-
NİZİP KÜLTÜR EVİ için
Nostaljik manada eski Nizip ev yaşamlarına özgü geleneklerimizi canlandırabileceğimiz tarihsel güzelliklere haiz yerler arıyoruz…
Öneri -1
Çarşı camiinin giriş kapılı ön yüzü ile belediye binasının batı yönüne bakan yan yüzü arasında bulunan (yüzü Güneye dönük) ve rahmetli Orhan SAYIN ile verasetlerine ait olan; ama SİT KAPSAMINDA bulunan, başlangıçta Sabunhanenin sergi alanı; sonrasında altı cezaevi üstü mahkeme; 1945' de özel idare binası;son zamanlarında daotel amaçlı kullanılan,20 pencereli, taş yapılı asırlık binanın Nizip Kültür Evi ’ne dönüştürülmesini öneriyorum.
-
Bence de orası nostaljik Nizipkültür evi olarak hizmet verebilir.
-
bencede haklısın abı orası Nizipin eski yapıları arasında yer alıyor ve
nerdeyse eskı yapılar arasında en güzel gorunen o bencede orası
KÜLTÜR (MERKEZİ)EVİ OLMALI.
-
1.ci ve 2.ci örnekler için sayın Gökhan Dokuyucu'ya teşekkürler. Yerinde ve birincisi kadar düşünülmesi gereken tesbitler.
BİN ÇİÇEK BİRARADA AÇSIN
BİN ÇİÇEK BİRBİRİYLE YARIŞSIN....
-
Her üç örnek te yerindetespitler. Restorasyonu biraz masraflı; içini de eski Nizip evlerine özgü döşeyebilmek oldukça zahmetli olsa da Nizip'e bir kültür evinin gerekli olduğu kanaatindeyim. Ben söz konusu ev (veya) yer;) şu ya da bu olmalı diye ısrar etmiyorum. Yeter ki konunun anlamına uygun bir yapı arz etsin ve yeni nesillere atalarının yaşadığı mekanları göstermeye ışık tutsun. .
-
Genelde bu tür tarihi yapılar fonksiyonlarını yitirdikleri için gerek sahiplenme ve gerekse onarım amacına yönelik olarak kültür etkinliklere hep kılıf olarak görülür.Bunu önerenler gerçekten samimi bir yaklaşım içinde olsalar bile günümüz kültrüne ne derece etki sağlayabileceklerini de izah etmek zorundadırlar.Küçük bir fotograf sergisi,belli periyotlarla yapılan küçük çaplı kitap sergileri,kermes organizasyonları ve el sanatları sergisi gibi bazı kültürel etkinlikler bu dar alanlarda yapılabilir.Oysa Kültürün çok cüzi bir kısmını oluşturan bu oluşumların çoz az zümreye hitap ettigini de unutmamak gerekir.Kültür binası olarak içinde tiyatro,sinama salonları bulunan,konferans odaları,dernek odaları,vakıf temsilcilikleri gibi geniş katılımlı kültürel yapılanmaların bu tür dar tarihi yapılarda hayata geçirilmesi olanaksızdır.Tarihi yapıların bakımı ve onarımı ve sahiplenmesi apayrı bir konudur.Fakat bu yapılara işlevlirlik kazandırmak üğruna kültürel faaliyetlerin alanlarının kısıtlanması doğru bir tercih degildir.Yerel yönetimlerin bir an önce diger şehirlerde hızla yapılmakta olan modern ve çağdaş çok yönlü Kültür-Sanat binalarının inaşaa etmesi gerekir.Nizip için deasıl ihtiyaç olan budur..
-
sine 27'ye teşekkürler...
On sene öncesinden Nizip ve Gaziantep'te yayınlanan gazetelerde NİZİP'E BİR KÜLTÜR SARAYI ŞART konulu üç makale ve iki manşet haber yazdım. Konuya eğilmeleri için sayın H. Fevzi AKDOĞAN hariç, önceki üç belediye başkanına da önemle rica ettim. Ama neden ve niye ise ilgilenmediler.
Şu gün için AZI OLMAYANIN ÇOĞU OLMAZ'mış ilkesinden hareket ederek, hiç olmazsa BİR KÜLTÜR EVİ talebinde bulunuyorum...
Bu bir dar görüşlülük ve de kültürel ufuksuzluk olmasa gerek.
Kültür evinin 'en azından' en anlamlı özelliği 'bence' yeni kuşakların İBRETLENDİRİLMESİDİR, diyorum.
-
merhaba bu konu çok yerindedir.eski eserlerin herhangi bir şekilde güzide ilçemize kazandırılması lazımdı.kültür evi çok gerekli bir mekan.bizler neredeyse oturacak mekan bulamıyok.kahvelerde okey-tavla oynamak ta bir yere kadar.daha ferah ve kaliteli yerler sanıyorum gençler için de yararlı olur.
