nizipimizin yeni yerel gazetesi bad-ı saba ilk sayısıyla sizlerle....
Yazdırılabilir Görünüm
nizipimizin yeni yerel gazetesi bad-ı saba ilk sayısıyla sizlerle....
SAYFA 4 .....RAMAZAN TARHAN BEY ' e tesekkur ederiz ...
3. sayfamız sizlerle
2.sayfamız
Yazılar okunmuyor çok küçük.
hayırlı olsun...
Badı saba nizip yeni bir soluk kazardırı inşallah. Hayırlı uğurlu olsun.
Hasılım yoh ser-i kuyunda beladan gayri
Garazim yoh reh-i askinda fenadan gayri
Ney-i bezm-i gamem ey ah ne bulsan yele ver
Oda yanmis kuru cismimde hevadan gayri
Yetti bikesligim ol gaayete kim cevremde
Kimse yoh cevrile girdab-i beladan gayri
Ne yanar kimse bana ates-i dilden ozge
Ne acar kimse kapim 'BAD-I SABADAN' gayri
Bezm-i ask icre Fuzulî nice ah eylemeyen
Ne temettu bulunur bende sadadan gayri
hayırlı olsun...
Badı-saba ne demek bilen varmı?
Gazetenin ismi insani heycanlandiriyor, Umarim okuyuculara, hizli guvenilir ve saglam kaynaklara dayali haber sunarlar, Dogruluk ve durustluk cizgisinden sasmamak dilegiyle Hayirli olsun...
BAD-I SABA : SABAH RÜZGARI
doğudan esen hafif, hoş rüzgar manasında farsça edat olup divan edebiyatında en sık rastlanan, genelde sevgilinin nefesini tasvir etmek için kullanılan bir esinti imgesidir. ayrıca türk sanat müziğinde bir makam
şahidim arzu semadır bütün ecram ile
aşıkım sıdk ile ben hazreti şah-ı rusüle
yaksa da ah-ü derunum beni bu hasret ile
takati yok dilimin halimi takrire bile
ey bad-ı saba uğrarsa yolun semt-i harameyne
selamımı arz eyle rasülüs-sekaleyne
bu günahkar gidişin son demi bilmem n’olacak
gelecek bir gün ecel kase-i ömrün dolacak
yevme la yenfe’i de her kişi rahın bulacak
aman ey kân-ı kerem yok elimden tutacak
ey bad-ı saba uğrarsa yolun semt-i harameyne
selamımı arz eyle rasülus-sekaleyne
hâkine sürmek için ne yüzüm ne de imkânım var
tahsis-i şefaat kebair ehline imanım var
ancak beni kurtaracak bir ulu sultanım var
aman ey kan-ı şefaat pek büyük isyanım var
ey bad-ı saba uğrarsa yolun semt-i harameyne
selamımı arz eyle rasülus-sekaleyne
bu gazete arabcami ?
daha anlasilir sekilde yazilsa siirler
günümüz türkcesine göre
40 kere okudum valla
resimler ve yazıalrın daha büyük olarak atılırsa okunması kolay olur şuan okunmuyor .
Müslüm ağam..Gazetenin ismi çok güzel..
Bu mihvalden yola çıkarsak; benim kızların birinin ismi ,Rüveyda diğeri ise, Bergüzar Beyza?!..
İmdi.. size göre, Türkçe ne isim koyabilirdim?!..:):):):)
O yazıları Türkçe abi Anlaman lazım.
Aslında olmasaydı dil katliamımız
15 Bin kelimeye düşmezdi dilimiz.
45 Bin kelimeyle yazıldı ilk Sözlüğümüz.
su an bile türkce dünyadaki en zengin dildir abim
örnegin almanca avrupanin en zengin dilelri arasinda
ama mesela diyelim ki bir sevgili sözcügü bi kelimeyle ifade edilirken
bizim dilimizde ise 30 un üzerindedir
önemli olan yazi dili degil konusma dilidir
eger konusma dili olmasaydi simdiye dilimiz bizde kalmamis olurdu
zira konusma dilinin tarihi dünya kuruldugundan bu yana devam ediyor
yazi dilinin tarihi ise ta$ catlasa 5 bin yil
Türkçede yeni denebilecek türkülerimizde
Seher Yeli olarak geçer
Badı Saba bir deyimdir.
Seher Yeli olarak yeni karşılığı kullanılmaktadır.
Ama Badı Saba da Türkçedir.
Çünkü Arapça veya Farsaçada bu kelimeler bir şeyin karşılığı değildir.
Dogru tespitler. Badi saba tam kelime karsiligi sabah ruzgaridir. Ancak Turkcelesmis arapca-farsca tamlamadir. Dillerin birbirinden etkilenmesi dogaldir. Bugun konusulmayan latince ve en zengin dil kabul edilen ingilizcenin neredeyse yarisini teskil eder. Butun dillerde de hemen herdilden kelime bulmak mumkundur.
Bu tur yabanci kelimelerin dillere giris sebepleri manayi ve vurguyu guclendirmek icindir. Bunlari dilden sokup atmak hemen hemen imkansiz gibidir. Ne kullanani yermek lazim ne de imrenmek bence.
GAZETECİLER GÜNÜ (10 Ocak)![]()
1961 yılında gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayımlamama kararı aldılar. Bu gelişme karşısında, gazeteciler 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla Sendika binası önünde toplanarak Vilayet'e kadar bir yürüyüş yaptılar. Gazeteciler, patronların boykot kararı karşısında ise Sendika'nın öncülüğünde, BASIN adıyla kendi gazetelerini 11–12–13 Ocak 1961 tarihlerinde yayımladılar.
O tarihten sonra 10 Ocak, "Çalışan Gazeteciler Bayramı" olarak kutlandı. 1971 yılındaki 12 Mart müdahalesinden sonra ise çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak, "Bayram" olmaktan çıkarıldı ve "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak anılmaya başladı.
Basın deyince, gazeteler, televizyonlar, radyolar, dergiler ve yazılı haber bültenleri aklımıza gelir değil mi? organları olmasaydı Edirne'deki veya Kars'taki bir olaydan nasıl haberimiz olabilirdi? Hatta "Dünya Kupası" maçlarını anında izleyebilir miydik? Peki, ülkemizden binlerce kilometre uzakta olan Avustralya'daki veya Almanya'daki bir olaydan hiç haberdar olabilir miydik?
Dünya'da ve ülkemizde yaşanan olaylardan basın-yayın organları aracılığıyla çok kısa bir süre sonra haberdar oluruz.
Gazeteciler Günüyle, basın organlarının yayın yapma ve halka bağımsızca haber verme özelliğine dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır.