage.nl/homepage/show/238548[/IMG] .
<h4 id="subjcns!A7EE337333FD6C0B!407" style="margin-bottom: 0px" class="TextColor1" ALLAH KAINATI NICIN YARATMISTIR..</h4 <div id="msgcns!A7EE337333FD6C0B!407" <div <h2 "font-size: 12pt; font-family: Arial" </h2 </div <div "font-family: Arial" Allah’u Teala insanlarý sevdiði için yaratmýþtýr.Allah insanlarý seviyor çünkü nefes alsýn diye Oksijeni yarattý, içsin diye suyu, yesinler diye bitkilere emretti , topraðý meyve sebzeye hayvanlara bitkileri et, süt, yumurta, bala dönüþtürmektedir.Bütün kainat insanlara hizmet etsin diye yaratýlýþtýr.Allah insanlarý sevdiði için cenneti yaratmýþ ,cennete gidebilelim diye Allah Kur’an’ý göndermiþ , Kur’an’daki ibadetleri ( Allah’ýn tüm emirleri , ibadetleri , insanlarýn yararýna , hep insanlar için , tüm yasaklarýda insanlarýn zararýna olduðu için yasaklanan haramlardýr. ) yaparak , dünyada mutlu olmamýzý , sonuçta cenneti kazanmamýzý istemistir. "font-size: 12pt; font-family: Arial" "font-size: 12pt; font-family: Arial"
.
. "color: red; font-family: Arial" Güzel bir manzara resmini ressam neden yapar ? Çünkü hosuna gitmis , sevmistir. Önceden o resim yokken sonradan yapýlmýþ olur. Týpký bunun gibi Allah’ta evreni ve insanlari sevdigi için , güzellik için , önceden yokken , yoktan var etmiþ , dünyada insanlar , cenneti yaþasýn diye ibadetleri ( insanlara yararlý olan þeyleri ) emretmiþ , bu ibadetleri yapýp dünyayý cennete çevirenlere ahirette cenneti vaad etmiþtir. "font-size: 12pt; font-family: Arial" "font-size: 12pt; font-family: Arial"
.
. "font-family: Arial" Insana hizmet için evreni ( su ,agaç , hayvan , bitki...) yaratan Allah , dünyada huzur , barýþ içinde yaþamasý için emir-yasaklar ( ibadeti ) insanlara bildirmiþ , bunlar yapanlarada cenneti vermistir. "font-size: 12pt; font-family: Arial" "font-size: 12pt; font-family: Arial"
.
.
. "font-family: Arial" Insan üç nedenle yaratýlmýþtýr : Allah sevdigi için insaný yaratt , insana hizmet etsin diye evreni yarattý , cennete gidelim diyede , cennetin anahtarý olan Kur’an’ý indirdi. Ibadet dünyayý cennete çevirir, ahirettede cenneti garantiler...yaratýlmasaydýk , cennete gitme ihtimalimiz olmazdý. "font-size: 12pt; font-family: Arial" "font-size: 12pt; font-family: Arial"
.
.
. "font-family: Arial" NOT :Agrý ,sýzý , ateþ , diþ ve karýn aðrýsý ...Allah’ýn insanlara verdiði bir ceza degil , bir hediye , bir iyilik , bir lutüftur. Çünkü karýn aðrýsý olmasa karnýmýzdaki hastalýktan haberimiz olmazdý , diþimiz aðrýmasa , diþimizi kaybedebilirdik ve bizim haberimiz bile olmazdý ...O aðrý , sýzýlar... bizim hastalýklara karþý alarm sistemimizdir ve iyi ki onlar vardýr. "font-size: 12pt; font-family: Arial" "font-size: 12pt; font-family: Arial"
.
.
"color: red; font-family: Arial" O halde aðrý , sýzý ...bir ceza deðil , bir mükafaat , bir hediye ‘dir. . "color: red; font-family: Arial" "font-size: 12pt; font-family: Arial"
"font-size: 12pt; font-family: Arial"
http://alyssa.knuffelt.nl/homepage/show/977379[/IMG] .
</div </div http://alyssa.knuffelt.nl/homepage/show/839945[/IMG]
<h4 id="subjcns!A7EE337333FD6C0B!396" style="margin-bottom: 0px" class="TextColor1" ONUNLA GELEN BEREKET</h4 <div id="msgcns!A7EE337333FD6C0B!396" <p align="center" http://leukemeid.geeftmassage.nl/homepage/show/227637[/IMG] .
.
.
