Azrailin öbür adý Abdullah Palaz'ýn gerçek hikayesi

[nizip27700]

Not: Bu hikaye gerçek yaþam öyküsü olup ibret alýnacak bir hikaye olduðu için buraya ekledim. Örnek alýnsýn Abdullah Palaz gibi seri kaatil olunsun diye deðil. Ayrýca bu kitabý Antepte ve internette çok aradým bulamadým. Yayýnevi kapandýðý için basýlmýyormuþ, eðer elinde olan varsa bana verip okutacak olurlarsa çok sevinirim. Ben bu yazýyý bir solukta nefesim kesilerek okudum. Bakalým sizlerde okuyup benim gibi beðenecekmisiniz. Forum yazýnýn tamamýný kabul etmediðinden bölümler halinde ekleyeceðim . Eðer istek ve talep olursa yazýnýn kalanýný bölümler halinde yayýnlyacaðým....
Abdurrahman ÖRSKIRAN

Bu hikayede okuyacaklarýnýz Abdullah Palaz'ýn gerçek hayat hikayesidir..
Kýrka yakýn ceza evinde ve elli yýla yakýn yatmýþ olman Abdullah Palaz(antep canavarý) olarak tanýnan abdullah dayýdan iyi kim bilebilir ceza evlerini?toplam 43 kiþiyi öldürmüþ olan abdullah dayýnýn hayatý gerçekten ibret verici.. çünkü hiç kimse durup dururken bir baþkasýný öldürmez.. iþlenmiþ olan yüz *******in doksanýný inceledegimizde tek suçlunun öldüren olmadýgýný görürüz.. insanlara ellerinden gelen her türlü kötülügü yapýp onlarý madur etmekten zevk alan yeterince namussuzun var oldugunu hepimiz bilmekteyiz..
biz dönelim yine ceza evlerine ve abdullah dayýnýn cezaevlerinde maruz kaldýgý haksýzlýklardan bazýlarýný kendi aðzýndan dinleyelim..

SÜRGÜNLER
abdullah dayý, Konya ceza evine geldiiginde namý kendinden önce gelmiþti. ardýnda yedi ******* vardý.ama onun adýna faili mechul *******lerde anlatýlýyordu. bu durumda abdullah palaz 10-15 kiþinin katili olarak görünüyordu ve adý konya ceza evinde "antep canavarý"na çýkmýþtý..
konya ceza evi, aðasý bol bir ceza evi idi.. yerli mahkumlar ile yabancý mahkumlar arasýnda oldum olasý bir sürtüþme vardý.. yerli mahkumlar yabancýlara heme hemen hiç bir hak tanýmýyordu.. bu durum abdullahýn yapýsýnda olan bir insan için kabul edilecek bir durum degildi.. yerli mahkumlar idare ile de iþ birligi yapýyor ve cezaevini cehenneme çeviriyorlardý.. ama abdullah gibi bir mahkumun geliþi yerlileri rahatsýz etti.. ondan hem çekiniyorlar hemde ona bir seyler yapýp sindirmek gerektigine inanýyorlardý..
abdullah dayý anlatýyor;
ama benimde bir seyler yapmam gerekiyordu.. yerli konyalý efeler çok kalabalýklar. hepsi ayný koguþta kalýyor, voltaya hep birlikte çýkýyor, hiç açýk vermiorlardý. bundan daha kötüsü ise henüz dýþardan hiç bir alet getirtememiþtim..
bende silah olarak hiç bir alet yoktu ama, param boldu.. bununla birseyler elbette yapacaktýk.. biz yedi antepli bize karsý olan kýskýrtmalara, hareketlere hiç aldýrmadan günlerimizi geçiriyorduk.. voltaya birlikte çýkýyoruz birlikte oturup birlikte kalkýyoruz.. efelerde durup dururken bize saldýramýyorlar. çünkü namýmýzý biliyorlardý.. benim silahsýz olmayacagýma inanýyorlardý.. onlarýn hesabý beni yanlýz sýkýstýrýp iþimi bitirmekti.. ben ortadan kalkarsam çok ünlü bir mahkum hallettikleri için onlarýn namý artacaktý.. benim hesabým ise onlarýn tümünün iþini bitirmekti.. kaç kiþilerse kaç kiþiler kalabalýklarsa kalabalýk..
konyaya geliþimin on beþinci gününde bir gardiyan ile dostluk kurdum.. oradan buradan laflarken sonunda buna çýkarýp elli lira verdim.. "aman agam" dedim. "ne olur bana yedi býçak birde ateþli silah getir. korkma seni ele vermem, bu silahlar gelince sana ayrýca yüz lira daha veririm.."biraz nazlandý höngör möngör etti, ama ben býçaklar gelince veririm dedigim yüz lirayýda çýkarýp verince "peki " dedi, "yarýn silahlarý elinde bil. ama beni ele vermeyeceksin..senin yigitligine güveniyorum..koskoca antepli abdullah'sýn sen.."

hemen ertesi gün silahlar geldi.. yedi anteplinin her biri artýk silahlýydý.. býcaklarýmýz var dý ki nasýl; her biri sögüt dalý gibi sürmene býçaklar.. ben daha o gece planý yaptým.. arkadaslara planý anlattým..

"sabaha karsý bunlarýn kogusunu basacagýz.. kapýlarýný patlatacagýz.. dikkatli olun yataklarýndan kalkmadan bastýrmamýz gerekiyor.. yanlýz ölüm istemiyorum.. parmak iþi (santim iþi) yapacagýz.. göz dagý verecegiz bunlara.. ölüm olursa bizi burdan gene sürerler.. yaralamada kalýrsak sürmezler.. onlarda bizim üstünlügümüzü kabul ederler.. iyi bir düzen kurarýz içerde kimseyi esdirmeyiz.. kumarý *****ý yasaklarýz.. fakirin elinden tutarýz.. önden ben dalacagým içeri..siz girinceye kadar ben en efelerinden 3-4nü haklarým..geri kalanlarýda siz içeri girince birlikte yýkarýz"

sabaha karsý bizim kogusun kapýsýný yavasça acýp dýsarý çýktýk.. bu yerli efelerin yattýgý kogusun önüne geldik.. onlar kendilerini emniyete almýþlar,koguþ kapýsý içerden sürgülü.. benimle birlikte bir arkadas daha gerilip kapýya yüklendik kapý anýnda patladý.. ilk içeri ben daldým.. kalýn deve tüylü paltomu sol koluma doladým.. onunla bir kalkan gibi gögsümü koruyacaktým.. þimdi bu konyalý efeler gafil avlanmýþlardý...

