Türkiye, zeytin ağacı sayısında dünya ikinciliğine
http://www.resimekle.com/yukle/thumb/81679.jpeg .
REFERANS GAZETESİ-16.11.2006
Türkiye`de son yıllarda zeytin ağacı varlığının hızla
arttığı, gelecek sezon için üreticinin 54 milyon adet fidan talep
ettiği belirtildi...
.
Türkiye"de son yıllarda zeytin ağacı varlığının hızla
arttığı, gelecek sezon için üreticinin 54 milyon adet fidan talep
ettiği belirtildi. Zeytinyağında son yıllarda dünya fiyatlarının
yükselmesi, tütün üretimine kota getirilmesi ve zeytin dikimine
getirilen teşvikler, zeytin dikimini hızlandırdı. Yaklaşık 40
milyonu son 3-4 sezonda oluşan 150 milyon ağaç varlığına sahip
Türkiye"nin, aynı hızla devam etmesi halinde İtalya"yı geçerek
270 milyon ağaç sayısına sahip İspanya"nın ardından dünya
ikincisi olabileceği hesaplanıyor. Çiftçilerin yanı sıra tekstil,
konfeksiyon ve inşaat gibi sektörlerde faaliyet gösteren
girişimcilerin de ilgi gösterdiği zeytin ve zeytinyağı
üretiminin, gelecekte ülkenin en önemli sektörleri arasına
gireceği belirtiliyor.
.
Kota sorunu için girişim
.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanvekili Ali
Nedim Güreli, dün yaptığı açıklamada, üreticinin 2006-2007
sezonunda Tarım Bakanlığı tarafından belirlenen ve sertifikalı
fidan üretimi yapan 204 firmadan yaklaşık 54 milyon adet fidan talep
ettiğini belirtti. Girişimcinin bir sonraki sezonda da aynı seviyede
fidan talep etmesi halinde, ağaç varlığında ikinci sıraya
yükseleceklerini ifade eden Güreli, dünya çapında iddialı hale
geleceklerini söyledi.
.
Güreli, AB"nin Türkiye"ye ihracat için kota vermemesi sorununun
çözümü için de girişim başlatıldığını kaydetti. AB"nin
Türkiye"den karşılık olarak besi hayvanı ithalatını serbest
bırakmasını istediğini, ancak ithalatın serbest
bırakılabileceği başka sektörlerin de araştırıldığını
kaydeden Güreli, "Sorunun kısa sürede çözüleceğini ve AB"ye
ihracat kapısının açılacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
.
Güreli, zeytin ve zeytinyağı için bir tanıtım grubu kurulması
konusunda da girişim başlatıldığını ifade ederken gelecek
dönemde özellikle Brezilya ve Rusya pazarları üzerinde yoğun
tanıtım faaliyeti düzenleneceğini bildirdi.
.
Zeytinyağında iç tüketimin de yetersiz olduğunu dile getiren
Güreli, grubun zeytinyağı tüketim kültürünün yayılması
konusunda da çalışma yapacağını kaydetti.
.
İhracatta rekor kırıldı
.
Güreli, 2006-2007 sezonunda İspanya"dan kaynaklanan bir fiyat
düşüşü görüldüğünü ancak gelecek dönemde fiyatlarda
yükseliş beklendiğini sözlerine ekledi. Ege Zeytin ve Zeytinyağı
İhracatçı Birlikleri rakamlarına göre 2004-2005"te 294 milyon
dolarla tarihteki en yüksek ihracat rakamını yakalayan Türkiye, 31
Ekim"de tamamlanan ve yok yılı olan 2005-2006 sezonunda da 203 milyon
dolarlık zeytinyağı ihracatı yaptı. Bir önceki yok yılı
2003-2004 sezonuna göre yüzde 60 artış sağlayan sektör,
ihracatının yüzde 40"ını İtalya"ya, yüzde 20"sini ABD"ye yaptı.
Zeytinde ise Türkiye, yok yılına rağmen rekor kırarak 78.5 milyon
dolarlık ihracata ulaştı.
.
referansgazetesi.com ..
Edited by - kkasim on 16.11.2006 20:30:00
Ziraat Odasından Zeytincilere Uyarı !!!
