Din ahlakýndan uzak yaþayan toplumlarda zenginlik her devirde güç ve itibarýn simgesi olmuþ ve insanlarýn yaþamlarý boyunca genellikle birinci dereceden hedefleri arasýnda yer almýþtýr. Bunun sebeplerinden biri, iman etmeyen insanlarýn çoðu zaman ancak zengin olduklarý takdirde gerçek anlamda mutlu olabileceklerini düþünmeleridir.
Bu kiþiler sahip olduklarýný ancak bu yolla güvence altýna alabileceklerini, rahatlýðý, huzuru ve hoþlarýna giden güzellikleri de bu þekilde elde edebileceklerini zannederler.
Dolayýsýyla tüm ömürlerini mal-mülk edinme, para biriktirme ve isabetli yatýrýmlar yapma gayreti içinde geçirirler.
Öte yandan, bir gün biteceði, tükeneceði endiþesi ile sahip olduklarý bu mallarý, eþyalarý kullanmaktan, paralarý harcamaktan olabildiðince kaçýnýr, servetlerinin kalýcý olmasý için her yöntemi uygularlar.
Ancak dünya þartlarýnda ne kadar uðraþýlýrsa uðraþýlsýn sahip olunan zenginlik insanýn ruhunda beklendiði gibi bir zevk oluþturmaz. Bazý alanlarda kiþiye konfor saðlasa da, kusurlarla, eksiklerle dolu dünya þartlarýnda yaþanan zenginlik de ancak buna uygun bir çizgidedir. Nitekim “dünya” kelimesi Arapça’daki “deniy” kelimesinden türemiþtir. Bu kelime ise alçak, düþük, basit, deðersiz gibi anlamlara gelmektedir.
Allah’ýn dünyayý bu þekilde eksik, kusurlu ve geçici gibi sýfatlarla yaratmasýnýn bir hikmeti de, insanlarýn cennetteki güzelliklerin deðerini daha iyi takdir edebilmelerini saðlamak olabilir. Bunu þöyle bir örnek üzerinde düþünebiliriz: Çocukluðundan itibaren yoksulluk içinde yaþayan bir kiþi, son derece görkemli eþyalarýn olduðu, paha biçilmez güzellikte sanat eserlerinin yer aldýðý, nadide yiyeceklerden oluþan ikramlarýn sunulduðu, deðerli taþlarla bezenerek süslenmiþ bir mekana davet edilse, karþýlaþtýðý bu ortamýn güzelliðinden çok etkilenecek, büyük bir coþku duyacaktýr. Kuþkusuz kiþinin aldýðý bu zevk ve duyduðu heyecan çocukluðundan itibaren bu ortamda yaþayan bir kiþiye nazaran çok daha fazla olacaktýr. Bizim dünyadaki konumumuz da bir anlamda bu yokluk ve yoksulluk içindeki kiþinin durumuna benzetilebilir. Ancak burada belirtmek gerekir ki, dünyadaki en zengin kiþi dahi, cennet koþullarý göz önünde bulundurulduðunda fakir bir kiþidir. Kaldý ki insan dünya þartlarýnda bu zenginliðe de gerçek anlamda hiçbir zaman sahip olamaz. Çünkü dünyanýn en zengin kiþisi de olsa sonunda birkaç metre beze sarýlarak topraða gömülecek, böylece sahip olduðu herþeyi, tüm servetini geride býrakacaktýr. Allah bir ayette dünyadaki nimetlerin geçiciliðini þöyle bildirmektedir:
Dünya hayatýnýn örneði, ancak gökten indirdiðimiz, onunla insanlarýn ve hayvanlarýn yediði yeryüzünün bitkisi karýþmýþ olan bir su gibidir. Öyle ki yer, güzelliðini takýnýp süslendiði ve ahalisi gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmýþlarken (iþte tam bu sýrada) gece veya gündüz ona emrimiz gelmiþtir de, dün sanki hiçbir zenginliði yokmuþ gibi, onu kökünden biçilip atýlmýþ bir durumda kýlmýþýz. Düþünen bir topluluk için Biz ayetleri böyle birer birer açýklarýz. (Yunus Suresi, 24)
Cennet ortamýnda sunulan zenginlik dünya þartlarýnýn aksine insanlarýn gönüllerince yaþayacaklarý, hiçbir zaman bitme, tükenme endiþesi duymayacaklarý ebedi bir zenginliktir. Nitekim Kuran’da bildirilen “Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün” (Ýnsan Suresi, 20) ayetiyle cennetteki bu zenginliðe dikkat çekilmiþtir.