daha ne oldugunu anlamadan uyku sersemi býcagý yiyorlardý.. ben en dipteki ranzaya varýp bir altta bir üstte daldýrdým býçagý.. onlar daha "ah anam yandým" derken bu seferde tam karsý ranzanýn üstünde ve altýnda yatanlar yediler býçagý.. ama öylesine daldýrýyordum býcagý ölümüne degil.. parmak iþi yaný. ben dipte iþi bitirirken arkadaslarda içeri dalmýþlar. kapý yanýndaki ranzadan iþe baþlamýslar.. onlarda ayný benim gibi parmak iþi yapýyorlar.. bacaklarýna buduna koluna dalýna.. bir bagýrtý bir cayýrtýki görmeye degerdi yani.. o konyalý efeler kaçacak delik arýyordu.. yaralananlar sanki çok agýr yara almýþ gibi yerlerinden kalkmýyor ölü numarasýna yatýyolardý.. bir býçak daha yememek için bu yola baþvuruyorlardý.. iþ bittiginde yaralanmayan kimse kalmamýþtý.. koluma doladýgým paltomu omzuma attým.. kogusun ortasýna geldim.. yaralý konyalý efeler yataklarýn üzerinde yatýyorlardý.. hiç birisi yerinden kýpýrdayamýyordu.. bunlara dönüp;
"bakýn" dedim.. "yaptýgýnýz iþler hep yanlýstýr.. yoksulu kimsesizi ezersiniz.. idare ile iþ birliigi yapar ceza evini cehenneme cevirirsiniz.. bizim gibi yabancýlara hiç bir hak tanýmak istemezsiniz.. bunlar yanlýstýr.. bu size bir ders olsun.. bir dahakine iþi böyle ufak býrakmayýz.. can alýrýz bunu iyi bilesiniz.. sonra sunuda unutmayýn.. biz buraya camiden gelmedik..bizim hepimizin sýrtýnda idamlar var.. tek durun bundan sonra.. "

sonra arkadaslarýmý önden cýkarýp arkadan ben cýktým. bu düelloda yerli efelerin yattýgý kogusta onbeþ kiþiden onbeþide yaralandý.. bizim hiç birimizde sýyrýk bile yoktu..

biz kogusumuza girdigimizde idare kapýsý açýlýp içeri gardiyanlar ve jandarmalar doldu.. bagýrmalarýn seslerin geldiði yöne dogru kostular.. tabi yaralamalarý yapanlar ortada yoktu.. vurulanlarýn ifadesine göre kogustan bizi aldýlar.. biz býçaklarý çoktan kaybetmiþtik.. çiviydi dedik, þiseydi dedik,býcaklarý vermedik..

vermedik ama bu davranýsýmýz idarenin üstünde kötü bir tesir yaptý..aletleri vermemeiz onlarýn disiplinini kýrdýgý gibi, bu aletler bizde oldukca baþka hadiselerde yapacagýmýzdan korkmuþlardý.. bizde bunu anlamýstýk.. bize bir seyler yapacaklardý ama ne?....

....ben bunun hesabýný yapýyordum.. bizim yedimizi birden alýp kapalýya götürürler, orada yýkarlar bizi.. bunu isteseler yapabilirlerdi.. ama yapmýyorlardý..

bir hafta idare bizim üstümüze gelmedi.. bizde hiç gürültü patýrtý yapmadan oturuyorduk.. vurdugumuz konyalý efeler ise öteleri bereleri sarýlý kimi dolasýyor, kimileri ise(yaralarý birazdaha agýr olanlar) koguþlarýnda yatýyordu..

ceza evindeki diger mahkumlarýn bize karsý degiþik bir tavýrlarý olmadý. ne yaptýgýmýzdan ötürü bizi destekleyenler var nede bu yüzden bize kýzan..

öyle garip bir durumdaydýk yani.. ne olacagýný bilemiyorduk..

sonunda ne olacagýný gördük.. ben bu konyalý efeleri öldürmezde iþi yaralamada býrakýrsak bize sürgün çýkmayacagýný hesaplamýþtým.. sürgün çýkmayýncada yaptýgýmýz olaydan sonra cezaevinde hakimiyeti elimize alýrdýk.. ama biz olayda kullandýgýmýz aletleri vermeyince; þisti þiþeydi falan deyince, idare iþi baþka türlüçözememiþ ve bizim hepimizin sürgününü çýkarmýþtý.. olaydan bir hafta sonra her zamanki gibi gece yarýsý kogusumuzun kapýsý açýldý.. hepimiz dýþarýya çýkarýldýk ve tepeden týrnaga arandýk.. sürgünümüz afyona çýktý.. biz antepli yedi kiþiydik, bize karsý çýkmayan bizlerden yana gözüken beþde konyalý arkadas bizim aramýzdaydý..

*************AFYON CEZA EVÝ****************

abdullah kendisi ile birlikte sürgüne giden onbir arkadasý ile afyonceza evine geldiðinde gördüki afyon ceza evi konyadanda beter.. berbat bir ceza evi. yabancýyý yanlýz mahkumlar degil idarede sevmiyor.. haksýzlýklar diz boyu olmuþ.. yerli mahkum acýmasýz alabildiðine yabancýlarý ve yoksullarý eziyor.. idare ise abdullah ve arkadaslarýna müthiþ düþman.. sanki bütün ceza evi bir yana abdullah ve arkadaslarý bir yana olmuþ.. idare tüm disiplinini ve acýmasýzlýgýný onlara gösteriyor.. abdullahsa idarenin gözünde tam bir canavar..

yani bir adam öldürmüþüz adýmýz canavara çýkmýþ.. ada neden adam öldürmüþüz soran dinleyen yok.. sanki ceza evlerinde benden baþka adam öldüren yokmuþ gibi,bu ceza evinin idarecileri yanlýz beni katil görüyor.. oysa bu haksýzlýklar, insanlarýn eziliþi beni hep can almaya icbar etmiþ.. þimdide afyon ceza evinin idaresinin bu tutumu beni icbar ediyor.. birseyler yapacagým onlara ders verecegim ama neyle? elimde hiç alet yok.. üstelik ikigünde bir bizi donumuza kadar arýyorlar.. diger mahkumlara böyle bir muamele yok.. yanlýz bize yapýlýyor.. buda bir haksýzlýk elbette.. yerli mahkumlar benim ünümden adama akýllý rahatsýz. bunu hissediyorum ben. benim silahsýz oldugumuda cok iyi biliyorlar.. þimdi iþ kalýyor bunlarýn hep beraber benim üstüme çullanmalarýna.. ceza evlerinde çok deneyimlerim olmustu.. bunlar fýrsat kolluyorlar, mutlaka dalacaklar bana..böylecede hem idarenin hem diyer mahkumlarýn gözünde büyüyecekler.. onlar bu hesabý yaparken,bende boþ durmuyorum tabi.. bende baþka hesaplar peþindeyim..çünkü kavga kaçýnýlmazdý.. bunu biliyorum önemli olan hazýrlýksýz yakalanmamaktý...

Ceza evinde antepli bir basçavuþ vardý. benim adýmý duymus e benimle iftihar ediyor.. hemþeriyiz çünkü.. ama yanýma pek sokulamýyor. idareden korkuyor. çünkü idre bana öylesine hasým bir tavýr takýnmýs ki;idareden birisinin bana slm bile vermesi yasak edilmiþ durumda.. buda zulümün baska bir sekli.. ben idam altýnda yatýyorum. insanlarla konusmaya, dertleþmeye, dostluk kurmaya ihtiyacým var.gncecil bir insaným.insanlarýn benimle konusmasý engellenebilir mi? engelleniyor iþte.. bunu yapan kim? kýçý kýrýk bir müdür.. böylece üstekilere yaranacak aklý sýra.. gün olur bunlarýn hesabý sorulur elbette. bu benim hemþerim bascavuþ bir gün gelmiþ, nöbetci kulübelerini denetliyordu.. bende voltadayým. hemen yanýna gittim..
"selamýn aleyküm hemserim"
"aleyküm selam." dedi.. baþ çavuþ ama yan gözlede etrafý kolaçan ediyor, gören varmý diye..
dedim;"bak hemþerim, beni tanýyorsun, adýmýda biliyorsun.bunlar, bu yerli mahkumlar çok kalabalýk, birkaç kiþi olsa ben onlarýn hakkýndan gelirim. ama 50-60 kisi varlar. idarede onlara destek veriyor.. bunlar beni öldürecekler.. senden hemserilik adýna rica ediyorum, bana alet getir. getirde bak ozaman, Anteplilerin namý ne olur?"

bu iþ 1940 yýllarýnda oluyor. ben ozaman sevimli, tatlý bir yigidim. 17-18 yaslarýndayým.. yüzüme bakan beni seviyor. yaptýgým iþler yaþýma göre daðlar kadar büyük.. O nedenle , böyle zamanlarda yardým istedigim kiþiler bana hep imkan tanýrdýlar.. þimdi, Antepli çavuþ da bana sevgi duyuyordu, imkan tanýmak istiyordu. ama korkuyordu..

