EGE MARMARA YOKSA NIZIP ZEYTINIMI
Hergün TRTdeege ve marmara zeytinin daha kaliteli ve yaginin daha iyi oldugu anlatiliyor Acaba Nizip imizde yetistirilen zeytinlerden elde edilen zeytinyagi dahami kaletisiz yoksa bizler Nizip halki ve zeytin yetistiricileri iyi reklamimizimi yapamiyoruz.Ayrica bizde üretilen zeytinyagli(PRINA) sabunu eskisi gibi iyi üretilmiyormu.
Zeytinyağına Güneydoğudan NTO Sahip çıktı
Sempozyum'da yer alan bilgiler aşağıda olup,konu ile ilgili bilgiler odamızdan alınabilir.
ULUSAL ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI SEMPOZYUMU VE SERGİSİ 15-17 EYLÜL 2006 TARİHLERİNDE İZMİR FUARINDA YAPILDI. Sempozyum programı dahilinde panelist olarak katılan Genel Sekreter İbrahim Halil BABACAN İlçemizdeki sorunlar ve uygulamalar hakkında bilgi verdi. Güneydoğu’dan böyle bir katılımın yapıldığı için teşekkür belgesi verildi. Sempozyum'da yer alan bilgiler aşağıda olup, konu ile ilgili bilgiler odamızdan alınabilir. TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, TMMO Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, TMMOB gıda Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi ve Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK)’nın birlikte düzenledikleri Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Sempozyumu ve Sergisi ile ülkemize özgün ve kalkınmada stratejik öneme sahip zeytin ve zeytinyağı sektörümüzün sorunları bilimsel anlamda yeni ufuklar açacak şekilde tartışmak, ekonomik ve teknolojik yönden gelişmesini sağlamaya yardımcı olabilmek amaçlanmıştır.Sempozyum ve sergide, sektörün temel taşları olan üreticileri, sanayiciler, birlikler ile bu alanda çalışmakta olan kamusal kurum, kuruluşların ve ilgili örgütlerin temsilcileriyle, uzmanlar, akademisyenler bir araya gelerek, bilimsel ve teknolojik alandaki gelişmelerin ışığında sorunların ulusal boyutta ele alınması sektörün daha güçlü ve verimli olmasına katkıda bulunulması, ulusal ve sektörel stratejik hedeflerin belirlenmesine yardımcı olunmuştur.
SEMPOZYUM TAKVİMİ
30 Mayıs 2006 Başvuru Formu Teslimi 12 Haziran 2006 Bildiri Özetleri Son Tarih 30 Haziran 2006 Bildirilerin Kabulünün Duyurulması 15 Ağustos 2006 Bildirilerin Tam Metinlerinin Teslimi
TEZLER
Manisa Yöresinde Sofralık Zeytin Teknolojisinin Araştırılması (Lisans Tezi)
Dondurarak Depolama Süresinin Çiğ Hindi Dönerlerinin Kimyasal, Mikrobiyolojik ve Duyusal Kalitesi Üzerine Etkisinin Araştırılması (Yüksek Lisans Tezi, Celal Bayar Üniversitesi, Bilimsel Araştırma Projeleri Fon Saymanlığınca 2004/23 Numaralı Proje Olarak Desteklenmiştir)
KATILINAN KONGRE, SEMPOZYUM VE SEMİNERLER
7. Ulusal Gıda Kongresi, 22-24 Mayıs 2002, Ankara
1st International Congress on the Chemistry of Natural Products, 16-19 Oct 2002, Trabzon
1. Ulusal Mikotoksin Sempozyumu, 18-19 Eylül 2003, İstanbul
1. Ulusal Gıda ve Beslenme Kongresi, 29 Eylül-01 Ekim 2003, İstanbul
3. Gıda Mühendisliği Kongresi, 2-5 Ekim 2003, Ankara
Gıda Güvenliği ve Sağlık Riskleri Çalıştayı, 20-22 Ekim 2003, Isparta
5th International Congress of Turkish Society of Toxicology, 30 Oct-02 Nov 2003, Antalya
8. Ulusal Gıda Kongresi, 26-28 Mayıs 2004, Bursa
Gıda Kongresi 2005, 16-17 Nisan 2005, İzmir
2. Ulusal Mikotoksin Sempozyumu, İstanbul, Mayıs 2005
Kağıt Ambalajlar ve Ambalajlama Eğitimi (2 gün), Coca-Cola İçecek AŞ ile KRAFT ortak organizasyonu, 1999, İzmir
Plastik Kasa Taşıma Materyalleri ve Özellikleri (3 günlük eğitim), Coca-Cola İçecek AŞ ile ETAP Plastik müşterek organizasyonu, 2000, İzmir
Genel Kalibrasyon ve Metroloji Eğitimi (2 gün), Coca-Cola İçecek AŞ, KALMEM, TMMOB Makina Mühendisleri Odası ile Elektrik Mühendisleri Odası müşterek organizasyonu. 14 Eylül 1999, İzmir.
Meslek Tanıtım Gezegeni, Saint Joseph Lisesi Organizasyonu, 2002, İzmir. Celal Bayar Üniversitesi, Müh. Fak., Gıda Müh. Böl.’nü temsilen
Meslek Tanıtım Semineri, Makine Mühendisleri Odası, 2002, Manisa. Celal Bayar Üniversitesi, Müh. Fak., Gıda Müh. Böl.’nü temsilen
Meslek Tanıtım Semineri, Makine Mühendisleri Odası, 2003, Manisa. Celal Bayar Üniversitesi, Müh. Fak., Gıda Müh. Böl.’nü temsilen
Meslek Tanıtım Etkinliği, Bilgi Üniversitesi ve Hedef Dershaneleri İşbirliği ile, 2005, Manisa. Celal Bayar Üniversitesi, Müh. Fak., Gıda Müh. Böl.’nü temsilen, “Gıda Mühendisliği Nedir?” başlıklı sunumla
HACCP Semineri, Elginkan Vakfı, Manisa, 2002
Toplam Kalite Yönetimi Semineri, Elginkan Vakfı, Manisa, 2002
Zaman Yönetimi Semineri, Elginkan Vakfı, Manisa, 2003
NLP Semineri, Elginkan Vakfı, Manisa, 2003
5 S Prensibi, Elginkan Vakfı, Manisa, 2003
Beden Dili, Elginkan Vakfı, Manisa, 2003
NIR, Near Infrared Cihazı Kullanım Eğitimi ve Semineri, Büchi-Switzerland ve SEM Laboratuarları (Ege Analiz) işbirliği ile, 16 Kasım 2005, ARGEFAR, Ege Ünv. Tıp Fakültesi Kampus Alanı, İzmir
Hizmet İçi Eğitim Semineri, Celal Bayar Üniversitesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, 2006
9. Ulusal Gıda Kongresi, Bolu
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Sempozyumu ve Sergisi. 2006, İzmir. 15-17 Eylül
Zeytinyağında İtalyan Oyunu Bozuldumu?
Dünya gazetesinden alıntıdır.
TARIM DÜNYASINDAN / Ali Ekber Yıldırım
e-mail:aey@dunya.com
.
Zeytin ve zeytinyağında sezon öncesinde koparılmak istenen fırtına, üretim rakamlarının netleşmesi ile yavaş yavaş diniyor.
.
Ne oldu sezon öncesinde? .
Zeytin daha dalındayken fiyatın düşük oluşması ve üreticinin zeytinyağını ucuza kapatmak için yoğun bir lobi çalışması yapıldı. .
Türkiye'nin bu yılki zeytinyağı üretiminin en az 250 bin ton olacağı ve bu kadar zeytinyağının ihraç edilemeyeceği, arz fazlası oluşacağı yalanı ile piyasada tedirginlik, telaş yaratılmak istendi. .
Çözüm olarak da, naturel ikinci zeytinyağı ve lampant zeytinyağı ihracatındaki kısıtlamaların kaldırılması önerildi. .
Bu kararları aldırmak için Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği olağanüstü toplantıya çağrıldı. .
Bütün bu çabaların altında yatan gerçek neydi? .
Gerçek şu; Türkiye'nin zeytinyağında İtalya ve İspanya'nın fasoncusu olmasını istiyorlar. .
Rafineri tesislerinin kapanmasını, Kristal, Ekiz, Tariş, Bilginoğlu, Ege, Revika, Verde ve daha birçok zeytinyağı markasının yaşamasını istemiyorlar. .
İstedikleri, üreticinin zeytinini toplayarak fabrikada sıktırdıktan sonra ham olarak İtalya ve İspanya firmalarına teslim etmesidir. .
Onun için Türkiye, zeytinyağını kutuya koyunca, kutulu ihracatı artınca birilerinin paçası tutuşuyor. Türkiye gibi karlı bir tedarikçiyi kaybetmenin telaşı bu. .
Bu nedenle, "Türkiye kutulu ihracat yapamaz, yapsa bile katma değeri yüksek olmaz" diye yalan söylüyorlar. .
Bunun için "Türkiye, yağını İtalya üzerinden ihraç etmek zorunda" diyorlar. Bütün bunlar kocaman bir yalan. Zeytinyağında Türkiye, İtalya'ya muhtaç değil, İtalya Türkiye'nin yağına muhtaç. Çünkü, Türkiye'nin zeytinyağından tatlı karlar elde ediyorlar. Türkiye'nin kendilerine rakip olmasını istemiyorlar. .
Açıklanan rakamlara göre, 2006-2007 sezonunda Türkiye'nin zeytin üretimi 1 milyon 223 bin 686 ton olması bekleniyor. Bu zeytinin 384 bin 941 tonu sofralık olarak ayrılacak, geri kalan 838 bin 299 ton zeytin sıkılarak yağ yapılacak. Elde edilecek zeytinyağı 166 bin 323 ton olacak.
.