Dar Mekke sokaklarýnda iki kiþi. Ebu Talib, bir çocuðun elinden tutmuþ olarak evinin yolunda..
Bu çocuk, önce babasý, sonra annesi, sonra dedesi ölen; ve þimdi, amcasý Ebu Talib'e kalan kainatýn varlýk sebebi...
Amca, bir fakir adam.
Bütün serveti, üç beþ deve olmasýna mukabil, kalabalýk sayýda çoluk çocuðu var. Dürüst bir insan. Geçim sýkýntýsýnda ama cömert. Cahiliyet zamanýn çirkin adeklerine bulaþmamýþ güzel huylu biri. O da babasý gibi aðzýna içki koymamýþ.
Yoksulluðuna raðmen de kavminin reisi Böyle bir þeye o güne kadar tesadüf edilmiþ deðil. Bir insanýn milletinin baþýna geçebilmesi zengin olma þartýna baðlý.
Ebu Talib, babasýnýn vasiyetine tam tabi. Sözünün eri, Yeðenin gözü gibi koruyor. O'nu öz çocuklarýndan dahi çok seviyor. Öyle bir sevgi ki, gýpta etmemek mümkün deðil.
O, elini uzatmadan yemeðe baþlamýyor.
O, Gelmeden sofra kurulsa:
-Durun, iyor; oðlum gelsin! Sofraya uzanan eller, geri çekiliyor ve herkese beklemeye baþlýyor.
Onu yanýna almadan uyumuyor:
Sevgili Peygamberimiz:
-Sen hayýrlý ve mübareksin, diyerek iltifat ediyor.
Ne doðru... Hem hayýrlý, hem mübarek. Eðer sofraya ilk el uzatan bu mübarek çocuk olmamýþsa, yemek kifayet etmiyor ve hane halký aç kalkýyor. Ama ilk baþlayan o ise; yemek artýyor bile. Bir kase sütten mbiraz içse, kase, herkese yetene kadar tükenmiyor.
Efendimiz, her yaþta edeb timsali; sofra kurulduðunda Ebu Talib'in çocuklarý, hemen yemeðe baþladýklarý halde; O, vaktini bekleyerek sofra adabýna dikket ediyor. Bu sebeple Ebu Talib, yeðenine bazen de ayrý sofra kurduruyor.
Ýþte bu fakir evde O, sallallahü aleyhi ve sellem, geldikten sonra mala mülke bereket düþtü. Her þey artýyor, her þey çoðalýyor.
Ebu Talib'in evinde yokluk, yerini bolluða terkederken; Mekke baþka mbir hali yaþýyor. Kuraklýk ve kýtlýk, bir salgýn hastalýk gibi hurmalarý solduruyor, derelerin suyunu çekiyor, yeþil tarlalarý sarartýyor ve nihayet kilerleri, mutffaklarý tamtakýr ediyor. Daðlar ve ovalar, "su" diye inliyor gibi.
Bu arada her kafadan mbir ses geliyor. Her Mekkeli, aklýnýn erdiði kadar bir þeyler söylüyor:
-Hayýr, Lat olur mu? Ancak Uzza, bu kuraklýða çare bulur.
-Hayýr hayýr! En iyisi Menat'ýn önünde diz çökelim.
Konuþmalarý dinleyen bir ihtiyar, kalabalýðý titreten gür sesle:
-Yazýklar olsun! Aranýzda Ýbrahim Peygamber evladlarý varken; siz hala nelerden medet umuyorsunuz?
Ýhtiyarýn hakim sesi ahaliyi toparladý.Ne demek istediði belliydi.Doðru Ebu Talib'in kapýsýna geliyorlar:
-Ey Ebu Talip!Kýtlýðý görüyorsun.Çöl bile yaðmura hasret...Bir damla su yok.Çocuklarýmýz ölmeye,hayvanlarýmýz kýrýlmaya yüz tuttu.Gel,yaðmur duasýna gidelim.Neslinin bereketine belki yaðmur yaðar.,..
Ebu Talip,evden çýkýyor.Yanýnda güneþ yüzlü yeðeni.Önde Ebu Talip ve Sevgili Peygamberimiz,arkada kalabalýk,Beytullah yolundalar.Hava müthiþ sýcak.Gök cilalanmýþ gibi dupduru.Bulut namýna birþey yok.
Ebu Talib,sýrtýný Kabe duvarýna dayadý.Mübarek çocuk da bir eliyle Kabe'nin örtüsünü tutarken,öbür elinin þahadet parmaðýný cilalý mavi göðe doðru uzatýyor...Hayret,hayret,hayret.
O süpürülmüþ gibi bulutsuz olan göðü,bulutlar,yeme koþan kocaman kuþlar gibi bir anda dolduruyor.Ve þimþekler,yýldýrýmlar.Peþinden de þakýr,þakýr,þakýr yaðan yaðmur.Öldüren hasret bitip,dað-taþ suya kavuþuyor.Her taraftan derecikler koþturuyor.
.<p align="center" http://leukemeid.geeftmassage.nl/homepage/show/238564[/IMG] .
Ebu Talib'in çocuklarý,sabahlarý kalktýðýnda,saçlarý daðýnýk,gözleri çapaklý olduðu halde,Sevgili Peygamberimizin cennet kokan saçlarý taranmýþ,mübarek gözleri sürmelenmiþ olarak pýrýl pýrýl bir yüzle uyanýyor.
Ebu Talib'le aziz yeðeni bir sahradalar.Amca,bir ara susuzluktan mecalsiz kalýyor ve dudaklarýndan gayri ihtiyari:
-Su,susadým diye kelimeler dökülüyor.
Bunu iþiten merhamet sultanýna bir mucize.
Ebu Talib,anlatýyor:
-Susadým,deyince yeðenim,hemen dizleri üstüne yere oturdu.Oturur oturmaz,topuklarýnýn,kumlara deðdiði noktadan bir pýnar kaynamaya baþladý.Cenab-ý kibriya kenara çekiliyor,Ebu Talib,kana kana içerek susuzluðunu dindiriyor...
Devrin adetine göre,zaman zaman Mekke'ye "kaif" denen kimseler geliyor.Bu kaifler,ensanlarýn görünüþlerinden manalar çýkarýp istikballerine dair tahminlerde bulunuyorlar.Her geliþlerinde fakir-zengin,bütün tabakalardan halk,çocuklarýný getirerek onlarýn önündeki uzun zamaný bilmek,meçhul istikamet perdesini aralamak istiyorlar.
Bakýn yine þehrin meydanlýk yerinde bir kalabalýk var.Bir adamýn baþýna toplanmýþ olanlar,ondan çocuklarýna dair sýrlarý soruyorlar:
Bu adam,Ezd-i Þenue kabilesinden bir kaiftir.Oraya gelmiþ bütün herkese cevaplar veriyor.
Fakat kaif,birden deðiþiyor.Önündekilerin üstünden aþaðý bakýþlarý,dinleyenlerin en dýþýnda kendisini seyreden bir çocuða takýlýyor.
"Kaif"haberini duyan Ebu Talib de sair Mekke seçkinleri gibi,yeðenini alarak adama gidiyor. Vardýklarýnda etrafý çevrilmiþ; adam haratle anlatýyor. Amca-yeðen kalabalýðýn dýþýndan manzarayý seyrediyorlar. Ýþte tam bu sýrada, Sevgili Peygamberimizi görüyor.
Kaif, bir an baktýðý noktayý dikkat ve nüfuzla süzdükten sonra hareketlerinde deðiþikilik baþladý. Telaþla baþýndakileri savýyor. Belliki bir heyecana yapýlmýþ. Durum, Ebu Talib'in nazarýndan kaçmýyor. Ve sebebi de anlýyor. Amca, bir tedbirli adam; ne olur ne olmaz? Hiç kimseye belli etmeden yeðeni ile usulcacýk oradan ayrýlýyorlar.
Biraz sonra önündekilerden baþýný kaldýran yabancý þaþýrdý; Efendimizi soruyor. Cevap menfidir. Sorduðu çocuk biraz önce gitmiþtir.
Bunun üzerine kaif, konuþuyor; hazýr olanlar þahid...
-Vallahi O çocuðun þaný yüce olacaktýr.
<p align="center" http://leukemeid.geeftmassage.nl/homepage/show/238564[/IMG] .
Sevgili Peygamberimizin on yaþýnda iken, diðer baba bir amcalarý Zübeyr ile seferdeler.Kervan bir dere kýyýsýna geldiðinde azgýn bir deve ile karþýlaþýrlar: Hayvan, mümkün deðil, dereden kimseyi geçirmiyor. Her teþebbüs neticesiz kalýnca, bazýlarý geri dönme fikrini ortaya attýlar. Karþý kýyýya geçme ümidlerinin yavaþ yavaþ kýrýlmaya baþladýðý bu anda efendimiz imdada yetiþiyorlar. Develerinden inerek yol kesici hýrçýn deveye biniyorlar.
Devecik, yumuþak, uysal, itaatli.
Peygamberimiz, deminki huysuz devenin üstünde olduklarý halde önde, kervan arkada suyu geçiyorlar. Çümle yaratýlmýþlarýn Peygamberi, burada o deveden inerek hayvaný serbest býrakýyor ve tekrar kendi devesine binip hep beraber yola devam ediyorlar.
<p align="center" http://leukemeid.geeftmassage.nl/homepage/show/238564[/IMG] .
Sevgili Peygamberimiz, sallallahü aleyhi ve sellem, on-onbir yaþlarýnda iken þakký sadr-göðüs yarýlmasý olayýný bir kere daha yaþadýlar.
Ýki melek, Peygamberimize gelerek, O'nu incitmeden yere uzatýp mübarek göðüzlerrini yardýlar. Efendimiz, hiç bir aðrý ve sýzý duymuyorlar.
Melekler, en makbul bedenden kin ve hasedi temizleyerek yerini rahmet ve rahmetle doldurdular.
Kin ve hasetten sonra bir de siyah bir kan parçasýný çýkaran melekller, bunun yerini nurla doldurup, mübarek çocuðu ayaða kaldýrdýlar.
O aný þöyle tasvir buyuruyorlar:
-Baktým, kendimde küçük-büyük bütün mahlukata karþý þefkat ve rahmet buldum.
Þakký sadrýn üçüncüsü ise vahiy ineceði zaman Hira daðýndaki maðarada vuku bulacaktýr.
<p align="center" http://leukemeid.geeftmassage.nl/homepage/show/238564[/IMG] .
O'nun seçilmiþlern seçilmiþi, üstünlerin en üstünü olduðunu haber veren vak'alardan birine yine Ümmü Eymen delalet ediyor.
<p align="center" http://leukemeid.geeftmassage.nl/homepage/show/238564[/IMG] .
....Mekke'de bir koca put var. Ýsmi "Bevane". Müþkirler, senede bir gün, bu putun karþýsýnda sabahtan akþama kadar saygý ile dururlardý.
Ebu Talib, Peygamberimizi de bu ayine getirmek istiyor. Ama, daha küçük yaþlarýnda böyle bir batýl ibadeti reddediyorlar. Amca va akraba larý, inciniyor. Israrlýlar. Israr ve ricalar yüzünden þöyle bir görünüp, kaybolmak üzere Bevane'nin yanýna kadar geliyorlar. Gelmeleri ile ortadan kaybolmalarý bir oluyor. Bir zaman sonra göründüðünde þaþkýn halde soruyorlar:
-Ne oldun, nereye gittin?
Bütün putlarý yerle bir edecek dinin Peygamberi her zor ve tehlikeli anda olduðu gibi yine korunmaktadýr. Kendileri buyuruyorlar:
-Ben puta yaklaþýnca uzun boylu biri geldi "Ya Muhammed, sakýn bu puta elini bile sürme ve bunlarýn merasiminde bulunma"
Sevgili Peygamberimize o yetimlik günlerinde hizmetle þereflenenlerden biri de Ebu Talib'in zevcesi Fatýma Hatun.
Yengesi, yetim ve öksüz inciye evlerine geldiði ilk andan itibaren, bir anne þefkati iele sahip çýkmýþ ve onu o kýrýk kalbli günlerinde yalnýz ve sahnipsiz býrakmamýþtýr.
Yüce Peygamber, sonraki yýllarda bu asil ve müþfik kadýný hiç unutmamýþ ve yengesini ihtiyar yaþýnda daima arayýp sorarak gönlünü hoþ tutmuþtur.
Efendimiz bir gün yengesinin vefat haberini alýnca üzüntülerini þu kýsa fakat derin muhabbet dolu kelimelerle dile getirdiler...
-Bugün annem öldü.
...bu sözler sana ne devlet ey Fatýma anne! Kainatýn seyyidinin seni annelik tahtýna oturmalarýndan büyük þans ne olabilir ki...
Peygamberimiz, daha sonra gömleklerini çýkartarak yengelerine kefen olarak sardýlar.
Aziz kadýn, kabristana getirildiðinde Peygamber efendimiz de orada hazýrlar. Ölü, kabre konmadan önce Resulullah mezara inerek yan taraflarý üzerine biraz uzandýktan sonrra dýþarý çýktýlar ve n'aþ defnedildi.
Eshab, hayrette. Her hal ve davranýþlarýna dikkat ettikleri Peygamberimizde o ana kadar böyle bir hareket görülmemiþtir.