"bak hemþerim" dedim."bende bir toplu igne bile yok. Öbürleri misellah adamlar. Yabancýlara, yani bizlere infaz vermiþler. Allahtan revamýdýr bu? toplu ignesi bile olmayan bir kiþinin , silahlý bu kadar çok adam tarafýndan öldürülmesi dogrumu?"

B u sözlerim üzerine baþ çavuþ yumuþamýþtý.. ancak benim param yok istediginiz silahlarý nerden alayým gibi laflar etti..

"para kolay hemserim" dedim."sana istedigin kadar para veririm. sen bana on iki býçak birde ateþli silah getir"

ben buna ozamanýn parasýyla iki tane onluk birde reþat altýný verdim. iki gün sonra da çifte namlulu belçika tabanca ile on bir tane býçak geldi.. býçaklar bursa yapýsý, týð gibi, ustura gibi. biz bu silahlarý alýnca bambaþka bir güce sahip olmustuk. silah büyük güçtür. haþa Allah gibidir silah. Allah gibi can alýr. ben bir boþ tabanca ile elli kiþiyi susta durdururum. silah cezaevinde olunca, hükümdür, hakimdir.. Tanrýnýn buyrugudur.. silahýn yüzü soguktur ama sah***** sýcaktýr. yavuklu gibidir sah*****..

[Mustafa KANAL]

Teþekkürler Abdurrahman kardeþim paylaþýmýn için çok saðol.

[nizip27700]

Bir þey deðil Mustafa gardaþ eðer talep olursa bu hikayenin devamýný ekleyeceðim. Gerçek yaþamdan alýnan hikaye ve filimler hep benim ilgimi çekmiþtir. Bende paylaþýma sunayým dedim. Þu ana kadar talep gelmedi geldiði taktirde kalan macerasýný yayýnlyacaðým...

[Mustafa Bilici]

gerisini ben talep ediyorum bende bir çýrpýda okudum..

[nizip27700]

Arkadaþlar forum kirliliðine yol açmamak için ayný sayfada devamýný ekliyorum. Evet arkadaþlar hikayenin devamý geldi. sýcaðý sýcaðýna okuyun derim... Ýstek olursa devamý var...

silahlarý aldýgýmýz gece, kogusun penceresine yaslanmýs, Afyonun soguk ayazýný sanki iliklerimde hissederek, dýþarýyý seyrediyorum.. sabaha karsý infaz kararý almýsým.. yatsý okunmaya baþladý. ceza evinde çýt çýkmýyordu.. herkes, sanki benim gibi ezaný dinliyordu.. pencereden, sokaktan geçen insanlarý seyrediyordum.. aceleyle evlerine gidiyorlardý.bunlar ya gece vardiyasý çalýþan iþçilerdi, ya da kahfede kumar oynayan adamlar.. nerden gelirlerse gelsinler, hepsi evlerine gidiyorlardý.. yarýnda evlerinden çýkýp iþlerine gideceklerdi.. ama ben yarýnda buradaydým, yýllarca buradaydým ben.. yarýn sabaha karsý yapacagým iþ nedeniylede, belki ben bu ceza evinden hiç çýkamayacaktým.. Rabbim neden baa böyle bir yol çizmiþti...?

ezanla birlikte kalktým.. namazýmý kýldým ve sonra öylece, hiç soyunmadan yataga uzndým.. tavþan uykusuna yattým. biz yedi antepli, beþte konyalý olmak üzere on iki kiþiyiz.. bizim amacýmýz, týpký konyada oldugu gibi öldürmek degil, bunlara göz dagý vermek..yaný gene parmak iþi gidecegiz.. çok üstümüze gelmiþlerdi.. üstlerine gittikleri kiþilerin kimler oldugunu ögrenmeleri gerekiyordu..

sabah ezaný okunurken koguþlarýn, kapýsýný patlatýp içeri daldýk.. ancak bu kez iþ konyadaki gibi olmadý.. çünkü sabah namazýna kalkmýs olanlar ayaktaydý.kimi namaz hazýrlýgý yapýyor, kimiside abdest alýyordu.. ama biz fýrtýna gibi içeri dalýpta kogusa baþtan, ortadan sondan el koyunca,bu ayaktakiler aletlerine uzanacak zaman bulamadýlar.. önce onlara daldýk zaten, ayaktakilere.. ben içeri girip dibe dogru koþarken, saglý sollu bu ayaktakilerden 2-3 kiþiyi yýktým.. yani gene öylesine vuruyordum ölümüne degil.. parmak iþi santim iþi..arkadaslarda öylesine hýzlý calýdýyorlardý ki, kimse ne oldugunu anlamadan býcagý yiyordu.. sanki konyanýn bir benzeri oluyordu.. oradan antraman yapmýstýk, burada maç yapýyorduk.. çünkü konyadakiler azlýktý.. bursadakiler ise allah arttýrsýn ama elli kiþiden fazlaydýlar.. bagýrmalar küfürler çýglýklar birbirine karýsýyýrdu.. koðuþ tam anlamý ile cehenneme dönmüþtü.. bunlarda týpký konyalýlar gibi býçagý yiyince bir daha yerlerinden kalkmýyorlardý. baska býçak yemeyelim diye. bizim arkadaslar tarlada ekin biçer gibiydiler.. býçaklarýný saga sola daldýrýyor, çýkarýyor, baþka bir tarafa daldýrýyordular.. ayakta olanlarýn isini ilk bastan bitirdigimiz için öbürleri kolay oluyordu..çünkü onlar yataktaydý.. ortalýk kan kesilmisti.. ateþli silahý kullanamama gerek bile kalmamýstý.. afyonlu 60 mahkum. beþ dakika içinde yere serimiþti.. iþ bitmiþti.. fazla eglenmenin alemi yoktu... "tamam" diye begýrdým.."hadi hep birlikte çýkýyoruz.."

.................arkadaslar toparlandý, ellerindeki yüzlerindeki kanlarý çarþaflara silmeye baþladýlar.. çarþafýna el attýgýmýz Afyonlu mahkum, hemen geri çekiliyor, çarþafý almamýza yardýmcý oluyordu.. Konyalý idamlýk Mustafa bagýrmaya baþladý..
"kalksana ulan! kalk geri çekil,çarþafý alacaðým."
ama bagýrdýgý kiþiden ses çýkmýyordu. idamlýk öfkelendi:
"kalksana ulan! sana bir tane daha kaktýrýrsam görürsün ananýnkini.. kalksana!"
adamdan gene ses çýkmadý.. idamlýk Mustafa'da adamý þöyle eliyle ileri itmek istedi. üst ranzada yatan adamdan gene hiç ses çýkmadý. kýpýrdamýyordu da. idamlýk Mustafa iþi hemen anladý:
"ölmüþ bu yahu!" dedi..

O günkü vukuatýmýz idamlýk koca Mustafa'nýn parmak iþini biraz fazla kaçýrmasý nedeniyle, 59 yaralý 1 ölüydü.. bizim arkadaslarda da gene bir çizik bile yoktu. olay zabýtlara böyle geçti. 1940'nda Afyon'da..

o sabah onikimiz birden hücreye konduk, zincire vurulduk.. ancak birbirimizle rahatlýkla konuþabiliyorduk..