<div style="PADDING-LEFT: 6px" <a name="msg_01d1a70d0f3f9c10" </a Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı A. Faruk Demir, hızla
artan zeytin yetiştiriciliğinde çiftçilerin dikkatli olması
gerektiğini belirterek zeytin ağaçlarının bakımının önemli
olduğunu söyledi.
Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı A. Faruk Demir
yaptığı açıklamada, bölgede devletin desteğiyle zeytin
yetiştiriciliğinin hızla artığını ancak çiftçilerin bu konuda
mutlaka bilinçlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Zeytin
ağacının en önemli özelliği ölümsüz olmasıdır. Ülkemizin
bazı yörelerinde 300 yıllık ağaçlardan hala ürün
alınabilmektedir. Doğru ve bilinçli yapılan budama ile gençleşen
ağaç sürekli kendini yenileyebilme özelliğine sahiptir. Doğal
afetlerde de ölmüyor ancak zarar gördüğünde kendini belli bir
zaman sonra yenileyebilme özelliğine sahiptir. Çiftçimiz zeytin
dikiminden önce yöresine ve arazisine uygun fidan çeşitlerini
belirlerken konusunda uzman Ziraat Mühendislerinin bilgilerinden
faydalanmalıdır. Fidanların sertifikalı olmasına özen
gösterilmelidir. Çünkü sertifikalı fidanlar hastalık ve zararlı
bakımından temizdir. Uygun fidan seçimi yapılmadığı takdirde
ileriki yıllarda çiftçimiz istenilen verim ve kaliteyi alamaması
durumunda yetiştirdiği ağaçları sökmek zorunda kalmaktadır"
dedi.
Başkan Demir, çiftçilerin büyük bölümü günlük hasat
miktarının artırdığı için sırıkla vurarak zeytin hasadı
yapmaması gerektiğini ifade ederek, "Bu yöntem taze filizlerin
kırılmasına kullanılan sırığın tüm ağaçlarda kullanılması,
ağaçlarda bulunan hastalığı diğer ağaçlara vektör olarak
taşıması, zeytin tanelerinde ezikliklere neden olması gibi
olumsuzlukları meydana getirmekte, verim ve kalite kaybına neden
olmaktadır. Çiftçimizin daha verimli ve kaliteli ürün elde
edebilmesi için hasat esnasında elle sıyırma yöntemini kullanmalı
ve toplanan ürünlerini kefelere doldurmalıdır. Bunun yanında tarak
kullanımı ve makineli hasatta uygundur. Üretici meyve ağacı olan
zeytin ağacını da diğer meyve ağaçları gibi düşünerek bakıma
özen göstermelidir" diye konuştu.
.
www.tarimmerkezi.com
.</div
Tüm Dünya Zeytinyağı Tüketecek...
[u]www.tarimmerkezi.com/haber_detay.php?hid=3131</u
TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin:
Önümüzdeki dönemlerde tüm dünya zeytinyağı tüketecek... .
Türkiye son yıllarda, zeytin fidanı dikiminde adeta seferber oldu. Fidancılar zeytin fidesi temin etmekte zorlanıyor. Körfez’de fidancıların siparişler ile çalıştığı gelen haberler
arasında yer alıyor. Zeytin ağacına bu kadar yatırım hız kazandı. Doktorlar, avukatlar, mühendisler, esnaflar ve köylüler zeytinciliğe özendi. Herkes tarlasına zeytin fidanı dikiyor. Böyle giderse, çok yakın bir zamanda zeytin ve zeytinyağında rekoltemiz tahminlerin üzerine çıkacak. Şimdiden önlem alınması gerekiyor. Tehlike kapıya dayandığında, sorunların altından kalkmak daha zor olacaktır. Onun için zeytin ve zeytinyağında uzman olan TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Yönetim Kurulu
Başkanı Cahit Çetin’e, bugün için zeytinyağında izlenmesi gereken politikalar, yurtiçi ve yurtdışı tüketimi arttırmak için ne gibi çalışmalar yapılmalı, bugünden alınması gereken
kararlar ile TARİŞ’in yurtiçinde ve yurtdışında yeni pazar temininde ne gibi çalışmaları olduğunu sorduk. .
