karkamışta harabeler gün yüzüne çıkarılıp mayınlar temizlenecek
karkamışta harabeler gün yüzüne çıkarılıp mayınlar temizlenecek
karkamış kaymakmalığından yapılan açıklamaya göre tarihi karkamış harabelerinin gün yüzüne çıkarılması için yazışmalarının devam ettiğini söyledi kaymakam ömer kalaylı sınırdaki mayınların temizlenmesi içinde bu hafta sonunda bir japon ekibinin gelip incelemelerde bulunacağını söyleyerek anlaşılması ve bakanlıktan yazı gelmesi durumunda mayınların temizlenmeye çalışılacağını kaydetti..
Zeugma Gazetesi
Selim Bacaksız
05468777805
Karkamış'ta mayınlar temizlenecek
Edinilen bilgiye göre Karkamış Antik Kentinde kazı yapanlar arasında, o dönemde Zeugma Antik Kentinden mozaik eski eser kaçakçılığı yaptığı savunulan "Arabistanlı Lawrence" olarak da bilinen İngiliz Lawrence de bulunuyor. Karkamış kaymakamı ömer kalaylı yaptığı açıklamada Karkamış sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenerek turizme kazandırılacağını söyledi kalaylı, Mayın temizlemek için talip olan Alman Şirketi Yetkilileri Karkamış İlçemize gelerek ilk önce Belediye Başkanı Nuh Kocaaslan'ı hemen ardından Karkamış Kaymakamlığımızı ziyaret ettiler. Kaymakam ömer kalaylı, son yıllarda Karkamış İlçesinde sevindirici çalışmaların olduğunu mayınlı arazilerin temizletilerek Turizme kazandırılması Karkamış ilçemiz için özellikle ekonomik anlamda çok fayda vereceğini söyleyerek mayın temizleme çalışmalarının en kısa sürede ihalesi yapılarak çalışmaların başlayacağını ifade etti.
Mayından kaçarken, jandarmaya yakalandı
Haber: www.nizipdenge.com
Karkamış ilçe jandarma Komutanlığı ilçede sınırdan yapılan her türlü kaçakçılığa göz açtırmıyor. Dün gece yine düzenlenen bir operasyonda 1000 karton kaçak sigara ele geçirildi. Suriye'den Türkiye'ye mayınlı araziden geçerek kaçak sigara sokmak isteyen Ömer.A isimli Suriye uyruklu 22 yaşındaki şahıs mayınlı araziden gece geç saatlerde geçerek türkiyeye kaçak sigaraları sokmak istedi. Ancak pusuda yatan ilçe jandarma ekipleri şahısı kaçak sigaralarla birlikte kıskıvrak yakaladı. Ömer.A isimli şahıs sigaralarına el konurken kendiside sorgulanmak üzere karkamış ilçe jandarma komutanlığına götürüldü.
Suriye Sınırı Boyunca Mayınlı Saha Içinde Atıl Kalan Topraklar!
Demokrat partisi hükümeti dönemiydi.yıl 1956. Sınır güvenliği gerekçesi ve kaçakçılığı önlemek adına Suriye ile olan sınırımız boydan boya mayınlanmıştı o yıllarda. Mayınlı alan Türkiye ye ait olan yerlerdi. Yani mayınlı bölge aynı zamanda bir tampon bölge olmuştu. Dolaysıyla sınır bizden taraf bir iki km. daha içeriye kaydırılmış oluyordu. Bu alan Nusaybin’den Hatay a kadar olan sınır boyunca devam eder. Derinliği ise yer yer bir km. ile beş yüz metre arasında değişir. Hesap edildiğinde mayınlı alanın Kıbrıs adası kadar bir genişlikte olduğu bilinmektedir. Böylece yarım asrı da aşan bir zamandan beri o topraklar atıl olarak mayınla kirletilmiş olarak kalmaktadır. Buralar sadece açık arazi olarak değil aynı zamanda zeytin,fıstık ve bağ olarak zamanında dikilmiş olan bahçelerdir. Harran,Suruç,Barak,Elbeyli,Kilis, Amik ovaları toprakları bu alan içerisinde kalan bölümlerdir. Hepside verimli mümbit araziler. Daha önceleri belirlenen sınırla arazilerinin büyük bir bölümü Suriye tarafında kalan bölge halkı bu kez mayın yoluyla mevcut arazilerinin bir kısmını da kaybetmiş oldular. Sorun sadece arazilerinin kaybedilmesiyle kalmadı şüphesiz. Daha önceleri sınırdan kilometrelerce uzakta olan köyler Bu uygulamayla sınırla burun buruna kalmış oldular. Tabi bu durum oralardaki yaşamı büyük bir sıkıntı içerisine atmış olur. Köye giriş çıkışlardan ışık yakmaya, hayvan otlatmadan arazilerini işletmeye