Ey Allah'ýn Resulü! Þimdi gördüklerimizi bir baþkasý için yaptýðýna rastlamadýk, diye meraklarýný arz ediyorlar.
-O, benim annemdi. Çocuklarý açken önce beni doyurur, saçlarýmý tarardý. O, benim annemdi.
...ve devam buyuruyorlar:
-Ebu Talib'den sonra bu kadýncaðýz kadar bana iyilik eden olmamýþtýr. Ahirette cennet elbiselerinden elbise giymesi için gömleðime sardýrdým. Kabre ýsýnmasý, kendini yalnýz zannetmemesi maksadýyla oraya uzandý, mahþer gününe kadar beni hep yanýnda yatýyor görecek...
<h4 id="subjcns!A7EE337333FD6C0B!292" style="margin-bottom: 0px" class="TextColor1" HZ.MUHAMMED (a.s) DOGDUGU EV</h4 <div id="msgcns!A7EE337333FD6C0B!292" <p align="center"
.<p align="center".<p align="center" Hazreti Muhammed SAV'in doðduðu yer.<p align="center" .<p align="center" Murat BARDAKÇI.<p align="center" 13 Aralýk 2000, Hürriyet.<p align="center" .<p align="center" Peygamberimizin doðduðu binanýn yerinde bugün bir 'halk kitaplýðý' bulunuyor. Suudi Arabistan yönetimi Hazreti Muhammed SAV'in dünyaya geldiði mekânýn ziyaret yeri yapýlmamasý için buraya iþte bu kitaplýðý inþa ettirdi..<p align="center" Amine Hatun, Hazreti Muhammed'i bu sayfada fotoðrafýný gördüðünüz binanýn yerinde bulunan bir Mekke evinde dünyaya getirdi, peygamberimizin ilk çocukluk günleri burada geçti, büyükbabasý Abdülmuttalib'in himayesine girene kadar burada yaþadý. Evin yer aldýðý arazi, bir görüþe göre Hazreti Muhammed SAV'in soyunun dayandýðý Hâþim ailesine aitti. Mekke'nin ileri gelen ailelerinden biri olan Hâþimiler peygamberimizin dünyaya geldiði sýrada gerçi eski zenginliklerini artýk kaybetmiþlerdi ancak Mekke'nin gene de saygý gören boylarýndan biriydiler. Hazreti Muhammed SAV'in Mekke'de peygamberliðini ilân etmesinden etmesinden sonra karþýsýna büyük bir düþman gurubu çýkmýþ olmasýna raðmen uzun bir müddet bu düþmanlara karþý koyabilmesi, mensubu olduðu ailenin gücünden kaynaklanýyordu..<p align="center" Peygamberimizin dünyaya geldiði evin bulunduðu arazi, 20. yüzyýlýn ilk çeyreðine kadar muhafaza edildi ve herkesin büyük saygý gösterdiði bir mekân oldu. Arazinin bakýmýyla 'Mekke Þerifleri' denilen ve Hazreti Muhammed SAV'in soyundan gelen Mekke'nin idarecileri sorumluydular. Bu mekân hemen her hac ve umrede mutlaka ziyaret edilir, hacýlar Mekke'den Medine'ye geçmeden önce buraya mutlaka uðrarlardý..<p align="center" Arap yarýmadasýnýn 1925'te Abdülâziz bin Saud'un eline geçmesinden ve Vehhabi geleneklerine uyularak Mekke'deki Cennetu'l-Muallâ ve Medine'deki Cennetul-Baki mezarlýklarýnda bulunan türbelerin yýkýlmasýndan sonra sýra Ýslâmiyet'in ilk günlerinden kalan diðer mekânlarýn da ortadan kaldýrýlmasýna geldi. Hazreti Muhammed SAV'nin doðduðu evin arazisi dümdüz edildi ve üzerinde eski devirlerden kalma ne varsa kaldýrýldý. Sonraki senelerde buraya bir bina inþa edildi ve yapýlan bu yeni bina halk kütüphanesi haline getirildi..<p align="center" Ýþte, Hazreti Muhammed SAV'in doðduðu evin bugünkü hali. Bu ev þimdi Mekke'lilerin günlük gazetelere göz gezdirmelerine ve arada bir bir kitabýn sayfalarýný çevirmelerine yariyor...</div
<h4 id="subjcns!A7EE337333FD6C0B!291" style="margin-bottom: 0px" class="TextColor1" PEYGAMBER EFENDIMIZ"IN VEDA HUTBESI</h4 <div id="msgcns!A7EE337333FD6C0B!291" <div <p align="center" .
