Ihtiyarlara yer yok

İHTİYARLARA YER YOK

Sokaklarda dolaşırken sizinde dikkatinizi çekti mi bilmem ama Nizip’in ihtiyarları biraz daha bahtsız gibi her köşe başında yahut duvar dibinde buruşup kalmış bir ihtiyara rastlamak mümkün sabahın erken saatlerinde kahve hanelere gidip kaldırımında sigara tüttüren birkaç çayla akşamı etmeye çalışıyorlar.Maalesef böyle namaz vakti gelmeden bir saat önce camiye yerleşen hocanın gafil anına denk gelse caminin üzerine kilitleneceği insanlar . Yaşlı olanlardan şanslı olanlar emekli olsa da bir dükkan yahut iş uydurup çalışmaya devam edenler. (Bir tanıdık emekli adam dükkanını kapatmak istiyordu da eşi nin daha bir senesi var o dükkana gidip gelecek .Ben onun kahrını evde çekemem dediğini kulaklarımla duydum. Adam kendi evine gidemiyordu) . Emeklilerin nasıl olsa ölecek maaşı bana kalır diye onlarla evlenenler var oda ayrı bir konu).Pek o kadar şanslı olmayanlar eş dost esnafın dükkanını mesken tutarak vakit geçirir .Geri kalanları da Cami ile kahve arasında eşit olarak paylaştırılır.
Evet durum böyle ama böyle mi olmalı adam tüm gününü Okan parkı ile Metin Özmen Camii arasında mı geçirmeli. Bunca yıl çalışıp çabaladıktan sonra karşılığı bu olmamalıydı? Tüm gençliğini bu ülkeye katma değer kazandırmak için çalışan vergi ödeyen askerlik yapan emekliler yada yaşlılar için yapılacak bir şeyler olmalı.
Hemen huzur evi demeyin zira huzur evi sadece gelinlere huzur veriyor.
Onları kimseye mahkum etmeyelim. İşe gider gibi gidebilecekleri, gönüllerine göre vakit geçirebilecekleri, tatlı uğraşlarının olacağı ,bahçesinde çiçeği böceği olan dinlenme ve hizmet mekanları oluşturmalıyız.
İsteyenin serin yerlerde uyuduğu isteyenin kendisine tahsis edilen on,yirmi metre kare toprakta sebze yada çiçek yetiştirdiği hobi tarlalarının olduğu ,isteyenin küçük gelirler sağlayacak el işleri imkanının sunulduğu mekanların bulunduğu ,yaşlılara yönelik spor kompleksinin, diyetisyenin yüzme havuzunun bulunduğu mütevazı bir kompleks hizmete sunulsa emekliler son deminde huzur bulur . İçine dört tanede hemşire koydun mu sağlıklı yaşam hesabı.Kimsenin söyleyecek bir lafı kalacağını sanmam.
Bir düşünelim çocuklar ve gençler için her türlü imkanı seferber edip elimizden geleni esirgemiyorken hayatını bizlere vakfedenler için halk eğitim kursu bile açmamak ne yaman çelişki.

Bu değerli erdem taşıyan yazınıza teşekkürler. Malesef çok meraklı olduğumuz çağdaşlaşma ve avrupalılaşma adına yüksek ahlaki değerlerimiz yok oluyor !? Her çocuk büyüyüp ana baba olunca anlamıyorlarmı ki, kendi anne babası o'nu nu yaşa getirene kadar ne çileler, ne fedakarlıklar çektiler ama çok yazık ki, kız çocukları daha küçükken kaynana düşmanı olarak yetiştiriliyor ve evlilik şartı olarak ayrı ev isteniyor. Yaşlı insanlar bir evin direği ve olaylara tecrübeleri yorumları ile yalnış kararlar alınmasına engeldir ama malesef özgür ve rahat yaşama adına (özellikle de son zamanlarda kocaların kılıbık olması) yaşlı dede ve nineler ilgisiz ve kimi zaman sokaklara terketme gafletine düşenlerimiz çoğaldı.Evde dede nine görmeyen kendi evladı da yıllar sonra kendi anne ve babasını evinde hali ile istemiyor. Bu vahim bir sosyal yaradır.Özellikle çok çocuklu ana babalar yaşlılıkta diğer çocuğu baksın, tek çocuğu benmiyim diye daha mağdur olup, biraz insaflılarsa kapı kapı sıra ile dolaşıp hayatını sığıntı gibi geçirmek zorunda kalıyorlar.
Arkadaşımızın yaşlılara sosyal uğraşı alanları oluşturma düşüncesi kolay uygulanabilecek bir projedir. Belediye başkanı imanı bütün biri olduğundan; ana babaya bakmanın Allah katındaki faziletini bilir ve yaşlılara eve daha fazla ayak bağı olmama adına bu tür sosyal uğraşı alanları kazandırabilirse harika olur. Umarım bu düşünce tartışılıp geliştirilerek hayatlarının son demindeki yaşlılarımızın huzur içinde onurluca yaşamalrı sağlansın

