Þehrin “edepsizliðe” düþkünlüðü nedeniyle tarihten silindiðine inanç çok büyüktür. Hatta bazýlarýna göre Pompei de, Sodom ve Gomore gibi Allah tarafýndan cezalandýrýlan þehirlerden biridir.
Ýmparator Caligula zaten kendi kýzkardeþine aþýk olarak en büyük günahý iþliyordu. Halkýn ise ondan geri kalýr yaný yoktu. Bir ticaret þehri olan Pompei’nin dört bir yaný genelevlerle çevriliydi.
Dil bilmeyen gemiciler bu genelevleri bulmakta zorluk çekmesinler diye binalarýn üzerinde penis þekilleri vardý. Ayrýca eþcinsellik de normal karþýlanýyordu
Nüfusun yüzde 60’ý asil halktan, yüzde 40’ý köleden oluþuyordu. Asiller müthiþ bir zenginlik içindeydi. Rivayete göre önce yemek yer, daha sonra yediklerini kaz tüylerini kullanýp kusarlardý. Nedeni ise daha fazla yemek yiyebilmek, yemek zevkinden sonuna kadar faydalanmaktý...
Felaket günü þehirde normal hayat devam ediyordu. O gün hava her günkünden biraz daha boðucuydu… Üstelik çok hafif de bir deprem olmuþ, ama önemsememiþlerdi.
Biraz sonra kül yaðmuru baþladý. Ýnsanlar önce umursamadý. Belli ki yaþlý Vezüv daha önce de böyle faaliyetlerde bulunmuþtu… Ama bu seferki geçmedi, bitmedi…
Limana doðru koþanlarý kötü bir sürpriz bekliyordu… Deniz kabarmýþtý, azgýn dalgalar gemileri lavlara doðru atýyordu. Zaten gökten de iri kum taneleri þeklinde kýzgýn taþlar yaðmaya baþlamýþtý…
Pompei'nin 16 bin kiþilik nüfusunun büyük bir bölümü taþ olmuþtu. Vezüv öylesine kuvvetli püskürmüþtü ki, kül bulutlarý, felaketi haber verircesine Anadolu, Suriye hatta Mýsýr'a kadar uçuþmuþtu