Bunlar tahmini rakamlardır. Yıllardan beri sezon öncesinde bu tahmini rakamlar yayınlanıyor. Yanılma payı çok az. Çünkü bu tahmin ne üreticinin, ne sanayicinin ne de ihracatçının tek başına yaptığı bir tahmin değil. Türkiye'de zeytin ve zeytinyağı konusundaki tarafların tümünün (İzmir Ticaret Borsası, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği, Marmarabirlik ve Zeytincilik Araştırma Enstitüsü) ortak çalışması sonucu bilimsel bir tahmindir. Bu tahminde şirket çıkarları, kişisel hesaplar dikkate alınmıyor. .
Rekolte tahmin rakamları açıklandıktan sonra, sezon öncesinde Türkiye'nin üretimi 250 bin ton olur" diyenlerden ses yok. Herhalde sezon öncesinde söyledikleri yalanlara kılıf hazırlamaya çalışıyorlar.
Onlar hazırlıklarını sürdürsünler. Türkiye için 166 bin tonluk zeytinyağı yüksek bir rekolte değil. 1996-97 sezonunda 224 bin tonluk üretim bile sorun olmamıştı. 2000-2001 sezonunda 190 bin ton üretim gerçekleşti. Türkiye bu düzeydeki üretimlere alıştı. .
Gelecek yıllarda 250 bin ton, 500 bin ton hatta 1 milyon tonluk üretimleri de göreceğiz. .
Üretimin artması bu ülke insanına korku değil, cesaret verecek, güç verecektir. Yıllarca dökme ve varilli olarak ihraç edilen Türk zeytinyağı, son yıllarda yapılan yatırımlarla artık kutulu, ambalajlı ihraç ediliyor.
.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği'nin verilerine göre, 2004-2005 sezonunda kutulu ihracatın oranı yüzde 23.8'e ulaştı. Bundan 10 yıl öncesine kadar bu oran yüzde 2'civarındaydı. Zeytinyağının yüzde 98'i dökme olarak ihraç edilirdi. .
Fakat o günler geride kaldı. Marka ve kutulu ihracata yönelik yatırımlar daha yeni yapıldı. Bunun meyveleri alınacak.
Çalışmalar bu hızla devam ederse yakın gelecekte Türkiye, dünya zeytinyağı piyasasında İtalya kadar büyük bir marka olacaktır. .
Bunun için oynanan oyunların cesaretle dile getirilmesi ve bu oyunların boşa çıkarılması gerekiyor.
.
Birtakım lobilerin destekleri ile değil, sektörde üretici, sanayici ve ihracatçıların ortak çabaları ile Türk zeytinyağının tanıtımı yapılması gerekiyor. .
Her açıklamasında "fındık fiyatı yüksek" diyerek Türkiye'den çok yurtdışındaki alıcıların çıkarına çalışan bir "fındık tanıtım grubu" modeli zeytinyağı için model olamaz. Bu tuzağa da dikkat edilmeli. Böyle bir oluşum sektöre yarardan çok zarar verir. .
Hükümetin zeytinyağına Avrupa Birliği'nin verdiği kadar destekleme primi vermesi için üretici, sanayici, ihracatçı ortak çaba göstermeli.
.
Başlıktaki soruya dönersek, zeytinyağında İtalya'nın oyunu henüz bozulmuş değil. Sektördeki herkesin bu oyunlara karşı uyanık, cesaretli ve yürekli olması gerekiyor..
2006-2007 Zeytinyaği Rekolte Tahmini
İZMİR TİCARET BORSASI MECLİS BAŞKANI BARAN; TAHMİN ÇALIŞMALARIMIZ SONUNDA TÜRKİYE GENELİNDEKİ YAKLAŞIK 100 MİLYON ZEYTİN AĞACINDAN, 1 MİLYON 223 BİN 686 TON ZEYTİN ELDE EDİLECEĞİ BELİRLENDİ''
ZEYTİNYAĞI REKOLTESİNİN İSE EGE VE MARMARA BÖLGELERİNDEN 131 BİN 365, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ'NDEN DE 34 BİN 959 TON OLMAK ÜZERE TOPLAM 166 BİN 324 TON OLARAK GERÇEKLEŞECEĞİ TAHMİN EDİLDİ''
İzmir Ticaret Borsası (İZTB) Meclis Başkanı Ayhan Baran, tahmin çalışmaları sonucuna göre, Türkiye genelinde yaklaşık 100 milyon zeytin ağacından, 1 milyon 223 bin 686 ton zeytin elde edileceğini ifade ederek, şu bilgiyi verdi:
Zeytinyağı rekoltesinin Ege ve Marmara bölgelerinden 131 bin 365, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden de 34 bin 959 ton olmak üzere, Türkiye genelinde toplam 166 bin 324 ton gerçekleşeceği tahmin edildi.
Zeytin ağacı sayımız son yıllarda yapılan çalışmalarla Ege ve Marmara'da 4,5, Güneydoğu Anadolu'da da 4 milyon olmak üzere, 8,5 milyon adet artmıştır.