"iþte böyle olacak" dedim. "gördünüz mü? hiç yara bile almadýk. neden? çünkü bizde haklýlýgýn verdigi güç varda ondan. birde ölümden korku yok bizde. korksak, ozamn ölüm gelir bulur bizi.. bunu unutmayalým, ölüm korkuyla ortak çalýsýr.."

ben böyle deyince idamlýk koca Mustafa seslendi:
"beni asarlar artýk degil mi? herif öldü. bundan sonra ipimi çabuk çekerler."

"asamazlar. bu bir meydan savaþýydý. senin onu vurdugunu kim biliyor ki? meydan muharebesinde ölen öldügüyle kalýr. öldüren yýrtar iþi.. hem sana bir sey söyleyim mi agam?"

"söyle"

"o adamý sen vurmadýn. ben kogusa daldýgýmda önce o adama dokunmustum. ne malum benim vurmamla ölmedigi? bunu kim ispat edebilir? mermi degil ki bu incelesinler.."

idamlýk koca mustafa bu sözüme güldü.

"sen bilirsin yaptýgýn iþi Abdullah, sen iþini bilirsin. santim iþini bozmazsýn sen. býcagý ben kaçýrdým, bunu biliyorum. sol bögründen daldýrdýgýmda, býçak kalbine degdi.."

"ha sen ha ben aðam. Rabbialemin bir kez ölüm emrini vermiþ. Verdikten sonra, sen olsan ne olur ben olsam ne olur?sen, ben olmasakta bir baskasý bu iþi yapacaktý. çünkü ölüm emri gelmiþti bir kere.. onu bozmaya bizim gücümüz yetmez..."

Konya'ýn Kayaönü köyünden, çok cesur, çok yiðit,bir kiþiydi idamlýk Mustafa.. babayigit bir arkadastý.. 1.90 boyunda dev gibi bir adamdý.. o gece geç vakitlere kadar hücrede konustuk.. artýk yorulmustuk.. hepimiz zincire baglý olarak uyuyup kalmýstýk..

59 kiþiyi yaralamýþ, bir kiþiyide öldürmüþtük..

Abdullah ve arkadslarý 59 kiþiyi yaralayýp, bir kiþiyide öldürüdükten sonra kapatýldýklarý hücrede geç vakitlere kadar konusup bu kan dolu günün yorgunlugu ile uyuya kalmýslardý.. sabaha karsý uzaklardan gelen zincir þakýrtýlarý,postal sesleri ile uyandýlar.. Abdullah bu ssleri çok iyi tanýyordu.. sabaha karsý, hücrede olan insanlara dogru bu8 sesler gelince eger ortada kesinlesmiþ bir idam cezasý yoksa bu sesler sürgün demekti.. idam cezasý varsa bu seferde bu sesler idam demekti..

Antep'ten sürgüne çýkalý daha topu topu 2 ay bile olmamýstý.. bu süre içinde Abdullah bununla birlikte 3.kez sürgüne gidiyordu.. idareler, sürgün için geceyi sever.. özellikle sabaha karsý sürgün yapmak iyi olur.. bu saatlerde mahkum uykudadýr, tedarik yapmaya imkan yoktur.. eger silahý varsa silahlar zuladadýr, onlara uzanamaz, direnemez,gürültü çýkaramaz.. sabaha karsý yapýlan sürgünler yagdan kýl ceker gibi olur.. peynir ekmek yer gibi iþ biter.. idarenin cokta acelesi vardýr..

"hadi bakalým. toparlanýn, gidiyoruz" dediler mi, en çok on dakka içinde hazýr olmak gerekir..

olmadýn mý, yandýn demektir bu.. sen istedigin kadar Abdullah Palaz ol. elin kolun zincirli, karsýnda kýrk elli gardiyan,jandarma ne yapabilirsin ki?

Abdullah, sabah ki olaydan sonra çifte namlu, belçika silahýný nasýlsa arama yaparlar diye, silahý getiren baþ cavuþa kaþla göz arasýnda vermiþti.. sýkýþtýgýnda ondan silahý geri alabilirdi.. uzaktan gelen zincir seslerinin ve postal seslerinin taþlar üzerinde çýkardýgý sesler, gelip hücrenin kapýsýna dayanýnca arkadaslarýna seslenerek onlarýda uyandýrdý..

hücrenin demir kapýsýnýn açýlmasý ile birlikte, gelenler içeri dolustular.. acele ile zincirler çözüldü. gelenler birsey demiyor, onlarda birsey sormuyordu..yapýlacak iþlemler belli idi.. acele olarak toparlanacaklardý.. koguþlarýna gidilecek, oradaki esyalarý da toparladýktan sonra sürgün yoluna çýkýlacakdý..

kogusa gelindiginde, Abdullah'da acele ile toparlandý. koguþtaki eþyalarýnýn hemen hepsini fakir mahkumlara verilmek üzere baþgardiyana býraktý.

[Mustafa Bilici]

Gelsin Devamida Bu Ne Kadar Uzun Oku Oku Bitmiyor...

[nizip27700]

Eeeee Mustafa gardaþ sen bugüne bu gün Antepli Abdullah Palazýn hayat hikayesini okuyorsun. Okuduðun adam ele Hallo cello adam deðil Adamý bir çýrpýda okumak o kadar kolaymý.. Hele devamý gelsin hikaye dahada heyecanlý olacak. Esen kal...

[Mustafa Bilici]

Gerisi Ne Zaman Gelecek Abi...

[nizip27700]

Sevgili Mustafa kardeþim sanýrým forumda bu yazýyý tek sen okuyorsun. Diðer üyeler bu yazýdan pek haberleri yok sanýrým, yada okumak istemiyorlar. Öyküye kaldýðýmýz yerden yine devam ediyorum. Eðer istek devam ederse kalanlarýnýda yayýnlayacaðým. serüven gittikçe heyecan vermeye devam edecek...

