Dostlar bozulan şu dünyamızda nizip com ile kültür degerlerimizle bizi birleştiren sitemize güzel bir katkı olması dilegi ile bu konuyu açtım ,İnşallah faydalı olur.Selamlar
Yazdırılabilir Görünüm
Dostlar bozulan şu dünyamızda nizip com ile kültür degerlerimizle bizi birleştiren sitemize güzel bir katkı olması dilegi ile bu konuyu açtım ,İnşallah faydalı olur.Selamlar
ADELET: Zulmün zıddı ve her hakkı hak edene vermek istek ve iradesidir.Adeletin bir kaç kısmı vardır.
-İlahi adelet
-İnsani adelet ve buna baglı
-toplumsal adelet
-Siyasi adelet
Maddi hususlar üzerine kurulan kanunlarla kurulmuş adeletten başka daha vardır oda ilahi olandır
Adalet genellik ve özellik itibarıyla iki mana içerir.Genal düşünülürse kötülüklerden arınmş vicdanın İFRAT ve TEFRİTTEN uzak olarak itidal çizgisinde her nevi meşru hareket manasına gelir.İnsan nefsi kişiyi her türlü su istimale sürükler ve insanlar bir birlerinin haklarına zarar verirler
İşte bu gibi zararlardan korunmak için mevcut siyasi irade ve devlet eli ile memuriyet ile adelet saglanmaya çalışılır.
Adelet önce kişinin zatını ,sıfatını, kuvet ve uzuvlarını kontrol altına almakla başlar sonra yakınlarını aile ve çocuklarını kapsar.Bir insanın adelet beklemesi için önce kendi niyet fiil ve uzuvlarını kontrol altına alması lazım.
İnsanın adil düşünmesi ve adeletli davranış sergilemesi için Niçin yaratıldıgını verilen akıl kuvet ve her türlü nufusunu nerede niçin kimlere hangi amaçlara yönelik kullanması lazım oldugunu bilmesi ile başlar adlet sahibi insan kimseye zulmetmez,kimsenin gıymetini yapmaz kısaca elinden dilinden kimseye zarar vermez
Manevi olarak Allahın emiri ve ötülüklrden arınmış vicdan istikameti
Maddi olarak Toluksal sorumluluk ve vatandaşlık bilinci
İnsan o kimsedirki başkalrı onu şerrinden emindir.
HAYAT:
İlerde hesabını vermek üzere emanet olarak verilmiş bir sermayedir.Bu sermayeyi Etraftaki dolandırıcılara yani Şeytana nefse kaptırmayıp güzel kullanmak lazım.
Hayat aslında insan için diriliktir.
İnsan hayat bahşeden cenabı allah onu yoktan var etmiş,onu kendine halife kılmıştır.
İnsanı dünya denen hapishanede kimisine 1 nefes kimisine 1 ay kimisine bir yıl kimimizede yıllarca ömür vermiş her şey insan için insanda allahı tanımak bilmek için yaratılarak hayat verilmiş.
İnsan Mutfakla tuvalet arasında bir boru olarak yaratılmamıştır aldıgı verdigi her nefesin bir hesabı kitabı vardır
Hayat dogumla ölüm arasındaki bir yaşamın ifadesin adıdır.
Abi çok güzel paylaşımların için teşekkürler..
HAKKANİYET:
Her şeyde dogru olup,dogru yönü seçmek demektirki,adelet,insaf ve merhametten meydana gelir.Dogru yola yönelmeyi daima kendisine gerekli bir şey olarak seçmeyen kişi hiç bir zaman dogruyu bulamaz.
Bu dünyada hakikata koşmayan dogruya yönelmeyi sevmeyen ve istemeyen hemen hemen yok gibidir.Ne yazıkki ,bu yolu seçense çok az bulunur.Hüner o çok az bulunan kişiler arasına girebilmektir.