-
Evet!
Sayın salkımlı 27'nin hatırlatması için teşekkürler.
Tabi ki, kültür evinde kültür kafe de olur. Ama tesbit edilen ve tasarlanan yerin genişliği (yüz ölçümü) çok önemlidir..
-
Bizler kültür evinden bahsediyoruz. Kültür merkezlerinden veya saraylarından değil. Burada Nizip'li nasıl yaşardı, Nizip'linin Örf ve Adetleri, Gelenek ve görenekleri nelerdi, Sosyal yaşantıları nasıldı, İmece ve diğer toplumsal faalyetleri nelerdi, Örneğin barak odalarında neler konuşulurdu, bunun gibi kendimizin geçmişini sorgulayacak ve Nizip'li nasıldı sorusuna cevap bulabileceğimiz kültür evinden bahsediyoruz. Ancak kültür sarayı veya kültür merkezi yaptırmak isteyen büyüklerimizinde önüne geçmiş değiliz. Saygılar.
-
Bahsekonu kültürevi olacak yerin arka tarafında eski bir bedesten çarşısı vardı ne oldu? bilen var mı?
-
Sayın f.deliaslan'a teşekkürler.
BEDESTENE DAİR
6-13 Ağustos 1996 tarihli Gaziantep'te yayınlanan ve iki tam sayfası Nizip haberlerine tahsis edilen ve de temsilciliğini yaptığım HEDEF Gazatesindeki haberim:
TARİHİ BİNALARIMIZ BİR BİR YIKILIP ÖLÜYOR
çökme tehlikesinden korkulan tarihi Haci Ahmet (Sayın) Efendi Bedesteninin ikinci katı sahiplerince yıkıldı. Böylece Nizip'in son ''Antik taş yapı'' binası da tarih oldu...
1900'lü yılların başında Hacı Ahmet Sayın Efendi tarafından Uzun Çarşının kuzey başlangıcı tarafına yapılan tarihi bedesten; iki katlı olup, birinci katında 20 işlik dükan içte; dördü doğu, üçü de batı kapısı yönünde olmak üzere 7 işlik dükkan dışta; 8 işlik büyük dükkan da ikinci katta olmak üzere, toplam 35 işlik dükkanı ile bedesten tarihi bir pasaj görüntüsü addediyordu.
Birinci katın neredeyse tamamı, ilk Ermeni iskanının yapıldığı 1915 yılında Ermenilerce kiralanan bedestende, manifaturacılık, kuyumculuk, terzilik, attarlık, dişçilik, hasırcılık ve kilimcilik yapılıyordu. Bölgemizdeki ikinci iskanla(1919) birçok Ermeni Halep'e sürülünce bedestenin birinci katındaki çok sayıda dükkan uzunca bir müddet boş kalır.Yerli halk tarafından ambar ve depo olarak kullanılır. Nizip'in ilk çorap imalathanesine de ev sahipliği yapan bedestenin ikinci katı, 1942 tarihinde 10 yılı aşkın bir süre Göz Hastanesi olarak da hizmet vermiştir. 1960'lara kadar Nizip'in en hareketli iş merkezlerinden biri olan, daha sonra yeni iş yeri yapılanmalarının fantastik etkisiyle önemini yitirir. Ve 1960'lardan bu yana önemli hiç bir tadilat yapılmadığı ve devlet desteği görmediği için, ekonomık ömrünü tamamlayan bedesten yer yer çökmeye ve dökülmeye başlar...
Tarihi bir özellik arz eden bedesten 'maalesef' iki yönlü ihmal neticesinde GÖZ GÖRE GÖRE ölüme terk edilmiştir.
Masalsı yanı ağır basan hamasi martavallar üreterek sürekli övünmeyi kendimize şiar edinmiş olduğumuzdan, 'ne yazık ki' gözümüzün önünde olan ve asıl onlarla övünmemiz gereken değerlerimizin ise kıymetini bilmiyoruz. Ve üstelik 'dosta düşmana inat' kendi ellerimizle yıkıyoruz.
Lütfen söyleyiniz!.. 'Duyarlı kişilerce ve de Devletce' yaşarken ölen tarihimize ne zaman ve nasıl sahip çıkacağız?..
Torunlarımıza atalarımızın eseri olarak neleri gösterip, neleri örnekleyeceğiz?...
On sene önce böyle demişim.