Heyet yaptığı çalışmalar sırasında, zeytin ağacı sayısının 108 milyona çıktığını rapor etti.
İspanya, 2,5 milyon ton zeytinyağı üretimi yapıyor, biz ise 250 bin tonları konuşuyoruz. Zeytin ve zeytinyağı ürünü kıymetlidir.
Ege ve Marmara bölgelerinin yanı sıra Çukurova'nın dağlık kesimleriyle, Güneydoğu Anadolu'da bir kısım Hazine arazisinin zeytincilik için dağıtılmasının sevindirici gelişme olduğunu belirtti.
Bir soru üzerine zeytinyağında şu anda fiyat açıklanmasının erken olduğunu ifade edilerek üreticiyi mağdur etmeden, ihracatçılar, borsa ve birliklerle yapılacak çalışmadan sonra fiyatın belirleneceğini söylendi.
Ege Bölgesiİzmir Tic. Od.alınmıştır
****************************************************************************************************
Aşağıdaki görüş bana aittir.
Zeytin hasad mevsiminin Ramazan ayı dolayısıyla ertelendiği hepimizce malum, bayram sonrası tüm çiftçilerimiz zeytin hasadına başlayacaklardır, hatta Adana, Osmaniye, Antakya ve Batı Anadolunun bir kısmında hasad başlamıştır, Buna rağmen fiyatın açıklanmamış olması tüm tarım ürünlerinde yaşanan sorunların zeytinde de yaşanacağını göstermektedir.
Bütün bunların dışında bu hafta itibarı ile İzmirde serbest piyasada 5 asit zeytinyağı fiyatları geçen yıla göre %20-25 gerileyerek 3,8-4,0 Ytl işlem görmektedir,
5 asit zeytinyağı fiyatlarının bu şekilde düşmesi kuşkusuz çiftçileri endişelendirmektedir fakat burada gözardı edilmemesi gereken asıl nokta geçen yılki fiyatların çok şişkin olmasıydı Zeytinyağının dünya piyasasındaki fiyatı ton bazında 2500-2800 $'dır, eğer anormal bir durum olmazsa çiftçilerimizin bu rakamları en azından Ocak 2007'ye kadar benimsemeleri gerekmektedir.
Türkiye, zeytin ağacı sayısında dünya ikinciliğine
http://www.resimekle.com/yukle/thumb/81679.jpeg .
REFERANS GAZETESİ-16.11.2006
Türkiye`de son yıllarda zeytin ağacı varlığının hızla
arttığı, gelecek sezon için üreticinin 54 milyon adet fidan talep
ettiği belirtildi...
.
Türkiye"de son yıllarda zeytin ağacı varlığının hızla
arttığı, gelecek sezon için üreticinin 54 milyon adet fidan talep
ettiği belirtildi. Zeytinyağında son yıllarda dünya fiyatlarının
yükselmesi, tütün üretimine kota getirilmesi ve zeytin dikimine
getirilen teşvikler, zeytin dikimini hızlandırdı. Yaklaşık 40
milyonu son 3-4 sezonda oluşan 150 milyon ağaç varlığına sahip
Türkiye"nin, aynı hızla devam etmesi halinde İtalya"yı geçerek
270 milyon ağaç sayısına sahip İspanya"nın ardından dünya
ikincisi olabileceği hesaplanıyor. Çiftçilerin yanı sıra tekstil,
konfeksiyon ve inşaat gibi sektörlerde faaliyet gösteren
girişimcilerin de ilgi gösterdiği zeytin ve zeytinyağı
üretiminin, gelecekte ülkenin en önemli sektörleri arasına
gireceği belirtiliyor.
.
Kota sorunu için girişim
.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanvekili Ali
Nedim Güreli, dün yaptığı açıklamada, üreticinin 2006-2007
sezonunda Tarım Bakanlığı tarafından belirlenen ve sertifikalı
fidan üretimi yapan 204 firmadan yaklaşık 54 milyon adet fidan talep
ettiğini belirtti. Girişimcinin bir sonraki sezonda da aynı seviyede
fidan talep etmesi halinde, ağaç varlığında ikinci sıraya
yükseleceklerini ifade eden Güreli, dünya çapında iddialı hale
geleceklerini söyledi.
.
Güreli, AB"nin Türkiye"ye ihracat için kota vermemesi sorununun
çözümü için de girişim başlatıldığını kaydetti. AB"nin
Türkiye"den karşılık olarak besi hayvanı ithalatını serbest
bırakmasını istediğini, ancak ithalatın serbest
bırakılabileceği başka sektörlerin de araştırıldığını
kaydeden Güreli, "Sorunun kısa sürede çözüleceğini ve AB"ye
ihracat kapısının açılacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
.
Güreli, zeytin ve zeytinyağı için bir tanıtım grubu kurulması
konusunda da girişim başlatıldığını ifade ederken gelecek
dönemde özellikle Brezilya ve Rusya pazarları üzerinde yoğun
tanıtım faaliyeti düzenleneceğini bildirdi.
.
