Antep fıstığı sakızının ekonomik değeri NEDİR?

Antepfıstığının üretim ve işleme merkezi olan ilçemizde son yıllarda artan erken hasat dolayısıyla (Boz kırım) fıstık işleme tesislerinde dış kabuğundan ayrılan fıstığın en dıştaki kabuk ve çöplerinde bulunan sakız (reçine) ve diğer maddeler hakkında hiç bir araştırma yapılmaması ve bu posanın tamamen atıl olarak Nizip çayına bırakılması yada atılacak yer aranması ne kadar acı...!

Rakamlarla ifade edecek olursak mesela bu yılki rekolteyi ele alalım;tahmin edilen antepfıstığı rekoltesi 80-100 bin ton bu rakamın yaklaşık %30 erken hasat yani 30 bin ton civarında erken hasat var, çöpleri ile birlikte buradan elde edilecek posa miktarı yaklaşık 10 bin ton civarında, içerisinde ilaç, boya, kimya ve gıda sanayisinde kullanılabilecek maddeler bulunan bu antepfıstığı posasının tamamı çöpe atılıyor değerlendirilemediği gibi çevre kirliliğine sebeb oluyor ayrıca ve belediyenin günde 3-5 defa tıkanan kanalizasyon boruları açabilmesi için mesai harcamasına sebeb oluyor

şu aşağıdaki habere lütfen bir göz atın yanlız bir şey söylemek istiyorum bu konu ile epeyce bir araştırmama rağmen buna Antepfıstığı Araştırma Merkezi dahil net bir bilgi edinemedim bazı dostlar sayesinde ABD ve İRAN'dan bilgi istedik İnşaallah elimize geçerse bu konuyu değerlendirmeye çalışacağız ayrıca eğer bilgisi olan arkadaşlarda var ise lütfen yazıversinler...

******************************************************************************

Normal sakız üretimi ile ilgili üretim şekli aşağıdaki gibi;
işçilikli, üretim miktarı düşük ve çok pahalı,


Nasıl Bir Bitkidir?[/b]
Sakız bitkisi; Sakız Adası ve Çeşme yöresinde doğal olarak yaşayan ve reçinesinden yararlanılan bir bitkidir. Sakız bitkisi; 4-5 m. boyda, herdem yeşil ağaçcık veya çalı şeklindedir. Dişi ve erkek çiçekler ayrı bitkiler üzerindedir Erkek bitkilerin sakız randımanı disilerden fazladır. Tek veya üç-dört gövde üzerinde terbiye edilir. Dekoratif görünümü ve hoş kokusu nedeni ile bahçe düzenlemesinde de kullanılabilir. Herdem yeşil olması ve toprağı örtmesi nedeni ile toprak erozyonunu da önlemektedir. Kökler 20-25 metre derinliğe kadar uzanabilir. Bu nedenle, kuraklığa dayanıklılığı incir ve zeytinden daha iyidir.
Arazi yangını gibi kötü koşullarda bile kısa sürede kendini yeniler. Kıyı bölgelerinde tuza dayanıklıdır Yavaş gelişir ve 100 yıldan fazla yaşar 5 yaşından itibaren sakız salgılar. 15 yaşından itibaren bitki başına 1-2 kilo sakız verir. Bir kilo sakızın fiyatı kalitesine göre 60-100 Dolar civarındadır.

Çiftçiler Bitkiyi Nasıl Üretebilir?
Çiftçiler bitkiyi tohumla, çelikle ve aşı ile üretebilirler.
Tohumdan fidan yetiştirmenin sakıncası, sakız randımanı düşük dişi bitkilerin de meydana gelmesidir Çelikle üretim, yeşil ve odunsu çelik şeklinde yapılabilir. Çitlenbik veya dişi sakız üzerine aşılanabilir. Aşılama; göz ve kalem aşı şeklinde uygulanır.

Doğadaki Sakız Bitkisinden Nasıl Yararlanılabilir?
Çalı şeklinde ve toprak yüzeyine yatmaya eğilimli bitkilerin etek kısmı açılarak, üçdört gövde üzerinde ağaçcık gibi terbiye edilir.
Bakım Işleri Nelerdir?
Kapama bahçe tesisinde 4-5 m. sıra arası ve sıra üzeri mesafeyle dikim yapmalıdır. Tek sıralı sınır dikiminde ise 3-4 m aralık yeterlidir.
Sakız bitkisinde budama oldukça önemlidir. Zamansız budamalar elde edîlen sakız miktarını azaltmaktadır. Her yıl, 15 Haziran'dan itibaren hafif budamalar yapılarak, gövde açılmalı ve güneş ışınlarının girmesi sağlanmalıdır. Gerektiğinde, toprak analizi sonucuna göre hayvan gübresi yanında, ticari gübreler de kullanılabilir.

