Bir Tarihçi Gözü ile Benazir Butto

Öldüğünün haberini yoğunluğumdan dolayı geç öğrendim. Geç öğrendim derken, her haberin ehemmiyetine göre bu geç veya erken öğrenişin değişeceğini hatırlatmak isterim.
Derin ve ince bir sızıydı hissettiğim. Hemen ardından gelense, Benazir Butto’nun ne kadar cesur olduğu düşüncesinin tüm zihnimi kuşatmasıydı.

Neden ilk aklıma gelen onun cesur bir kadın olduğuydu ki?
Tarih öğrenimime ilk başladığım zamanlar, hocalarıma ısrarla tarihte var olan kadınların niçin bu kadar az olduğunu sormaktaydım.
Bu Feminist bir yaklaşımdan değil, meraktan kaynaklanmaktaydı. Toplumun yarısını oluşturmuş ve hiç iz bırakmadan, yaşamamış gibi yok olup gitmiş olmaları bana şaşırtıcı gelmekteydi. Tabi daha sonra bilgi yoğunluğu oluştukça, kendi yorumlarımı yapmaya başlayınca aslında durumun görünenden farklı olduğunu öğrenmiştim.
Aslında ön plandakilerin erkekler olmasına rağmen arka planda ülkeler kurup bozanlar; kralları, padişahları yönetenler hep onlardı. Ancak yine de tarihsel dönüm noktalarında isimleriyle var olan kadınlar oldukça azdı.
Kuşkusuz bunun psikolojik, fizyolojik ve sosyolojik bir çok bakış açısından farklı yorumları vardır. Fakat tüm açıklamalara rağmen var oluş ve olmayış arası bu durum beni hep üzmüştür.
Bu sebeple olsa gerek tarih içerisindeki her kadın ilgimi çekmiş ve mevcut yapının geneline aykırı olarak isimleriyle var olmuş bu kadınlar, güçlü profiller olarak zihnimde kurgulana gelmiştir.
Butto’nun öldürüldüğü haberini ilk işittiğimde hissettiklerim ölüm olgusunun kekremsi acısıyla karışık, işte bu duyguyla da sarmalanmışlık biçimiydi.
Akşam haberlerinde tüm kanallar hayatını uzunca anlattılar. İlk ifadeler içerisinde zengin ailenin çocuğu olduğu da yer almaktaydı. Kaç kadın varlıklı bir hayatın içerisinde lüks ve konforu yaşamak varken sıkıntılı ve gergin bir hayatı tercih eder ki! İnişli çıkışlı, iktidar ve ondan daha da uzun süren sürgünlüğü göğüsleme cesaretini…
Kadın başbakan oluşu bir yana, ilk kadın Müslüman başbakan olması, henüz demokratikleşememiş bir ülkede buna kalkışması ve başarması az şey midir? Bunu başaramayabilirdi de. Önemli olan kendisinin bu mücadeleye girmesidir.
Ülkeye dönüşünde yüzü aşkın koruma ve taraftarının öldürülmesine karşın bu mücadeleden vazgeçmeyişi etkileyicidir.
Ben Benazir Butto’nun hayat felsefesini veya yanlışlarını sorgulamayacağım. Bir çok yazar bunu zaten yapacak doğru ve yanlışları masaya yatırılacaktır.
Ben, ölüme karşın, inandığından vazgeçmeyen, ülkesi için mücadeleye devam eden kadın lider yönünü hatırlatmak istiyorum.
Onurlu ve dik duruşun, her şeye rağmen devam ettirildiği bir yaşam noktalanışını anımsatmak dileğindeyim.
Tarihçilerin her zaman objektif olmaları gerektiği ifade edilir. Doğrudur. Ancak başta da belirttiğim gibi cümlelerim, tarihe geçen bir kadının, bir kadın tarihçiye hissettirdiklerinin öznel tercümesinden başka bir şey değildir…

Eğrisi doğrusu bir yana,inançlı,kararlı ve cesur bir kadın liderdi.Topluma,demokrasiye ve düşünceye musalat olan karanlık ruhluı terör odakları ve yandaşları yine bir demokrasi mensubunu ortadan kaldırdılar.Zaman içerisinde Bu şer güçleri akıttıkları kanda kendileri boğulacaklardır.

Ölüme inat memleketine döndü öldüğünü duyduğumda bir tuhaf olmuştum ne garip insanın toprağı nerdeyse orada ölürmüş ecel gelince yapacak birşey yok gerisi mazerettir... Allah mağfiret etsin...

Benazir Butto'nun dönüşü ne kadar yanlış ise ona yapılan suikast da en az o kadar yanlıştır.

Bazı insanlar bir ülkenin kaderi olamaz ve olmamalı. Bizdeki devrini tamamlamış bir ayağı çukurdaki bazı siyasiler gibi Butto'da aktif siyasetten elini çekmeliydi. Belki mükemmel (?) bir idareci, çok iyi (?) bir insan olabilir ama geldiğinden beri yüzlerce insanın ölümüne sebep oldu. Ve kendisinin ölümü ile de koca ülkeyi kaosa süreklidi. Bir insan bu kadar sorumsuz olmamalıdır. Neticede Pakistan'da aile boyu siyaset yapmış sanki padişahlık sürdürür gibi babadan oğula kıza geçen bir siyaset hayatı yaşanmıştır. Şimdi ise yerine 19 yaşındaki oğlu geçmiştir. Bu nasıl bir iştir böyle?

Bu yaşanan olaylardan müsebbip olarak Butto sorumludur. Olan dost ve kardeş halk olan pakistanlı kardeşlerimize oluyor. İnşallah aklı ve sabır ile bu sıkıntılı dönemi aşarlar diye ümit ediyorum.

Görünen o ki Pakistan'ı pek de iyi günler beklemiyor. İnşallah kısa zamanda birlik ve beraberliklerini sağlarlar. Aksi halde Afgan halkının yaşadığı sıkıntıları fazlasıyla yaşarlar.

müslümabi ben daha düşünüyordum bu kadın geri göndü
acaba arkasında ya ülkesimi vardı ya da dışl güçler arkjasınan almış bunu düşünüyordum acıklıga kavıuştu olay

bir insanın ne kadar kötü olursa olsun üülksesine dönmesi normal

Hepimiz bilirizki türk insanı her zaman iyi niyetli olduğunu hele ölen birisi ise bu niyet dahada büyür ve perçinleşir.Bir tarihçi gözü ile Benazir Butto diye başlık atan Sabiha Doğan hanımefendileride bu niyeti açıkça ifade etmiştir. Sabiha Doğan hanımefendinin Benazir Butto nun tarihini bir daha gözden geçirmesini tavsiye ediyorum... Saygılarımla

Hepimiz bilirizki türk insanı her zaman iyi niyetli olduğunu hele ölen birisi ise bu niyet dahada büyür ve perçinleşir.Bir tarihçi gözü ile Benazir Butto diye başlık atan Sabiha Doğan hanımefendileride bu niyeti açıkça ifade etmiştir. Sabiha Doğan hanımefendinin Benazir Butto nun tarihini bir daha gözden geçirmesini tavsiye ediyorum... Saygılarımla

Yeni vizyon eski misyon diyerek tekrar ülke yönetimine talip olmasını yadırgadım.

Kadir kardeş tabiki ülkesine dönmesi insan olarak onun en doğal hakkı. Fakat bir haberde okuduğuma göre ülkesine dönemeden estetik yaptırmış.

Yani yeni vizyon ile tekrar siyasete atılmasını yadırgadım.

Ülkeye kaosa süreklemeye müsebbib olarak yadırgadım.

Kanayan ve ağlayan bir kardeş ülke görmek istemediğim için yadırgadım.