Tüm sahte ışıkları söndürdüm de geldim rabbim
TÜM SAHTE IŞIKLARI SÖNDÜRDÜM DE GELDİM RABBİM
ben sahte uzaklıkların sürgünü
ben eğreti vuslatların esiri
ben yalan yolların yolcusu
ve ben sönmüş ışıkların yansıması….
Bu gerçekle Rabbime sesleniyorum…
Tüm kaybedişlerimin nedeni
Seni aramadığım içindi
Her boşluğa düşüşüm
Senin ellerimden tutacağını düşünemeyişimdendi….
Ve Rabbim her düşüşlerimde
Kanayan yaralarım için isyan edişlerim
Hep bu nedenleydi…
Açtığım ellerime dökülen dualarda
Hep kendim , hep ben vardım…
Yine bencillik ettim biliyorum
Oysa ki…
Avuçlarıma dökülen göz yaşlarım….
Ve sana olan özlemlerim olmalıydı…
Sana olan sevdam olmalıydı
Avuçlarımı dua dua kuşatan…
Bütün sürgünler sana
Bütün hasretler sana
Ve bütün vuslatlar sana olmalıydı…
Ve işte Rabbim kapındayım
Affet beni…
Yağdırdığın rahmet yağmurundan
Sağnak sağnak nasiplenirken
Ben kendimi kupkuru çöllerde gördüm
Nasılda kördüm…
Nasılda kördüğümdüm…
Aklım kafi gelirken gerçekleri anlamaya
Akledemedim…
Ve Rabbim bu aciz kul…
Gerçekleri göremediği için kör geldi sana…
Sözlerine kulak veremediği için sağır geldi sana…
Seni layıkıyla anmadığı için dilsiz geldi sana…
Her vakit açmadığı için elsiz geldi sana…
Çağrına koşarak gitmediği için ayaksız geldi sana…
Ve Rabbim…
Bütün sahte ışıkları söndürüp geldi sana…
Nurunla aydınlanmaya geldi…
Sana geldi…
…RABBİM…
Sana geldi…
Rahmetinin Dilencisi geldi
Rahmetinin Dilencisi geldi
Seni düşünüyorum şimdi…
Günahımdan çok rahmetini..
Ve geldim işte..
Neyim var , neyim yok ise aldım,geldim..
Olanca günahımla,isyanımla…
Olmayan şükrüm ve duamla geldim..
Geldim işte..
Geldim Rabbim..
Öyle yorgun düşmüş hâlde geliş ki bu geliş..
Öyle yorgunum ki ım..
Alıversen.. Kurtuluversem bu yükten..
Dinleniversem…
Dileniyorum işte kapında..
Rahmetininin dilencilerini eli boş çevirmeyeceğinin bilinciyle dileniyorum..
Geldim işte sonunda..
Alırsın değil mi huzur kapısından..
Kapılar önünde koymasın değil mi ; öyle perişan..?
Çaresizim şimdi… Öylesine çaresiz..Öylesine lâl..
Dışarısı soğuk şimdi…Dışarısı ayaz..…
Huzurunun o sıcak iklimine muhtacım ..
Şimdi yok yeri yurdu bu bedevinin,sokak çocukları kadar..
çöllerde kabul etmez artık ,günahlarımdan..!
Lâ mekânlarda kaldım ’ım! ..
Zaman tükendi artık...
Tükendim ’ım..
Tek bir nefes aldırmaz oldu artık gafil yanım..
Muhtacım ’ım… Öylesine muhtaç..
Ah…
Öyle açım ki hem de,rahmetinin tek bir damlasına..
Ey kalbimin sahibi..
Ey rahmeti ab-ı hayat iksiri..
Rahmetsizlikten kavrulan gönlüme nurlarını yağdırmaz mısın… ?
Ey dertlerin biricik dermanı olan..
Ey ezeli ve ebedi dostu,kullarının…
Geldim işte..Buradayım…
Kabul etmez misin ? ‘’Kulum’’ demez misin?...
Almaz mısın yoksa huzuruna
‘kul’’ olduğunu unutup kulluktan bihaber bu acizi..
Affetmez misin ım …
Bunca günahıma bakıp da ret mi edersin..?!
Şimdi ne olur Ey Rabbim,izin ver..
İzin ver huzuruna günahsız durayım..
Yetmez değil midir, bunca zamandır omuzlandığım günah yükümü..?!
Günahımı alıp,bu yükten kurtarmaz mısın?
Bunca zamandır işlediğim günahlardandır, sana varamayışım..
Sana gelişimi engelleyen tüm prangaları söküver ’ım..
‘kULUM’’ dediklerin arasına katıver bizleri de..
Sana layık kul olmakla şereflendir ’ım..
Abd olmakla huzuru bulalım..
Sıkıntılarımızdan kurtulalım abdiyetle..
Bağışla ALLAh’ım..
Cürmümüz çok…
Ama..Ama,rahmetin daha çok..
Rahmetinden ümitvarım…
Sen ki rahmetinin %99’unu kıyamette mü’min kullarına saklayansın…
Geri kalan bir rahmetinle ,dünyada kaldır bu yükümüzü de
huzurunda boynumuzu bükme ’ım..
Bilirim …
Bilirim affedersin ALLAhım..
‘Senin rahmetin okyanus, günahım ise okyanustaki adada bulunan
ağaçtaki garip kuşun ağzında ;bir nohut tanesi ..’’
O okyanustan bir damla düşür çorak gönlüme de,
kuraklaşmış tüm yanlarım o ab-ı hayatla yeşersin..
Eksik etme kalbimden rahmetinin damlalarını..
İzin ver nasuh tevbe kapılarından geçeyim de,
dilime değen her bir harf gönlümde yeni dua çiçekleri
filizlendirsin..
Baharın ölmüş toprağa hayat verdiği gibi, ben de yeni bir hayat bulayım ..
Ölüleşmiş kalbimdan gelen kötü kokular ruhuma değmeden,
rahmetinin hoş kokuları ile dolayım..