Ne Zaman ve Nasıl Çizilir?
çeşme yöresinde ağaç gövdeleri 15 Haziran'da çizilmeye başlanır. Genç ve ince kabuklu gövde; ucu inceltilmiş tornavida ile çizilir çizikler, fazla derin olmamalı (odun kısmına geçmeden kabukta yapılır), 10-15 cm aralıklarla ve 4-5 cm uzunlukta yapılmalıdır. Yaşlı ve kalın kabuklu gövdenin Çizilmesi; normal tornavida ile kabuk hafifçe kaldırılarak yapılır. Bu işlem Ekim ayına kadar bir-iki ay ara ile iki kez tekrarlanır. Ikinci cizimler çapraz yapılır .
Aşırı çizimler bitkinin erken yaşlanmasına sebep olur. Gövde uygun bir şekilde çizildiğinde reçine kıvamında bir sıvı akar. Bu madde pıhtılaştığında sakız elde edilir. Başlangıçta donuk yeşil renkte olan sakız recinesi daha sonra sarı renk alır.
Çizim öncesi ağacın dibi, taç izdüşümü içi düzeltilerek temizlenir ve zemin kireçli beyaz toprakla örtülür. Beyaz zemine dökülen sakız damlaları elle veya süpürge ile toplanır. Çiziklerdeki donmuş reçine ise özel spatula ile hasat edilir

Toplanan Sakızlar Nasıl Temizlenir?
Hasat edilen sakız; toz, toprak, taş gibi yabancı maddelerden temizlenir Sonra sakızlar, işine sabun tozu konmuş olan soğuk suda çalkalanır. Temiz suda durulanarak, bez üzerine kurutulmak üzere serilir Kuruyan sakızların üzerine yapışmış olan yabancı maddeler ufak çakı yardımı i!e temizlenir Temizleme sonrası, iriliklerine göre sakız damlaları boylarına ayrılır.
Çoğu zaman; üretilen 100 gram sakızın 11 gramı Pitta, 27 gramı Iri Gözyaşı, 62 gramı da Ufak Gözyaşı olmaktadır Elde edilen sakız, kalitesinin korunması için eksi 20 C'da muhafaza edilmelidir.

Sakız Nerelerde Kullanılmaktadır?
Sakız, yüzlerce yıldır sakız reçinesi ve sakız yağı şeklinde, ilaç, kozmetik, boya, gıda ve içki sanayinde kullanılmaktadır


Kaynak:
Sakız Üretimi
Doç.Dr. Şenol BOZTOK
EGE ÜNİVERSİTESİ TARIMSAL UYGULAMA ve ARAŞTIRMA MERKEZİ Çiftçi Broşürleri
</div

(Kaynak:
Sakız Üretimi
Doç.Dr. Şenol BOZTOK






EGE ÜNİVERSİTESİ TARIMSAL UYGULAMA ve ARAŞTIRMA MERKEZİ Çiftçi Broşürleri)
bu bilgiyi eklememin sebebi sakızı bu şekilde çok zahmetli ve zor şartlarda elde etmeye çalışıyorlar ve oradaki ekonomik değerinin 60-100 dolar olduğu belirtilmiş;
bizim elimizde böylesi bir imkan var iken atacak yer bulamıyoruz
işin bu kısmı çok acı değil mi?

Kardeş sen bir cevhersin. Senin gibi bilinçli üreticilerimizde Nizipde var. Umarım onlarıda buralara çekebiliriz.

http://www.turkishtime.org/28/tr_79.asp&#39;alıntı

POTANSİYEL &gt;&gt;Ege Üniversitesi&#39;nin araştırması sonucu, Çeşme Yarımadası&#39;ndaki .

sakız ağaçlarından elde edilen reçinelerin, dünyada tek sakız reçinesi üreticisi olan Sakız Adası&#39;ndaki reçinelerle aynı kalitede olduğu ispatlandı. Başta ilaç, boya, kozmetik, gıda ve içki sanayi olmak üzere geniş bir kullanım alanı olan sakız reçinesinin dünya piyasalarındaki fiyatı kilogram başına 150 dolar. Yetkililerin açıklamasına göre halihazırdaki çalı formundaki bitkilerin terbiye edilerek reçine alınabilecek duruma getirilmesiyle, hemen üretime geçilerek önce yurt içi talebin karşılanabileceği, arkasından da uzun soluklu plantasyon programlarıyla bu değerli maddenin ihracatının gerçekleştirilebileceği belirtildi..