Sayın Çetin ile yapılan röportaj;.
- Türkiye’de herkes zeytin fidanı dikiyor. Siz bunu nasıl
karşılıyorsunuz? .
ÇETİN: Türkiye uzun yıllar ihmal ettiği zeytinciliğe yeniden sahip çıktı. Ülke tarımında son yıllarda başlayan gerileme, üretim, verim ve gelir kayıpları zeytinciliği adres gösterdi.
Zeytinciliğin tarımsal faaliyet alanında tek gelir getiren ürün olması ve dünyada pazarının büyümesi sonucu ülkemizde de zeytincilik ekim alanları ve sektöre ilgi duyanlar anlamında hız kazandı. Bu durum zeytinciliğimiz açısından olumlu bir gelişmedir. .
- Zeytincilikte yatırımlar bu hızla devam ederse, 5-6 yıl sonra Türkiye’deki zeytin ağacı varlığı ve zeytinyağı rekoltesi ne olabilir? .
ÇETİN: Türkiye 1950’li yıllara kadar dünya zeytinyağı üretiminde İspanya ve İtalya’nın ardından üçüncü sırada yer alıyordu. Bu tarihten sonra margarin furyasıyla zeytinyağı
üretimi ve tüketimi geriledi. Türkiye, dünya üretimi sıralamasında altıncılığa düştü. Yine maalesef Türkiye, Akdeniz çanağında zeytinyağı üretip de tüketmeyen tek ülke
konumunda. Türkiye’de kişi başına yıllık zeytinyağı tüketimi 1 kilogramı bulurken, AB’de kişi başına ortalama 13 kilogram, yine bu rakam komşumuz Yunanistan’da 22 kilogram seviyelerinde. Zeytinciliğe yapılan yatırımlar arttı. Bu hızla devam ederse,
5-6 yıl sonra Türkiye dünyada zeytinyağı üretim sıralamasında tekrar üçüncülük düzeyine çıkar. .
- Sizce bugün için zeytin ve zeytinyağında nasıl bir politika izlenmesi gerekiyor? .
ÇETİN: Ülkemiz yılda 1 milyon 400 bin ton likit yağ tüketmektedir ve yıllara göre değişmekle beraber, yılda yaklaşık 800 bin tonunu ithal etmektedir. İthal edilen likit yağın ağırlığını ise ayçiçeği yağı oluşturmaktadır. 776 bin metrekare alanı olan ülkemizde, ayçiçeği ve zeytin ağacı ekecek tarla mı kalmamıştır? Likit yağ ithalatıyla ülkemiz kaynakları önemli ölçüde dışa akmaktadır. Zeytinyağı üretimi ve ayçiçeği üretimi devlet politikalarıyla özendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Bunun yapılması halinde, ilk etapta tamamı olmasa bile önemli ölçüde likit yağ ithalatımızda azalma görülür. Türkiye toprakları, arazi yapısı, iklimi dikkate alındığında, bugün gerçekleşen zeytinyağı rekoltesini haketmemektedir. Türkiye’nin yılda 600 bin ton zeytinyağı rekoltesine ulaşması mümkündür. Ciddi, sağlıklı politikalarla zeytinyağı üretimi hızla arttırılabilir, hatta geçmişin kayıpları da telafi edilebilir. Son zamanlarda zeytinciliğe gösterilen önem, 5-6 yıl içinde istenilen düzeye ulaşacak. Hatta dünya pazarlarında bizde varız diyebiliriz. .
- Zeytinyağında tüketimi arttırmak için nası bir çalışma yapılması gerekiyor?.