İnsanlar aile içinde toplumda okulda cemiyette alış verişte hatta insanları sevmekte veya kızmakta hakkaniyeti elden bırakmaması lazımdır
simanızın güzeliği kadar yapmış olduğunuz etkinliklerde çok güzel fatih abi eline emeğine sağlık saygılar
Teşekkürler şükrü kardeşim o sizin güzelliginiz.selamlar
Sıla-i Rahim:
Vatan ve oradaki yakınlarını,orada yaşananları unutmayıp bazen ziyaret etmek.Saygı gösterip korumak demektir.İnsani terbiye almış insanlar sıla-i rahim yaparlar sünet bir ibadet olup ruha ve dimaga zevk ve huzur verir imanı kemale erdirir.İslamda edebin temel taşlarındandır.Bir kutsi hadiste şöyle ;
Benim sıfatım Rahmandır ve rahmetimin sonu yokrur.Sıla-i rahmi gözetmek rahmetime ulaşmak için bir vesiledir.Buyrulur
Yine Akrabalık baglarını kırmaktan sakının(Nisa suresi ayet 1) Akrabayı ziyaret en büyük faziletlerdendir.Dikkat ederseniz insan dogup büyüdügü yerlere gidince öyle vucudu hafiler öyle rahmet alırki insan yerdemi göktemi bilemez kalbi yorgun olmaz her gün zinde ve vucudu ziyadededir
Bu sebeplede yemegin en alasınıyer nereye misafir gidecegini şaşırır aslında bu ziyaret ettigi için o kula Allahın fazlı keremi rahmetidir. lahmacunu çigköftenin kebabın kavurmanın,noht dürümünün lezetine doyamaz zalım yer kimseyede tatırmaz hehe Selamlar
Haya:
Hz. Peygamberin (sav) hayaya çok ehemmiyet vermiş ve "Haya imandandır" demiştir (Buhari)
Birşey imandan ise, onu korumak esasında imanı korumaktır. Aynı zamanda onun yıpranması ve erimesi, imanın yıpranması ve erimesi anlamına gelir. Dolayısı ile hayanın çokluğu imanın güçlülüğüne, hayanın zayıflığı ise imanın zayıflığını gösterir. Yine Efendimiz, "Utanmıyorsan dilediğini yapabilirsin" (Buhari) hadisi, hayanın yani utanma duygusunun bizi birçok yanlıştan ve batıldan koruyacağı haber veriyor. Utanma duygusu insanı tutan en erdemli duygudur. Bu duygu erimeye başlamış ise, müminlerde önce yanlışta normalleşme, sonra yaptığının doğruluğuna inanma, sonra onu savunma ve daha sonrada onun bir inanç ve iman haline getirme duygusu yer alır.
Haya neden erir?
1. Nefsi şımartarak yaşamak
2. Komplekslerle yaşamak
3. Müminlerle birlikte olmamak
Haya nasıl güçlendirilir?
1.Arkadaş seçimine dikkat etmek
2. Kur'an'ı düşünerek okumak
3. Eğitim sohbetlerine devam etmek
Kaynak: Abdulhamit Kahraman
Fatih abi bu güzel konu için teşekkürler. Selametle...
mahsuni kardeşim ellerine saglık ben çok teşekkür ederim.selamlar
Hayatta muvaffak olmanın esaslı vasıtası karakter ve ahlak sağlamlığıdır.
İsmet İnönü
Din ve ahlak duygularının zayıflaması, zekanın zayıflaması kadar tehlikelidir.
Alexis Carel
Bir milletin ahlakı dişleri gibidir. Çürüdüğü nisbette acısını hisseder.
Bernard Shaw
Güzel ahlak; cömertlik, bağışlayıcılık, sabır ve tahammüldür.
Hasan-ı Basri
Memleketler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çökerler.
Cicero
Allah'ım, senden sabır, afiyet ve güzel ahlak isterim.
Hadis-İ Şerif
İnsanlara verilen şeylerin en hayırlısı güzel ahlaktır.
Hadis-İ Şerif
Siz, mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz, onları güler yüz ve güzel ahlak ile memnun etmeye çalışın.
Hadis-İ Şerif
Sizin en hayırlınız, ahlakı en güzel olandır.
