-
Öyle kolay geçmez bu zaman dedigin
Geçen her saat yüreginde bir sancı
Öyle kolay geçmez bu zaman dedigin
Seni senden alıkoyan yabancı
Bir türküdür zaman canın yanınca söyledigin
Öyle kolay geçmez bu zaman dedigin
Takılır kalır düşlerinin bir köşesinde
Bir gün bakarsın o bekledigin
Yankılanır rüzgarın ince sesinde
Hiç bekleme bu ses susacak diye
Her an ardında duyacaksın
Sana geçen zamandan hediye
Gölerinde yalnızlıgı okuyacaksın
Öyle kolay geçmez bu zaman dedigin
Saklanır bir anı gibi yüreginde
Bir günah gibi bilmeden işledigin
Hissedersin her an derinlerinde
Ekrem Kemal
-
Mutluluktan ağlamaktı sevda
Vuslatta sevgiliye varmak
Belkide mecnun gibi çöller aşmaktı
Ya da ferhat gibi dağları delmek
Dalları meyveye durdurmaktı sevda
Haykırmaktı yalnızlığa
Rüzgar gibi delicesine esmekti bahçelerde
Açılabikmekti okyanuslara
Kelebek gibi korkusuzca uçabilmekti sevda
Yağmur gibi ansızın yağmak
Yüreğinde acıyı hissetmekti
Bazen gözyaşı dökmek...
Ve bıkmadan usanmadan beklemekti
Dünde kalmak,bugünü yaşamak,yarını hayal etmekti sevda
Candan öte canan demekti
Herşeyden önce sen demekti...
Yine de herşeye rağmen SEN DEMEK SEVDA...
-
YAĞDIKÇA
Yerle yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü,
Kavim göçlerinden bu yana ağlayan
Ve durmadan
Cep kanyağı yakıcılığında ezgiler
Çalan, çaldıran, yakalatan
Adı bende gizli bir kadındı İstanbul
Şehre bir yağmur yağdı
Ben ağladım
Sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizanstan
Yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses
Verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır
Eşyalar alındı fotoğraflar söküldü
yerlerinden
Bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk
sipariş edildi yeniden
Bir şehre yağmur yağdı
Ben ağladım
Kim daha çok yalan söndürdü çay
bardaklarında
Hangisi talandı demli öpücüklerin
Ve buğularda yitirilen kimin adıydı
Bir aşktan diğerine kaç saate gidiliyordu
Soyulur muydu kabuğu hayatın
Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?
Yağmur şehre bir yağdı
Ben ağladım
Ben ençok seni götürdüm giderken
Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları
Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı
Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı
Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı
Ben şehre ağladım bir yağmur yağdı
Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı
Ben...
Yağmur...
Ağladım...
YILMAZ ERDOĞAN..
-
ben eylül sen haziran....
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım
Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde
Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara
ü.yaşar oğuzcan....
-
Hangisi
Acı olan beklemek mi
Yoksa umut ekmek mi
Hangisi zor,
Yutkunmak mı,
Hıçkırıklara boğulmak mı,
Hangisi daha güzel,
Yaşamak mı,
Varolmak mı,
Hangisi anlam yüklü,
Sevilmek mi,
Sevmek mi,
Hangisi utanç verici,
Aldatmak mı,
Aldatılmak mı,
Hangisi kahredici,
Aşağılamak mı,
Aşağılanmak mı,
Hangisi en degerli,
Para mı,
Mutluluk mu,
Hangisi daha uzak,
Yollar mı,
Umutlar mı,
Hangisi daha vahşi,
Öldürmek mi,
Öldürülmek mi,
Hangisi daha hüzünlü,
Terketmek mi,
Terkedilmek mi,
Hangisi daha acı,
Yanlızlık mı,
Dost görünen dostlar mı....
Yoksa kalabalıklar içindeki yanlızlıklar mı...
-
NİYE
Ben çobandım sen yıldızı, Gökyüzünden kaymak niye
Unutulmak alın yazım, Dilden dile yaymak niye
Bir yalana beş katıpta suçluyorsun son mektupta
Sevabımı unutupta, Günahımı saymak niye
Göz mü değdi hiç etmezken
Vicdanına güç yetmezken
Karıncayı incitmezken
Sevgiliye kıymak niye
Aldatılmak öyle zorken
Her gün biraz daha korken
Melek yüzlü kalbin varken
Kör şeytana uymak niye
Daha bu yıl bu ekim'di
Kovsam gitmem diyen kimdi
A vefasız beni şimdi
El yerine koymak niye
-
Ne ilginç değil mi?
Dertlerimiz hemen hemen aynı..