ÇETİN: Dünya genelinde sağlıklı beslenme trendinin artmasına paralel, zeytinyağı tüketimi de hızla artış kaydetmektedir. Zeytinyağı tüketim pastası dünyada sürekli artmaktadır. Dünya zeytinyağı tüketimi yılda en az 100 bin ton artış göstermektedir. Mevcut pazarlarda talebin artmasının yanı sıra, zeytinyağı tüketimine yabancı başta Uzakdoğu olmak üzere, yeni pazarların da tüketime yönelmesiyle, zeytinyağı tüketimi dünyada hızla artmaktadır. Yılda 250 bin ton ithalatla, zeytinyağında dünyanın en büyük pazarı ABD’dir. Ağırlıklı
olarak fast-food kültürünün yaygın olduğu ABD’de, obezitenin ciddi sorun olmasına da paralel, sağlıksız gıdalardan uzaklaşıldığı ve zeytinyağı tüketiminin artma eğiliminde
olduğu dikkate alındığında, ABD’nin gelecek yıllarda da tüketim yoğunluğu açısından önemli pazar olma özelliğini koruyacağını söylemek mümkün. AB ülkeleri, hem üretimde hem de
tüketimde zeytinyağında önemini koruyor. Ancak tüm bunların yanı sıra, Uzakdoğu geleceğin hızla büyüyen önemli pazarlarındandır. .
YAKIN GELECEKTE TÜM DÜNYA ZEYTİNYAĞI TÜKETECEKTİR .
Zeytinin anavatanı olan ülkemizde bu alanda tarladan, sofraya kadar olan süreçte tüm tedbirlerini almalıdır. Son dönemde hükümetin zeytinciliği teşvik etme amacıyla gerçekleştirdiği adımları görmemek mümkün değil. Fidan dikimi konusunda devlet desteği yerini buluyor. Ancak üretim ve ticaretinde, daha önemlisi Türk insanına daha fazla zeytinyağı tükettirmeye dönük özendirici çalışmalar yapılması da kaçınılmazdır. Zeytincilik seferberliği bir bütün olarak ele alınmalıdır. Zeytin ve zeytinyağı geleceğin sektörüdür. Türkiye’de bundan azami pay almalıdır, Türk insanı da bu değerli ve sağlıklı ürünü daha
fazla tüketmelidir. Yakın gelecekte tüm dünya zeytinyağı tüketecektir. .
- Türk halkına zeytinyağı yedirmek için nasıl bir strateji izlenmesi gerekir? .
ÇETİN: İç piyasada tüketimi arttırmaya dönük çalışmalarda fiyat faktörü dikkate alındığında, fedakarlığın üreticiden beklenmesi son derece yanlış olur. Batı ülkelerinde olduğu gibi,
tüketici kamu tarafından desteklenmeli ve tüketime özendirilmelidir. AB ülkelerinde üretici fiyatı ile tüketici fiyatı arasındaki fark PRİM sistemiyle aşılıyor. Türkiye’de de böyle yapılmalıdır. Ülkemizde zeytinyağına verilen prim 11 kuruş seviyelerinde kalırken, bu rakam AB’de 1.32 Euro seviyesindedir. Söz konusu rakam ne üretimi ne de tüketimi teşvik
etmektedir. Aksine yetersiz prim miktarı kaynak israfına neden olmaktadır. .
- Zeytinyağın ihracatındaki düşüşü siz neye bağlıyorsunuz? .
ÇETİN: Zeytinyağı iç tüketimi yıllık 60 bin ton seviyelerine ulaşmıştır. İhracat miktarı ise yıllara göre değişmekle beraber, 70 bin ton ortalamasını bulmuştur. Geçen yıl başlayan
ve bu yıla da sirayet eden ihracattaki düşüş, kendini korumaktadır. Bunu tek bir cümleyle açıklamak gerekirse, AB’nin genel tarım politikalarının bir sonucu demek mümkün. AB genel tarım politikaları dikkate alındığında, tarıma çok stratejik yaklaşmakta ve buna yönelik en etkin araçları kullanmaktadır. Zeytinyağı ihraç fiyatlarının düşmesine paralel, görülen zeytinyağı ihracatı da yine AB’nin genel tarım politikası içinde
değerlendirilmelidir. AB’nin uyguladığı tarım politikaları Türk tarım politikalarına yansımaktadır.
Tarımsal alanda dünyada üstünlük savaşları yaşanıyor. Çünkü tarım insanların gıda ihtiyacı ve sanayinin hammaddesi olması özelliğiyle, gelecekte çok daha büyük değer taşıyacaktır. Tarımsal üstünlüğü elinde bulunduran ülkeler de bundan büyük yararlar sağlayacaktır. AB ve ABD kendi çiftçilerini alabildiğine destekler, sübvanse ederken, Türkiye gibi ülkelerin bunları sıfırlamasını istiyor. Tarım ülkesi Türkiye’nin dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak, süratle etkin politikalar devreye koyması kaçınılmazdır.