Zeytinyağında iç tüketimin de yetersiz olduğunu dile getiren
Güreli, grubun zeytinyağı tüketim kültürünün yayılması
konusunda da çalışma yapacağını kaydetti.
.
İhracatta rekor kırıldı
.
Güreli, 2006-2007 sezonunda İspanya"dan kaynaklanan bir fiyat
düşüşü görüldüğünü ancak gelecek dönemde fiyatlarda
yükseliş beklendiğini sözlerine ekledi. Ege Zeytin ve Zeytinyağı
İhracatçı Birlikleri rakamlarına göre 2004-2005"te 294 milyon
dolarla tarihteki en yüksek ihracat rakamını yakalayan Türkiye, 31
Ekim"de tamamlanan ve yok yılı olan 2005-2006 sezonunda da 203 milyon
dolarlık zeytinyağı ihracatı yaptı. Bir önceki yok yılı
2003-2004 sezonuna göre yüzde 60 artış sağlayan sektör,
ihracatının yüzde 40"ını İtalya"ya, yüzde 20"sini ABD"ye yaptı.
Zeytinde ise Türkiye, yok yılına rağmen rekor kırarak 78.5 milyon
dolarlık ihracata ulaştı.
.
referansgazetesi.com ..
Edited by - kkasim on 16.11.2006 20:30:00
Ziraat Odasından Zeytincilere Uyarı !!!
<div style="PADDING-LEFT: 6px" <a name="msg_01d1a70d0f3f9c10" </a Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı A. Faruk Demir, hızla
artan zeytin yetiştiriciliğinde çiftçilerin dikkatli olması
gerektiğini belirterek zeytin ağaçlarının bakımının önemli
olduğunu söyledi.
Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı A. Faruk Demir
yaptığı açıklamada, bölgede devletin desteğiyle zeytin
yetiştiriciliğinin hızla artığını ancak çiftçilerin bu konuda
mutlaka bilinçlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Zeytin
ağacının en önemli özelliği ölümsüz olmasıdır. Ülkemizin
bazı yörelerinde 300 yıllık ağaçlardan hala ürün
alınabilmektedir. Doğru ve bilinçli yapılan budama ile gençleşen
ağaç sürekli kendini yenileyebilme özelliğine sahiptir. Doğal
afetlerde de ölmüyor ancak zarar gördüğünde kendini belli bir
zaman sonra yenileyebilme özelliğine sahiptir. Çiftçimiz zeytin
dikiminden önce yöresine ve arazisine uygun fidan çeşitlerini
belirlerken konusunda uzman Ziraat Mühendislerinin bilgilerinden
faydalanmalıdır. Fidanların sertifikalı olmasına özen
gösterilmelidir. Çünkü sertifikalı fidanlar hastalık ve zararlı
bakımından temizdir. Uygun fidan seçimi yapılmadığı takdirde
ileriki yıllarda çiftçimiz istenilen verim ve kaliteyi alamaması
durumunda yetiştirdiği ağaçları sökmek zorunda kalmaktadır"
dedi.
Başkan Demir, çiftçilerin büyük bölümü günlük hasat
miktarının artırdığı için sırıkla vurarak zeytin hasadı
yapmaması gerektiğini ifade ederek, "Bu yöntem taze filizlerin
kırılmasına kullanılan sırığın tüm ağaçlarda kullanılması,
ağaçlarda bulunan hastalığı diğer ağaçlara vektör olarak
taşıması, zeytin tanelerinde ezikliklere neden olması gibi
olumsuzlukları meydana getirmekte, verim ve kalite kaybına neden
olmaktadır. Çiftçimizin daha verimli ve kaliteli ürün elde
edebilmesi için hasat esnasında elle sıyırma yöntemini kullanmalı
ve toplanan ürünlerini kefelere doldurmalıdır. Bunun yanında tarak
kullanımı ve makineli hasatta uygundur. Üretici meyve ağacı olan
zeytin ağacını da diğer meyve ağaçları gibi düşünerek bakıma
özen göstermelidir" diye konuştu.
.
www.tarimmerkezi.com
.</div
Tüm Dünya Zeytinyağı Tüketecek...
[u]www.tarimmerkezi.com/haber_detay.php?hid=3131</u
TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin:
Önümüzdeki dönemlerde tüm dünya zeytinyağı tüketecek... .
Türkiye son yıllarda, zeytin fidanı dikiminde adeta seferber oldu. Fidancılar zeytin fidesi temin etmekte zorlanıyor. Körfez’de fidancıların siparişler ile çalıştığı gelen haberler
arasında yer alıyor. Zeytin ağacına bu kadar yatırım hız kazandı. Doktorlar, avukatlar, mühendisler, esnaflar ve köylüler zeytinciliğe özendi. Herkes tarlasına zeytin fidanı dikiyor. Böyle giderse, çok yakın bir zamanda zeytin ve zeytinyağında rekoltemiz tahminlerin üzerine çıkacak. Şimdiden önlem alınması gerekiyor. Tehlike kapıya dayandığında, sorunların altından kalkmak daha zor olacaktır. Onun için zeytin ve zeytinyağında uzman olan TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Yönetim Kurulu
Başkanı Cahit Çetin’e, bugün için zeytinyağında izlenmesi gereken politikalar, yurtiçi ve yurtdışı tüketimi arttırmak için ne gibi çalışmalar yapılmalı, bugünden alınması gereken
kararlar ile TARİŞ’in yurtiçinde ve yurtdışında yeni pazar temininde ne gibi çalışmaları olduğunu sorduk. .