İkimizde aşk acısı çekiyoruz bu karanlık günde,
Ben sana, sen başkasına yanıyorsun...
İlginç olan ki acı aslında
Sen gelip bana anlatıyorsun derdini..
Ama ben ağzımı açıp da söyleyemiyorum duygularımı sana...
Yalnızlığıma içiyorum yalnız geçen şu gecemde.
Sen kavuşursun elbet bir gün, bir yerde, birilerine..
Fakat ben biliyorum ki sensizim bu hayatta,
Gerçi seninleyim ama
Sensizliğin taa en dibindeyim
İlginçtir ne acı ki
Yalnızım, sensizim
Evet seninleyim bu da gerçek
Böyle de devam eder gider
Yollar biter acı dinmez..
Gün olur sen gidersin
Ve ben...
Ben biterim.
-
Damla Damla Yanağına Çiz Beni
Sen uykuysan, ben gördüğün düş olam
Sen yuvaysan, ben bir yavru kuş olam
Ağlar isen gözlerinde yaş olam
Damla damla yanağına çiz beni
Sen sevda ol, ben uğrunda can veren
Sen gülnişah, ben eteğe yüz süren
Sen avcı ol, ben yaralı bir ceren
Sıra sıra kurşunlara diz beni
Sen güneş ol, ben günyüzü görmeyen
Sen neşe ol, ben ömrünce gülmeyen
Sen tabip ol, ben derdinden inleyen
İlmek İlmek acılardan süz beni
Sen leyla ol, ben yağmursuz çöl olam
sen yangın ol, ben savrulan kül olam
sen bahçevan, ben bahçende gül olam
arı gibi daldan dala gez beni
ben bir etek, sen kocaman bir dağ ol
ben bir çalı, sen alımlı bir bağ ol
ben Can Nuri sen canımda bir can ol
isterisen toprak toprak ez beni
-
İstemem
Ey yar
Sanadır bu figân
Sanadır yüreğimden akan
Varsın ya
Aşksın ya
Şanssın ya
Başka baharlar istemem
Gözümde yedi verenler açtı mevsimsiz
İçimde dinmeyen inlemeler kifayetsiz
Canımda cananıma kavuştum herşey sessiz
Sesimsin ya
Arzumsun ya
Şiirlerimsin ya
Başka kavuşmalar istemem
Geceler mehtabı sırtlanıp gelir oldu
Sabahlar kuş kanadında avuçlarıma kondu
Bütün hüzünler gülüşlerinden korktu
Geldin ya
Sevdin ya
Bana erdin ya
Başka bayramlar istemem
Buza durmuştu güneşim
Hazan sarısıydı yeşilim
Çocuksuz küskündü içim
Gördün ya
Duydun ya
Bana değdin ya
Başka sevdalar istemem
Yüreğim mutlulukla sevişmelerde
İçimde şenlikler düzenlenmekte
Sözüme neşeler bürünmekte
Teksin ya
Çoksun ya
Biriciğimsin ya
Başka ödüller istemem
Kalemim çıldırdı yazamıyor sevincini
Bedenim delirdi bulamıyor yerini
Sevginin en güzeliyle dolu yüreğini
Serdin ya
Verdin ya
Yüreğimle buluşturdun ya
Başka buluşmalar istemem
Eşsizmişim gibi baktı gözlerin
Sözlerin en güzelini sundu dillerin
Özünden döküldü sahici gizlerin
Gerçeksin ya
Benimsin ya
Gözlerindeyim ya
Başka bakışlar istemem
Bilmem ki ne desem
Hoşgeldin mi
Merhaba mı
Yoksa gitme diye yalvarayım mı
Ama geldin ya
Ama sensin ya
Başıma taçsın ya
Başka müjdeler istemem...
-
hayat çok güzel şeydir
........................elemleri olmasa
güller çok güzel şeydir
.........................dikenleri olmasa
insan çok güzel şeydir
..........................yalanları olmasa
AŞK çok güzel şeydir
...........................aldatılmak olmasa
-
sevmek anlık sevdalarda saklıydı bir agacın dalının kuruyup yanlızlık sokagına savrulması gibi dogal birşeydi aslında cıkacıkacaktım ünüversitenin catısına ve ya allah deyip atacaktım kendimi mutluluga atamıyordum gülüm atamıyordum yıldızların güzeligini kendime bahane edip ışıksız soguk sokaklarda dolaşıyordum ve birde senin bir cift siyah gözlerin için katlanıyordum dünyaya
-
bir zaman susuversede bir vuslat duru versede ben arıyorum o siyah gözleri
-
ya efsane ne güzel msjlar onlar tşkler
-
GÖREV DÖNÜŞÜ
Özledim...