AB eliyle geçen yılın başından bu yana dünya zeytinyağı fiyatlarının yükselmesi suni olarak engellenmektedir. 2006 yılının başında tonda 4100 Euro seviyelerine ulaşan zeytinyağı ihraç fiyatları, AB girişimleriyle 2200 Eurolar’a çekildi.
Ekonominin çok basit kuralı olan fiyat, arz talebe göre oluşur mantığının yerini suni müdahaleler aldı. AB zeytinyağı fiyatlarının raf fiyatlarının yükselmesi karşısında
tüketicinin alternatif yağlara kayacağı, zeytinyağı tüketiminin düşeceği iddiasıyla fiyatlara fren yapıldı, hatta aşağı çekildi. Bu durumda AB zeytinyağı çiftçisi mağdur edilmez, prim
ve diğer desteklerle donatılırken, Türk çiftçisi mağdur oldu.AB Tunus ile özel anlaşmalar yaparak, ucuz fiyattan kotalı ürün alarak, hem kendi sanayicisini hem tüketicisini hem de üreticisini destekledi.
Sonuçta AB, ekonomisini güçlendirdi. Bu durumda, dünya zeytinyağı ihraç fiyatları radikal düşüş gösterdi. Başlangıçta iddia edilen zeytinyağında yüksek fiyat tüketiciyi alternatif yağlara yöneltir iddiası da gerçekleşmedi. Çünkü orijin fiyatı ile raf fiyatı arasındaki fiyat makası başlangıçta yüzde 40 seviyelerindeyken, bu oran şimdilerde yüzde 70’e ulaştı. Öte yandan, dünya zeytinyağı otoriteleri de çok iyi bilmektedir ki; zeytinyağı tüketicisinin bu üründen maksimum beklentileri vardır, lezzetin üstünde sağlık beklentileri vardır. Bu nedenle zeytinyağı tüketicisi alternatif yağlara kaymaz ve kaymadı da...
Ancak bu iddia zeytinyağında üretici fiyatlarını düşürmede en kuvvetli araç olarak kullanıldı. Oysa burada hedef; özellikle Türkiye gibi, Tunus gibi ülkelerden ucuz mal temin etmekti. Bakıldığında, AB’nin tarım alanında başlattığı savaş, tüm şiddetiyle sürüyor. Bunun işaretlerini son yıllarda görmeye başlamıştık. Önceki yıllarda tonajlı mal ithalatı talep eden alıcılar, küçük partilere yönelmişti. Bu son iki yılda çok daha belirgin hal aldı. Alıcılar, kontratları kadar, ihtiyaçları kadar küçük partiler halinde zeytinyağı alımı yapıyorlar ve sonra piyasadan çekiliyorlar. Bunun ardından gerçekleşecek parti alımında da fiyatları düşürdüklerinden, daha ucuza mal temin ediyorlar. Bu bir savaşsa, satrançsa, biz de ona göre davranmalıyız. Türk çiftçisi bunu biliyor.
Arz talebe uymayan fiyatlar karşısında biz de kendimizi koruyacağız. Üretici de ihtiyacı kadar mal satarak, fiyatların gerilemesine engel oluyor. Bu durum karşısında fiyatlar bir miktar yükselme eğilimine girdi. Onlar ihtiyacı kadar mal alıyorsa, nazlı nazlı davranıyorsa, üretici de nazlanacak malını satmada. İhtiyacı kadar satacak ve sonraki partide ürününün, emeğinin fiyatını yükseltecek. Malının değerini bulduğunda satacak. .
- Zeytinyağında ihracatı arttırmak için ne gibi önlemler almamız lazım? .