(9 Zilhicce l0 H./8 Mart 632 M . Cuma)
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Vedâ haccýnda, 9 Zilhicce Cuma günü zevâlden sonra Kasvâ adlý devesi üzerinde, Arafat Vâdisi'nin ortasýnda 124 bin Müslümanýn þahsýnda bütün insanlýða þöyle hitab etti:
"Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardým isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artýk onu kimse saptýramaz. Sapýklýða düþürdüðünü de kimse hidâyete erdiremez. Þehâdet ederim ki; Allah'dan baþka ilâh yoktur. Tektir, eþi ortaðý, dengi ve benzeri yoktur. Yine þehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür.”
"Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluþamayacaðým. Ýnsanlar! Bugünleriniz nasýl mukaddes bir gün ise, bu aylarýnýz nasýl mukaddes bir ay ise, bu þehriniz (Mekke) nasýl mübarek bir þehir ise, canlarýnýz, mallarýnýz, namuslarýnýz da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuþtur.
Ashabým! Muhakkak Rabbinize kavuþacaksýnýz. O'da sizi yaptýklarýnýzdan dolayý sorguya çekecektir. Sakin benden sonra eski sapýklýklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayýnýz! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar,bulunmayanlara ulaþtýrsýn. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunlarý daha iyi anlayan birisine ulaþtýrmýþ olur.
Ashabým! Kimin yanýnda bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her çeþidi kaldýrýlmýþtýr. Allah böyle hükmetmiþtir. Ýlk kaldýrdýðým faiz de Abdulmutallib'in oðlu (amcam) Abbas'ýn faizidir. Lakin anaparanýz size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme uðrayýnýz.
Ashabým! Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldýrýlmýþtýr, ayaðýmýn altýndadýr. Cahiliye devrinde güdülen kan davalarý da tamamen kaldýrýlmýþtýr. Kaldýrdýðým ilk kan davasý Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin Rabia'nýn kan davasýdýr.
Ey insanlar! Muhakkak ki, þeytan þu topraðýnýzda kendisine tapýnmaktan tamamen ümidini kesmiþtir. Fakat siz bunun dýþýnda ufak tefek iþlerinizde ona uyarsanýz, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakýnýnýz.
Ey insanlar! Kadýnlarýn haklarýný gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanýzý tavsiye ederim. Siz kadýnlarý, Allah'ýn emaneti olarak aldýnýz ve onlarýn namusunu kendinize Allah'ýn emriyle helal kýldýnýz. Sizin kadýnlar üzerinde hakkýnýz, kadýnlarýn da sizin üzerinizde hakký vardýr. Sizin kadýnlar üzerindeki hakkýnýzý; yataðýnýzý hiç kimseye çiðnetmemeleri, hoþlanmadýðýnýz kimseleri izniniz olmadýkça evlerinize almamalarýdýr. Eðer gelmesine müsaade etmediðiniz bir kimseyi evinize alýrlarsa, Allah, size onlarý yataklarýnda yalnýz býrakmanýza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakýndýrmanýza izin vermiþtir. Kadýnlarýn da sizin üzerinizdeki haklarý, meþru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
Ey mü'minler! Size iki emanet býrakýyorum, onlara sarýlýp uydukça yolunuzu hiç þaþýrmazsýnýz. O emanetler, Allah'ýn kitabý Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin sünnetidir.
Mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ýn kardeþidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeþtirler. Bir Müslüman'a kardeþinin kaný da, malý da helal olmaz. Fakat malýný gönül hoþluðu ile vermiþse o baþkadýr.
Ey insanlar! Cenab-ý Hak her hak sahibine hakkýný vermiþtir. Her insanýn mirastan hissesini ayýrmýþtýr. Mirasçýya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döþeðinde doðmuþsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardýr.
Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanýz da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarýsýnýz, Adem ise topraktandýr. Arabýn Arap olmayana, Arap olmayanýn da Arap üzerine üstünlüðü olmadýðý gibi; kýrmýzý tenlinin siyah üzerine, siyahýn da kýrmýzý tenli üzerinde bir üstünlüðü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadýr. Allah yanýnda en kýymetli olanýnýz O'ndan en çok korkanýnýzdýr. Azasý kesik siyahî bir köle baþýnýza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'ýn kitabi ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan baþkasý ile suçlanamaz. Baba, oðlunun suçu üzerine, oðlu da babasýnýn suçu üzerine suçlanamaz.