Hadis-İ Şerif
Nasıl gerçek ahlak sahipleri ahlaka fazla aldırmazlarsa, gerçek belagat da iyi konuşmaya aldırmaz.
Moliere
Sanma ki kimseyi kendine hamal,kamçın düşmüşse yere;in yere kendin al.
Hz. Ali
Allah musibeti herkesin gücüne göre verir.
Balzac
Nefsine hakim olamayan, hiçbir şeye hakim olamaz.
Emile Zola
Çocuklarınıza erdemli olmayı öğretin, insanlığı ancak bu mutlu kılar.
Beethoven
Çocuğunuza paradan çok ahlak verin.
Beethoven
İnsanların en cömerti istemeden verendir.
Hz. Hasan
Amelin sırrı sabırdır.
Hz. Ebubekir
Eger bir ülkede Namuslu insanların sesi namususlar kadar çıkarsa bu ülkeye adelet ve huzur gelir.
İsmet inönü
Peki neden bunca guzel sozler soylenir paylasilir ve fakat geregi yapilmaz hatta yapana suclu muamelesi yapilir?
Bi de bunun cevabini verin...
SABIR:
İnsanın alışa geldigi tabiatına uygun hallere muhalif olan olaylar karşısında hiç bir mecburiyet hissetmeksizin mukavemet etmek demektir. sabır genellik ifade eden bir terimdir.Kişisel vakalara göre çeşitli isimler alırlar.şöyleki,mutlaka musibete karşı olursa "iffet" harp ve vuruşma esnasında olursa "şecaat" hiddet ve kinini yenmek yolunda olursa "hilm" zevk veren şeylerin azıyla yetinirse "kanaat" ,kötülüge karşı iyilikle cevap verilirse "kamil iman" isimleri verilir.
sabır iki kısımla yapılır. biri beden ile yapılır.bedensel güçlüklere tahammül bibi.Bu kısım sabır,akıl ve ilahi prensiplere uygun oldugu zaman övülen bir hareket olur.Fakat asıl övünç ikinci kısımda yani tabii isteklere ve akıl dışı arzulara karşı sabırdır.
Büyükler derki sabır,allahtan başkasına şikayetten nefsi tutmaktır.Allaha şikayet ise sabra engel olmaz ancak her şeyi Allahtan bilmeye sabretmemiş olur.
Sabır kul ile Allah arasındaki 70 hicap perdesinin en büyüklerindendir.Zira cenabı mevla sabrı ve sebatı övmüştür.
Hz.İsa a.s " siz umduklarınıza ancak bu yolda güçlüklere sabretmek suretiyle ulaşabilirsiniz demiş.Sabır ve tahammül belalara karşı birinci siperdir.Basiret sahibi insan bu dünyanın mevki, makam, güzellik, akıl, paranın bir emanet oldugunu bilmesidir.
Şurasınıda bilmek lazımki sebepsiz yere ve zaruret olmaksızın her şrye sabır muteber degildir.Sonucu kendi kendine zulme dönüşür.Yarap beni sabredenlerden eyle diye dua etmek lazımdır.Çünkü sabır bela ve musibet üstüne yapılır.
Mevla " sabredenlere mücdele buyurmuş
FİTNE:
İnsanların ve toplumun huzurunu kaçırıp,anlaşmazlıklar,kavgalar,türetmek için sözle ve davranışlarla çirkin teşebbüslerde bulunmaktır.
Allah resülü buyurmuş "Fitne uykudadır uyandırana lanet olsun
fitne insan katletmekten daha kötüdür,bitnenin belli başlı tarifi
Laf getirip götürmek
Gıybet
Dedikodu
İnsanları küçük görmek fitne çıkarmaya hazırlıktır
İnsan bela olarak fitne olarak boş konuştukları yeterde artar.
fatih abi ve mahsuni kardeş ellerinize ve yüreginize sağlık..