"akif beye" katiliyorum....

emin olunuz zamanla o da olacaktir yeterki ciddiyeti elden birakmayalim...

boz fıstık sezonu hemen hemen sona erdi, fakat ilçemizin belli noktalarında biriken posalar belki dikkatinizi çekmiştir,

mesela; E-90 karayolu üzerinde demiryolu üst geçitinin bitiminde sağ taraftaki boşluk alana atılan fıstık posalarını gördünüzmü? (Birecik yönüne giderken sağ taraf)

benzer bir kaç yer daha var ama buraya yazmak pek uygun olmayacağı için belirtmek istemedim,

havalarında aşırı sıcak olması nedeni ile oradan geçen her sürücü kokudan rahatsız oluyordur bence görüntü kirliliğide ayrı bir boyut...

Kasım bey bu posalar zeytin çeltiğine karıştırlıp yakılamazmı ?
Girişimci fabrika sahipleri bunu şimdiden alıp biriktirseler ve sezon geldiğinde zeytin çeltiğine katsalar.
Yazık oluyor ekonomik değerdir bunlar.

alıntı:
"quote" admin demişki:
Kasım bey bu posalar zeytin çeltiğine karıştırlıp yakılamazmı ?
Girişimci fabrika sahipleri bunu şimdiden alıp biriktirseler ve sezon geldiğinde zeytin çeltiğine katsalar.
Yazık oluyor ekonomik değerdir bunlar.
aslında yakılabilir fakat ilçemizde son zeytin pirinasından (çeltikten) yapılan odun kuru sistemle yapılıyor yani neredeyse sıfıra yakın rutubetteki çeltik büyük bir sıkıştırma kuvveti yardımıyla preslenerek odun haline getiriliyor,

fıstık çeltiğide devlüplerden çıkış hali itibarıyla %60-70 lere varan rutubete sahip ayrıca rutubeti tutma özelliğine sahip,

burada iki seçenek ortaya çıkıyor,

Birincisi eskiden yapılan yaş sistem çeltik odunu tekrar yapılırsa içine sanırım katılabilir,

(fakat son yıllarda çevre ve orman bakanlığına bağlı çevre sağlık md.&#39;lüklerinin müeyyideleri var ona uyması lazım)

ikincisi , içindeki reçine alınmak istenirse fıstık çeltiğinin rutubeti kesinlikle %8 yada daha aşağı çekilmek zorunda bu işlem için teknolojik yöntemlerle kurutma yapılır içindeki reçine alınırsa haliyle son ürün olarak fıstık çeltiği rutubetsiz olarak çıkar, o zaman da zeytin çeltiğine rahatlıkla katılarak odun yapılabilir,

bir şeye dikkat çekmek istiyorum benim yaptığım araştırmalar neticesinde zeytin pirinasının içindeki yağın alınma prensibi ile fıstık çeltiğinin içerisindeki reçinenin alınış prensibi hemen hemen aynı bu zeytin ve fıstık üretimi bakımından belirli bir kapasiteye sahip olan ilçemiz için büyük bir avantaj çünkü ilçemizdeki pirina yağ fabrikaları fıstık çeltiğinin reçinesini işletmelerinde küçük değişikliklerle alabilme şansına sahipler

fakat esas problemlerde bundan sonra başlıyor bu kısım hem teknikhem bürokratik hemde ekonomik olarak sorunları içeriyor

konuyu uzatmak istemiyorum şu anda bu atığı en iyi değerlendirebilme şekli

ne yazık ki organik gübre sanayi.

saygılarımla

Yeni sezonda yine tonlarca fıstık çeltiği değerlendirilemeden, kanalizasyonlara, çöplüklere yada boş alanlara atılacak. Bu projeyi destekleyecek birilerine ihtiyacımız var (teknik olarak) eğer bu desteği alabilirsek aynen zeytin çeltiği gib,i fıstık çeltiğide atık değil, hammadde olacak.

Avrupa birliğinden tanıtım için destek alınabilirmi abi?

