Atatürk'ün sansürlenen fotoðraflarý

[rasimm]

Daha O zaman Sezer doðmamýþtý ve kamusal alan da icat edilmemiþti.
Ne olduysa 12 Eylül Kenan Evren Ýhtilalinden bsonra oldu . Kamusal alan icad oldu baþ örtüsü suç oldu. Uzaya çýkmak isteyen bilimadamlarýnýn rektörlerin çalýþmalarýna türban dolaþtý .
O zamanlar türbanýn ve tesbihin bu kadar tehlikeli bir silah olduðunu fark edememiþlerdi

[esera79]

bunlarýn kimler tarafýn dan daha dogrusu kim tarafýndan saklandýgýný çok merak ettim dogrusu

[medinedezaman]

[medinedezaman]

[medinedezaman]

[esento]

Atatürk'ün fotoðrafýna ilginç sansür


Atatürk'ün hiç görülmeyen fotoðraflarýný yayýnlayan site, Latife Haným'la Atatürk'ün birlikte çekildiði fotoðraftan Latife Haným'ý çýkardý. Orijinal fotoðrafta Atatürk'ün yanýnda baþörtülü þekilde yürüyen Latife Haným, son zamanlarýn en çok tartýþma konusu olan baþ örtüsü yüzünden veto yedi.

[esento]

(Ankara, 03/04/1923)
"Dinimizin tavsiye ettiði tesettür, hem hayata, hem fazilete uygundur." (137)

"Eðer kadýnlarýmýz Þeriat'ýn tavsiye ve dinin emrettiði bir kýyafetle, faziletin icap ettiði tavr-u hareketle içimizde bulunur, milletin ilim, sanat içtimai hareketlerine iþtirak ederse, bu hali, emin olun, milletin en muteassýblarý dahi takdir eder...
Bilakis, o halin aleyhinde söylenecek sözlere karþý belki onun müteþebbislerinden daha fazla müdafii olur.''(138)
M. Kemal Atatürk

[esento]

Atatürk tarafýndan 1934'te Ankara'dan milletvekili olarak seçilen Satý Kadýn diye bilinen bir milletvekili vardýr ki, onun hikâyesi büsbütün ilginçtir.

Atatürk’ün baþörtülü milletvekili

Türkiye’de kadýnlara seçme ve seçilme hakkýnýn verilmesi tartýþýlýrken genellikle sanki bir ihsan-ý þahane gibi anlatýlýr. Oysa gerçek bunun tam tersidir. Olaylarýn seyrini inceleyince Türk Kadýnlar Birliði’nin zorlamalarý olmasaydý muhtemelen Türkiye’de kadýnlara seçme ve seçilme hakkýnýn verilmesi iþi, Fransa ve Ýtalya’da olduðu gibi Ýkinci Dünya Savaþý’nýn sonundaki demokrasiye geçiþ dönemine kadar sarkacaktý.

Kadýnlara genel seçimlerde oy kullanma ve seçilme hakkýnýn tanýndýðý 1934 yýlý öncesinde Kadýnlar Birliði mensuplarý deðiþik vesilelerle Atatürk’e isteklerini bildirmiþler, ancak her seferinde de ‘Siz erkekler gibi askerlik görevini yapmadýðýnýz için bu haklardan da yararlanamazsýnýz’ cevabýný almýþlardýr. Nitekim 1930’larýn ateþli kadýn hatibi Ýffet Halim Oruz, hatýralarýnda Atatürk’ü ziyaretlerinden birini þöyle anlatýr:

“Atamýz, her zamanki nezaketi ile bizleri karþýladý, kendisine dileklerimizi bildirdik. Türk kadýnýna tüm siyasi haklarýn verilmesini istedik. Gazi bizlere bazý sorunlar üzerinde durmamýzý iþaret etti. Baþlýca uyarýsý da köylü kadýnlarýmýzý eðitmek için yetiþtirici çalýþmalarýn yapýlmasý gerekli olduðunu iþaret etmekti. O sýrada genç ve ateþli bir dava savunucusu olarak kendisine dedim ki:

“Gazi Hazretleri, erkekler, köylü, kentli seçme ve seçilme hakkýna sahip deðil midir, kadýnlarýmýzý neden ayýrt edeceðiz, niçin onlar bu haklara sahip olmasýn?” Kendisinin bize verdiði cevabýn özeti þöyledir: “Erkekler asker ocaðýnda vazife görüyor, orada talim ve terbiyeden geçiyor, kadýnlarýmýzý yetiþtirmemiz lâzýmdýr.”

... Bu realist ve mantýklý cevaba verecek söz kalmamýþtý. “Emredersiniz, köylü ninelerimizi yetiþtirmek için Türk Kadýnlar Birliði teþkilâtý vazifesini yapacaktýr Paþa hazretleri.” dedim.”

Oruz bunlarý anlatadursun, nihayet 1934’te kadýnlar sýkýþtýra sýkýþtýra seçme ve seçilme haklarýný almýþlardýr. Yani zannedildiði gibi gökten düþen elmalar gibi masalsý bir hak söz konusu deðildir.

Peki ilk 18 kadýn milletvekilimiz nasýl seçilmiþlerdir? Mesela Atatürk tarafýndan Bursa milletvekili olarak seçilen Fakihe Öymen bir öðretmendir. Ýçlerinde avukatlýk yapan da vardýr, doktor olan da. Hatta Satý Kadýn diye bilinen bir milletvekili vardýr ki, onun hikâyesi büsbütün ilginçtir.

1934 yýlýnda Ankara’dan Ýstanbul’a giderken Halkavun bucaðýnda kendisine ayran sunan bir kadýn Atatürk’ün dikkatini çeker. Medeni cesareti, erbaplýðý, doðallýðý hoþuna gider. Kadýnla biraz konuþtuktan sonra hakkýnda bilgi alýp yollarýna devam ederler.

Sonra seçimler yapýlacaðý zaman köye bir siyah otomobil gelir, Satý Kadýn’ýn evini sorar. O sýrada muhtarlýk yapmakta olan Satý Kadýn’ý Ankara Valisi Nevzat Tandoðan çaðýrmaktadýr. Arabaya binip giderler. Vali, Satý Kadýn’a Atatürk’ün kendisini milletvekili seçmeyi düþündüðünü söyler. Gariptir, o buna da þaþmaz. Kabul eder.

Milletvekili seçilmiþtir. Fakat þehirli gibi giyinmesini ister partisi (CHP). Köylü kýyafetiyle Meclis’e girmemelidir. Baþýný açmalýdýr. Satý Kadýn sadece baþýný açmayý kabul eder, oldukça mazbut bir kravatlý elbiseyle TBMM’ye gelip yeminini eder. Anlaþýlan diðer zamanlar köylü kýyafetini, hele meþhur bindallýsýný býrakmamýþtýr. Hatta Atatürk’e bu durumu þikâyet ettiklerini yazýyor kendisiyle görüþen Nezihe Araz. Atatürk’ün kýyafet konusundaki ýsrar karþýsýndaki cevabý þaþýrtýcýdýr: “O yapacaðýný bilir. Ne isterse öyle yapsýn, hiçbir þeye zorlamayýn.”

Ýþte Atatürk’ün bir kadýn milletvekilinin kýyafetiyle ilgili çarpýcý tavrý. Bir de bugünküleri düþünün. Kadýn özgürlüðü diye ortalýkta dolaþanlar ellerinden gelse böyle bir ‘kapalý’ tipin saçýný baþýný yolarlardý herhalde.

Neyse biz ilk kadýn milletvekillerimizden Satý Kadýn’a dönelim yine.

Satý Kadýn bir dönem milletvekilliði yapar, sonra bir daha seçilmez ve o da dosdoðru köyüne döner. Çiftine çubuðuna sarýlýr dört elle. Sanki hayatýna hiçbir Ankara parantezi girmemiþ gibi tam bir Anadolu köylüsü gibi yaþar ve bir Anadolu köylüsü gibi ölür.

Nezihe Araz, 13 Nisan 1956’da, yani ölümünden yaklaþýk bir ay sonra Hayat dergisine yazdýðý bir yazýda o tarihte sað olan kýz kardeþiyle konuþtuklarýný da anlatýr. Araz’ýn naklettiðine göre Satý Kadýn, ecel saatinin yaklaþtýðýný anlayýnca köyün hocasýný çaðýrmýþ yanýna. Öleceðinden korktuðunu sanmýþ hoca, teselli etmeye kalkmýþ. O gayet kendinden emin, þöyle konuþmuþ: “Yoo, demiþ, koç gibi, Allah’ýmýn kurbanýyým. Ölümden korkmam, çok yaþadým, çok gördüm. Allah imandan ayýrmasýn.”

Ýþte Atatürk’ün bu baþörtülü milletvekili, 18 Mart 1956’da ölmüþ ve köyüne týpký bir köylü gibi defnedilmiþti. Resmi törensiz, bandosuz... Halkavun’un Kazan köyündeki mezarý hâlâ duruyor mudur, bilmem.

Bildiðim bir þey varsa 1934’ün Türkiye’si ile 2000’lerin Türkiye’si arasýndaki anlayýþ farkýný görmek için Satý Kadýn’ýn þu son resmine yeniden, gözlerimizi oðuþturarak bakmamýzda fayda olduðu.

Ýnanabiliyor musunuz: O bir milletvekiliydi; hem de Atatürk’ün seçtiði bir milletvekili.



.

[sakalli0727]

güncellenmesi lazim .güzel bir konu bir solukta okudum

[müslüm akpek]

Söylenecek o kadar çok þey varki bu konuda þimdi yazmaya baþlasam sitede kim var kim yok hepsi üstüme çullanacak sadece þunu söyleyeyim, Atatürkün müslüman olmadýðýný söyleyen birilerimi olduki bu resimler garipseniyor, ayrýca bu resimlerin bir çoðu Atatürkün kýlýk kýyafet devriminden önce çekilmiþ, devrimlerden sonra herkes kýlýðýný kýyafetini deðiþtirmiþtir ne var bunda anlamadým yeni birþeyler mi keþfetmiþ bu resimleri bulan arkadaþ.

Her ne olursa olsun bir simge haline getirilirse bu bir üniforma olur ve karþý tarafýn tepkisine neden olur, ben 1980 den 1987 ye kadar üniversitede okudum bir sürü baþý kapalý kýz arkadaþýmýz vardý kimse bunlarý engellemiyordu ne olduda þimdi böyle oldu, siyasi simge olduðundan. Ayrýca o kara çarþaflar peçeler çok mu güzel yani, kadýnlara soruyorum sizleri bu þekilde kapatmalarý hoþunuza gidermiydi, önce kara çarþaf sonra eve kapatýlacaksýnýz, bu tuzaklara düþmeyiniz, bu resimleri göstererek kara çarþafý þirin göstermek isteyenlere dikkat edin.




Resimler alýntýdýr.
Bu resimlerde devrimlerden sonra çekilmiþ nerede o kara çarþaflýlar hiçbiri yok

[secretgarden]

ben Atatürk'ü gercekten cok seviyor ve onun yapmýs olduðu ilke ve inkýlaplara cok deger veriyorum.. ben kapalý deðilim ama kapalý olan insanlarada saygý duyuyorum sonucta herkes özgürdür tercihlerinde.. ama ben yolda kara carsaflý birini görünce biraz korkuyorum çünki içinde kim var bilmiyorum

[sakalli0727]

iicinde kim var bilmiyorum-
ya bu kadar basit düsünülmesi hic hos degil.bu kadar *******leri hirisizliklari cirkeflikleri kara carsafliklarmi yapiyor? icinde kim var bilmiyorum -
kimin icindekini bilebilirizki.neler görüyoruz neler üniversite profesörü acik sacik kizlarin annelerini öldürmelerimi dersin vs vs
ben acilana da karismam kapanana da herkesin kisisel tercihi. Ama yazik günah kapananlari yadirgamak bu kadar asagilayici olmamali. onlar bizim dedelerimiz ninelerimiz

[secretgarden]

dikkat edersen herkese saygý duyuyorum dedim

[akhenaton]

yeni nesile çarþaf bir öcü olarak öðretildi. sakal ise irticanýn ifadesi olarak anlatýldý ve taraflý basýn bizim önümüze böyle sundu . hepimiz de bunu afiyetle yedik...
oysa çarþaf ninelerimizin giysisi, kapanmak ise dinizmizin emri, sakala gelince o da peygamberimizin sünneti.
bence uyanalým artýk...

[sakalli0727]

haberlerde yalan onu diyenlerde yalan.bu mazlumlarin agzi var dili yok.konusmuyorlar konusamiyorlar.
kimin hadidne kalkipta acik sacik birine sen neden acik saciksin dmeek.cünkü onlar konusur
bunlarin sesi cikmiyor diye yüklenmeyin yazik günnah