varıncaya kadar bir çok sorun onların sıkıntısı haline gelir. Artık bundan sonra sınır boylarında yaşamın tadı tuzu kalmaz olur. Bundan böyle ya bu sıkıntılara katlanacaksın,yada evini köyünü terk edip başka yerlere gideceksin. Nitekim öylede oldu. Kimi birinci seçeneği kimide ikincisini tercih etti. Örneğin Öncüler (Hülmen) köyü şu anda bir hayalet köy gibi. Halkın üçte ikisi dışarıda yaşamayı tercih etti ve köyden ayrıldılar. Bu köyden rahmetli Şıh Ahmet “bu köyün serçelerinin de namusu varsa bu köyde durmaz” diyerek zaman zaman sitemini dile getirirdi. Bu sadece bir örnek. Oysa daha nice benzer köyler vardır Hülmen örneğinde olduğu gibi. Bu işin sosyal ve ekonomik boyutu. İşin asıl boyutu ise döşenen bu mayınların insanlarımıza verdiği maddi zarardır. Mayınlarla hudut boylarında oturan her ailenin ya bir mensubu yada bir yakını telef olmuştur. Mayın infilakları arasında niceleri canlarından, yada uzuvlarından olmuşlardır. Bunların içerisinde hudut ihlallerinin yanında,hayvan güderken,tarlasında çalışırken serseri mayınlara çarpıp ta zarar görenler olduğu gibi çiçek toplamak için o sahaya gidip de mayına basan çocuklarda olmuştur. Bu durumda olan mayın zedeler ya topal,ya çolak yada kör olarak adlandırılacaklardır toplumda. Çolak Derviş,topal Arif gibi. Kimi kaçakçılık kimliğiyle kimi de kazayla mayın tuzağına takılarak yaşamını kararttı genç hatta çocuk yaşlarında. İki çeşit mayın var bu sahada ayrı şeritler halinde gömülü. O yüzden ki mayınlı saha bu kadar geniş yer kaplamaktadır. Bunlardan birincisi anti tank denilen büyük mayın. Buna basan canlı tuz buz olur cesedi bile toplanamaz. İkincisi ise anti personel denilen basan canlının diz altına kadar bacağını götüren cinstendir. Bütün bunlar kaçakçılığı önlemek adına yapılmıştı büyük külfet ve büyük masraflarla. O genişlikte ki arazilerin kamulaştırılması, o arazileri mayınlarla döşemek parasal yönden bakılırsa nelere mal olmuştur Devlete. O günden bu yana o topraklardaki tarımsal kayıp ve mayınların telef ettiği insanlar düşünüldüğünde bu uygulamanın zarar bilançosu korkunç bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Eğer bu masraflar bölge halkı için bir kalkınma projesi şeklinde düşünülüp de uygulansaydı kaçak olayı ekonomik yönden köklü bir şekilde çözülebilinirdi. Zaten işin boyutu da ekonomik değimli?. Ne var ki iş böyle olmadı. Oysa Suriye sınırı düzlük bir alan dolaysıyla kontrolü de oldukça rahat sağlanabilinir durumdadır. Hal böyleyken bu kadar araziye ve bu kadar insana mal olacak bu önlem getirilmiş oldu. O günden bu yana aradan yarım asır geçti. Halen o mayınlar tehlike saçmaya devam ediyor ve halen o kadar geniş araziler atıl durumda kalmakta.Kaldı ki son teknolojik gelişmeler hudut gözetleme, kontrol cihaz ve silahları artık mayına ihtiyaç duymayacak gelişmişlikte. Günümüzde artık Suriye ile olan ticari ve ekonomik ilişkiler gümrük kapılarında yasal çerçeve içerisinde yapılmaktadır.Ayrıca Türkiye’nin bugünkü ekonomik durumu ellili- altmışlı yıllardaki durumdan çok çok farklıdır. O yılların koşulları her iki ülke içinde geçerli değildir şimdilerde.Bu durum kaçakçılık denilen ticari ilişkiyi kendiliğinden ortadan kaldırmış durumdadır. Hal böyleyken ve zaman zaman devletin de gündemine gelen bu mayınlar halen niye kalkmıyor, o verimli araziler niye tarıma açılmıyor ?
Yakın zamanda karkamış antik kenti ile ilgili yapılan çalışmalar
Karkamış antik kenti, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu'nun 28.08.1986 gün ve 2630 sayılı kararı ile tescillenmiş , Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 20.07.1989 gün ve 402 sayılı kararıyla da 1. derece arkeolojik sit sınırı onanmıştır.