ÇETİN: Türkiye zeytinyağında dökme ihracatın yanı sıra, markalı ve ambalajlı ihracata yönelik de tedbirler almalıdır. Ambalajlı ihracata uygulanan teşvik çok yerinde, çok doğru bir karardır, ancak yetersizdir. İhracatta markalı ve ambalajlı ürünler AB seviyelerinde desteklenmelidir. Bu, hem Türkiye’nin zeytinyağında imajını kuvvetlendirecek hem de sektörün önünü açacaktır. Bir diğer önemli konu da, AB adayı Türkiye, AB’ye ihracatta yüksek gümrük vergileriyle giriyor. Hatta girmekte zorlanıyor. Resmi düzeyde görüşmeler yapılarak, AB ülkelerinde zeytinyağımıza uygulanan yüksek gümrük vergileri konusunda
indirim istenmelidir. Hatta sıfırlanması konusunda diretilmelidir. AB adayı Türkiye’nin ürünü bu tür yasakların muhatabı olmamalı. Zeytinyağı ihracatının arttırılması için, hem
üretimde hem de pazarda, uygulamada olanın üzerinde destek gereklidir. .
- TARİŞ zeytinyağı markası ile dünyada belli başlı büyük pazarlarda isim yaptı. Yeni pazarlar nereler olacak? .
ÇETİN: Ambalajlı ve markalı ihracatta TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği büyük gayret göstermektedir. Halen 38 ülkeye TARİŞ markasıyla ihracat gerçekleştiriyoruz. Ancak dış pazarda rakip ülkelerle rekabette zorlanıyoruz. Türk zeytinyağlarının kalite rekabetinde üstünlüğü tartışılmaz, ancak AB’nin büyük oranda teşvikli ve destekli ürünleri karşısında fiyat tutturmakta zorlanıyor. Zeytinyağı sektörü açısından gelecek umut vericidir. Ama hızlı yol almak için markalı ihracatın teşviği büyük önem taşımaktadır. Özellikle, zeytinyağı
tüketimine yeni yönelen ülkelerde, pazara ilk giren kuvvetli Türk markaları oluşturmak için destek gereklidir. ABD, Kanada, İngiltere, Japonya, Rusya pazarlarının yanı sıra, Çin ve
Uzakdoğu pazarında da iddialı olacağız. .
ZEYTİNYAĞININ TÜRLERİ VE FAYDALARI
ZEYTİNYAĞININ TÜRLERİ VE FAYDALARI
Sevgili Nizip.com dostları bu bir araştırmadan elime geçmişti bende sizlerle paylaşmak istedim. Malum mevsim zeytin mevsimi memlekete hasırlı hasatlar umarım faydalı olur.
1-Riviera zeytinyağı: Rafine ve Naturel z.yağının belli oranda karışımı ile elde edilir. Özellikle yemek ve kızartmalarda tercih dedilir. Asit oranı en fazla %1’dir.
2-Rafine zeytinyağı: Zeytinyağı asit oranı yüksek olduğundan rafine edilmesi gerekir. Fiziksel rafine işlemi sonrasında elde rafine zeytinyağı hemen hemen sıfır asit oranına sahiptir. Rafine yada Light z.yağı daha çok z.yağının kuvvetli lezzetine alışık olmayan kimseler tarafından tüketilir.
3-Naturel zeytinyağı: Sızma ve naturel olarak ikiye ayrılır. Sızma zeytinyağının asit oranı en fazla %1’dir. Zeytinyağı içinde en makbulü sızmadır. Çiğ olarak salata ve soslarda tüketilir. Naturel zeytiyağı yada extra extra zeytinyağında asit oranı %1-2 arasındadır. Yine zeytinin şekerinden, zeytin çiçeği kolonyasından, zeytin salatasından, sabunlarına kadar birçok ürünü devardır.
- Dünyanın en önemli kanser ilacı köpek balığı kıkırdağıdır.Köpekbalığından çikan sgualene adlı madde sızma zeytinyağında bol miktarda bulunur. Günde 100 cl . zeytinyağı tüketimiyle köpekbalığı kıkırdağından alınacak kadar sgualene alınır. Zeytinyağı kanser riskini % 50’ye yakın azaltmaktadır.
- Zeytinyağı hücreleri korur. Zeytinyağının içinde bulunan Oleiprine adlı madde sayesinde hücreler yenilerek kansere karşı hücreleri korur.
- Zeytin yağı üretim aşamasında ısıyla temas etmemesi gerekiyor. Bu nedenle sağlıklısı Riveriya değil, Sızma olanıdır. Aslında en doğrusu, kokusuna alışıp mümkün olduğunca az veya hiç rafine edilmemişi kullanmaktır.