Sayın Çetin ile yapılan röportaj;.
- Türkiye’de herkes zeytin fidanı dikiyor. Siz bunu nasıl
karşılıyorsunuz? .
ÇETİN: Türkiye uzun yıllar ihmal ettiği zeytinciliğe yeniden sahip çıktı. Ülke tarımında son yıllarda başlayan gerileme, üretim, verim ve gelir kayıpları zeytinciliği adres gösterdi.
Zeytinciliğin tarımsal faaliyet alanında tek gelir getiren ürün olması ve dünyada pazarının büyümesi sonucu ülkemizde de zeytincilik ekim alanları ve sektöre ilgi duyanlar anlamında hız kazandı. Bu durum zeytinciliğimiz açısından olumlu bir gelişmedir. .
- Zeytincilikte yatırımlar bu hızla devam ederse, 5-6 yıl sonra Türkiye’deki zeytin ağacı varlığı ve zeytinyağı rekoltesi ne olabilir? .
ÇETİN: Türkiye 1950’li yıllara kadar dünya zeytinyağı üretiminde İspanya ve İtalya’nın ardından üçüncü sırada yer alıyordu. Bu tarihten sonra margarin furyasıyla zeytinyağı
üretimi ve tüketimi geriledi. Türkiye, dünya üretimi sıralamasında altıncılığa düştü. Yine maalesef Türkiye, Akdeniz çanağında zeytinyağı üretip de tüketmeyen tek ülke
konumunda. Türkiye’de kişi başına yıllık zeytinyağı tüketimi 1 kilogramı bulurken, AB’de kişi başına ortalama 13 kilogram, yine bu rakam komşumuz Yunanistan’da 22 kilogram seviyelerinde. Zeytinciliğe yapılan yatırımlar arttı. Bu hızla devam ederse,
5-6 yıl sonra Türkiye dünyada zeytinyağı üretim sıralamasında tekrar üçüncülük düzeyine çıkar. .
- Sizce bugün için zeytin ve zeytinyağında nasıl bir politika izlenmesi gerekiyor? .
ÇETİN: Ülkemiz yılda 1 milyon 400 bin ton likit yağ tüketmektedir ve yıllara göre değişmekle beraber, yılda yaklaşık 800 bin tonunu ithal etmektedir. İthal edilen likit yağın ağırlığını ise ayçiçeği yağı oluşturmaktadır. 776 bin metrekare alanı olan ülkemizde, ayçiçeği ve zeytin ağacı ekecek tarla mı kalmamıştır? Likit yağ ithalatıyla ülkemiz kaynakları önemli ölçüde dışa akmaktadır. Zeytinyağı üretimi ve ayçiçeği üretimi devlet politikalarıyla özendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Bunun yapılması halinde, ilk etapta tamamı olmasa bile önemli ölçüde likit yağ ithalatımızda azalma görülür. Türkiye toprakları, arazi yapısı, iklimi dikkate alındığında, bugün gerçekleşen zeytinyağı rekoltesini haketmemektedir. Türkiye’nin yılda 600 bin ton zeytinyağı rekoltesine ulaşması mümkündür. Ciddi, sağlıklı politikalarla zeytinyağı üretimi hızla arttırılabilir, hatta geçmişin kayıpları da telafi edilebilir. Son zamanlarda zeytinciliğe gösterilen önem, 5-6 yıl içinde istenilen düzeye ulaşacak. Hatta dünya pazarlarında bizde varız diyebiliriz. .
- Zeytinyağında tüketimi arttırmak için nası bir çalışma yapılması gerekiyor?.
ÇETİN: Dünya genelinde sağlıklı beslenme trendinin artmasına paralel, zeytinyağı tüketimi de hızla artış kaydetmektedir. Zeytinyağı tüketim pastası dünyada sürekli artmaktadır. Dünya zeytinyağı tüketimi yılda en az 100 bin ton artış göstermektedir. Mevcut pazarlarda talebin artmasının yanı sıra, zeytinyağı tüketimine yabancı başta Uzakdoğu olmak üzere, yeni pazarların da tüketime yönelmesiyle, zeytinyağı tüketimi dünyada hızla artmaktadır. Yılda 250 bin ton ithalatla, zeytinyağında dünyanın en büyük pazarı ABD’dir. Ağırlıklı
olarak fast-food kültürünün yaygın olduğu ABD’de, obezitenin ciddi sorun olmasına da paralel, sağlıksız gıdalardan uzaklaşıldığı ve zeytinyağı tüketiminin artma eğiliminde
olduğu dikkate alındığında, ABD’nin gelecek yıllarda da tüketim yoğunluğu açısından önemli pazar olma özelliğini koruyacağını söylemek mümkün. AB ülkeleri, hem üretimde hem de
tüketimde zeytinyağında önemini koruyor. Ancak tüm bunların yanı sıra, Uzakdoğu geleceğin hızla büyüyen önemli pazarlarındandır. .
