Recep Pehlivan’ın zekasına ve bilgisine hayran kalıyorum.O halde sormağa devam edeyim;
-----Peki ustam,eskiden beri bu şekil kategoriler var mı?
-----Aşağı yukarı vardı.fakat özellikle düğünlerde yapılan karşılaşmalarda yaş ve kilonun fazla önemi yok.Bazen 20 yaşında bir pehlivan 35 yaşındakilerle karşılaşabildiği gibi,75 kiloluk birisi de 100 kiloluk biriyle karşılaşabiliyor.
Kilo mevzusu konuşulurken içeri doluyor.Yan dükkanlardaki eski pehlivanlar,Aba sporu meraklıları yanımıza gelip oturuyorlar.Hanifi Özoğlu adlı 75 yaşındaki dede,Aba güreşi yapmadığını fakat en sıkı izleyicilerinden birisi olduğunu ifade ederek sohbete dahil oluyor. Elini öpüyor ve halini hatırını soruyor Recep Pehlivan.O da Recep’in maçlarını özlediğini, onun da dedesi gibi güçlü bir pehlivan olduğunu söylüyor.
Recep Pehlivan’a soruyorum;
----- Seni zorlayan,korkutan biri çıktı mı karşına?
Onun yerine içeri gelen Mıçı Mustafa lakaplı Mustafa Kaplan söze giriyor;
------Hocam ben 19 yaşında iken 70 kilo geliyordum.Karşıma 100 kiloluk ve 30 yaşında olan Oğuzelili Ösküt Ali çıkmıştı.İtiraf edeyim ki çok korktum.Kesin yenileceğimi söylediler. Nitekim ilk aşırmada beni sırt üstü yere çaldı.Ama birden bana bir güven geldi ve 100 kiloluk adamı iki kez aşırdım ve yere vurdum.Yenmiştim.Bugün bile nasıl yaptığımı bilmiyorum.
------Herhalde kuvvetli bir alkış almışsındır diyorum.O da ne?
------Olur mu hoca!Alkış malkış olmaz bizim güreşte!Tezahürat filan yoktur Aba güreşinde.Yenen de yenilen de dostça ayrılır ve aynı kıymeti görür.Bize kalan bir namdır.(Daha sonraki gün bu konuyu açtığım bir dost,yıllar önce bir alkış çaldığı için dövülmekten zor kurtulduğunu anlattı.Demek sahiden ciddiye alıyorlar).
Tekrar Recep Pehlivan’a dönerek söyleşimizi devam etmek istiyorum. Hakikaten Recep usta hem iyi bir güreşçi hem de bilgin bir adammış.Etraftan gelip oturan pehlivanlar ve meraklı komşular zaman zaman sohbete katılıyor,anılarını tazeliyorlar.Anlaşılan pehlivanımızın etrafındaki sempati hiç eksilmemiş.Şu husus iyice netleşiyor zihnimde;Aba güreşini Nizipliler ve de özellikle köyler çok seviyor.Bu geleneğin mutlaka yaşatılmasını istiyor ve bekliyor.Bunu not düştükten sonra sorularıma devam ediyorum.
-----Recep abi Aba güreşinde de yasaklar,kurallar var mıdır?
----- Elbette var. Hemen sayayım.(Bu ara yanında bulunan bir kitaba bakıyor,oradan da okuyor):
Aba Güreşinde Yasak Hareketler (2)
El aşıran güreşçi rakibinin kuşağına bırakamaz.
Elle rakibin topuklarına tırpan vuramaz.
Aşırılan güreşçi kafayı koltuk altından göğse doğru çıkaramaz.
El aşıran güreşçi rakibin kuşağını bırakarak çift veya tek dalamaz.
Dizden aşağı tutmak yasaktır.
Rakibini boyunduruğa alan güreşçi onun boynunu sıkamaz.
Güreşçi kollarını 90 dereceden fazla açtığında, iki eliyle rakibine kırma gibi tehlikeli oyunlar yapamaz.
Yenen veya yenilen güreşçi, kesinlikle seyirci tarafından alkışlanamaz.
El aşırırken güreşçiler devamlı sağ elleri ile aşırmak zorundadır
-----Peki Ustam!Yenme-yenilme nasıl gerçekleşiyor?