Başlığa bakaınca, son dönem film eleştirisi zannettim.. Ama yazıyı okuyunca içim burkuldu... 'Acımak' çaresize el uzatmak lafazanlığı şovenlerin işi..
İcraat...
Evet icraat istiyoruz.. Yıllar önce köyümde rastlardım bu ellleri toprak kokan, ayaklarında parmağım kalınlığında çatlaklar oluşmuş mis dedelere... Yüreğim katman olur, yaşlı gözlerle onları seyrederdim.. ama çaresizlik..
"Devlet niçin birşey yapmaz acaba??" sorusu yıllardır içimde ayrı bir yara..'Kayamakamlık, Halk Eğtim vs.' adıyla kurulmuş kamu adına iş (!!!!) yapmaya namzet yerler, bürokrasinin kurbanı birer bataklık..
Ne beklene bilir veya ne yapa BİLİRİZ??!!!..
Bunu tartışalım ve buna bir çare bulalım...

Benim dayım 5 yıldır yatalak olan dedeme evinde bakıyor. Yediriyor, giydiriyor, yıkıyor, ilaç içiriyor vs... yani eli ayağı olmuş durumda. Eğer bir adamın çocukları kendisini yaşlanınca horlamaya başladıysa, o çocuklara yedirdiği lokmaların haram mı, helal mi olduğunu sorgulanmalıdır. Biraz abartılı bir görüş belirtmişsiniz bence...

KARACADAĞ - İçine dört tanede hemşire koydun mu sağlıklı yaşam hesabı.Kimsenin söyleyecek bir lafı kalacağını sanmam.

- Sevgili kardeşim böyle bir yer açılırsa ben yaşlandiğımda oynaya oynaya gelirim bak.

herkese katılıyorum beyler özellikle bizim yöreye ait olan bir ata sözü. baba evladina bir bag bagıslamıs evlat bir salkım üzümü baba ya cok görmüş..

Öncelikle konuyu buraya taşıyan arkadaşa teşekkür ediyorum.Malumunuz dinimiz ana baba hakkına çok önem vermiştir.Ana ve babaya bakmak dinimizce çok kutsaldır.Ana ve babaya karşı hiç kusur işlemesek bile ana ve babamızın sadece bizim için verdiği süt parasının hakkını belki öderiz.Bakın onada belki diyorum,kesin birşey yok.Yaşlılarımıza gelince o yaşlılar hepimizin büyüğü olduğu gibi bazı insanlarında anne babası.Bu durumda yapmamız gereken şey Allah'ın emirlerine uygun hareket edip yaşlılarımıza büyüklerimize sahip çıkmaktır.Bunun için devlete seslenmiyorum.Sevgili halkımıza sesleniyorum.Önce kendimiz Allah'ın emrettiği bir kişiliği şahsımızda toplayacağız.Sonra bu kişiliği çevremize aşılayacağız.Ondan sonra devleti bu konuda değişmeye ikna edeceğiz.Yani önce en önemli değişimi kendi nefislerimizde yaşayacağız.Bireyden bütüne gideceğiz.Tüm bunlar yapılırsa bakın bakalım bakıma muhtaç yaşlı insan kalacakmı hiç?Yapalım ve görelim.Herkese saygılarımla.Ahmet YAPRAK.01.07.2009 İSTANBUL.

Hemen huzur evi demeyin zira huzur evi sadece gelinlere huzur veriyo. ÇOK GÜLDÜM