M.Ö. 3500'den M.Ö. 700 yılına dek kesintisiz iskan görmüş olan Kargamış antik kentinde Eski Mısır ve Suriye'nin Anadolu ile ilişkilerini ortaya koyacak kazıların bir an önce yapılarak turizme kazandırılması ile ilgili çalışma Gaziantep Valiliğince, Kültür Bakanlığına, Turizm Bakanlığına ve 6. Kolordu Komutanlığına yazılarak 1991 yılında başlamıştır.
Konu Genel Kurmay Başkanlığına da iletilmiş olup gelen 20.06.1991 gün ve 0925-91 sayılı cevabi yazıda bölgenin stratejik konumu vurgulanarak "Askeri yasak bölge konumu"ndan çıkartılmasının söz konusu olamayacağı; ancak antik kentin çevresinin aydınlatılabileceği, kentin çevresinin uygun fiziksel engellerle çevrelenerek giriş ve çıkış için kapılar kurulması, hava kararmadan önce alanın boşaltılması, yetkili komutanlıkla koordineli olarak çalışılmak koşuluyla turizme açılmasında sakınca olmadığı; ancak bu çalışma Öncesinde bölgede bulunan mayınların temizlenmesinin zorunlu olduğu belirtilmektedir.
Mayınların temizlenmesi çalışmasının yapılabilmesi için gerekli izin, Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarım Koruma Kurulu Müdürlüğünün 25.04.2002 gün ve 4685 sayılı kararıyla alınmıştır.
6. Kolordu komutanlığından alman 02.08.1991 tarih ve 716 sayılı yazıda, anılan yerdeki mayınların belirli bir anahtarı olmadığı ve çok eskiden gelişi güzel döşenmiş olması nedeniyle söz konusu yerdeki mayınların temizlenmesi amacıyla mayın temizleme tankının görevlendirilmesi hususunun 2. Ordu Komutanlığının emir ve tensiplerine maruz olduğunu belirtildiğinden, söz konusu yazı Gaziantep Valiliğince 10.04.1992 tarih ve 546 sayılı yazıyla 2. Ordu Komutanlığına iletilerek bölgedeki mayınların temizlenmesinin sağlanması istenmiştir.
2. Ordu Komutanlığından alınan 06.05.1992 tarih ve 719 sayılı yazısında konunun Kara Kuvvetleri Komutanlığına intikal ettirildiği ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına yapılan tekliflerin karşılanmasına bağlı olarak bölgenin mayınlardan temizlenmesine başlanacağı bildirilmiştir.
Karkamış Kaymakamlığı Özel Kalem Bürosu’nun 29.05.2006 gün ve 21 sayılı yazısında, “İlçe sınırları içinde bulunan tarihi Karkamış antik kentinin Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı alanda kalması nedeniyle yerli ve yabancı turist ve araştırmacıların gezip görmelerine olanak vermediği; bu bölgenin askeri güvenlik bölgesinden çıkarılarak turizme açılması konusunda gerekli yazışmaların yapılmasına karşın bir sonuç alınamadığı; yine konuya ilişkin Kültür Bakanlığı Adana Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma Kurulu müdürlüğünün 25.04.2006 gün ve 302/4685 sayılı kararında Gaziantep ili, Karkamış ilçesi 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli Kargamış antik kenti içinde planlanan mayın temizliğine ilişkin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün 21.03.2002 gün ve 2444 sayılı yazısı ve ekleri, kurul Müdürlüğü uzmanlarınca hazırlanan 22.04.2002 tarihli dosya raporuna dayanarak yapılan görüşme sonucu, Gaziantep ili, Karkamış ilçesi 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli Kargamış antik kenti içinde döşeli olan mayınların, kültür varlıklarına zarar vermeyecek bir yöntemle ilgili Müze denetiminde kaldırılmasına karar verildiği halde hiçbir işlem yapılmadığı; 18.12.1981 tarihli ve 2565 sayılı Askeri Yasak bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Yasasının 5. maddesi ile değişik Ek Fıkra: 20.10.2005 tarih ve 5412 sayılı yasanın 1. maddesinde kara sınırları boyunca tesis edilen askeri yasak bölgelerin sınırları ise, kamu yararı bulunması kaydıyla milli eğitim, kültür, turizm ve spor amaçlı etkinlikler için Genel Kurmay Başkanlığının önerisi üzerine Bakanlar kurulunca daraltılabilir ya da kimi bölgeler tümüyle kaldırılır'1 hükmünün amir olduğu belirtildikten sonra, Suriye sınırında 1. derece askeri yasak bölge içinde bulunan tarihi Karkamış antik kentinin askeri yasak bölge kapsamından çıkarılarak turizme açılması için Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce yerinde yapılacak keşif sonucu düzenlenecek raporun üst makamlara sunulması” istenmiştir.
Ancak bütün çabalara rağmen mayınların temizlenmesi konusunda kayda değer hiçbir
çalışma olmamıştır.