elbiselerini,ayakkabýlarýný,kiþisel esyalarýný bir valiz doldurrup maltaya çýktý.. biraz sonra diger arkadaslarýda geldi.. oniki kader arkadasý, neresi oldugu belli olmayan yeni bir sürgüne cýkýyorlardý.. Afyon cezaevi'nin ne kadar jandarmasý, gardiyaný varsa hepsi toplanmýslardý.. jandarmalar o kadar degilde, gardiyanlar itip kakýyorlar, sürgünlerin üstüne üstüne geliyorlardý.. Abdullah'ýn bileklerine sevk zincirleri vuruluyordu.. özellikle baþ gardiyan yapýyordu bu iþi.. zinciri takarkende canýnýn acýmasý için hoyrat davranýyor, gereksiz hareketlerle Abdullah'ýn canýný yakmak istiyordu.. Abdullah ileri uzattýgý bileklerine zincirler geçirilirken basgardiyaný yakasýndan tuttu, kuvvetle itti ve yüzüne tükürür gibi bagýrdý:
"bak baþefendi yaptýklarýn dogru degil. biz elikolu baðlý insanlarýz. bizi daha fazla hýrpalamayýn. bugünün yarýnýda var, sorarýz sonra hesabýný bunun!"
yere düþen baþgardiyan, bir hýþýmla ayaða kalktý, ancak ne oldu,neden vazgeçti,bilinmedi,Abdullah'a vuracaktý, son anda vurmaktan caydý..
jandarma baþçavusu da gider ayak gene bir olay çýkmamasý için araya girdi..
"hadi bakalým toparlanýn gidiyoruz.."
elleri kelepçeli ve sevk zinciri ile birbirine baðlý Abdullah ve arkadaslarýnýn askeri bir cemseye binmesi çok güç oldu. bir sandalyeye basarak cemseye girmek isteyenler, sevk zincirlerinde fazla pay býrakýlmadýgý için arasýndaki arkadasýnýn zincirini geriyor, ya o cemseye giremiyor, yada arkadasý cemsenin arka kapagý ile sandalye arasýnda kalýveriyordu.. bu duruma düþeni jandarmalar, karga tulumba tutup cemseye itiyorlardý. sonunda oniki mahkum ve yirmiden fazla jandarma cemseye girdiler.. sýkýþ sýkýþ oturuyorlardý.. her birinin bavuluda cemseye konulunca artýk kýpýrdayacak yer bile kalmamýstý.. cemse hareket ettiginde, Abdullah bir jandarmaya sordu..
"kardeþ nereye gidiyoruz?"
genç delikanlý bir çocuktu jandarma. yutkundu, bir þeyler söylemek istedi, gözlerini Abdullah'tan kaçýrdý.. sonrada "yukarýlara doðru" dedi.. "çok yukarýlara"
"yukarýlarýn adý yok mu?"
"var.bursaya."
Abdullah buna sevindi. onun aklýndan sinop geçiyordu.Bursa öyle önemli bir ceza evi degildi. adý duyulmamýstý, orada fazla zulum olacagýný tahmin etmiyordu. olsaydý zaten duyulurdu, þimdiye kadar. bu sevinçle Abdllah bir Antep türküsü tutturdu. yanýk yanýk söylüyordu. birden beklenmedik bir sey oldu. jandarmalardan biride türküye eþlik etmeye basladý. oda yanýk yanýk söylüyordu.. türküyü kesti abdullah:
"nerelisin sen kardes?"
"Antep'liyim"
abdullah'ýn içinden kalkýp Antep'linin boynuna sarýlmak geldi.. tam karsýsýnda oturuyordu Antepli jandarma.ne varki bileklerindeki zinciler yerinden kalmasýna degil, kýpýrdamasýna bile izin vermiyordu.. anladý ki Antepi çok özlemiþti..kimbilir belkide anasýný, babasýný da özlemisti.. mahsunlasti, gözleri dolar gibi oldu.. utanmasa aglayacakti.. niye aglamasindi ki? 17 yasinda bir cocuk aglamazmiydi? onun yasitlari, simdi evlerinde ana kuzusu gibi sicacik yataklarinda yatiyorlardi.. o ise basina neler gelecegini bilmedigi yeni bir ceza evine gidiyordu.. Anadolu'nun kýracindan, yavas yavas yesillenen,deniz kokusu gelen bir yere dogru gidiyordu.. sahi denizide daha görmemisti.. aklýna geldi Antepli jandarmaya sordu:
"Bursa'da deniz varmi hemserim?"
hemserisi jandarma güldü:
"denizden sanane hemþerim? olsa ne yazar olmasa ne yazar? sen deniþzemi gireceksinde soruyorsun?"
"ögrenelim dedik"
"var sayilir.20-30 kilometre ötesindedir. ama havasi kokusu Bursa'dan duyulur.."
"nerden biliyorsun sen? gittin mi hiç bursaya?"
"okudum,okullarda okudum.."
Abdullah ilkkez cahil oldugunu anladi.utandi bundan. yaptýklarýn cahilliginden mi diye düþündü. sonrada kendi kendine mýrýldandý:
"kader iþte, cahil olsan da, olmasanda olacaktý bu iþler.."
birkaç yerde mola vberdiler. jandarmalar da sani çabuk gitmek istemiyorlardý.. molalarda bile zincirleri çözülmüyordu.. yiyeceklerini içeceklerini güçlükle yiyip, içebiliyorlardý.. sabaha karsý Bursa'ya girdiler. bursa'nýn taþ duvarlý, eski görünümlü ceza evinin önüne geldiklerinde, sanki Bursa'nýn bütün polisi, jandarmasý da cezaevinni önüne gelmiþti..
***NAZIM HÝKMET VE BURSA CEZA EVÝ***
ceza evinin önünde büyük bir kalabalýk vardý.anlaþýlan bizim getirilecegimiz duyurulmustu ki sabahýn bu kör ezanýnda herkez ceza evinin önünde toplanmýstý.. cemseden, jandarmalarýn yardýmý ile inebildik.. bileklerimiz birbirine zincirli, ayakta zor durabiliyorduk.. kalabalýk arasýndan bir kaç kiþi "yuh" diye bagýrdý.. þerefsizlikti bu. elleri kollarý zincirli bir ayal jandarmanýn arasýndaki kiþilere yuh demek kolaydý..kimbilir bu milleti nasýl doldurmuslardý. tabi ben Antep canavarýydým.. canavarada elbette "yuh" çekilirdi..iþte böyle þeyler beni deli ediyordu. arkadaslarýma zincirli olmasam, yanlýz ellerim kelepçeli olsa, jandarmalarýn arasýndan fýrlar bu, yuh çeken hayvaný kelepçemin demirleri ile vura vura öldürürdüm. böylece de canavar oldugumu ispatta ederdim..
ceza evinin büyük demir kapýsý açýldý. geniþ bir avluya aldýlar bizi.. sonrada bu avlunun sagýndaki bir kapýdan, büyükçe koguþbenzeri bir odaya soktular.. elinde kalýn uzun bir mese sopasý olan bir gardiyan baðýrdý:
"çýkarýn zincirlerini!"
gelip zincirlerimizin kilidini açtýlar. elimiz, kolumuz serbest kalmýstý. ayný gardiyan bu kez bize bagýrdý:
"soyunun üstünüzü! bir don kalana kadar soyunun."
kimbilir belki hamama sokacaklar diye düþünüyordum. ma hamama girecek insanlar böyle hersesin ortasýnda soyunmamalýydý.

"aðam neden bizi soyarsýn ki?biz afyon'da arandýk geldik.."

anama küfreder gibi bagýrdý:
"kes ulan sesini!"

elim kolum serbestti.bu avucumun içinde kalacak kadar kücücükbir yüzü vardý.. yüzünü avuçlayýp gözlerini kör etmek geldi içimden. en azýndan bir tane azýnýn ortasýna patlatmalýýydým. ama þöyle bir baktým, otuz kiþi vardýlar. bunlar beni parçalardý böyle birsey yapsam..

"hay hay,"dedim.. "gardiyan agasý! ama birgün senide soyarlar.."

elindeki meþe sopasýný kaldýrýp üstüme saldýracak gibi bir hareket yaptý.. ama arkasýndakiler tuttular.. biz ise soyunmaya basladýk.. hepimiz bir donla kaldýk.. yürüyün dediler. yürüdük. alt kata inmiþtik. üst kattan alt kata öyle cebrail buzagýlarý gibi çýplak yürümüþtük.. ceza evindeki tüm mahkumlar bizi görüyordu.. yani bunlar,mahkumlara karsý bizi küçük düþürüyorlardý.. aþagýlatýyorlardý bizi.. karanlýk kolidorun ucundaki demir bir kapýnýn kiliidini açtýlar.. girin içeri dediler.. önde ben vardým.. kapýnýn önüne geldim..içerisi zifiri karanlýktý..bir ara durdum..gireyimmi diye düþünüyordum.. arkamdan birisi beni itiverdi.. karanlýgýn içine dogru uçtum..içine itildigim karanlýk odanýn zemini yoktu..boþlukta bir süre uçtum.. sonra yumuþak, cýlk bir pisligin içine düþtüm.. pislik koltuk altlarýma kadar geliyordu.. yukarýdan bagýrdýlar:

"çekil asagýdan antep canavarý! arkadaslarýn geliyor..."

arkadaslarým peþpeþe kapý esiginden uçarak, asagýya gelmeye basladýlar.. hepimiz yumuþak, pelte gibi bir pisligin içindeydik..sonra bir gürültü ile kapýyý kapadýlar.. O, eli mese sopali gardiyanýn sesi yukarýlarda, karanlýk kolidorun duvarlarýnda çýnlýyordu:

"görün þimdi ananýzýnkini..."

ceza evi kanalizasyonunun içine atýlmýstýk..burada geçiþ hýzlý olmasýn, pislik içeride kalsýn diye dýþa acýlan mazgal tamamen kapatýlmýstý..ceza evinin tüm pisligi,b.ku burada birikiyordu.. dayanýlmaz bir idrar ve b.k kokusu daha içeri girer girmez midemizi bulandýrmýs ve hepimiz ögürmeye baslamýstýk.. boylarý ufak olan arkadaslar cýrpýnýyor, agýzlarýna pislik gelmesin diye debeleniyordu.. pisligin içinde bagýrtý,ögürtü,küfür sesleri birbirine karýþýyordu.. benim boyum 1.90. pislik koltuk altlarýma kadar geliyor.. ama boylarý kýsa olan arkaadslarým var. pislik onlarýn boynuna bazýsýnýn da agýz hizasýna kadar geliyordu. opnlarýn ögürütüsü yeri gögü inletiyordu. burada bizi bogacaklar diye düþündüm.. b.k yedire yedire, bizi bogacaklar..

burada artýk insanlýk yoktu. O, koca devlet yoktu. burada Allah'da yoktu.. burada yanlýz b.k, pislik ve vahþet vardý.. ve burada ölecektik.. ölümden hiç korkmamýstým.. korksaydým öldüremezdim. çünkü öldürürken öldürülmekte vardýr.. ama burada bu pisligin, bu b.kun içinde ölmek agýrýma gidiyordu.. üstelik arkadaslarýmda benim yüzümden ölecekti. çünkü, Afyondaki olayý ben planlamýstým.o olay olmasaydý sürgün olmazdýk ve bu b.k çukurunun içinde bulunmazdýk..

ama birden aklýma geldi.. bizi burada, oniki kiþiyi birden öldüremezlerdi.. o kadar da alçaklýk yapmaya korkarlardý.. mahkumda olsak, on iki kiþiyi birden öldürmek kolay degildi.. bizi burda bogazlayamazlardý..anlaþýlan bize iyi bir ders vermek istiyorlardý..böyle düþününce ferahladým vearkadaslarýma bagýrdým..

"korkmayýn! dayanýn arkadaslar!bizi burada çok fazla býrakamazlar..hepimizi öldürmeye cesaret edemezler..aman ha dayanýn! aman gayret sabredin!bir ikimiz telef olmayalým!olmayalým ki, bu alçaklýgýn hesabýnýda soralým.."

arkadaslar dayanýyorlardý ama,iþ öyle kolay degildi.. kýsa boylu arkadaslarýn durumu çok kötüydü..pisligi yutuyor, yutuyor kusuyorlardý.. duvarlara tutunarak batmamak isteyenlerkaygan duvarlara tutunamýyorlar, gene pislige gömülüyorlardý..

öyle bir iþkenceki bu insanlýk görmemiþtir.. orada sekiz saat kaldýk, sekiz asýr gibi saat..artýk hiçbirimizin dayanacak hali kalmamýstý..idamlýk koca mustafa bile dayanamaz hale gelmiþti..o b.k çukurunun içinde hepimiz dönüp duruyorduk..artýk çözülüyorduk..kendimizi koyverip pisligin içinde gömülüp bogulacaktýk.. boyu küçük üç arkadasýmýz batýp batýp çýkýyor,durmaksýzýn bagýrýyorlardý..

ögle üzeri kapý açýldý, asagýya tahta bir merdiven saldýlar..

"hadi bakalým,çýkýn yukarý"diye bagýrdýlar..

fenalaþmýs olan, kýsa boylu arkaadslarý arkalarýndan destek vererek çýkardým.ardýndan digerleri çýktý..koltuk altlarýma kadar b.kun içinde kalmýstým, gerçekten benimde halim kalmamýstý..ya pisligi yutanlar ne yapsýndý?en son ben çýktým..hemen orda, zemin kattaki kolidorda üzerimize hortum ile su sýkarak vücudumuza cývýk bir sekilde yapýsmýs olan kaba pisligi aldýlar..ama üç arkadasýmýzýn durumu iyi degildi..üzerlerine su sýkýlýrken ayakta duramýyorlardý..idamlik koca mustafa ve ben onlarý ayakta durdura bilmek için kollarýndan tutuyorduk..kollarýndan çýktýgýmýz anda yere yýkýlýyor ve sürekli olarak ögürüp kusuyorlardý..

baktým eli sopalý gardiyan su sýkanlarýn en arkasýnda duruyor..çýrýl çýplak durumdayým.. vucudum sýkýlan sudan sýrýlsýklam..dehsetli bir ayaz var.. bu rezaleti gördükten sonra insan yasamýs ne olacak ölmüþ ne olacak..? eli sopalý gardiyanýn baþgardiyan oldugunu anladým..

bagýrdým ona:

"bak! durumu görüyormusun baþefendi? beyendin mi olanlarý? insan ogluna bu eziyet yapýlýr mý?seni kim alet etti buna?"

baþ gardiyan önce bir durdu, ne diyecegini bilemez bir hali vardý.. sonra birden yüreklendi:

[Mustafa Bilici]

Abi Yolla Gelsin Firsat Buldukça Okuyorum çok Enteresan Gidiyor...

[nizipli_mehmet]

abi walla dewamýný beklýyoz abý bu arada bu býr kýtap falan mý kýtapsa alýp okuyalým

[nizip27700]

Arkadaþlar hikayemize yine kaldýðýmýz yerden tam gaz devam diyoruz. Hikaye aslýnda hikaye deðil malumunuz gerçek yaþanmýþ bir olaydýr. Cezaevinde düzene baþ kaldýrma olayý, gerçek kahraman Abdullah Palazýn gerçek yaþam öyküsüdür. Bu kitabý ben antepte kitapevlerinde ve eskicilerde çok aradým bulamadým. Sadece internette
http://www.bilgikare.com/book_detail...&mn_id=mn_id25
oradanda veya msn adresine bu adresi ekleyip msn@bilgikare.com olarak msn'den isteyebilirsiniz. Bu kitap basýlmýyormuþ sadece benim ýsrarlý istemem sonucu buldular. Bu seferde kredi kartý olayý çýktý. Bende kredi kartý kullanmadýðým için alamadým. Eðer alacak olan arkadaþlar varsa bir adet bende almak istiyorum. Belkide çoklu alýmda indirimde uygularlar. Sizlerden acele yanýt bekliyorum....

"ben yaptým be!" dedi.."ne yapacaksýn?ben kimseye alet olmam..istersen bir daha göndereyim sizi oraya.."

