Zeytinyaðý dünyada deðeri en fazla artan ürünlerden biri. Dünyada her yýl tüketim 100 bin ton artýyor.
Türkiye, 1950’li yýllarda dünya zeytinyaðý üretiminde Ýspanya ve Ýtalya’nýn ardýndan üçüncü sýrada yer alýyordu. Yanlýþ politikalarla þimdi dünya üretim klasmanýnda 6’ncý sýraya geriledi.
Tunus, Yunanistan ve Suriye’den sonra geliyor. Ancak son yýllarda zeytinyaðý sektöründe sevindirici geliþmeler yaþanýyor. Türkiye zeytinyaðýný yeniden keþfediyor. Zeytinyað rekoltesi 15 yýl önce var yýllarýnda 80-100 bin ton, yok yýllarýnda ise 30-35 bin ton seviyelerindeydi. Bugün var yýllarýnda ortalama 160 bin ton, yok yýllarýnda ise 110 bin ton üretim seviyelerine ulaþtý. Gerçekleþen üretimin yaklaþýk 60-70 bin tonu yurtiçinde tüketiliyor. Geliþmenin nedeni son yýllarda üreticinin ürününün deðerini bulmasý. Sektör geliþiyor. Ürünü para eden üretici aðacýna özenle bakýyor ve yeni aðaçlar dikiliyor ve artýk var yýlý ile yok yýlý arasýndaki makas daralýyor.
Türkiye’de üretimin yaklaþýk 60-70 bin tonu ise ihraç ediliyor. Ýhracatýn 20 bin tonu ambalajlý yapýlýrken yüzde 80’i ise dökme olarak gerçekleþiyor.
Zeytinyaðýnda bugünlerde yeni rekolte dönemi geldi. Rekolte belirleme çalýþmalarý yapýlýrken Ege Zeytin ve Zeytinyaðý Ýhracatçý Birlikleri de temmuz ayýnda toplandý. Ancak toplantýnýn bir gündem maddesi vardý ki bugünlerde sektörü ayaða kaldýran tartýþmalarýn fitilini ateþledi.
Ýhracatçýlar Dýþ Ticaret Müsteþarlýðý’ndan ham dökme zeytinyaðý ihracatýnýn serbest býrakýlmasýný istiyorlardý. Þimdi üreticinin, ihracatçýnýn ve sanayicinin gündeminde bu tartýþma var. Tartýþma neden önemli? Çünkü kýsa süre önce Türkiye’nin önemli ürünlerinden biri olan fýndýkta yaþananlarý hatýrlatýyor.
Zeytinyaðýnda ihracat izinlerini Dýþ Ticaret Müsteþarlýðý veriyor. Ýhracat rejimine göre rafine edilmeden ham yað ihracatý yasak.
Ham yað ne demek? Üretici tarafýndan tüketilemeyen ve rafine edilmek zorunda olan yaðlara ham yað deniyor.Ýtalya ve Ýspanya dünyanýn en büyük zeytinyað üretici ve tüketicisi. Dünyada markalý üretimin de liderleri. Bu ülkelere Türkiye’den dökme zeytinyað ihracatý ise toplam ihracatýn yüzde 60’larýný buluyor. Yani ham yað ihracatýnýn serbest olmasý Ýtalyan ve Ýspanyol firmalarýn açýklarýný kapatmak için gerekli. Ham yað ile rafine edilmiþ yað ihracatý arasýndaki fark ne? Sektörün uzmanlarýna göre zeytinyað ham yað olarak ihraç edildiðinde menþei belirtmek yani "Made in Turkey" damgasý vurmak gerekmiyor. Ýtalyan firmalarý kendi markalarýyla Türk yaðýný satabiliyor. Rafine edilerek ihraç edilirse ise Türkiye’den geldiðini göstermek zorundalar. Üreticiye göre mevcut ihracat rejimi deðiþmemeli. Ham yað ihracatýnýn serbest býrakýlmasýný isteyen Ege Ýhracatçýlar Birliði Yönetim Kurulu Üyesi ve Rast Gýda Yönetim Kurulu Baþkaný Metin Ölken’e göre Türkiye her yýl 200 bin ton üretim yapacak kapasiteye sahip ancak 70 bin tonunu tüketiyor. Kiþi baþýna tüketim 1 kilo bile deðil. 130 bin tonu ise ihraç edilmek zorunda. Ölken ham yað ihracatý serbest olmazsa fiyatlarýn düþebileceðini ima ediyor.
Ege Zeytin ve Zeytinyað Ýhracatçýlarý Birliði Baþkaný Ali Nedim Güreli ise Agromak Dergisi’nde yer alan bir yazýda ham yað ihracatýný engelleyenleri "rafineri lobisi" olarak niteliyor. Güreli’ye göre markalý ürün yaratmak uzun yýllar ve stratejiler gerektiriyor ve markalý satýþ kýsa sürede "ham hayal." Piyasada ise ilginç bir iddia var. Uluslararasý piyasalarda Ýspanyol SOS Cuetera firmasý, Ýtalyan Carapelli ve yine Ýtalyan Minerva firmalarýný satýn aldý. Dünyada 350.000 ton ambalajlý ürünü dünyanýn 7 satýþ noktasýnda kontrol edebilecek güce sahip bu konsorsiyum bunu da kendi markasýyla yapmak istiyor. Bunun için de menþeiden kurtulmak istiyor. Ham yað ihracatýnýn serbest býrakýlmasý da iþte bu lobinin eseri... Lobiler neler istiyor?, kim? kazanacak bilemeyiz... Ancak gerçek olan þu. Türkiye iddialý ürünlerde tedarikçi ülke mi olacak markasýyla dünyada var olan bir ülke mi olacak? Bu fýndýkta da, tekstilde de, zeytinyaðýnda da yanýtlanmasý gereken bir soru.
Bana göre katma deðer yaratan her adýmýn Türkiye’de yapýlmasý gerekli. Ham yað yerine rafine dökme, rafine dökme yerine markalý... En doðrusu da tabii ki markalý ürün. Türkiye’den üç kuruþ paraya alýnýp on kat fiyatla dünya marketlerinde raflara çýkan her ürün içimizi acýtýyor.