• Başkalarını kötülemek için yapılan dedikodudan duyulan zevk, başkalarını düşürdüğümüz ölçüde kendimizi yükselttiğimizi sanmaktır. Descartes
• Başkalarının dedikodusunu yapan bir gün senin de dedikodunu yapar. Frank Sherkani
• Başkalarının sizi giybet etmesinden kederlenmeyiniz. Zira gıybet eden, farkında olmayarak size iyilik etmiş olur. Horasani
• Başkalarının sözlerini sana taşıyan bir kimse, bil ki senin sözlerini de onlara taşıyordur. Hasan-i Basri
• Dedikodu basit ruhlu insanların eğlencesidir. Corneille
• Dedikodu dinleyen dedikodu yapan kadar hatalıdır. James Randall
• Dedikoducu, tüccar gibi aldığı lafı hemen satmak zorundadır. John Jewel
• Dünyada en kolay şey dedikodu yapmak en zor şeyse kendini tanımaktır. John Lubbock
• Gıybet eden ve dinleyen, günahta ortaktırlar. Hadis-i Şerif
• Her dedikodu, orada olmayan biri hakkında yapılıyorsa, inanılmayacak kadar tatlı değil midir? Goethe
• İnsanların dedikodularından uzak kalabilirsek, kendimiz de rahatlamış oluruz. Shakespeare
• Kişiyi iyi tanırsan kimseyi inandıramazsın. Ama kötülersen herkesi inandırırsın. John Draper
• Sevdiğimiz kişilerle konuşurken öyle konuşmalıyız ki, yarın onlarla dost olduğumuzda söylediklerimizden utanmayalım. Sadi
• Kardeşinin dahi hoşlanmadığı bir şeyden başka yerde bahsedilirse bu da dedikodudan sayılır. John Watson
Din ve ahlak duygularının zayıflaması, zekanın zayıflaması kadar tehlikelidir.
bence bu söz super...
İnsanlara verilen şeylerin en hayırlısı güzel ahlaktır. Hadis-i Şerif
MEVEDDET: Sevgi ve dostluk demek.Tarife gerek varmı?
• Kişiyi iyi tanırsan kimseyi inandıramazsın. Ama kötülersen herkesi inandırırsın. John Draper
• Başkalarının sözlerini sana taşıyan bir kimse, bil ki senin sözlerini de onlara taşıyordur. Hasan-i Basri
bu kadar muhtesem iki söz bence cuk yerine oturdu...
fatih abim bu güzel bilgilerinizi bizimle paylastıgınız için ayrıca tesekkür ederim
İhlâs
İhlâs, doğru, samimî, katışıksız, dupduru olmak ve gösterişten uzak bulunmak demektir. İbadette ihlâs deyince, Allah rızası için ibadet etmeyi, düşüncede ihlâs dediğimizde de Allah rızasına uygun şeyler düşünmeyi kastederiz. Genel manada, Allah'ın sevip razı olduğu ölçüler içinde yaşamak manasına gelir. Allah'ın neleri sevip nelerden razı olduğunu Kur'an ve Peygamberimizin sözlerinden anlarız. Bununla beraber, ihlâs Allah'ın insanın kalbine attığı bir sırdır. Evet, ihlâs bir kalp amelidir. Kalpleri ise ancak Allah bilir. Bu açıdan diyebiliriz ki, kimin gerçekten ihlâslı olduğunu ancak O bilir.
Mahsuni kardeşimin yazısına katkı amaçlı ;
İhlas yaradanı görür gibi amel etmek insan sevmektir.selamlar
Riya;iş,söz ve davranışlarda gösterişe yer verme,bir iyiliği veya salih bir ameli Allah'ın rızasını kazanmak niyetiyle değil,insanların beğenisi için yapma.Bu davranışa riya,bu davranışta bulunan kimseyede riyakar veya mürai denir..
Riya,insanlar arasında manevi nufuz, şan ve şöhret, maddi çıkar sağlamak için yapılır.Dünyaya ait bu tür maddi ve manevi çıkarları elde etmek için,dinin insanlar tarafından kutsal değerlere karşı beslenen bağlılık ve hürmet duygularının alet edilmesi, riyanın en kötü şeklidir.Bu tür davranışlar,hilekarlık ve yalancılıktır.İnsan şeref ve haysiyetine hakarettir.