- Zeytin ağacının dalları, yaprakları ve reçinesi olduğu kadar, yağıda yıllardır ilaçların bileşimlerinde yer alan doğal maddelerden birisidir, doğal bir ilaçtır.
- Yiyeceğin yanısıra merhem olarak da kullanılan zeytinyağı; tahrişin neden olduğu acı ile yanmayı giderici ve yumuşatıcı özellikleri olan losyondurda.
- Zeytinyağı, derinin foliküllerine penetre olabildiği için, gerek internal gerekse eksternal dokuların yara veya iritasyonunda ve enfeksiyonlara karşı faydalıdır.
- Sindirim sistemini etkiler; ister soğuk olsun, ister sıcak olsun zeytinyağı mideyi çepeçevre koruyucu bir tabakayla sararak mide asitini azaltır. Yemek öncesi veya sonrası alınan bir kaşık zeytinyağı, mide zarını örtüp alkolün işlemesini önleyeceği gibi, karışık içkilerin yol açtığı sarhoşluğuda azaltır.
- Gastrit ve ülsere karşı korumada etkin yardım sağlar. Hazmı en kolay olan zeytinyağı besinlerin bağırsaklar tarafından çok daha iyi emilmesini sağlayarak bağırsakların çalışmasını düzenler. Isıtılmış olsun yada olmasın zeytinyağı gastrik asiditeyi azaltabilmektedir. Tahriş giderici etkileri ülsere karşı koruma sağlar. Bağırsaklardan yiyecek geçişini kolaylaştırmak suretiyle konstipasyona engel olur.
- Zeytinyağı safra kesesinin kontraksiyonlarını (kasılma) ve safra salgılanmasını uyararak safra taşı oluşum riskini azaltır, hazmı kolaylaştırır. Dalakta taş oluşumunu önler. Sarılığa ve karaciğer sancılarına iyi gelir.Oruç tutanlar, sahurda bir çorba kaşığı zeytinyağı içerse safra kesesi ve barsakları rahatlatacaktır.
- Sabah kahvaltıdan önce alınan 1 veya 2 çorba kaşığı zeytinyağı -basit kronik kabızlığa - iyi gelir (daha iyi netice için suyla karıştırılabilir). Basur şikayetlerini giderir; sıcak olarak içilir. Anne sütündede bulunan E vitamini ve oleik asit içeriği ile zeytinyağı, normal kemik gelişimine katkıda bulunur. Anne karnında ve doğumdan sonra bebeğin beyninin olduğu kadar, genel olarak sinir sisteminin gelişimini de desteklediğinden, gebe ve emziren annelere özellikle yararlıdır.
- Zeytinyağı yaşlanmanın, hem genel olarak doku ve organlar, hemde beyin fonksiyonları üzerinde ki etkilerini geciktirmektedir.
- Yüksek tansiyonu düşürür; yaprakları ve dallarından çay yapılır. Taze yada kuru zeytin Kan şekeri seviyesinin düşmesine yardım eder.
- Ağrı, romatizma, burkulma ve adale incelmelerinde; zeytinyağı sürülür veya 200 gr taze çiçek ve yaprak, 100 gr sarı papatya ile 1 kg zeytinyağını arada sırada karıştırarak iki saat ’benmari’ içinde kaynattıktan sonra içindekileri süzüp ağrı veren yerler ovulur. Kapalı yanıklarda zeytinyağı sürülerek kullanılır.
- Kötü kolesterol LDL’yi azaltırken, iyi kolesterol HDL’yi artırır.(Yüksek LDL kolesterolü seviyesine bağlı olarak yükselen kolesterol seviyesinin aterosklerotik kalp hastalığında nedensel rol oynadığı kuşkusuzdur. Epidemiyolojik veriler koroner kalp hastalığı vakalarındaki düşüşün total veya LDL kolesteroldeki düşüş ile beraber olduğunu göstermektedir.)