Ticaret odası vasıtası ile böyle bir desteğin alınabilme ihtimali var,

Kasım beye bu konuyu forumda açtığı için ve konuyla ilgilenen diğer arkadaşlara teşekür ediyorum.

antep fıstığı ve antep fıstığından elde edilen ürünlerin sağlık üzerindeki olumlu etkileri bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış olmasına rağmen yeterli bir tanıtımın yapılmamış olmasından dolayı dünya piyasalarında henüz antep fıstığı hakettiği yeri alamamıştır.

Kasım beyin belirttiği gibi antep fıstığı sakızı da sağlık, kozmetik, kimya sanayi gibi alanlarda kullanılabilir. örneğin bir bardak süte 2-3 gram antep fıstığı sakızı karıştırılıp sabahları aç karına içilmesi öksürük tedavisinde bilimsel olarak ıspatlanmıştır. fakat sakızın direkt fıstık ağacından elde edilebilmesi olanaksız bir durumdur. nedeni ise sakız ağaçlarından sakız elde edilmesi için ağaç kabuğunun cizilmesi gerekir, antep fıstığı ağacının kabuğu çizildiği zaman ağaca kurt bulaşması ve ağacın kuruması söz konusu olur.

Antep fıstığı sakızının elde edilmesi ancak erken hasat döneminde (boz fıstık dönemi) toplanan fıstıkların kabuğundan elde edilebilir. bu fıstık kabuklarından sakızın elde edilebilmesi için ise kabukların ekstraksiyona tabi tutulması gerekmektedir. ekstraksiyon maliyeti ile elde edilen sakız verimi konusunda bir maliyet araştırması yapmadığım için bunun ne derece ekonomik olacağı hakkında şu an bir bilgi sahibi değilim.

hepimizin bildiği gibi ve sizlerin de belirttiği gibi kavlatma tesislerinden çıkan kabuklar oldukça fazla ve çevreyi kirletici bir durumda bulunmaktadır. çünkü sezonda her tesisten yaklaşık olarak günlük 10-15 ton civarında kabuk çıkmakta ve sayısı 40'ı bulan kavlatma tesisi gözönünde bulundurulduğunda günlük 500 - 600 ton kabuğun meydana geldiğini ve bu kabukların büyük çoğunluğunun kanalizasyona ya da Nizip çayına boşaltıldığını zaman zaman da gelişi güzel çevreye bırakıldığını görüyoruz. bu durum kaynak israfına, doğal çevrenin bozulmasına, toprak kirliliğinin oluşmasına, rahatsız edici kokuların oluşmasına, lüzumsuz mesai harcamasına, sinek oluşmasına, oluşan sineklerden ve kokulardan dolayı hastalıkların türemesine varan etkiler yaratmaktadır. peki bu fıstık kabuklarının yukarda saydığımız olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak ve bu durumu tersine çevirerek faydalı bir ürün haline getirme olanağı yok mu? elbette ki bu mümkün.

fıstık kavlatma tesislerinden çıkan kabuklar tesis alanında yapılacak bir kaç sızdırmaz kapalı tank içerisinde biriktirilerek çürümeye bırakıldığında 21 gün içinde çürümeye başlar. çürüme olurken metan gazı açığa çıkacar. (metan yanıcı bir gazdır) tankların üst kısmından bir boruyla bu gaz alınarak ayrı bir tankta biriktirilebilir ve bu gaz enerji ihtiyacı için yakılabilir. çürütme tanklarının diplerinde kalan kabuklar ise alınarak ya serilerek ya da kurutma makinalarında kurutularak biriktirilip zeytin sezonunda zeytin possasıyla karıştırılarak prina odunu yapılabilir. böylece fıstık kabuklarının olumsuz şartları ortadan kaldırılarak tam tersine faydalı bir ürün haline getirilmiş olur. elde edilen gaz belirttiğim gibi tesisin enerji ihtiyacı için kullanılabilir veya seralarda kullanılabilir.

burda bu tür tesisleri çalıştıranların karşısına çıkacak bir problem vardır o da ilk yatırım maliyeti.

ancak şöyle bir durum var Tarım ve Köyişleri Bakanlığının başlatmış olduğu Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı adı altında belli dönemlerde Tarım Bakanlığı ve Avrupa Birliği proje kabul etmektedir. Tarım Bakanlığının kabul etmiş olduğu projelerde 350.000 YTL'ye kadarki yatırımların %50'sini Tarım Bakanlığı hibe olarak karşılamaktadır. Fıstık kabuklarının bu şekilde bertaraf edilmesi de bu proje kapsamında değerlendirilebilir bir proje olacağı için bu hibeden faydalanılarak yapılabilir.