Riyakar kişinin söz ve davranışlarındaki samimiyetsizlikleri, diğer insanlar tarafından kısa zamanda anlaşılır.Bunlara kimse güvenemez.
Riyanın her çeşidi ahlaksızlık olduğu halde,ibadetlerde riyakar olmak çok daha büyük bir ahlaksızlıktır.Rasulullah Efendimiz:
''Muhakkak ki,sizin için en çok korktuğum şey,küçük şirk yani riyadır''(Tirmizi,Hudut-24)buyurmuştur. İbadet Allah için yapılır.Allah'ın rızası dışında bir amaçla;gösteriş olarak ibadet yapmak,Allah rızasını ortadan kaldırır.Gösteriş için ve bir çıkar düşüncesiyle Kuran okumak,namaz kılmak,oruç tutmak,zekat vermek vs. ibadetleri boşa çıkarır.Allah'u Teala:
''Ey iman edenler!Sadakalarınızı,insanlara gösteriş için malını harcayan,Allah'a ve ahiret günününe inanmayan kimse gibi başa kakmakve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın.Çünkü onun bu gösterişinin hali,üzerinde az bir toprak bulunann bir kaya parçasının haline benzer ki,ona şiddetli bir yağmur isabet edince üzerindeki toprağı temizleyip kendisini kati bir taş halinde bırakır.''(Bakara 264)buyurmuştur.Şu halde,Allah'ın emrini ve rızasını düşünerek değil de,dindar görünmek için ibadet etmek,alim ve bilgili desinler diye ilimle uğraşmak,cömert tanınmak için sadaka vermek,riyadan ötürü kötü bir davranışın ötesinde bir anlam ifade etmemektedir.Resulullah Efendimiz;
''Her kim duyulsun diye bir iş işlerse,Allah onun kıymetsizliğini duyurur.Her kim gösteriş olsun diye bir iş yaparsa,Allah da onun gösteriş yapmasını ve değersizliğini ortaya çıkarır.''(Müslim,zühd-38)
''Şüphesiz riya şirktir''(İbni mace,fiten-16)
''Muhakakki riyanın en azıda şirktir''(Taberani)
''Riyakara kıyamette 'Ey facir! Ey hileci! Ey riyakar! Senin amelin boşa gitti.Ecrin yanıp kül oldu.Git,kime amel ediyor idiysen ondan ecrini ve mükafatını al'denir.(Beyhaki)buyurmuştur.
Riya çok değişik şekillerde yapılmakla birlikte,bunlarda ortak olan özellik,dindarlık veya dürüstlük görüntüsü altında,insanlar arasında çıkar sağlamak,şan ve şöhrete ulaşmak arzusudur.Sevmedikleri kişileri seviyormuş gibi görünen,onlara yağ çeken,öven ve böylece menfaat sağlamaya çalışanlarada bol bol rastlanır.
Allah' ve insanlara karşı samimi davranarak riyadan uzak durmak mümkün olduğu kadar ibadetleri gizli yapmak,Allah rızasını insanların övgüsü,isteği,yergisi,korkusu ve çıkar düşüncesine tercih etmek müslümanın prensibidir.
Riya kısım kısımdır.
Birinci kısım:BEDEN YÖNÜNDEN DİNDE RİYA YAPMAK
Bu beden zayıflığını belirtmek ve rengin sarardığını göstermektir ki bu durum,muhataplarına ahiretten çok korktuğunu ve din hususunda çok üzüldüğünü belirtmek içindir.Beden zafiyetiyle az yediğine ve sararmaklada geceleyin uykusuz kaldığına, fazla çalıştığına ve din için pek üzüldüğüne inandırmak ister.Bu sebepler belirdiğinde halk bu adama güzel hasletlerinden dolayı istidlal eder.Riyakarın nefside bu hasletlerinin halk tarafından bilinmesi ile zevk ve rahatlık duyar.