Soğuk gecelerde görev dönüşü
Sıcak kollarında bulduğum huzuru,
Ve ne kadar kötü geçse de günün
Sorduğumda gülümsemeni.
Şimdi yine...
Soğuk gecelerde görev dönüşlerim var.
Kapıyı çalsam, sanki sen açacaksın
Sanki bütün gece uyumamışsın, gelmedim diye
Bir ara korkmuşsun,
Bir ara ümitsiz
Yağmur şehrindeymişiz gibi nemlenmiş gözlerin.
Oysa evimin ışıkları sönük
Gecelerden daha soğuk yalnızlığın
yeşil ünüformamı ütüleyip koymamışsın
Kaç gündür içiyorum böyle hesapsız
Kaç gecedir pusularda seni görüyor gibiyim
Özledim..
Yaslanıp omzuma hastalarını anlatmanı
Ve aç kalmamızı, yemeği yaktığın için
Bir de sırf sevdiğini söylemek için, telefon açışını
Telefonlarım çalmıyor artık
Resmini duvardan indirecek cesaretim yok
Şimdi her gördüğüm hemşire,
Daha derin yaralar açıyor içimde
Sana evlenelim dediğim gün
Mutluluktan ağladığını,
Düğündeki heyecanını,
Ve beyaz gelinliğini..
Hatırlamak bir ibadet gibi her an.
Ağlıyamıyorsam, ölmeyi düşünmeliyim...
Düşünmedimmi sanıyorsun
Kaç kez duydum metalin soğukluğunu şakaklarımda
Kaç kez tetiğe uzandı parmaklarım
Resminin karşısındaydım her defasında
Odamın her köşesine kokun sinmişti
Orda yarım bıraktığın bir kitap,
Orda rujun, yanında tüm dokundukların
Beyaz kepin yatağın yanıbaşında
Tetiğe dokunamadı parmaklarım
Ağlayamadım..
Sana mayına basacağımdan bahsettim mi kızardın bana
Hatta küser konuşmazdın.
Sana sarılıp öperdim binlerce kez
Çocuk gibiydi ellerin,
İlk yağmur şehrinde tuttuğum.
Sonra barışırdık
Söz verirdim bir daha anlatmayacağıma
Üç gün sonra, bir askerim mayına basardı
Niye ben basmadım onun yerine diye
Oturur ağlardım.
Oysa senin için
Ağlayamadım..
Doğu'nun dağlarında yine kar vardı o gün
Bir takipte vurulmuştum.
Üç gün kaç gece uyumadın yanıbaşımda
Her an ağladın,
Her an yalvardın benim için Allah'a
Sen olmasaydın,
Belki o kadar sıkı sarılmazdım yaşama.
Seni sevmesem,
Başkasını seveceğime sevgisizliği seçerdim.
Evlendiğimize inanamamış,
Saatlerce evlilik cüzdanımıza bakmıştık.
Ve sonraki beş yıl
Her anı seninle dolu.
O sabah nasıl kırgın kalkmıştık yataktan
Birşeyler yanlıştı sanki
Beni uğurlarken.
Sanki bir daha görmeyecekmişim gibi öpmüştüm seni
Sanki dönmeyecektim o pusudan
Sanki binlerce mayın patlayacaktı altımda
Ama döndüm.
O soğuk gecelerden biri değildi
Tüm yıldızlar uyanıktı
Oysa o yaralıyı almaya gittiğiniz ambulans,
Dönmedi bir daha geri.
Beyaz forman..
Beyaz gelinliğin..
Beyaz kefenin..
Seni çok özledim...!
-
Başkalaşan Aşk
Adını anmak güzeldi,
dost ağızlarda sana dair cümlelerin
ıslatılması...
Adını anmak...
Yüksek sesle, kimsesiz gecelerin düşsel
avuntularına sırt çevirip senden söz açmak...
Biraz gülünç, biraz sitemkar...
güzeldi...
Adının Türkçe'deki yankısı özeldi...
Seninle yoğurt yemek, kendi Kanlıcanlı,
Sülalesi Kandilli yoğurtçunun mekanında...
Denize amors durup, yüzüne
cepheden bakmak güneşli bir mavilikte....
güzeldi..
Ipe sapa konuşlanmaz bahanelerle elini tutmak,
yüzünde
Yüzyıllık bir hasreti gidermek güzeldi...
Güzeldi'li geçmiş zamanları düşünüyorum
şimdi...
Cümlelerimiz öznesiz...Umursayan yok,
Kanlıca'daki yoğurdu...
ve eşikteki öpücük, tarih bilinci olmayan bir
aşkın mührüdür artık
yılmaz erdoğan..