YAKIN GELECEKTE TÜM DÜNYA ZEYTİNYAĞI TÜKETECEKTİR .
Zeytinin anavatanı olan ülkemizde bu alanda tarladan, sofraya kadar olan süreçte tüm tedbirlerini almalıdır. Son dönemde hükümetin zeytinciliği teşvik etme amacıyla gerçekleştirdiği adımları görmemek mümkün değil. Fidan dikimi konusunda devlet desteği yerini buluyor. Ancak üretim ve ticaretinde, daha önemlisi Türk insanına daha fazla zeytinyağı tükettirmeye dönük özendirici çalışmalar yapılması da kaçınılmazdır. Zeytincilik seferberliği bir bütün olarak ele alınmalıdır. Zeytin ve zeytinyağı geleceğin sektörüdür. Türkiye’de bundan azami pay almalıdır, Türk insanı da bu değerli ve sağlıklı ürünü daha
fazla tüketmelidir. Yakın gelecekte tüm dünya zeytinyağı tüketecektir. .
- Türk halkına zeytinyağı yedirmek için nasıl bir strateji izlenmesi gerekir? .
ÇETİN: İç piyasada tüketimi arttırmaya dönük çalışmalarda fiyat faktörü dikkate alındığında, fedakarlığın üreticiden beklenmesi son derece yanlış olur. Batı ülkelerinde olduğu gibi,
tüketici kamu tarafından desteklenmeli ve tüketime özendirilmelidir. AB ülkelerinde üretici fiyatı ile tüketici fiyatı arasındaki fark PRİM sistemiyle aşılıyor. Türkiye’de de böyle yapılmalıdır. Ülkemizde zeytinyağına verilen prim 11 kuruş seviyelerinde kalırken, bu rakam AB’de 1.32 Euro seviyesindedir. Söz konusu rakam ne üretimi ne de tüketimi teşvik
etmektedir. Aksine yetersiz prim miktarı kaynak israfına neden olmaktadır. .
- Zeytinyağın ihracatındaki düşüşü siz neye bağlıyorsunuz? .
ÇETİN: Zeytinyağı iç tüketimi yıllık 60 bin ton seviyelerine ulaşmıştır. İhracat miktarı ise yıllara göre değişmekle beraber, 70 bin ton ortalamasını bulmuştur. Geçen yıl başlayan
ve bu yıla da sirayet eden ihracattaki düşüş, kendini korumaktadır. Bunu tek bir cümleyle açıklamak gerekirse, AB’nin genel tarım politikalarının bir sonucu demek mümkün. AB genel tarım politikaları dikkate alındığında, tarıma çok stratejik yaklaşmakta ve buna yönelik en etkin araçları kullanmaktadır. Zeytinyağı ihraç fiyatlarının düşmesine paralel, görülen zeytinyağı ihracatı da yine AB’nin genel tarım politikası içinde
değerlendirilmelidir. AB’nin uyguladığı tarım politikaları Türk tarım politikalarına yansımaktadır.
Tarımsal alanda dünyada üstünlük savaşları yaşanıyor. Çünkü tarım insanların gıda ihtiyacı ve sanayinin hammaddesi olması özelliğiyle, gelecekte çok daha büyük değer taşıyacaktır. Tarımsal üstünlüğü elinde bulunduran ülkeler de bundan büyük yararlar sağlayacaktır. AB ve ABD kendi çiftçilerini alabildiğine destekler, sübvanse ederken, Türkiye gibi ülkelerin bunları sıfırlamasını istiyor. Tarım ülkesi Türkiye’nin dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak, süratle etkin politikalar devreye koyması kaçınılmazdır.
AB eliyle geçen yılın başından bu yana dünya zeytinyağı fiyatlarının yükselmesi suni olarak engellenmektedir. 2006 yılının başında tonda 4100 Euro seviyelerine ulaşan zeytinyağı ihraç fiyatları, AB girişimleriyle 2200 Eurolar’a çekildi.
Ekonominin çok basit kuralı olan fiyat, arz talebe göre oluşur mantığının yerini suni müdahaleler aldı. AB zeytinyağı fiyatlarının raf fiyatlarının yükselmesi karşısında
tüketicinin alternatif yağlara kayacağı, zeytinyağı tüketiminin düşeceği iddiasıyla fiyatlara fren yapıldı, hatta aşağı çekildi. Bu durumda AB zeytinyağı çiftçisi mağdur edilmez, prim
ve diğer desteklerle donatılırken, Türk çiftçisi mağdur oldu.AB Tunus ile özel anlaşmalar yaparak, ucuz fiyattan kotalı ürün alarak, hem kendi sanayicisini hem tüketicisini hem de üreticisini destekledi.
