Nizip Bölgesindeki Gizli Kimyasal Tehlikeler
Çevremizi Kuşatan Gizli Tehlikeler
Günlük yaşantımızda özellikle kimyasal içerik taşıyan çevre kirliliklerinin insana vermiş olduğu zararlar konusunda birçoğumuz farkında olmadan zarar görmekteyiz.Bu tür sorunlar malesef insanlardan kaynaklanan sorunlardır. Bu sorunlardan korunmak insanın çevre konusunda doğru davranışlar kazanabilmesi, bu doğrultuda eğitilmesi büyük önem taşımaktadır. Biz çevre korumacılığını kendi yaşantımızdan başlatırsak bu yönde yapılacak çalışmalara katkıda bulunmuş oluruz.Şimdi günlük yaşantımızda devamlı kullandığımız fakat farkında olmadığımız bazı zararlı ürünleri tanıyalım.
KURŞUN: Nizip’te özellikle plastik sanayinin yoğun olması ve ucuz olması nedeni ile halkın bu tür kap kaçaklara ilgi duyması insan sağlığı açısından büyük tehlike arzetmektedir.Bu maddenin meydana getirdiği olumsuzluklar, vücudun hassaslaşması, kuvvetten düşme, uykusuzluk, kabızlık, zihin bulanıklığı, böbrek hastalıkları ve felç. Kurşun,plastik ve benzeri eşyalar dışında başta egzoz gazları olmak üzere, çeşitli mutfak kapları, cilalı kap yüzeyleri ve paslı teneke eşyalarda da yoğun olarak bulunabilmektedir.
CİVA: Nizip bölgesinde özellikle sanayii atıklarının yoğun olduğu Nizip çayı ve bu çayın aktığı hancağız barajı bölgesinde bolca bulmak mümkündür.Bazı sanayi kuruluşlarının atık sularında bol miktarda bulunan cıva metali, bu suların döküldükleri nehir, göl ve denizlerde bulunan canlılara ve bu canlılardan da insanlara geçmektedir.Bu sebeple özellikle hancağız barajındaki balaıkların yenilmemesinde ve Nizip çayı kıyısındaki bazı ot ve mantarların yenilmemesinde fayda vardır.
KADMİYUM: Nizip’teki kahve ve çaybahçelerinin yoğunluğu buralara akın eden insanlarda ciddi manada tesir göstermektedir.Bu madde insanlarda yüksek tansiyona, kalp hastalıklarına, akciğer kanserlerine ve kansızlığa neden olur.Kandomiyumun bulunduğu ortamlar genelde sanayi kuruluşlarının atıkları, çay, kahve, sigara ve otomobil egzoz dumanlarıdır.
NİTRAT: Bir tarım bölgesi olan Nizip’te özellikle gübre gibi çok kullanılan zırai çalışmalarda yüksek miktarda bulmak mümkündür. Bitki ve ağaçlara verilen zırai ilaç ve nitrat gübreler, bitki-toprak-su üçlüsü yoluyla insanlara geçmektedir. Nitrat bir takım reaksiyonlar sonucu insanlarda kansere neden olmaktadır. Ayrıca bu madde birçok ülkede et ve süt ürünlerinde koruyucu madde olarak kullanılmaktadır.
ALÜMİNYUM: Ülkemizde çok sık kullanılan bu maddenin insan sağlığına olumsuz yönde etkisi öteden beri bilinmektedir. Alüminyum genellikle mutfak araç ve gereçlerinde bulunmaktadır. İnsanlarda erken bunamaya neden olmaktadır. Korunmanın yolu; bu kaplara ekşili ve asitli yiyecekler konmamalı şayet konulursa uzun süre bekletilmemelidir.
KLOR: Nizip Şehir içi içme suyunda kullanılan ve Türkiye’de en çok satılan madde olan klor %56 stabilizatörlü toz klordur. Özellikle Nizip’te yoğunlaşan kuyu sularında da kullanılmaya başlanan ve yeni doldurulan havuzlar için de kullanılan klorun periyodik aralıklarla senede birkaç ay kullanılmasına dikkat edilmelidir.Bu klorun içeriğinde stabilizatör bulunduğu için, stabilizatör düzeyi azami değerin üzerine çıkmasına neden olur. Hele bu, klor şoklaması için kullanılırsa ciddi sorunlar yaşanır.
RADON: Evlerimizde çeşitli radon kaynakları vardır. Bunlar radonlu topraklardan yapılmış tuğlalar, su ve gaz borularıdır. Bu gaz, temellerden ve oda tabanlarından sızarak tehlike arz eder. Meydana getirdiği olumsuzluklar bilhassa kanser riskin arttırmasıdır. Bu gazdan korunmanın yolu, evleri ve odaların sık sık havalandırılmasıdır.
Anayasamızın 56. Maddesinde "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir" denilmektedir. Bu doğrultuda çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi konusunda devlete ve vatandaşlara çeşitli görevler düşmektedir. Ülkemizde bugün ortaya çıkan sorunların ana nedenlerinden birisi. Bilgi edinme ve bilinçlenmede karşılaşılan eksikliklerdir. Çevre bilincine sahip olmayan bir insan, yaşadığı dünyayı kendisinden sonra başkalarının da kullanacağını idrak edemez. Hâlbuki çevre, bize geçmişten kalan bir miras değil; korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere en güzel şekilde devredilmesi gereken bir emanettir.
D.Emel AYDOĞAN
Çevre Mühendisi
Okunma: 49 Oy/Yorum: Rating:10 Votes:1 (Rating Scale: 1 = worst, 10 = best) Tarih: 21.11.2006 Yazar/kaynak: D.Emel AYDOĞAN Yazar iletişim: n/a Gönderen: Tarhan