Tarım Bakanlığı 2006 yılında 3 defa 2007 yılında 1 defa proje kabulu yapmıştır. Bu proje kapsamında 2006 yılında Antepte kabul edilen 8 projenin 3 tanesini, 2007 yılında Antepte kabul edilen 20 projenin 7 tanesini Nizip'e Şafak Mühendislik olarak kazandırdık.

Bu konuda yatırım yapmayı düşünen yatırımcılara yardımcı olmaya hazırız. bana ulaşmak için 0 342 512 09 41 nolu telefonumuzu arayabilirsiniz. ilginiz için teşekür eder iyi çalışmalar dilerim. Fuat KILIÇ

Sayın Kasım abi! Antep fıstığının değeri varmıkide; sakızının değeri olsun.

• Çeşme’de Kaymakamlık, İlçe Tarım Müdürlüğü ve yetiştiriciler sakız kampanyası başlattı
  
  Çeşme Kaymakamlığı sakız konusunda 20 milyarlık projesini hayata geçiriyor. Projeyle ilgili olarak sakız yetiştiricileri ile bir toplantı yapan Çeşme Kaymakamı Mehmet Baygül sakız üreticilerine, “Bu projeyi sizlerin yardımıyla uygulamaya koyarsak, sakız ekonomisini çok daha iyi yerlere getiririz. Öyle tahmin ediyorum ki burada en büyük pay yine sakız işi ile uğraşan, sakızın gelir getiren bir kaynak olduğunu bilen sizlerin olacak. Projeyi uyguladığımız takdirde Çeşme’ye en azından 5-8 sakız üreticisi daha kazandırabiliriz. Bizim amacımız hem sizin gibi fedakar insanları tanımak, hem Çeşme’nin geleceğinde sakızın bir yerinin olduğunu herkese göstermek, hem de ülke ekonomisine önemli katkı getirmek” dedi. Tarım İl Müdürlüğü personeli ile birlikte Çeşme’deki sakız yetiştiricilerinden 1000 tane sakız fidesi yetiştirmelerini isteyen Baygül sözlerine şöyle devam etti: “ Sakız ilaç, gıda, boya sanayinde büyük ölçüde kullanılan ve insan sağlığına da çok önemli etkileri olan bir bitki. Tarım teşkilatımız 90 civarında ağacın bakımını yaptı. Ağaçları korumaya aldık, etraflarını temizledik, tel çektik, bir kısmını tabii korumada bıraktık. Projeyi sizlerin yardımlarıyla uygulamaya koyarsak sakız ekonomisini çok daha iyi yerlere getiririz. En büyük sıkıntımız tabii sakız fidanı üretmiyor, ürettiremiyor olmamız. Bu anlamda biz yolumuzun uzun, işimizin çetin olmasına rağmen hiç bir şekilde yılgınlık göstermiyoruz. Bu toplantının Çeşme için bir dönüm toplantısı ve milat olabileceğini düşünüyorum. Sizi bir araya getirmemizde vereceğimiz çok cüzi teşviklerin faydası olmasa da, sizin gönlünüzü hoş edeceğini, bizim sizin yanınızda olduğumuzu düşüneceğinizi umuyoruz. İdare olarak buna gerçekten çok önem veriyoruz. Sakızla ilgili halka açık, geniş bir seminer, sempozyum hatta teşvikleri büyük olan yarışmalar yapılabilir. Bu konudaki çalışmaları arkadaşlarımız hızlandırıyor. Sakız bitkisi deyip geçmemek lazım. İlaç, gıda, parfüm, boya sanayinde yoğun biçimde, gıda sanayinde ise reçelinden tatlısına liköründen rakısına kadar sakızdan yararlanılıyor. Üreticilere hem külfetli, hem masraflı bir iş ama, 3-5 yıl sonra artı bir gelir olacak, üstelik birinci sınıf tarım arazisine de gerek yok sakız ağaçları kireçli toprakta yetişiyor.” Ekonomik getirisi olmasa da, boş alanlarda ve hazine arsası olan yerlerdeki sakız ağaçlarını budayarak, belki aşı yaparak ıslah etmek suretiyle Çeşme’yi yeşillendirebileceklerini söyleyen Kaymakam Mehmet Baygül, Kerasus’a giderken veya Sakızlıkoy’da hatta Çiftlikköy’ün arkalarındaki sakız bitkileri ıslah edilirse ağaç formuna gelebileceğini düşündüğünü de sözlerine ekledi. Kaymakam Baygül’den sonra söz alan İlçe Tarım Müdürü, Çeşme’deki sakız yetiştiricilerinin, ilçenin bu meşhur ürününe sahip çıktığını belirterek, bundan sonra onların yanında olduklarını hissettirmek ve onları desteklemek amacıyla bu organizasyonu başlattıklarını söyledi. Toplantıya katılan sakız üreticisi İbrahim Topal, doğadaki sakız ağaçlarından 150-200 tanesini budadıklarını, ancak bunların % 1-2’sinin ürün verdiğini söyledi. Diğer üretici Hacı Hüseyin Koç ise, uzun senelerdir sakız yetiştirdiğini, yabani sakızın sakız yetiştiricilerini çok aldattığını, yabani sakızdan fide elde etmek için yapılan çalışmaların seneler sonra boşa çıktığının anlaşıldığını belirtti. Koç, kendi yetiştirmekte olduğu sakızların yanında ayrıca Alaçatı Belediyesi’nin gösterdiği arazide de 137 sakız ağacı yetiştirdiğini ifade etti. • TURİSTİK ÇEŞME Sayı: 4498