-----El aşırtıp, kuşaktan tutan güreşçi, elini bıraktığı an yenik sayılır.
Tuş olan, açık düsen ( yüzükoyun düşmek ) güreşçi yenik sayılır.
Kalçası ve omuz yani tam yere değen güreşçi yenik sayılır.
Geriye atma veya buna benzer bir oyunu yapan güreşçinin sırtı veya yan tarafı yere gelirse, bu da gözle izlenir biçimde olursa, oyunu yapan bu güreşçi yenik sayılır.
Aşırılan güreşçi, el aşıranın ayaklarını yerden kestiğinde, yere düşerse, el aşıran güreşçi yenik sayılır.
-----Hakemler kimlerden seçiliyor?
Hakem seçiminde de Fıstıkçılar ve Pekmezciler göz önünde bulundurulur. Önceden Aba güreşi yapmış her iki tarafın da saygı duyduğu yaşlı kimselerden bir heyet oluşturulur.Bu heyet seçilirken kişinin sosyal ve dini yaşantısı dikkate alınır.Yalan söylemeyen,doğru,dinine bağlı kişiler heyete kabul edilir.Heyet her iki tarafın da kabul edeceği,eski Aba ustalarını hakem olarak tayin eder. Ben kendim de şu an hakemlik yetkisine sahibim.
İşe biraz daha heyecan ve duygusallık katma niyetindeyim.”Öyle bir şey anlatmalı ki usta ,beni o günlere götürmeli “diyorum.
----Recep abi bana unutamadığın bir karşılaşmadan bahseder misin?
Recep Pehlivan birden heyecanlanıyor.Kafasını aşağı-yukarı sallayarak onaylıyor.
-----Bozo Mehmet diye biri vardı.Gerçek anlamda beni zorlayan bir pehlivandı.Antep’te karşılaştık.İkimizde çok sıkıydık ve çok yorulduk.20-25 dakikada bitecek maç tam 47 dakika sürdü.Ama sonuç benim açımdan mükemmeldi.Bu maçı hiç unutmam.Saygı duyarım böyle pehlivana.Çünkü böyle rakipler olmazsa bizler de gelişemezdik.
-----Peki unutamadığın komik bir olay var mı?Ben sorar sormaz gülmeğe başlıyor.
-----Yaaa!Olmaz mı hocam?Bizim Çolak Mustafa vardı.Çolak haline rağmen iyi güreşirdi.Ömer Pekmez’in başkan olduğu yıllarda birkaç kez müsabakalar yapıldı.Bir defasında bu Çolak, yarışmaya katılmak için doktor raporu istenince ilginç bir yola başvurdu.İbramşehirli Çolak Mustafa koluna uzun bir bezi sararak olmayan elini gizlemek suretiyle doktordan onay aldı ve yarışlara girdi.Eli olmadığından güreş esnasında iç bağda dediğimiz bacaktan dalma hareketinde kolu rakiplerinin haya tarafına denk geldiğinden karşısındakiler huylanır,sinirlenirlerdi.Bazen maçı bırakıp gittikleri olurdu.Bu olayı her hatırladığımda gülerim.(Beraber gülüyoruz.Gerçekten komik!).
Sohbetimiz hayli neşeli bir hal almıştı.Lakin zaman ilerliyordu.Etrafımdaki bu sıcakkanlı insanlar bir an için eskiye,güzel anılara gitmişlerdi.Gerçek hayatta ise iş,ekmek,geçim derdi onları bekliyordu”.Müsaade isteyip yarın devam etsem daha iyi mi olurdu ?”diye düşündüm. Yarın gelirsem onları yine meşgul edeceğim düşüncesiyle konuyu bitirmeğe karar verdim. Dışarıda traktörler dolmuş,mütemadiyen yük indiriyorlar.”Ne de bereketli bir yıl! Fıstıktan sonra zeytinin de maşallahı var “diye geçirdim.Tekrar pehlivanımıza döndüm.
-----Hatıralarınız güzelliklerle dolu.Dinlemekten büyük keyif aldım.Ama asıl sorun bu ata yadigarı sporu nasıl devam ettireceğiz Usta?Biraz da bunları konuşalım.
----- He ya!(dedi iç çekerek).Asıl mesele burada cidden.Bak şimdi;Aba güreşi Hatay, Gaziantep,Maraş gibi yerlerde var.Artı teknoloji gelişti,insanlar çoğaldı.Masraflar,ihtiyaçlar kat kat arttı haliyle.Doğrusu artık 2,5 metrelik kumaşla bu sporu devam ettiremeyiz.Bu işe valilik,kaymakamlık,belediye el atmalı.Antep’te Şehitkamil belediyesi 2006 Mayısında Aba güreşi şenliği düzenledi.(Elindeki afişi gösteriyor).Biz de niye olmasın.Bizler fazla bir şey istemiyoruz.Babalarımız,dedelerimiz yıllarca hemşehrilik,dostluk,ahbablık adına kuşak bağladılar.Aba kuşandılar…Para için değil,nam ve gelenek için…(Recep Pehlivan iyice duygulanıyor.Kelimeler adeta titreyerek çıkıyor dudaklarından.Sessizce birkaç saniye bekliyorum)İstediğimiz sadece sahip çıkılmak.Bana kimse beleşten para vermesin.Vefa gösterilsin!Çünkü bu güreş Nizip’imizin has güreşidir.Bunu unutmamalıyız.Az bir masrafla mükemmel bir er meydanı hazırlayabiliriz.Hala ilgi var,seyirci var.Bizi boşa kürek çekmiş mahkumlara çevirmesin büyüklerimiz.Bunu memleketim ve pehlivan arkadaşlar adına istirham ediyorum.
------Yeni yetişecek gençleri bulabilir misiniz?
------Çok kolay,çok!Ama teşvik olmazsa,maddi destek,barınma gibi sorunlar çözülmezse o zaman ikna edemem.Yıldırım ve İhsan hocalar bilir diğer güreş dallarına da elimden geleni yapıyorum.10-20 tane gencimizi balici-tinerci olmaktan kurtarabilirsek fena mı olur?Bazen köreldiğimi hissediyorum…içim yanıyor.Ama elden bir şey gelmiyor.
Mesajı almıştım.Her zamanki gibi ilgisizlik ve hantallık ,lüzumsuz formaliteler can yakmağa devam ediyordu.Tabii toplum olarak dernek,vakıf,federasyon gibi destek ünitelerimizi harekete geçiremeyince de olan binlerce yıllık ata sporumuza oluyor.Doğal olarak ta pehlivanlarımızda yılgınlık ve bıkkınlık baş gösteriyor.
Artık gitme zamanı gelmişti.Vedalaşıp çıkarken dışarıda,kasalarda sıra sıra duran yeşil zeytinlerden birazını elime aldım,baktım.Bereket ve yoksulluk ne kadar da yakın birbirlerine. Bu topraklar nasıl aynı anda hem muazzam bir serveti hem de onarılmaz bir savrukluğu, duyarsızlığı bir arada bulundurabiliyor?...Geriye dönüp elimdeki zeytinleri göstererek;
-----Bunca işin içinde, hala er meydanına koşacak enerjiyi buluyor musun kendinde?
-----Seve seve ve koşa koşa!
İçimi birden bir mutluluk ve umut kapladı.Sebebini bilmiyorum.Sanki beklediğim,çok önem verdiğim bir müjde almıştım.Bunca yıl geçtikten sonra bile, hala Recep Pehlivan’ın Aba güreşine olan bu sevgisi ve sadakatinin beni yüreklendirdiğini hissettim.”Her zaman bir çözüm var.”diye kendi kendime mırıldandım.
Dönüş yoluna girerken hayaller kurdum.Büyük ve yemyeşil bir alanda, yüzlerce pehlivan abalarını kuşanıyorlar.Binlerce seyirci,yerli ve yabancı misafirler.Onlarca televizyon canlı yayında Yeşil Nizip’imize has bir spor olayını naklediyorlar.Belki bir gün…
Eyvallah Recep Usta! Hoşçakal son pehlivan!
İsa AVCI
Yahya Altınbaş Lisesi
Müdür Yardımcısı