"tabi gönderirisin..istersen simdi hemen bir hada at oraya beni.. at ama sunuda unutma.. bunun hesabý sorulur.. kuþ olup uçsan, bulut olup göçsen, duman olup kaybolsan, bunun hesabý sorulur ki nasýl sorulur.. bakalým ozamn ne diyeceksiniz. günü gelende göreceksin bunu baþ efendi.."

hiç ses etmedi. oysa birden dikilmiþ, korkusuz gibi davranýyordu..

bizi alýp üst kata çýkardýlar. durumu kötü olan arkadaslarýmýzý kollarýna girerek, biz tasýyorduk.. üst katta bizi tas zeminli, içinde hiç bir esya olmayan bomboþ bir odaya kapadýlar.. odanýn cepesinde demir parmaklýklar vardý.. önüde maltaydý.. mahkumlar maltasdan gecerek gidiyor, volta atýyor, ama h,iç birisi bize geçmiþ olsun bile diyemiyorlardý.. üç arkadas ise yerde uzanmýþ inliyordu.. anlasýlan diger mahkumlara ibret olsun diye"antep canavarýný da arkadaslaerýnýda ne hale getirdik, görün" demek isitiyorlardý..

üzerimize hortum ile su sýkmýþlardý ama, pisligin çogu duruyordu.. hem pislikten ve hem sýkýlan sudan dolayý rezil bir durumdaydýk.. yerde yatan konyalý cafer,

"abdullah ben ölüyorum" dedi..

aðzýndan yesil köpüklü pis bir þeyler sýzýyordu..inleyerek konusuyordu.. biraz nefeslendi..gözleri yarý acýk,yaerý kapalýydý. aglýyordu konyalý cafer,konusacak hali bile yoktu. zorlukla:

"abdullah! benim acýmý al. koma bunlara can bedelimi.." dedi..

yerde yatan diger iki arkaadasta seslendiler:

"benim acýmýda al abdullah.."

"benimkinide. koma sakýn yanlarýna sor bunlarýn hesabýný.."

demir parmaklýklara dayanýp var gücümle bagýdým:

"bir maþrafa su verin bari, ALLAHSIZLARRRRRRRRRRRRR!!"

arkamdanda idamlýk koca mustafa bagýrdý:

"ulan hepinizin dinini, kitabýný..... alýn lan, gelin alýn canýmýzýýýýýýýýýý!"

tam o sýrada ilerden asker bozmasi kaputtan paltoyu omuzlarina atmis, saclari karmakarisik, gozleri cakmak cakmak dev gibi bir adam demir parmakliklarin onune geldi. demir parmakliklara tutunup iceriye bakti. yerde yatanlari gordu. bizim halimize bakti. sonra kosarak gitti. biraz sonra elinde bir testi ve bardakla geri geldi. testinin parmaklýklar arasýndan geçmesine imkan yoktu.. oda bardaga su doldurup içeri uzattý.. acele ile konyalý cafer'in yanýna gittim.. yüzünü yýkadým.. agzýný calkaladým.. bende susuzluktan yanýyordum ama, onlar yani yerde yatan arakaadslar b.k yutmuþlardý. agýzlarý bile b.k içindeydi.. onun için onlarýn hacetini önceden görmem gerekiyordu..

o dev gibi adamýn, parmaklýklar arasýndan doldurup doldurup verdigi bardakla, diger fenalasmýþ arkaadslarýmýda temizledim.. sonrada bizler elimizi yüzümüzü yýkayýp birer bardakta su içtik..

"sagol abi" dedim o dev gibi adama.. "sagol allah razý olsun.." o hicbir sey demeden cebinden yesil renkli bir sigara paketi cikarip icinden uc tanesini kendine ayirdi, gerisini bize verdi. koylu sigarasiydi verdigi. kibritini cakip sigarami yakti.bende diger arkadaslarýn sigaralarýný benim sigaramdan yaktým.. o sigara bize sanki cennet tamý gibi geldi.. onbeþ saattir azýmýza hiç bir sey girmemiþti.. sigarayý yer gibi içiyorduk..

"gecmis olsun agalar' dedi. o dev gibi adam, 'gecmis olsun, gene gorusuruz"
arkasini dondu gitti...

ben arkasýndan öyle bakýyordum.. tam o sýrada bir mahkum geçiyordu.. bagýrdým:

"baksana arkadas, su giden adam kim?"

mahkum, 'dev gibi adam'in arkasindan baktý:

"o mu? sairdir, yazardir, tarihcidir. ayni zamanda da vatan hainidir"

mosmor oldum..titremeye basladým.. agzýmdan salyalar akýyordu:

"adý ne lan?"

adam korktu hýzlý adýmlarla uzaklasýrken orkasýna dönüp bagýrdý:

"nazým hikmet! kominist nazým hikmet..!"

bende arkasýndan avazým çýktýgý kadar bagýrdým:

"ulan pust! hic birinizin kici sikmadi bize bir yudum su vermeye, o verdi de onun icin mi vatan haini oldu!ben burdan çýkarým,sanada bunun hesabýný sorarým..!"

ben þair ne demekti, yazar ne demekti, tarihçi ne demekti bilmiyordum.. koministligi ise hiç bilmiyordum.. ama vatan haini denmesi agýrýma gitmisti.. böyle bir adam, böyle bir yiðit adam vatan haini olamazdý..

o dev gibi adam gittikten hemen sonra gardiyanlar geldiler.. durumu kötü olan aerkadslarý alýp götürdüler.. gardiyanlar üzüerine pislik bulaþmasýn diye arkadaslarý, zahire çuvalý gibi bir seylere sarmalayýp götürdüler..

iþte bu insanlýk dýþý iþler, bu haksýzlýklar, bu zulüm beni hep kan dökmeye itti.. kan içiirtti bu muameleler bana. katil etti beni bunlar.. durumum müsait olsa, elimdebir kaç alet olsa, allah adýna yenmin ederim ki, bu ceza evinde ayakta bir tane idareci komazdým..ama ne yaparsýn? çýplaksýn, ezilmiþsin...

O gün akþama dogru Abdullah ve arkadaslarýný alýp hamama götürdüler.. üç kisi ise revire götürülmüstü.. hamamda iyice yuýkandýktan sonra, dýþarý çýktýklarýnda elbiselerinin getirildigini gördüler.. giyindiler. hiç birinin azýný býçak açmýyordu. o kadar keselenmiþ o kadar yýkanmýþlardý ama üstleri baslarý gene pislik kokuyordu.. afyon ceza evinden sevk edilirken üstlerindeki paralarý makbuz karsýlýgýnda alýnmýstý.. Abdullah palaz'ýn 35 reþat altýný ile 380 lirasý vardý..hamamdan cýkarken bir gardiyan elbiselerinin cebinden çýkan makbuzlarý verip paralkarýnýn emanete geçtigini söyledi..

o gece özel bir koguþa verildiler. sabaha karsýn hiç kalkmaksýzýn uyudular.. günnü ilk ýsýklarý ile abdullah uyandý. namaz kýlmak isitiyordu. ama vazgeçti. idamlýk koca Mustafa'da kalkmýstý:

"mustafa agbi," dedi Abdullah. "biz artýk kýrklanmadan namaz kýlamayýz. tümden cenabetiz biz. kýrklanmadan bize namaz haram."üç gün onlarla kimse ilgilenmedi..yemekleri geliyor, gardiyanlar tek kelime bile konusmuyorlardý. üçüncü günün akþamý Abdullah'ý müdür çagýrdý:

"otur bakalým.."
oturdu Abdullah.
"geçmiþ olsun..."

Abdullah hiç ses cýkarmadý. "buranýn usulü budur iþte. siz hiç bir yerde rahat durmamýssýnýz. sen, yaþýn kadar adam öldürmüssün. yaralama yapmýssýn, idamlýklarý kaçýrmýssýn. vali vurmussun. ama burasý, onlara benzemez.Þimdi bana söz vereceksin. burada hiç bir olay istemiyorum. þeref sözü verirsen, sizi diger mahkumlarýn içine veririm, rahatça dolaþýrsýnýz. aksi halde, o laðýmý gördünüz degil mi? bende ondan daha beteride var. oraya gidersiniz."