Dikkat ediniz! Þu dört þeyi kesinlikle yapmayacaksýnýz:
- Allah'a hiçbir þeyi ortak koþmayacaksýnýz.
- Allah'ýn haram ve dokunulmaz kýldýðý caný, haksýz yere öldürmeyeceksiniz.
- Zina etmeyeceksiniz.
- Hýrsýzlýk yapmayacaksýnýz.
Ýnsanlar! Yarýn beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? "
Sahabe-i Kiram birden söyle dediler:
"Allah'ýn elçiliðini ifa ettiniz, vazifenizi hakkýyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye þahadet ederiz!"
Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.) þahadet parmaðýný kaldýrdý, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve söyle buyurdu:
"Þahit ol yâ Rab! Þahit ol yâ Rab! Þahit ol yâ Rab! ". <p align="center" http://alyssa.knuffelt.nl/homepage/show/723934[/IMG]
.<h4 id="subjcns!A7EE337333FD6C0B!290" style="margin-bottom: 0px" class="TextColor1" BESMELENIN FAZILETI...</h4 <div id="msgcns!A7EE337333FD6C0B!290" <p style="font-weight: bold; color: #808000; font-family: arial narrow; text-align: justify" Saliha bir kadýnýn, münafýk ve cahil bir kocasý vardý. Bu kadýn " Bismillahirrahmanirrahim " diye besmele çekmeden, hiçbir iþine baþlamazdý. Kocasý,onun bu haline kýzar, kadýncaðýza yapmadýðý eziyeti býrakmazdý. O saliha kadýn ise, kocasýnýn eza ve cefalarýna sabreder ve onun doðru yola gelmesi için Allah'a dua ederdi. .<p style="font-weight: bold; color: #808000; font-family: arial narrow; text-align: justify" Birgün,kadýnýn kocasý iyice öfkelenmiþti..Karýsýna yapacaðý eziyet ve kötülük için bir bahane arýyor ve kendi kendine :
" Þuna bir oyun çevireyimde görsün ; bakalým onu rezil olmaktan kim kurtaracak ? " diye söylenip duruyordu. Baþkalarýna açýkça söyleyemediði inkarcýlýðý,artýk bütün çirkinliðiyle,içinde dolup taþmýþtý. .<p style="font-weight: bold; color: #808000; font-family: arial narrow; text-align: justify" Hanýmýný çaðýrdý,ona bir kese altýn vererek :
- Bunu iyi sakla !!! diye tenbih etti. Kadýnda kocasýnýn emri üzerine hemen gitti,besmeleyi çekerek keseyi iyice sakladý. Bu arada kocasýda onu gizlice takip ediyordu. Sonra karýsýnýn haberi olmadan keseyi, karýsýnýn sakladýðý yerden aldý. Ýçindeki altýnlarý boþaltarak, keseyi derin bir kuyuya attý. Aradan çok geçmeden karýsýný çaðýrdý ve :
- Sana verdiðim bir kese altýný hemen getir. dedi.
Kadýn koþtu ; keseyi sakladýðý yere,
" Bismillahirrahmanirrahim " diyerek elini uzattý.
Tam o anda, Allahu Tealanýn emriyle, kese kadýnýn sakladýðý yerde içindeki altýnlarla beraber aynen duruyordu. Islanan keseden sularý damlýyordu. Kadýn kesenin neden ýslak olduðunu anlayamadý ve keseyi kocasýna getirdi. Adam içi altýnla dolu keseyi görünce çok þaþýrdý ve karýsýnýn söylediklerinin ne kadar doðru olduðunu anladý.
Sonra karýsýna ;
- Sana çok zulmettim,çok canýný yaktým,beni affet. diye yalvarmaya baþladý. Allah'a tevbe ve istiðfar etti. Ýbadetlerine baðlý bir insan oldu. O günden sonra dua ve yakarýþlarýnda hep þöyle derdi ;
- Ya Rabbi ! Bana dünyam ve ahiretim için hayýrlý, Saliha bir kadýný eþ olarak verdiðin için,sana hakkýyle þükretmekten acizdim,beni affet Alah'ým...