İkinci kısım:GÖRÜNÜŞ VE KİSVE İLE RİYAKARLIK YAPMAK
Bir cemaatin arasında kabul göreceği şekilde giyinmek de riyadır.Kendini o cemaatin içinden biri olduğunu göstermek amacıyla aynı elbiseye peygamber kisvesi olduğunu düşünmeden bilmeden bürünmek riyaya girer.Hatta böyle kimseler dahada aşırıya giderler.Mesela normal kumaştan sade bir cübbe giymek varken onlar parlayan bir kumaştan beyaz rengi tercih ederler.Sarığı normal bir şekilde sarmak varken daha büyük ve geniş sarar ve aşırıya kaçarlar.Bunlarda aynı kategoriye girer.Dünya ehlinin riyası ise güzel elbiseler,kıymetli binekler,genişlikler,mesken,ev aşyası,mobilya,rengarenk libaslar dır.Bu gürüpların her biri,mertebesini giydiği kıyafette görmektedir.O kiyafetten daha düşük bir kıyafet ona ağır gelir.Her ne kadar o kıyafeti giymek mubah isede kötülenmek korkusundan giymez.
Üçüncü kısım:SÖZ İLE YAPILAN RİYA
Din ehlinin riyası vaaz etmek,hatırlatmak,hikmetle konuşmak,hadis ve eserleri,menkıbeleri ezberlemek.Bunları,ilmin çokluğunu isbat etmek için yapar.iyiliği emretmek,kötülükten nehyetmek,münkerlere karşı kzıp reaksiyon göstermek,konuşurken sesini zayıf çıkarmak,Kuran'ı okurken mahzun olduğunu korktuğunu göstermek için ince sesle okumak,hasmını susturmak için mücadele etmek vs. bunlarda din ilmindeki kuvvetini halka göstermek ve gözlere alim,bilgili olarak gözükmek için yapar.Dünya ehlinin sözle riyası,şiirleri ezberlemek,darb-ı meselleri hıfzetmek,ibarelerde belagat ve fesahat göstermek vs.dir.Bunları berlirli amaçlar ile yaparlar..
Dörüdüncü kısım:AMEL iLE YAPILAN RİYA
İnsanların yanında iyi bir müslüman olduğunu göstermek için namaz kılarken uzun süre ayakta durması,sırtını düzeltmesi,uzunca secdede ve rukuda kalması,başını eğmesi,sağa sola bakmayı terketmesi,sükuneti belirtmesi,ayaklarını ve ellerini düzgün tutması gibi fiillerdir.Aceleci bir riyakar acele iel yürür.Din ehlinden birini gördüğü zaman yavaşlar va vakara bürünür.Aceleciliğe nisbet edilmekten korkar.Eğer o kişi gözden kaybolursa yine aceleyle yürümeye başlar.Buna göre misallei genişçe çoğaltabilirsiniz.
Burada bir gurup vardır ki bunu okuduğu ve bildiği zaman yanlız halinin,halkın arasındaki haline benzemesnden korar.Ve yanlız yani halvette kendisini halkın arasında olmak istediği şekle zorlar.Zorlar ki halkın arasında bir amellerinde bir değişiklik yapmaya muhtaç olmasın.Bu kişi böyle yapmakla riyadan kurtulduğunu zanneder.Ancak riyası katmerleşmiştir.Çünkü halvethanesinde de riyakar oldu.Misal halvet ve tenhada,halkın gözleri önünde güzel yürüyebilmek için güzel yürümeye çalışmıtır.Allah'dan koktuğu veya haya ettiği için değil.
Yapılan her ibadeti,ameli,yürümeyi,kalkmayı,yatmayı,kalmayı,ye meyi,çalışmayı,ilim telab etmeyi,giyinmeyi vs. ALLAH için yapmalı.Rızasını taleb etmek için yapmalı.İnsanların sana verecek ne cenneti, ne de seni cezalandıracak cehennemi var.Riya yapan bir insan ahirette amellerine karşılık bir mükafat bulamayacağı gibi azar ve ceza görecektir.Riyakarlık kişisizliği ve haysiyetsizliğide aynı zamanda kabul etmektir.
ALINTIDIR...