Abdullah tane tane konusuyordu:

"müdür bey!biz hazreti Hasan ve Hüseyin'in kerbala'da çektiklerinden daha fazla çekmiþ mahkumlarýz.burada yapýlan bu muameleden sonra, bize yapýlacak baþka kötü muamele kalmamýþtýr.. onun için bu teklifinizi arkadaslarýma götürecegim, onlara danýsacagým.."
"olmaz! bana þimdi, hemen cevap vereceksin."
Abdullah kalktý, gidiyordu. birden geri döndü."bir sartla söz veririm.."
"nedir o sart?"
"o adamý bizim koguþa vereceksin.."
"hangi adamý?"
O, þair, yazar,tarihçi olan adamý. o adamý bizim koguþa verirsen, sana söz veririrm hiç bir sey yapmayýz. vermezsen, bak müdür bey, bu ceza evinde öyle seyler yaparým ki tarih bunu yazmamýstýr, yazamazda.Bursa ceza evinin tarihini kanla yazarým.Hepsi bu kadar iþte."
Abdullah öyle kararlý konusuyordu ki müdür çaresiz kaldý..
"kimmiþ o adam?Nazým hikmet'mi yoksa?"
"evet.Nazým hikmet."
Müdür ayaga fýrladý.. yüzü kýpkýrmýzý olmusutu.
"olmaz,onu veremem sizin yanýnýza. onun bahceye çýkmasý bile yasak. ancak maltada dolasýr o."
"sen bilirsin müdür bey.ben diyecegimi dedim.bundan sonrasý seni,n bilecegin iþ.
Abdullah arkasýný döndü tam dýsarý çýkýyordu ki müdür baðýrdý:
"allah belaný versin! tamam veriyorum yanýnýza. yanlýz bu iþ tamamen benim elimde degil.Cumhuriyet Müdeiumumist ile görüþecegim. oda kabul ederse ozamn veririm."
"olur görüþ."
"yanlýz sunu iyi bil.bak daha evvelde söyledim. benim elimde o atýldýgýnýz çukurun daha altýnda çukurlar var.orayada gidersiniz."

Abdullah, artýk müdüre karsý üstünlügü ele almýstý.pervasýzca konustu:
"Müdür beyim! sende sunu iyi bil. benim önümdede,arkamda býraktýgým *******lerin çok daha fazlasý var.ben senin çukurunu gördüm.ama sen benim *******lerimi görmedin sadece duydun."

Müdür, bir seyler söylemek istedi söyleyemedi:
"otur"
oturdu Abdulah.

"emanet paralarýný istiyormusun?"
"ben ne yapayým o kada parayý? kalsýn emanette."
"istersen bir miktarýný al."
"eh! alayým bari."
müdür kasayý açtý, on dört bankonot ile 5 reþat altýný verdi..
bir müdürün eli böyle mahkumun parasý ile yüz göz oldumu, bunu hiç kaçýrmamak gerekir.
Abdullah'da bunu çok iy biliyordu.. mahkumun parasýný muhtemet verir, makbuz karsýlýgý verir. müdür kendisi veriyor,karsýlýgýnda makbuz falan imzalatmýyorsa,bu demektir ki.....

müdür bana altýnlarý ve parayý verince çýkarýp elimdeki altnlardanikisini buna verdim.
"þu iki altýnda sizin olsun müdür bey, madem istedigimi yaptýnýz, buda size bir armaganým olsun."

hiç nazlanmadan altýnlarý aldý. sonra ayaga kalkýp beni yanaklarýmdan öptü:
"kokuyormu müdür bey?"
"ne kokuyormu?"
"yüzüm, hani o çukurdan yeni çýktýk da."müdür degiþti, altýnlar hala elindeydi."onu unut artýk abdullah" dedi. "seninle çok iyi geçinecegiz bundan sonra..."

Onunla bundan sonra hiç iy geçinemeyecektik oysa.. ondan bize yapýlanlarýn intikamýný mutlaka alacaktým. revirdeki arkadaslarým can çekiþiyordu, onlarýn intikamýný almazmýydým?üstelik benim attýgým yemide yemiþti.. yani altýnlarý almýþtý. bundan sonra eli bana mahkum olacaktý.zaten daha yanýndan çýkmadan bana olan mahkumiyetinin faturasýný ödemeye bþladý:

"sizin için özel bir koguþ hazýrlattým, size fitilli ocakta verecegim."dedi.

gerçektende bize güzel bir koguþ hazýrlatmýþtý. ama koguþun güzelligi, koðuþa geldigimizin dördüncü günü revire kaldýrýlan 3 arkadasýmýzýn 2 sinin ölmesiyle bozuldu.ölenin falan hesabýný soran yok.cumhuriyet savcýsý geliyor,doktor falan geliyor,ya intihar diyorlar, yada kalp sektesinden öldü. iki mahkumada imza attýrýyorlar. onlarda gariban mahkumlar, süpürgeciler faln. iki tane süpürgeci,temizlikçi, aciz cahil mahkum alýnýr, imza ettirilir iþ biter. ölen öldügüyle kalýr.

arkadaslarýmýz öldükten sonra bizi yeniden hamma gönderdiler. yýkandýk temizlendik,traþ olduk. dýþardan, soba, radyo,yatak,halý,masa aldýrýdým. müdürde fitilli ocak gönderdi.koðuþ oturulur hale geldi..

arkadaslarýmýn ölümü yüregimi kor gibi yakýyordu. onlarýn intikamýný mutlaka alacaktým.henüz silah tedarikim olmadýgý için bekliyordum.hepimizn sinirleri çok gergindi. o lagýmda, biraz daha tutulsaydýk,hepimiz ölecektik.
iki gün sonra, bursa savcýsý çagýrýyor dediler.gittim,savcý müdürün odasýndaydý:
"otur"dedi.
oturmadým.
"böyle daha iyi beyim.buyur."
"siz Nazým hikmet'i kogusunuza istemiþsiniz.veririm vermesinede,ayrý bir koguþa geçmeniz gerekir.yanlýz, o durmadan yazar. yazýlarýnýn dýþarý gitmesi,gelmesi için yardým eder,mahkumu isyana teþfik ederseniz, sizi zincire vururm, bunuda bil!"

"yapmam. hiç bir sey yapmayýz. o bizimle oldukça hiç bir sey yapmayacagýz. namus sözü veriyorum."

savcýnýn yanýndan cýkýnca kogsa gittim.baktým ki eþyalar yeni koðuþa tasýnmaya baþlamýþ.yeni koguþa tasýndýgýmýzda, Nazým babada biraz sonra eþyalarýyla geldi. zaten pek bir eþyasýda yoktu. kalktým elini öpme istedim vermedi, boynuma sarýlýp beni öptü.

"abi" dedim, "senin suçun ne? niye yatarsýn burada?

"benim suçum kalemimdir.þiirlerimdir.insanlarý sevmemdir.memleketimide çok sevrim."

peki abi, biz yazmasýný bilmeyiz ama, bizde insanlarý severiz . insanlara kötülük gelmesin diye iþler yaptýk. haksýzlýga tahammül etmeyiz, haksýzlýga uðrayanýn yanýnda oluruz.

[Mustafa Bilici]

abi gönder gelsin eline koluna saðlýk...

[Mustafa Bilici]

abi gönder gelsin eline koluna saðlýk...

[nizipli_mehmet]

abi çok güzel bu ya valla sabýrsýzlýkla bekliyoruz