- Diyetle alınan doymuş yağ asitlerinin (DYA) total kolesterol seviyesini yükseltettiği iyi bilinmektedir. DYA ile tetiklenen kolesterol yüksekliği çoğunlukla LDL kolesterolündeki yüksekliğe bağlıdır. DYA ve hayvansal yağdan zengin diyetler HDL kolesterolü ve apo A-1 de de yükselmeye yol açar.
- Yüksek karbonhidratlı ve düşük yağlı diyet tüketen toplumlarda düşük HDL kolesterol ile düşük LDL kolesterolün birlikte bulunması koroner riski artırmazken, yüksek DYA içeren diyete bağlı olarak LDL’nin yükseldiği toplumlarda daha yüksek HDL seviyesine rağmen koroner riski yüksektir. Yüksek hayvansal yağ içeren diyetlerin LDL- HDL oranını, düşük yağ içeren veya çoklu doymamış yağ asitinden (ÇDYA) zengin diyetlere kıyasla daha fazla yükselttiği görülmüştür. Laurik, miristik ve palmitik asit birlikte tüm DYA ların başında gelirken, mistrik asit tereyağında, hurma çekirdeğinin yağında, hindistan cevizinin yağında bulunmaktadır. Son ikisi aynı zamanda çok yüksek oranlarda laurik asitte içerirler.Bu üç yağdan hangisinin kolesterol yükseltme potansiyelinin en fazla olduğu hala tartışma konusudur. Her üçününde LDL kolesterolünü yükselttiği yapılan çalışmalarda gözlenmiştir. DYA yerine linoleik asit konulduğunda total kolesterolde düşüşe neden olmaktadır. Diyetteki başlıca tekli doymamış yağ asidi oleik asittir.Oleik asit zeytinyağında hakim olan yağ asididir. Düşük yağlı, yüksek karbonhidratlı diyetler total ve LDL kolesterol konsantrasyonlarını anlamlı olarak düşürürken aynı zamanda kesinlikle HDL seviyesinde de düşüşe neden olur. Zeytinyağı sağlıklı lipid düşürücü diyete yararlı katkıda bulunur. - Kalp dostu;zeytinyağı hayvansal yağların tersine kandaki kolesterol miktarını ve dolayısıyla kalp krizi riskini azaltır. Kan plateletlerinin toplanmasına engel olarak kan pıhtılaşması riskini de yok eder.
- İçerdiği linoleik asit yüzdesi nedeniyle anne sütüne benzeyen zeytinyağı, inek sütüne katıldığında anne sütüne yakın değer elde edilir. Sütü kesilen anneler yağsız inek sütüne biraz zeytinyağı katıp bebeğe verilebilir.
- Günde birkaç damla zeytinyağı bebeğin gelişimine büyük katkı sağlar.
- İçerdiği E, A, K vitaminleri ile her yaştaki çocuğun gerekli ihtiyacına yanıt verir. Bu vitaminler kemiklerin doğal gelişimine ve mineralleşmeye yardımcı olup, güçlenmesini hızlandırır. Her yaştaki insan için yararlıdır.
- Böbreklerin ıslahında, taşları düşürmede, bağırsak kurtlarını düşürmede, karın ağrısında sıcak su ile içilmesi iyi gelir.
- Çocukları raşitizmden korur. Siyatik, mafsal ağrılarına iyi gelir; zeytinyağı tortusu sürülür.
- Ağızda çalkalandığında ,dişlerin beyaz olmasını sağlar,diş etlerini korur, diş çürümelerini önler. Yaprağını 300 gr. suda 15 dakika kaynatıp, süzdükten sonra şeker ilave edrek 15 gün boyunca her sabah akşam sıcak içmek faydalıdır.
- Zeytinyağı sağlık ve güzellik kaynağıdır. Cilde ve saçlara çok faydalıdır. Cildi besler, korur ve yumuşatır.
- Saçları dökülenlere; 1 yumurta sarısı ve zeytinyağı karışımını saç diplerine sürerek 1 saat bekletilip daha sonra yıkayınız.
--------------------------------------------------------------------------------
Okunma: 182
Oy/Yorum: Rating:10 Votes:1 (Rating Scale: 1 = worst, 10 = best)
Tarih: 20.11.2006
Yazar/kaynak: M.KARADAĞ/Derleme
Yazar iletişim: M.KARADAĞ
Gönderen: mkaradag27