Bu bölümde defalardca aþk üzerine yazdýk. Gene yazalým. Çünkü aþký anlamaya-kavramaya ömür kafi gelmez. Çünkü iþin içinde karþý cins var. Karþý cinsler ömürleri boyunca birbirlerini anlayamamýþtýr. Bu tarih boyunca böyle sürüp gitmiþtir.
Aþýk olmak nasýl bir duygudur? Aþýk olmak kesinlikle kiþinin elinde deðildir. Aþk, kendiliðinden çýka gelir. Eski Yunanda kiþi birine aþýk olduðunda Aþk Tanrýçasý Eros'un okunu yediðine inanýlýrmýþ. Bu da aþkýn, istenmeden hissedilen bir duygu olduðuna yapýlan bir açýklama gibi birþeydir.
Ama söz konusu evlilik kurumu olunca ister istemez iþin rengi deðiþiyor. Çünkü aþk, öyle bir duygudur ki kiþinin gözlerini baðlar, kulaðýný saðýr eder. Kiþi aþýk olunca adeta üç maymunlarý oynar. Tabi durum böyle olunca aþýk maþuk'unun hep güzel yüzünü, has sözünü hisseder ve görür. Onun hatalarýný göremez. Tek bir arzusu vardýr. O da maþuku ile izdivaç etme arzusudur.
Evlilik aþký zamanla köreltir. Çünkü izdivaç bitmiþtir. Kiþi maþukuna olan tek hasretini giderince ve onu her istediði an ulaþýnca aþkýn kuvveti giderek azalýr...
Evlenilecek insanýn iyi etüt edilmesi gerektiðine dair öneriler vardýr. Bunlardan en dikkat çekeni en az 6 ay bir tanýma faslýnýn olmasý gerektiðidir.