Ýncil’de de cennet özelliði olarak bolluk tarif edilmektedir:
Sizde olaný verin, size verilecektir. Ýyice bastýrýlmýþ, silkelenmiþ ve taþmýþ, dolu bir ölçekle kucaðýnýza boþaltýlacak. Hangi ölçekle verirseniz, ayný ölçekle alacaksýnýz. (Luka, 6. bölüm, 38)
Cennetteki zenginlik, Allah’ýn sonsuz güzellikteki sanatýnýn tecellilerini ve göz kamaþtýran büyük bir ihtiþamý kapsayan, en üst estetik özellikleri ve uyumu sunan bir zenginliktir. Ve tüm bu güzellikler müminlerin istek ve tutkularýna en çok hitap eden þekliyle sunulmaktadýr. Çünkü zenginlik ancak bu þekilde güzelliklere dönüþtüðü takdirde insanýn ruhuna zevk veren bir anlam kazanýr.
Ýlerleyen sayfalarda “Cennet Mekanlarýnýn Güzelliði” baþlýðý altýnda yer alan pek çok hadis, ayný zamanda cennetteki zenginliði de vurgulamaktadýr. Çünkü bu mekanlarýn güzelliði, estetik olmalarýnýn yaný sýra süslemeler için kullanýlan malzemelerin çok deðerli olmalarýndan da kaynaklanmaktadýr. Bir hadiste Peygamberimiz (sav), cennetin nelerden inþa edildiðini soran bir kiþiye þöyle cevap vermiþtir:
Gümüþ tuðladan ve altýn tuðladan! Harcý da kokulu misk. Cennetin çakýllarý inci ve yakuttan, topraðý da zâferandýr… [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s. 451/6]
Hatýrda tutulmasý gereken bir diðer nokta ise; cennet ehli için vaat edilen zenginliðin sýnýrý olmayan, bitme, tükenme endiþesinin yaþanmadýðý bollukta olmasýdýr.
Cennet Hazineleri:
Hadislerde bahsi geçen hazineler de cennetteki muhteþem zenginliði vurgular. Bu zenginliði düþünürken bunun çok kudretli, mülkünün sonu olmayan Allah’ýn bir eseri ve tecellisi olduðu, Rabbimiz’in kullarýndan dilediðine bu nimetleri verdiði unutulmamalýdýr. Peygamber Efendimiz (sav) bu gerçeði þu sözleriyle hatýrlatmýþtýr:
Sana, arþýn altýndan, cennet hazinelerinden bir söze delalet edeyim mi? Þöyle dersin: “La havle vela kuvvete Ýlla Billah” (Allah’tan baþka ne men edecek ve ne de yapacak bir kuvvet vardýr.) O zaman Allah buyurur ki: “Kulum teslim oldu ve selamet buldu.” [Ramuz el-Ehadis-1, s. 166/3]
Dünyadaki zenginlik týpký insanýn sahip olduðu diðer herþey gibi geçici ve sonludur. Bir insan ne kadar zengin olursa olsun bu varlýðý birkaç on yýlla sýnýrlýdýr. Bundan daha fazlasýna herþeyden önce insanýn kendi ömrü yetmez. Bu yüzden de iman etmeyen kimselerin dünyada en büyük hedeflerinden birini oluþturan, onlarýn hýrslý bir karaktere bürünmelerine neden olan zenginlik tutkusu çok kýsa sürer. Ýncil’de de dünya servetinin geçici olduðu, asýl kalýcý olanýn ise cennetteki hazineler olduðu ve bu nedenle iman edenlerin ahiret için çaba göstermeleri gerektiði yazýlýdýr:
Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onlarý yiyip bitirir, hýrsýzlar da girip çalarlar. Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onlarý yiyip bitirir, ne de hýrsýzlar girip çalar. Hazineniz neredeyse, yüreðiniz de orada olacak. (Matta, 6. bölüm, 19-21)
Öte yandan söz konusu olan ne kadar büyük bir zenginlik olsa da gerektiðinde buna bir deðer biçebilmek, sonucu rakamlarla ifade edebilmek mümkündür. Oysa cennet nimetleri paha biçilemez güzelliðe ve niteliklere sahiptir. Ve Allah’ýn razý olduðu kullarýna hesapsýz olarak sunulurlar. Allah Kuran’da, “Þüphesiz bu, Bizim rýzkýmýzdýr, bitip tükenmesi de yok.” (Sad Suresi, 54) ayetiyle cennet nimetlerinin bu özelliklerini bildirmiþtir. Baþka bir ayette ise Allah, “Kesilip-eksilmeyen ve yasaklanmayan (meyveler).” (Vakýa Suresi, 33) buyurarak cennetteki yiyeceklerin de ayný özelliðe sahip olduklarýný bildirir. Allah’ýn bildirdiði gibi cennet nimetleri için tükenme, eksilme, kaybolma söz konusu olmaz. Bu nimetler cennet ehline sürekli olarak verilir. Cennet hazineleri kuþkusuz, Allah’ýn iman eden kullarýna cennette sunacaðý nimetlerdendir. Tüm mülkün sahibi Allah, cenneti için seçtiði kullarýna bu hazineleri hesapsýzca, sonsuza kadar verecektir.