Sonuçta AB, ekonomisini güçlendirdi. Bu durumda, dünya zeytinyağı ihraç fiyatları radikal düşüş gösterdi. Başlangıçta iddia edilen zeytinyağında yüksek fiyat tüketiciyi alternatif yağlara yöneltir iddiası da gerçekleşmedi. Çünkü orijin fiyatı ile raf fiyatı arasındaki fiyat makası başlangıçta yüzde 40 seviyelerindeyken, bu oran şimdilerde yüzde 70’e ulaştı. Öte yandan, dünya zeytinyağı otoriteleri de çok iyi bilmektedir ki; zeytinyağı tüketicisinin bu üründen maksimum beklentileri vardır, lezzetin üstünde sağlık beklentileri vardır. Bu nedenle zeytinyağı tüketicisi alternatif yağlara kaymaz ve kaymadı da...
Ancak bu iddia zeytinyağında üretici fiyatlarını düşürmede en kuvvetli araç olarak kullanıldı. Oysa burada hedef; özellikle Türkiye gibi, Tunus gibi ülkelerden ucuz mal temin etmekti. Bakıldığında, AB’nin tarım alanında başlattığı savaş, tüm şiddetiyle sürüyor. Bunun işaretlerini son yıllarda görmeye başlamıştık. Önceki yıllarda tonajlı mal ithalatı talep eden alıcılar, küçük partilere yönelmişti. Bu son iki yılda çok daha belirgin hal aldı. Alıcılar, kontratları kadar, ihtiyaçları kadar küçük partiler halinde zeytinyağı alımı yapıyorlar ve sonra piyasadan çekiliyorlar. Bunun ardından gerçekleşecek parti alımında da fiyatları düşürdüklerinden, daha ucuza mal temin ediyorlar. Bu bir savaşsa, satrançsa, biz de ona göre davranmalıyız. Türk çiftçisi bunu biliyor.
Arz talebe uymayan fiyatlar karşısında biz de kendimizi koruyacağız. Üretici de ihtiyacı kadar mal satarak, fiyatların gerilemesine engel oluyor. Bu durum karşısında fiyatlar bir miktar yükselme eğilimine girdi. Onlar ihtiyacı kadar mal alıyorsa, nazlı nazlı davranıyorsa, üretici de nazlanacak malını satmada. İhtiyacı kadar satacak ve sonraki partide ürününün, emeğinin fiyatını yükseltecek. Malının değerini bulduğunda satacak. .
- Zeytinyağında ihracatı arttırmak için ne gibi önlemler almamız lazım? .
ÇETİN: Türkiye zeytinyağında dökme ihracatın yanı sıra, markalı ve ambalajlı ihracata yönelik de tedbirler almalıdır. Ambalajlı ihracata uygulanan teşvik çok yerinde, çok doğru bir karardır, ancak yetersizdir. İhracatta markalı ve ambalajlı ürünler AB seviyelerinde desteklenmelidir. Bu, hem Türkiye’nin zeytinyağında imajını kuvvetlendirecek hem de sektörün önünü açacaktır. Bir diğer önemli konu da, AB adayı Türkiye, AB’ye ihracatta yüksek gümrük vergileriyle giriyor. Hatta girmekte zorlanıyor. Resmi düzeyde görüşmeler yapılarak, AB ülkelerinde zeytinyağımıza uygulanan yüksek gümrük vergileri konusunda
indirim istenmelidir. Hatta sıfırlanması konusunda diretilmelidir. AB adayı Türkiye’nin ürünü bu tür yasakların muhatabı olmamalı. Zeytinyağı ihracatının arttırılması için, hem
üretimde hem de pazarda, uygulamada olanın üzerinde destek gereklidir. .
- TARİŞ zeytinyağı markası ile dünyada belli başlı büyük pazarlarda isim yaptı. Yeni pazarlar nereler olacak? .
ÇETİN: Ambalajlı ve markalı ihracatta TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği büyük gayret göstermektedir. Halen 38 ülkeye TARİŞ markasıyla ihracat gerçekleştiriyoruz. Ancak dış pazarda rakip ülkelerle rekabette zorlanıyoruz. Türk zeytinyağlarının kalite rekabetinde üstünlüğü tartışılmaz, ancak AB’nin büyük oranda teşvikli ve destekli ürünleri karşısında fiyat tutturmakta zorlanıyor. Zeytinyağı sektörü açısından gelecek umut vericidir. Ama hızlı yol almak için markalı ihracatın teşviği büyük önem taşımaktadır. Özellikle, zeytinyağı
tüketimine yeni yönelen ülkelerde, pazara ilk giren kuvvetli Türk markaları oluşturmak için destek gereklidir. ABD, Kanada, İngiltere, Japonya, Rusya pazarlarının yanı sıra, Çin ve
Uzakdoğu pazarında da iddialı olacağız. .