ÖNEMLİ BİR HABER


Yunanistan'ın sakız ağacı tekelini kıracak fidanlar özenle büyütülüyor

Yunanistan, İzmir'in Çeşme ilçesine sadece 10 kilometre uzaklıktaki Sakız Adası'ndan yılda 5 milyar dolarlık sakız ihraç ediyor.
Yunanistan ayrıca sakız üretiminde tekel durumunda. Bu gerçekle yola çıkan İzmir Çevre ve Orman Müdürlüğü, geçen yıl üç bin adet sakız ağacı fidanı üretti. Fidanlar, üç yıl süreyle aşılama ve iklimlendirme işlemlerine tabi tutulacak. Bilimsel verilerin sonunda ise verimli sakız fidanlarının seri üretimi yapılacak. İzmir İl Özel İdaresi tarafından desteklenen proje için şu ana kadar 21 bin YTL harcandı. Çevre ve Orman Müdürlüğü bünyesindeki Araştırma Enstitü Müdürlüğü'nün yürüttüğü çalışmalar, Karşıya Orman Fidanlığı'nda devam ediyor. Zaman'a proje hakkında bilgi veren İl Çevre ve Orman Müdürü Mehmet Ceyhan, tohumdan üretilmiş olan yabani sakız ve melengiç fidanlarına aşı yaparak ekonomik anlamda sakız üretilebilecek fidanlar elde etmeye çalıştıklarını söyledi. Açık alanda ve serada yapılan aşılama çalışmalarının 15 Ekim tarihine kadar devam edeceğini aktaran Ceyhan, "Projenin üçüncü yılında fidanlar araziye dikilip bir yıl gözlemlenecek. Tutma yüzdeleri ile verim oranına bakılarak vatandaşlara dağıtımı yapılacak. Bu sayede ülkemize ciddi anlamda döviz girdisi ve istihdam sağlanacak." şeklinde konuştu. Sakızın son yıllarda tıbbi alanlarda kullanıldığına dikkat çeken proje lideri ziraat mühendisi Salih Parlak, mide ülseri, diş hastalıkları, ağız içi hastalıklar ve mide kanseri gibi çeşitli hastalıklara sakızın iyi geldiğini kaydetti. Bu sebeple Yunanistan'ın bu tekeli kimselere kaptırma niyetinde olmadığını aktaran Parlak, "Yunanlılar, 'bize sakız ağacından yapılma odun kömürü lazım, 5 lira yerine 25 liraya' deyince bizimkilerde de ağaçları kesmiş onlara odun kömürü yapıp satmış. Bu bir söylenti ama bana gayet mantıklı geldi." diye konuştu. Tohumlama yöntemi ile üretilen fidanlara iki aydır aşılama yaptıklarını, aşılamada iki dokunun birbirine kaynamasının çok önemli olduğunu vurgulayan Parlak, "Aynı organ nakli gibi, iki dokunun kaynaması için sıcaklık 25-27, nemin de yüzde 75'in daha yukarısında olması gerekiyor. Melengiç üzerine sakız aşısını tamamladığımızda sadece Çeşme yarım adasında değil diğer ilçelerde de üretilebilecek." diye konuştu.
Ömer Oruç, Şerif Erdikci28 Mart 2008, Cuma