Cennetteki Mülkün Geniþliði:
Mülkün, zenginliðin hesapsýzca bol olmasý cennete has bir özelliktir. Peygamberimiz (sav) hadislerinde, cennetteki mülkün çokluðu ile ilgili olarak þöyle buyurmuþlardýr:
Ehli cennetin en aþaðý dereceli olanýnýn cennetteki mülkünü temaþasý (seyretmesi, gezmesi) iki bin sene sürer ve bu mülkün en uzak kýsmýný en yakýný gibi görür… [Ramuz el-Ehadis-1, s. 113/8]
Eðer cennette olan þeylerden bir týrnaklýk miktar görünseydi yer ile gök arasýný süse boðardý. Eðer cennet ehlinden bir adam görünüp bileziklerini gösterseydi, Güneþ’in yýldýzlarýn ýþýklarýný bastýrdýðý gibi Güneþ’in ýþýðýný bastýrýrdý. [(Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatý-5, s. 409/10096]
Hadiste de dikkat çekildiði gibi cennetteki nimetlerin çok az bir kýsmý bile dünya ölçüleriyle kýyaslandýðýnda çok muazzam büyüklükleri ifade etmektedir. Yukarýdaki hadislerden birinde bileziklerin yýldýzlardan daha parlak ýþýklý olduklarý belirtilerek göz kamaþtýrýcýlýðýna dikkat çekilirken bir baþka hadiste ise cennet ehlinin takýlarýnýn dirseklere kadar olmasýna dikkat çekilerek, yine buradaki bolluk vurgulanmaktadýr:
Ehli cennetin ziynetleri, abdest suyunun eriþtiði abdest yerlerini bulur. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 247/7]
Kýymetli Taþlarýn ve Madenlerin Bolluðu:
Allah, Kuran’da bildirdiði “Özenle iþlenmiþ mücevher tahtlar üzerindedirler.” (Vakýa Suresi, 15) ve “Adn Cennetleri (onlarýndýr); oraya girerler, orada altýndan bileziklerle ve incilerle süslenirler…” (Fatýr Suresi, 33) ayetleriyle cennette çeþitli mücevherler ve kýymetli taþlarýn varlýðýna dikkat çeker. Cennetle ilgili olarak Kuran’da ve hadislerde bahsi geçen mücevherler, insanlýk tarihinde hep zenginlik ve ihtiþamýn sembolü olmuþtur. Çok kýymetli olan bu mücevherler nadir rastlanan güzelliðe sahiptirler. Elmas, inci, yakut, altýn, gümüþ gibi ziynetler tüm insanlarýn ittifakla beðendikleri, bunlarla süslenmiþ eþyalarý görmekten zevk aldýklarý güzelliklerdir.
Cennet nimeti olarak inciden bahsedilen hadislerden birkaçý þöyledir:
Cennetliklerin baþlarýnda taçlar vardýr. Taçtaki tek inci, meþrýk (Doðu) ile maðrib (Batý) arasýný aydýnlatýr. [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s. 451/6]
… Kadýnýn boynundaki incilerin bir tanesi garble (Batý) þark(Doðu) arasýný aydýnlatýr… Baþýnda bulunan taçlarýn en küçük incisi de yine þarkla garb arasýný aydýnlatýr. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 99/8]
Ýnci cennetteki nimetlerin nadide deðerlerini vurgulamak açýsýndan önemli bir örnektir. Ýncinin çýkarýlabilmesi için, tehlikeli denizlerde derinlere çok sayýda dalýþ yapýlmasý gerekir. Üstelik çok sayýda toplanan istiridyenin az bir kýsmýnda bu deðerli ziynete rastlanýr. Bu küçük taþýn güzelliðinin yanýnda ona deðer katan baþka bir özellikte yukarýda anlattýðýmýz gibi büyük zahmetler sonucunda elde edilmesidir.
Dünyada elde etmek için çok fazla zaman, emek ve harcama gerektiren bu deðerli taþ ahirette bol miktarlarda bulunacaktýr. Oldukça deðerli, ender bulunan bir güzelliðin bol olmasý, kuþkusuz insanýn ruhunda farklý bir heyecan oluþturacaktýr. Ayrýca ayetlerde bildirilen cennet nimetleri bizim hayalimizin çok ötesinde güzelliklere sahip olabilirler. Hadislerde de “doðu ile batý arasýný aydýnlatacak parlaklýkta bir inci”den bahsedilirken biz böyle bir bir incinin parlaklýðýný, çarpýcýlýðýný tam olarak hayalimizde canlandýramayabiliriz.
Kaynak : http://www.islamuzerine.com/zenginlik-ve-bolluk.html