-
Maalesef bu tip tarihi yapıların ömrü kısa oluyor; bizlerin veyöneticilerin duyarsızlığı yüzünden bir bir yıkılıp gidiyor. Yakında çocuklarımız eski tarihimizeyönelik yapı sorduğunda sanıyorum ki"Bizler geçmişimize sahip çıkamadık" diyerek yüzümüz kızaracak. Herhangi bir eser gösteremeyeceğiz. En azından Sayın Kemal CENGİZ beyfendinin göstermiş olduğu bu yapıya sahip çıkılarak gerekli restorasyonçalışmaları yapılmalı ve Nizip Kültür evi olarak faaliyet göstermeli. Kemal CENGİZbeyfendiye ve duyarlı hemşerilerimize saygı ve sevgilerimi sunuyor. Tüm Hemşerilerimizin Mübarek Ramazan Bayramını kutluyorum..
-
Sayın f.deliaslan’a bu konudaki duyarlı desteklerinden ötürü tekrar tekrar candan teşekkür ederim..
Bayram ziyareti gel-gitlerini atlattıktan sonra, Kültür Evinden ne anladığımı;bölgesel bir kültür evinde ’tarihsel değer olarak’ nelerin olması gerektigini, nelerin sergilenebilirliği konusuna değineceğim. .
Genel manada bilgi edinme açısından ’belki’bir nebze yararı olur, diye..
-
KÜLTÜR EVİ
Benim anladığım şekliyle özellikleriyle bir kültür evinde neler olur, neler sergilenir; teşhir edilir?. Kültür evi gereksinimi; küçük ya da büyük bir yerleşim bölgesinin onlarca, hatta yüzlerce yıllık yaşamsal geleneklerinin kaybolması veya kaybolmaya yüz tutmuş olmasıyla orantılıdır. Bir yerleşim birimine özgü (Konumuz Nizip olduğu için, NİZİP'E ÖZGÜ) konutların ( Ev yaşantısı biçiminin), küçük el-işleri ve sanatları da dahil zanaatkarlık, tarımına dayalı üretim araçları vs. türlerinin kaybolması ve unutulmasından ötürü; tarihsel ve sosyo-kültürel değerlerin bir merkezde ve bir arada sergilenmesiyle geçmişin bir nebze canlandırılmasıdır; kültür evinden anladığım. Hem yerli ve yabancı turistlere hem de o günleri görmemiş (o günlerin yaşam biçiminden habersiz) olan yeni kuşaklara, bölgenin geçmişiyle ilgili ‘toplanacak olan materyallerle somut örnekler sunmaktır; kültür evinin amacı.
Örneğin;
a-) Yüz yıl önceki, yakın atalarımızın yaşadığı bir Nizip evini (kültür evi olarak tesbit edilecek bir mekanda) dayayıp döşeyelim... Sallı, taş ocaklı, el değirmenli, tahta süllümlü, sokulu hayadıyla; loğlu toprak damıyla ve çok azında olan köşk çıkmalı ikinci katıyla; Ocaklığı, zahire evi, oturma odası, misafir odası ve hatta ahırı ile içlerini döşeyelim... Hatta kırsal kesimimize özgü bir oda, bir Barak Odası...
b-) O günlerin kadın-kız, erkek-erkek çocuk, gelin ve damat kıyafetleri; cansız mankenler üzerinde Zanaatkarlar için bir bölüm; Kilimciler, hasırcılar, halıcılar, üdürgücüler, bakırcılar, kalaycılar, semerciler, çulcular, eyerciler vs.... d, e, f, g, şıklarını siz değerli dostlarımdan bekliyorum Özetle; Kültür evi projesi asla ve asla küçümsenecek bir yapılanma değildir. Çünkü, kurulmasını amaçladığımız o evin içine şu günün kültürel değerleri de konacaktır. Unutmayınız ki 50 yıl, 100 yıl sonra, bu gün de eskiyecek ve şimdiki değerlerimiz nostaljik birer anıya dönüşecektir. Ama biler bir koleksiyoncu ciddiyetiyle hareket edersek hiçbir değerimiz kaybolmayacaktır. Amaç, yakın atalarımızın hangi koşullarda yaşayıp, ne tür araç-gereç kullandıklarını ve hangi düzeyde değerler ürettiklerini sergileyip, göstermektir. Sahi, o yıllarda içinizde un değirmenine bir çuval buğdayı ya da darıyı sırtında veya bir binitle taşımayan uzak-yakın bir akrabanız hiç yok mu, sanıyorsunuz? Peki, o un değirmeninin bir prototipi açılmasını arzulayıp, amaçladığımız kültür evine konsa, şu gün ki kültür anlayışımıza karşı; yoksa, ayıp mı olur, diyenlerden misiniz?
Not: Bu iki soru, özellikle, sokaktaki kariyer sahibi bir tanıdığıma sorulmuştur. Belki okur diye yineledim