O saliha kadýn ise ;
- Ya Rabbi ! Sana þükürler olsun ki,duamý kabul edip kocamý salihlerden eyledin,diye dua ediyordu. .<p style="font-weight: bold; color: #808000; font-family: arial narrow; text-align: justify" Bu hikayeden alýnacak ibretler ve çýkarýlacak hikmetler çoktur.Büyükler demiþlerki ; " Sabrýn kendisi acýdýr,lakin meyvesi tatlýdýr.".<p style="font-weight: bold; color: #808000; font-family: arial narrow; text-align: justify"
.<p style="font-weight: bold; color: #808000; font-family: arial narrow; text-align: justify" http://muhacirinsitesi6.sitemynet.com/dinigif5[/IMG]
.<h4 id="subjcns!A7EE337333FD6C0B!290" style="margin-bottom: 0px" class="TextColor1" BESMELENIN FAZILETI...</h4 <div id="msgcns!A7EE337333FD6C0B!290" <p style="font-weight: bold; color: #808000; font-family: arial narrow; text-align: justify" Saliha bir kadýnýn, münafýk ve cahil bir kocasý vardý. Bu kadýn " Bismillahirrahmanirrahim " diye besmele çekmeden, hiçbir iþine baþlamazdý. Kocasý,onun bu haline kýzar, kadýncaðýza yapmadýðý eziyeti býrakmazdý. O saliha kadýn ise, kocasýnýn eza ve cefalarýna sabreder ve onun doðru yola gelmesi için Allah'a dua ederdi. .<p style="font-weight: bold; color: #808000; font-family: arial narrow; text-align: justify" Birgün,kadýnýn kocasý iyice öfkelenmiþti..Karýsýna yapacaðý eziyet ve kötülük için bir bahane arýyor ve kendi kendine :
" Þuna bir oyun çevireyimde görsün ; bakalým onu rezil olmaktan kim kurtaracak ? " diye söylenip duruyordu. Baþkalarýna açýkça söyleyemediði inkarcýlýðý,artýk bütün çirkinliðiyle,içinde dolup taþmýþtý. .<p style="font-weight: bold; color: #808000; font-family: arial narrow; text-align: justify" Hanýmýný çaðýrdý,ona bir kese altýn vererek :
- Bunu iyi sakla !!! diye tenbih etti. Kadýnda kocasýnýn emri üzerine hemen gitti,besmeleyi çekerek keseyi iyice sakladý. Bu arada kocasýda onu gizlice takip ediyordu. Sonra karýsýnýn haberi olmadan keseyi, karýsýnýn sakladýðý yerden aldý. Ýçindeki altýnlarý boþaltarak, keseyi derin bir kuyuya attý. Aradan çok geçmeden karýsýný çaðýrdý ve :
- Sana verdiðim bir kese altýný hemen getir. dedi.
Kadýn koþtu ; keseyi sakladýðý yere,
" Bismillahirrahmanirrahim " diyerek elini uzattý.
Tam o anda, Allahu Tealanýn emriyle, kese kadýnýn sakladýðý yerde içindeki altýnlarla beraber aynen duruyordu. Islanan keseden sularý damlýyordu. Kadýn kesenin neden ýslak olduðunu anlayamadý ve keseyi kocasýna getirdi. Adam içi altýnla dolu keseyi görünce çok þaþýrdý ve karýsýnýn söylediklerinin ne kadar doðru olduðunu anladý.
Sonra karýsýna ;
- Sana çok zulmettim,çok canýný yaktým,beni affet. diye yalvarmaya baþladý. Allah'a tevbe ve istiðfar etti. Ýbadetlerine baðlý bir insan oldu. O günden sonra dua ve yakarýþlarýnda hep þöyle derdi ;
- Ya Rabbi ! Bana dünyam ve ahiretim için hayýrlý, Saliha bir kadýný eþ olarak verdiðin için,sana hakkýyle þükretmekten acizdim,beni affet Alah'ým...
O saliha kadýn ise ;
- Ya Rabbi ! Sana þükürler olsun ki,duamý kabul edip kocamý salihlerden eyledin,diye dua ediyordu. .<p style="font-weight: bold; color: #808000; font-family: arial narrow; text-align: justify" Bu hikayeden alýnacak ibretler ve çýkarýlacak hikmetler çoktur.Büyükler demiþlerki ; " Sabrýn kendisi acýdýr,lakin meyvesi tatlýdýr.".<p style="font-weight: bold; color: #808000; font-family: arial narrow; text-align: justify"
.<p style="font-weight: bold; color: #808000; font-family: arial narrow; text-align: justify" http://muhacirinsitesi6.sitemynet.com/dinigif5[/IMG]
http://www.blogcu.com/audici (izleyin resimleri)
![]()
![]()
.</div </div </div </div </div </blockquote </div </div </h1 </div </div </div </div </div
Edited by - gokhandokuyucu on 8/3/2006 11:17:09 PM